13 Kasım 2022 Pazar

Webinardan Sonra

11 Kasım 2022 gün aşağıda linkini verdiğim “Zer ile İşinizin Yarınları / Ambalaj Sektörü” başlıklı yayına katıldım. (1) Yayın öncesi bildirilen konuşma konuları,
Şeklinde idi. Verilen konulara göre hazırlık yaptım ama moderatörün konu dışına çıkılmasına engel olmaması, sponsor güzellemelerine çokça yer verilmesi nedeniyle biraz eksik bir yayın oldu. Bu düşüncelerden hareketle, yayın sırasında tam anlamıyla dile getiremediğim düşüncelerimi ifade etmek amacıyla bu yazıyı hazırlıyorum.

Öncelikle Gündemde Olmayan Ancak Sorulan Konular
Resesyon Etkisi
Yalnızca resesyona bağlamak doğru olmaz. Yüksek enflasyon, insanların harcanabilir gelirinin azalması, açılmalardan sonra e-ticaretin küçülmesi, ihracat pazarlarında benzeri nedenlerle daralmalardan dolayı kahverengi kağıt ve oluklu mukavva sektörlerinde üretim ve satış miktarları düşüyor.
OMÜD verilerine göre oluklu mukavva satışları ilk 9 ayda, geçen yılın aynı dönemine göre %8,5 azalışla 1,92 milyon tona gerilemiştir.
SKSV verilerine göre aynı dönem içerdeki oluklu mukavva kağıt kullanımı (ithalat ve ihracat rakamlarıyla birlikte) %1 artışla 2,17 milyon tona çıkmış ama sektörün üçüncü çeyrek üretim rakamında geçen yılın aynı dönemine göre %4,1’lik küçülme söz konusudur.

Hammadde Sıkıntısı
Pandemi döneminde yaşanan hammadde tedarik sorunları artık yok. Her türlü ambalaj hammaddesi kolaylıkla bulunuyor. Tersine acilen karar verilen yatırımlar devreye girmeye başladı ve kahverengi kağıtta da oluklu mukavvada da bir bolluk dönemindeyiz.

Ambalajlar Arası Geçiş
Ambalaj maliyetlerinde artış olduğunda, tekrar kullanılabilen ambalajlar daha çok tercih edilir. Bu dönemde de oluklu mukavva yerine plastik kasa veya plastik oluklu kutu tercih eden ürün grupları var.
Ambalaj alıcıları tek kullanımlık ambalaj ile tekrar kullanma arasında bir denge kurmaya, toplam ambalaj maliyetini optimize etmeye çalışıyor.


Son Dönemde Öne Çıkan Zorluklar
Enerji
Enerji maliyetlerindeki artış kahverengi kağıt, dolayısıyla oluklu mukavva sektörü için en önemli konudur. Aşağıdaki grafiği AGED’in 24 Ekim 2022 tarihli bülteninden aldım. (2)
Grafiğe göre bu yılın ikinci çeyreğinde Avrupa’da esmer liner maliyeti (= cash cost = hammadde, kimyasal, enerji, işçilik ve elek/keçe gibi işletme malzemesi) 480 USD/ton ve enerji bunun %25’i imiş. Benim bildiğim kadarıyla aynı dönem ülkemizdeki esmer linerin maliyetindeki enerji %30’lar seviyesindeydi. 2021 sonlarında enerji ağırlığı %20’den az iken ekim itibarıyla aynı ürünün maliyetindeki enerji ağırlığı %40’ı aşmıştır.

Düşen Talep
  • Enflasyon hem içerde hem de ihracat pazarlarında bireylerin harcanabilir gelirini aşağı çekiyor. Eskiye göre daha az harcama yapmalarına engel oluyor. Böylece ülkemizin ambalaj ihracatı düşüyor.
  • Öte yandan Avrupa’da başlayan resesyon, en azından sanayi şirketlerinin daha az ambalaj talep etmesine yol açıyor.
  • Pandemiden sonra insanlar eski tüketim alışkanlıklarına geri döndü. E-ticaretin yarattığı harika talep ortadan kalktı.
  • Ve son olarak devreye giren yeni tesisler içerde ve dışarda hem kahverengi kağıt hem de oluklu mukavva bolluğu yarattı. Ekimdeki Avrasya Ambalaj fuarında görüldüğü üzere Kazakistan ve Özbekistan gibi ülkelerden dahi Türkiye’ye kağıt satmaya gelenler oldu.
Gelecek Dönemdeki Tehdit Unsurları
Hurda

  • “Geri Dönüşüm Ekonomisi” dergisinin 20’nci sayısının ön yazısında (3) belirtildiği gibi Avrupa, atık kağıt, metal ve plastiklerin Avrupa dışına çıkmasına engel olmak üzere; bu yılın sonunda “atık nakliye yönetmeliğinde” revizyona gidecektir. Avrupa revizyon marifetiyle atık malzemelerin çıkmaması, çıkıyorsa Avrupa içinde yeni ürüne dönüşmesini arzu etmektedir. Revizyon gerçekleştiğinde (tahminen bir yıl sürecektir) ülkemizin Avrupa’dan atık kağıt ithalatı zorlaşacaktır.
  • 2020’de 1,5 milyon tondan fazla hurda kağıt (üçte biri oluklu hurdası, OCC) ithal eden Türkiye’nin hurda kağıt ithalatı 2021’de %22 azalışla 1,2 milyon tona düşmüştür. Yakın zamanda yaptığım bir hesaba göre ülkemizde üretilen oluklu mukavva kutuların %78’i geri toplanmakta ve kağıt üretimine gitmektedir. %78 oldukça iyi bir orandır ve tamamı toplanmayacağına göre ülkemizin hurda kağıt ithalatı sürecektir.
  • Devreye yeni girecek kağıt fabrikalarının pratikte hurda kağıt sıkıntısı yaratacağı kesindir. En büyük hurda kağıt ihracatçısı ABD’dir ve oradaki kahverengi kağıt yatırımlarından sonra ihraç edilecek yeterli hurda kalacağından şüpheliyim. Tahminen 2024’den itibaren hurda kağıt, kahverengi kağıt üretimini belirleyen esas faktör olacaktır.
Değişen Kurallar
Avrupa’da Yeşil Mutabakat, sınırda karbon vergisi derken yukarıdaki hurda taşıma regülasyonu benzeri başka yeni kurallar da devreye giriyor. (4) numaralı linkteki regülasyondan sürdürebilirlik danışmanımız sayesinde haberim oldu. Giderek Avrupa’ya mal satmak daha zor hale geliyor ve gelecek. Avrupa kendi sanayisini rekabetten korumaya çalışıyor, yeni nesil gümrük duvarlarını yeni kurallar vasıtasıyla örüyor.
Ülke olarak bunları takip etmek ve önlem almak durumundayız, şirketlerin tek tek takip etmesi ve önlem geliştirmesi mümkün değildir.

Gelecekte Bizi Neler Bekliyor?
  • Webinarda da dile getirildiği gibi ambalaj sektörü büyümeye devam edecek. 2021 sonu itibarıyla kişi başına kağıt esaslı ambalaj tüketimi 61 kg (oluklu mukavva, sargılık kağıtlar, karton ambalaj dahil) ve yalnızca oluklu mukavva tüketimi 33 kg/kişidir. Bu rakamların artması, Türkiye’nin kalkınmasıyla/zenginleşmesiyle mümkündür. Mevcut büyüme modeli, ülkemizin kalkınmasına yeterince destek vermiyor.
  • Ürünün toplam maliyeti içindeki ambalaj maliyeti (esnek ambalajı, karton/oluklu kutusu, palet ve şiringi dahil) ürüne göre %0,5 ila %4 arasındadır. (Oranlar, Omüd’ün 2012 yılında IBS Research&Consultancy’e yaptırdığı çalışmadan alınmıştır.) Mevcut trend, hem hijyen hem de büyük ailelerden küçük ailelere dönüş, enflasyon, hayat pahalılığı gibi nedenlerle ambalajlar küçülmeye devam edecektir.
  • Depozito sistemi, tekrar kullanılan ambalaj çözümleri de artacağından bilinçli tüketiciler tekrar kullanılan ambalajları tercih edecektir. Bu türlü sistemler ambalaj tüketimini azaltmaya çalışacaktır.
  • Ambalaj esasen, tüketiciye ürünün teslimatını sağlayan bir unsurdur. Benzin istasyonundaki kutudan teslim alma gibi kombine çözümler arttıkça, olukludan kartona/zarfa/çantaya kaymalar olacaktır.
İşin Sürdürebilirliği
  • Mevcut durumda en büyük ihracat pazarımız Avrupa olduğuna göre, uygulamadaki kurallarımızı oraya uydurmak gerek. Sürdürebilirlik kavramı, biraz moda gibi görülüp-“mış” gibi yapılıyor. Oysa müşteri konuyu ciddiye alıyor ve bütün sitemlerini düzeltiyor. Sürdürebilirlik, kısa dönemde şirketlere maliyet getirse de uzun dönemde var olabilmemiz için sürdürebilirlik konusuna çok önem vermeliyiz.
  • Ambalaj atıklarının ayrıştırmasını hanelerden başlatmak gerek. Evde çöp ile hammadde olabilecek atıkları birbirinden ayırdığımızda ülkemiz kazanacaktır.
  • Kısa dönemde özellikle kahverengi kağıt sektörünün enerji desteğine ihtiyacı vardır.
  • Yeni hazırlanacak regülasyonlarda ilgili tarafların görüş, öneri ve katkılarını almak gerekir. Mevzuatı Ankara’da sınırlı sayıda uzman hazırladığında bazen uygulanamaz hükümler içerebiliyor. Sağ olsun devletimiz sonra geri adım atıp-düzeltiyor ama zaman ve enerji kaybı oluyor.
  • Kayıt dışı çalıştırma, çocuk işçi, sigortasız/eksik ücretle çalıştırma gibi hususlar maalesef bazı şehir ve bölgelerde var. Daha dün haberlerde bir çocuğun iş yerinde öldüğünü duyduk. Bu konulardaki zafiyeti, Almanlar dahi biliyor olmalı ki dördüncü maddedeki kuralları yazmışlar.
  • Ülke bazında planlama gerekiyor. Mevcut 22 kahverengi kağıt fabrikasının 3,6 milyon ton kapasitesi var. 2-3 yıl içinde devreye girecek 10 makinenin kapasitesi de o kadar. Bu kadar kağıdın üretilmesi de satılması da sorun oluşturacak. Keşke bir devlet planlama teşkilatı olsaydı ve fazlalık yatırımları başka alanlara yöneltseydi.

Kaynaklar, Atıf Yapılan Yerler

(1) Zer ile İşinizin Yarınları / Ambalaj Sektörü adlı internet yayınının linki:
Zer ile İşinizin Yarınları | Ambalaj Sektörü - YouTube
(2) AGED Kağıt Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği, www.aged.org.tr
(3) AGED’in yayınladığı bir dergidir.
(4) https://www.roedl.com.tr/tr/tema/yazilar/alman-tedarik-zinciri-yasasi-uyarinca-turk-sirketlerinin-almasi-gereken-onlemler

22 Ekim 2022 Cumartesi

Yatırım Yapma Kararı

12 Ekim 2022 günü başlayan Avrasya Ambalaj Fuarı sırasında, önceden Oluklu Mukavva Ambalaj Sektörüne Giriş kitabımı alan bir meslektaşımız; yatırım yapma/yapmama üzerine bir soru sordu. Kendisine gelir tablosundan yola çıkarak bir şeyler söyledim. Sonra düşündüğümde, eksik ifadelerim olduğuna kanaat getirerek; bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Gelir Tablosuna Göre
Gelir tablosuna bakarak, yatırım kararı verilecekse; VÖK+Amortisman+Kıdem (18+15+11) kadar kullanılabilir fon olduğu görülür. Bu rakam kadar meblağ yatırıma yönlendirilebilir.
Fuar sırasında söylemeyi atladığım husus ise gelir tablosunun kullanım esaslı olmasıdır. O dönem o ay veya yıl, kesilen faturadan başlayarak; ne zaman depoya girdiği belli olmayan malzemelerin kullanıldığı varsayılır yani paranın geliş ve çıkış tarihi/dönemi belli değildir.

Nakit Akışına Göre
Çok kaba anlatımla, nakit akışı şirkete girecek ve çıkacak paraların vadesine göre hazırlanan bir tablodur. Kaynaklardaki ilk linkte (1), nakit akışının önemini anlatan güzel bir yazı bulunuyor.
Genellikle aylık hazırlanır ama istenirse haftalık ve hatta günlükte hazırlanabilir. Bu ay yapılan satışın ödemesi, 2 ay sonra alınacaksa alınacağı aya yazılmalıdır. Benzer şekilde bu ay alınan hammaddenin ödemesi bir ay sonra yapılacaksa, bir ay sonraya yazılmalıdır.
Ülkemizde vadeli çek kullanımı yaygın olduğundan, nakit akış tablosunu yaparken kafa karıştırır. Tahsil edilen çekler, tedarikçilere verilebiliyorsa üzerindeki ödeme tarihine bakmadan nakitmiş gibi yazmak gerekir. Eğer alınan çekler, tedarikçiye verilmiyor ve tarihinde nakde dönüyorsa bu zaman çekin üzerindeki vadeye göre nakit akış tablosuna konulması gerekir.
Basit bir nakit akış tablosu yukarıdaki gibidir. Varsa başka giriş ve çıkış kalemleri mesela banka masrafları, dönem sonu taksit ve faizleri,… tabloya eklenmelidir. Yatırım kararı açısından bakıldığında belli bir dönem sonunda oluşan nakit fazlalığı, yatırıma yönlendirilebilecek para anlamındadır. Bahse konu dönem, aylık veya üç aylık olabilir. Yatırım ödemesi konulduğunda nakit akışı sürdürülebilir durumda ise yatırım yapmak mantıklı olur. Bazen nakit akışı sürdürülebilir olmasa da banka kredisi veya zamanından önce tahsilat bekleniyorsa yatırım yapılabilir.
Çoğu orta ölçekli işletme nakit akışı tablosu yapmaz. Ancak dünya genelinde sıkılaşan finansal koşullar, azalan işler nedeniyle müşterilerin daha az ve geç ödemesi bu tabloyu zorunlu kılmaktadır.

Yabancılara Göre
Şimdiye kadar açıklamaya çalıştığım yöntem, yerli iş insanlarına uymaktadır. Yabancılar ise yatırım yapıp-yapmamaya daha bilimsel hesaplamalarla yaklaşmaktadır. Benim bildiğim en çok kullanılan yaklaşım şöyledir:
ROI (return on investment)
Bu yatırımdan elde edilecek net karın, yatırım maliyetine (makine fiyatı, montaj, işletmeye alma giderleri vb dahil) bölünmesiyle hesap edilir ve yatırımın kaç yılda kendini ödediğine bakılır. (2) Gelecek aylarda/yıllarda yatırımın sağlayacağı faydaların (fire azalması, kar artışı) bugünkü değere indirgenmesi gereklidir.

Yorum
Yazıyı gereksiz yere uzatmamak için yabancıların nasıl hesapladığının detayına girmiyorum. Özetle yabancı, ne kadar para yatırıyorum, kaç zamanda yatırdığım paranın karşılığını alıyorum diye bakar. Sermayesi zayıf yerli şirketler ise daha çok yatırım kredisini ödeyip-ödeyemeyeceği ile ilgilenir.

8 Ekim 2022 Cumartesi

Taş Kâğıt Geri Dönüşüm Sorunları Yaratacak

Çeşitli kaynaklarda (bana göre çoğu reklam amaçlı) yapılan haber ve paylaşımlarda taş kâğıt üretimine girileceği, ormanların kurtulacağı, memleketin taşının kâğıt olacağı, anlatılıyor. Haberlerde bahsedilen Özbekistan’daki tesisi geçen yıl gezmiştim. Bildiğimden farklı bir şey var mı diye Google’a baktım. İncelediğim sitelerin bir kısmı (Google sayfalar dolusu kaynak listeliyor) kaynaklar bölümünde bulunuyor.

Taş Kâğıt Nedir?
Biyo-plastik kâğıt, mineral kâğıt veya zengin mineral kâğıt olarak da adlandırılan taş kâğıt ürünleri, yüksek yoğunluklu polietilen (HDPE) tabakası ile bağlanmış kalsiyum karbonattan üretilen güçlü ve dayanıklı kâğıt benzeri malzemelerdir. Selüloz bazlı kağıtla aynı uygulamaların çoğunda kullanılırlar.


Özellikleri
Taş kâğıdın yoğunluk aralığı 1.0-1.6g/cm3 olup, bu normal kâğıda eşit veya biraz daha yüksektir ve bir şekilde haşlanmış yumurtanın dış zarına benzer bir dokuya sahiptir.
Selüloz liflerinden yapılmadığı için taş kâğıdı, çoğu geleneksel üründen daha pürüzsüz bir yüzeye sahip olabilir ve ek kaplama veya laminasyon ihtiyacını ortadan kaldırır. Kalsiyum karbonat taş ocaklarından çıkarılır veya kireçtaşından çökeltilir. Taş kâğıt üretiminde asit, ağartıcı veya optik parlatıcı kullanılmaz. Yeni taş kâğıda geri dönüştürülebilir, ancak yalnızca özel kentsel tesislerde ayrı olarak geri dönüştürülebilirse (yani mevcut kullanılmış kağıtlardan ayrı toplanmalı ve geri dönüştürülmeli.) Taş kâğıt ürünleri, mürekkep püskürtmeli veya katı mürekkepli yazıcılarla (örneğin ofset, tipo, gravür, fleksografik) uyumludur, ancak çok yüksek sıcaklıktaki lazer yazıcılara iyi yanıt vermez.


Sürdürülebilirlik
Avrupa'da kitap basımı gibi uygulamalar için taş kâğıt ve geleneksel kâğıt arasında karşılaştırmalar yapılmıştır. Taş kâğıt, Avrupa'da kaplamalı ve kaplamasız grafik baskı işlerinin yerini alırsa, mevcut Avrupa tüketimine kıyasla (%100 selüloz esaslı kâğıda göre) CO₂ emisyonlarını %25 ila %62, su tüketimini %89 ila %99,2 ve ağaç kullanımını %100 azaltabilir. Taş kâğıdın geri dönüştürülmüş kâğıda göre çevresel faydaları çok daha az önemlidir.


Yukarıdaki üç paragrafı ilk sıradaki Wikipedia’dan tercüme ettim. Anladığım kadarıyla, taş kâğıt esasen ve yalnızca defter, kitap, dergi gibi işlerde kullanılabilir. Ambalaj olarak yalnızca alışveriş torbası olabileceğinden bahseden kaynaklar var ama üretene rastlamadım.


Bana göre en büyük sorun: Geri dönüştürememe
İkinci paragrafta yazdığı gibi, taş kâğıdın geri dönüştürülmesi için diğer kağıtlardan ayrı toplanması (selüloz esaslı olanlarla karışmaması) gereklidir. Ülkemiz dahil pek çok batı ülkesinde de halen içi plastik kaplı kâğıt bardaklar da tetrapak tabir edilen 2-3 katlı kompozit içecek ambalajları da ayrı şekilde toplanmadığından; taş kâğıt hurda esaslı kâğıt üreticilerinin başına bir bela olmaya adaydır.
Okunmuş dergi/kitap gibi kağıtlar, hijyenik kâğıt üreten, ofsete yönelik karton üreten veya yumurta viyolü üreten fabrikaların tercih ettiği malzemelerdir. Bu fabrikalar, alacakları hammaddenin içinde taş kâğıt olduğunu bilmeyeceklerinden; makine ve ekipmanlarında büyük hasarlar görebilecektir.
Toplama ayırma tesisleri, taş kâğıt getiren kaynaklardan alım yapmayacak; taş kâğıt esaslı malzemeler toplanmayacak ve çöpe gidecektir. Yani çıkan çöp miktarı artarken, istenmeyen malzemenin yanında bir kısım faydalı elyaf da çöpe gidecektir.


Ekonomisine dikkat
Kaynaklarda vermiyorum ama biri Adana’da diğer Karadeniz Bölgesi’ndeki kalkınma ajanslarınca hazırlanmış taş kâğıt yatırım fizibilitelerine rastladım. Gördüğüm raporların içlerinde bir şey yoktu, kulaktan dolma saçmalıklar yazılmıştı. Ayrıca verilen üretim, kapasite, satış rakamları tam anlamıyla uçmuştu. Raporlardan birinde, taş kâğıdın oluklu mukavva kutu ve levha üretiminde de kullanılacağı gibi mesnetsiz ifadeler vardı.
Biz çok zengin bir ülke değiliz. Kaynaklarımızın saçma projelerde israf olmamasına dikkat etmeliyiz. Yatırım projelerini hazırlayan uzmanlardan, teşvik edilecek projelerin seçimine kadar itinalı davranmak gereklidir.


Sonuç
Bana göre taş kâğıt, devlet teşviki/desteği alıp-basına demeç/fotoğraf vermek için güzel bir numaradır. Ülkemize katkısı olacağına inanmıyorum. Dahası selüloz esaslı kağıtların toplanması ve geri dönüşümünü baltalayacaktır.


Kaynaklar
https://en.wikipedia.org/wiki/Stone_paper
https://www.karststonepaper.com/bookmark/stone-paper-101/
https://stone-paper.nl/recycling
https://www.rockpapersz.com/page/recycle-ways-of-stone-paper

Taş Kâğıda Benim Gibi Endişe ile Bakan Yazılar
https://www.popularmechanics.com/science/environment/a29995514/stone-paper-environmental-impact/

27 Ağustos 2022 Cumartesi

EBSO Kağıt ve Kağıt Ürünleri Meslek Komitesi’nde 16 Ağustos 2022 günü yaptığım sunum

16 Ağustos günü EBSO kağıt ve Kağıt Ürünleri Meslek Komitesi’nin “sektörel konuları görüşelim, bilgi alış verişinde bulunalım” başlıklı toplantıda aşağıdaki sunumu yaptım. Orijinal sunuma göre refere ettiğim yazıların başlıklarını kaynaklara ekledim. Ülkemizde hızla değişen regülasyonlar, durumu biraz değiştirmiş olsa da sunumumu paylaşıyorum.

OCC, “old corrugated containers” anlamına gelmekle beraber yukarıdaki tabloda her türlü oluklu mukavva hurdası (oluklu hattı kırpıntısı, sargılık/ambalaj/torba kraftları vb); OCC kapsamında düşünülmüştür.

İşlerdeki azalmayı en hızlı olarak, levha (oluklu mukavva plaka) satın alıp-kutu yapan işletmeler fark eder. Hizmet verdikleri müşterilerin önemli kısmı, mikro işletmeler ve kobiler olduğundan; işler düşerken önce mikro işletmelerin işleri azalır.
Deneyimlerime göre bir-iki hafta içinde büyük oluklu mukavva alıcıları siparişlerini azaltır. Kahverengi kağıt fabrikasının işlerin düşmeye başladığını görmesi altı hafta sonrasına denk gelir.

Yukarıdaki tabloyu, önceden yayınladığım yazımdan (linki burada) ayrı olarak hesapladım. Yatırımda olan şirketlerin, bir şekilde yatırımlarını geciktireceğini tahmin ediyorum.

Ayrıca toplantı sırasında yeni kurulacak kahverengi kağıt fabrikalarına hurda yetecek mi gibi bir soru gelmişti. Bunu da hesaplamaya çalışarak aşağıdaki tabloyu hazırladım:

Yukarıdaki hesabımın, milimetrik doğru olduğunu iddia edemem ama içerde şu anda toplanmayan (çöpe giden, yakılan vb) oluklu mukavva miktarının 674 bin ton olduğunu tahmin ediyorum. Bu demektir ki 2024’den itibaren, ülkemizin oluklu mukavva hurdası ithalatı artacaktır.


Sunumda ifade edilen konular, biraz moral bozucu. Sunumdan sonra bunu dile getirenler de oldu. Ancak benim oturduğum masadan işler böyle görünüyor.

Pandemi çalışanları iki şekilde etkiledi: İlki, “ölümlü dünya, bu kadar az paraya çalışmam ve minimalist yaşarım” diyenler ortaya çıktı. İkincisinde de ise “yapabileceğim çok sayıda açık iş var, en yüksek imkânı veren yerde çalışırım ve şöyle imkanlar da isterim” diyenler var. Her iki durumda da şirketler için doğru insanları bulmak ve elde tutmak zorlaştı. Önümüzdeki yıllarda iyi çalışanları bulmak, elde tutmak ve onları iş yerinde mutlu&verimli tutmak en önemli mesele olacak.

Refere edilen www.risiinfo.com da yayınlanan yazılar:
1-Paper demand continues to grow in Germany in H1 2022. 28 Temmuz 2022.
2-French P&B production rises in H1 2022 despite unprecedented input costs. 28 Temmuz 2022.
3-China’s top board producers taking massive downtime on persistent soft demand. 28 Temmuz 2022.
4-FINANCIAL ANALYSTS: Containerboard - The latest goings on [KeyBanc] 18 Temmuz 2022.

7 Ağustos 2022 Pazar

Nüfus, Milli Gelir ve Oluklu Mukavva

Oluklu mukavva tüketiminin artması, genellikle nüfus çokluğu ile ilişkilendirilir. Şu an için azsa bile zamanla yüksek nüfusun daha çok oluklu mukavva tüketeceği varsayılır. Katıldığım bir fuarda ülkesine yatırım yapmamızı isteyen bir Afrikalı nüfuslarının iki yüz milyona yakın olmasıyla övünmüştü.

Diğer taraftan, sık sık ülkemizdeki kişi başına oluklu tüketiminin Avrupa’ya göre düşük olduğu, daha oluklu mukavvaya girecek çok ürün olduğu vurgulanır. Medyada ambalajla ilgili bir dosya çalışması olsa bizim ne zaman Avrupa’yı yakalayacağımız önemli sorulardan biridir.

Tahminimce oluklu mukavva tüketiminin artmasına destek olan önemli unsur ise milli gelirdir. Bu yazıda milli gelir, nüfus ve oluklu mukavva tüketimini Türkiye-Almanya kıyaslamasıyla anlamaya çalışacağım.
Yukarıdaki tabloyu, kaynaklar bölümündeki dokümanlardan oluşturdum. Ülkemizin oluklu mukavva tüketimini Omüd’den değil Fefco’dan aldım. Anladığım kadarıyla Fefco, Omüd’den giden verilerde bazı düzeltmeler yaparak yayınlıyor. Bu nedenle oluklu mukavva tüketim rakamları alışıldığı gibi ton değil, milyon m2 cinsindendir.

1995’de Almanya bizden 5.112 milyon m2 daha fazla oluklu mukavva tüketiyormuş, 2020’de bu fark 6.197 milyon m2’ye ulaşmış. Yani Almanya’da oluklu mukavva tüketim hızı, nispeten Türkiye’den yüksek olmuş. Aradaki fark kapanmamış, tersine açılmış.

Milli gelirde ise fark daha büyük olmuş. Almanya 1995’de 2.418,5 milyar USD fazlayken; 2020’de fazlalığını 3.123,2 milyar USD’ye çıkarmış.
En ilginç bulgu ise nüfus sayısında görülüyor. 1995’de ülkemizin nüfusu, Almanya’dan 23,19 milyon kişi azmış, 2020’de nüfusumuz onları 1,1 milyon kişi geçmiş. İncelenen üç kriterden Almanya’yı geçebildiğimiz tek konu nüfus sayısında olmuş.

Konuya bir de grafiklerle bakalım:
Grafiğin sol ekseni milyar m2 cinsinden oluklu mukavva tüketimini, sağ eksen ise milyar USD cinsinden yıllık GSYİH (gayri safi yurt içi hasıla) rakamlarını gösteriyor. Ülkemizin oluklu mukavva tüketimi (turuncu), GSYİH’den (sarı) daha kararlı (yani dik) bir duruş sergilemiş. Almanya’nın ki de benzeri bir görünüm vermiş. (Gri renkli Almanya oluklu mukavva tüketimi eğrisi sanki 16.000 milyar m2’den fazlaymış görünmektedir. Tablodaki gibi 11.270 milyar m2’dir. Sanırım oldukça farklı bilgileri tek grafikte topladığımdan excel böyle yapmıştır. Ayrıca benim grafik bilgim yetersiz de gelmiş olabilir.)
Ülkemizin nüfusu (sarı) en hızla artan eğri olmuş. Buna karşılık Almanya’nın nüfusu neredeyse stabil kalmış ama oluklu mukavva tüketimi kararlı olarak artmaya devam etmiş.

Çıkardığım Sonuçlar
  • Nüfusun, oluklu mukavva tüketimine katkısı oldukça sınırlıdır.
  • Oluklu mukavva talebinin artması için insanların daha zengin olması gerekir. Ülkenin GSYİH’sı düşse bile ambalaj düşmüyor. İhracat ve zenginleşen bireylerin tüketim alışkanlıkları oluklu mukavvayı destekliyor.
  • Ülkemizin kişi başına oluklu mukavva kullanımının, Almanya’yı yakalaması pek mümkün görünmüyor.


Kaynaklar:
  • https://www.fefco.org/about-fefco/industry-statistics
  • https://en.wikipedia.org/wiki/Economy_of_Germany
  • https://www.google.com/search?q=t%C3%BCrkiye%27nin+n%C3%BCfusu&rlz=1C1OKWM_trTR921TR921&oq=t%C3%BCrkiyenin+n&aqs=chrome.1.69i57j0i10i512l9.7846j0j15&sourceid=chrome&ie=UTF-8&safe=active
  • https://www.google.com/search?q=t%C3%BCrkiye%27nin+gayri+safi+milli+has%C4%B1las%C4%B1&safe=active&rlz=1C1OKWM_trTR921TR921&ei=uQHMYvKEFpSoxc8P45i66Ao&oq=t%C3%BCrkiye%27nin+gayri&gs_lcp=Cgdnd3Mtd2l6EAEYATIFCAAQgAQyBQgAEIAEMgUIABCABDIFCAAQgAQyBQgAEIAEMgUIABCABDIFCAAQgAQyBQgAEIAEMgUIABCABDIFCAAQgAQ6BwgAEEcQsAM6CggAEOQCELADGAE6CAgAEIAEELEDOgsIABCABBCxAxCDAToFCC4QgARKBAhBGABKBAhGGAFQ7QxY7z9gjl9oAXABeACAAeoCiAHhEJIBBzAuOC4yLjGYAQCgAQHIAQ3AAQHaAQYIARABGAk&sclient=gws-wiz

16 Temmuz 2022 Cumartesi

Bir Yatırım Hikayesi

Sanırım 1997 yılıydı. Çopikas’ta çalışıyordum ve şirket olarak finansman sıkıntısı çekiyorduk. Ortaklardan bir bölümü, sermaye arttırmak yerine şirketi satıp-sektörden çıkmak istiyordu. 1995 gibi Kav Ambalaj, o yıllara göre astronomik fiyatla (50 milyon USD) Union Camp’e satılmıştı. Bu satışı gerçekleştiren (belki en önemli kişi olan) şirketin genel müdürü Cem Önen’e emekli olur-olmaz Çopikas’ta danışman olarak görev verilmişti.

Ortakların hayali o kadar yüksek fiyatla olmasa bile şirketi satmaktı. Yerli ve yabancı bir dizi alıcı adayı gelip-gitti. Bunlardan fiziksel olarak en yakını, komşu şehir Yozgat’ta kurulu Yimpaş idi. Yimpaş, esasen yeni bir fabrika kurmak istiyordu ve buna göre organize olmuştu. Geldiler, gezdiler, danışmanları vasıtasıyla değerleme yaptılar. Tam bir anlaşma sağlanacak gibiyken, danışmanları başa baş analizi istedi. “Yığın halinde, az çeşitlilikte üretim yapmıyoruz, kaldı ki sipariş üzerine çalışıyoruz. Başa baş analizi yapsak da doğru fikir vermez” dememe rağmen yönetim kurulunun isteği üzerine bir çalışma yaptım. Rakamları tam hatırlamıyorum ama üç bin iki yüz ton gibi oluklu mukavva ambalaj satışıyla şirket başa baş noktasına ulaşıyordu.

Yimpaş’ın danışmanı bu rakamı çok yüksek buldu ve iletişim koptu. Bence danışman doğru kişi değildi ve yeni makineler alınmasını arzu ediyordu.
Daha sonra Yimpaş, oldukça modern bir fabrika kurdu. O yıllar için süper sayılabilecek oluklu hattı, yalnızca açılış gününde birkaç saat üretim yapabildi. Şirket, yeterince organize olmadığından; o sırada fabrika müdürü olan bir arkadaşımın bilgilerine göre stok levhalar üretti. Bir kısım levha kutu haline de gelmiş olabilir.

Fabrika gerçekten çok az çalışıp-kapandı. Makineleri ikinci elden satıldı. Kaderin bir cilvesi, fabrikayı tasfiye ederlerken; stoklarındaki bobinlerin bir kısmını da Çopikas’a ben satın aldım.

Günümüze gelirsek
Bu günlerde sektörümüzde, iki yıllık dönemde sekizden fazla yeni oluklu fabrikasının kurulacağı konuşuluyor. Yatırım kararı alanlar, umarım makul-mantıklı planlama ve analizlerle bu kararlarını vermişlerdir. Yukarıdaki hikâyeden hareketle, yeni oluklu yatırımcılarına görüşlerimi paylaşmak isterim:

Yer seçimi
Çopikas’ın yeri hatalı seçilmişti. Üretilen malın, %80-85’i Bolu, Gebze, Eskişehir, Çerkezköy ve Bursa’ya gönderilirken; fabrika Çorum’daydı. Yimpaş’ın kurulduğu yer ise bir tık daha hatalı ve Çorum’a göre pazara daha uzak sayılırdı. O yıllarda şimdiki gibi geniş yollar, otobanlar yoktu.

Pazar analizi
Ellerinde bir Pazar analizi veya projeksiyon yoktu. Oluklu mukavva ambalajı, süpermarket gibi olacağını düşünüyorlardı. Grubun süpermarketlerine müşteriler akın ediyordu. Halbuki oluklu mukavvada müşteri size gelmiyor, sizin gidip sizden ambalaj alması için müşteriyi ikna etmeniz gerekiyor.

Danışman seçimi
Bir sektördeki danışman diğer sektörü bilmediği için işe yaramaz. Yimpaş’ın danışmanı da mutlaka başka sektörlerde çok iyi işler yapmıştı ama oluklu mukavva sektörü için doğru kişi değildi.

Makine seçimi
Tesise kurulacak makinelerin seçimi, Pazar/müşteri analizine bağlıdır. Satılacak ambalajların cinsleri, özellikleri, müşterinin beklentilerine göre belki de en modern makineler gerekmiyordur. Yeterli analiz yapılmadan makine alımına çıkarsanız, birkaç sene önce açılan fabrikada olduğu gibi; makine satıcıları aynı özellikteki makinelerden size iki-üç tane satarlar. İyi makineler almış olursunuz ama üretebileceğiniz ürün çeşitliliği azdır.

Vizyon
Yatırımcının vizyonu, oluklu şirketinin hızla para kazanmaya başlamasını sağlamalıdır. Yeni yatırımcılardan bir kısmı “üreteceğim kahverengi kağıdı satmakta zorlanacağım” diyerek ambalaja giriyormuş. Kahverengi kağıt, oluklu mukavvaya kıyasla daha ana sektördür. Ana sektördeki başarısızlığı (zira satılmayacağını düşünüyor) yavru sektör düzeltmez. Ayrıca kağıt satılmayacak kadar bollaşmışsa, oluklu mukavva fiyatları iyice dibe vurmuştur.
Yukarıdaki hikâyede ise Yimpaş kendi ürettiği ürünlerin (meşrubat, süt ürünleri vs) ambalajlarını yapmak istiyordu. Esasen bu fabrikaların ambalaj tüketimi çok azdı.

Organizasyon
Tepe yönetici (GM, CEO) ile satış yöneticisi en önemli üst yöneticilerdir. Bu kişiler vizyona uygun olarak en baştan seçilmelidir.
Şirketin organizasyonun, işleyişinin, stratejilerinin oluşturulması çok zaman alacaktır. Rakipten X’i ayartıp-almakla kısmi başarı sağlanır. Portföyünde A, B, C, gibi müşterileri olan satış müdürünü aldığınızda müşterilerin size gelmesi garanti değildir. Müşteri yeni kurulan bir fabrikaya kolayca meyletmez.

Sonuç
Pandemi dönemi, kağıt ve ambalaj tüketimini arttırdı. Şimdi dünyada enflasyonun arttığı, insanların harcanabilir gelirlerinin azaldığı yeni bir dönem var. Pandeminin getirdiği şartlar ortadan kalktığına göre kararları bir kez daha gözden geçirmek gerek.

19 Haziran 2022 Pazar

Oluklu Mukavva Kağıdında Yatırım Patlaması

Pandemi hem oluklu mukavva hem de kahverengi kâğıt sektörüne iyi geldi. 2020 ve 2021 yılları çok iyi geçti. 2022 ilk çeyrekten itibaren rüzgarlar ters esmeye başladı. Pandemi döneminin yarattığı taleple, çok sayıda kâğıt yatırımına karar verildi ve başlandı. Aşağıdaki tabloyu Aged’den (1) aldım.

Sektörde ise tabloda yer almayan bir kısmı başlamış olan Parteks, İlke, Gürsa ve Barem ’in de yatırımlarından bahsediliyor. Ben dahil bazı kişiler, yatırımların çok fazla olduğunu ve tabir yerinde ise kâğıtta fazlalık dönemine girmek üzere olduğumuzu düşünüyor. Yatırım yapanlardan bazıları ile konuştuğumda, kimsenin elinde hurda-kâğıt-oluklu dengesine ilişkin projeksiyon olmadığını anlıyorum. Bunun üzerine mevcut durumu tespit etmek için OMÜD ve SKSV’nin yıllık raporlarını inceledim.

SKSV’nin 2021 yılı raporundan (2) derlediğim alttaki tablonun yeşil dolgulu hücrelerini ben hesapladım ve/ya tahmin ettim. Bu yılın ilk çeyreğinde çıkardığı raporda, ülkemizde bu sene 3,3 milyon oluklu mukavva kâğıdı üretileceğini ama bunun 2024’te 3,8 milyon tona çıkacağını tahmin etmiş. Ben, SKSV tahminlerini esas alarak; ithalatın daha da azalacağını ama ihracatın artacağı varsayımı ile bu yıl içerde tüketilebilecek kâğıt miktarını 3,4 milyon ton ve 2024’te ise 3,93 milyon ton olabileceğini hesapladım.

Kâğıt tamam da, bu miktarı oluklu fabrikaları tüketebilecek mi acaba?

Omüd’ün 2020 faaliyet raporunu (3) alıp, 2021 gerçekleşen yıllık miktarı yukarıdaki gibi düzelttim. 2021, oluklu sektörü açısından beklenenden çok daha fazla büyümeyle tamamlandı. Tabloda bu nedenle, 2021-2022 büyümesi çok azmış gibi görünüyor. 2021’de 2,88 milyon ton oluklu mukavva satılmış, %10 fire ile bunun kâğıt gereksinimi 3,17 milyon ton oluyor. İkinci tabloya göre (SKSV) 2021’de içerde 3,38 milyon ton kahverengi kâğıt kullanıldığından; 3,38-3,17 m=217 bin ton kahverengi kağıt oluklu dışı (masura, torba, miğfer boru, köşebent, tek yüzlü,) kullanmış oluyor.

İki derneğin öngörüleri tutarsa, hiç sorun yok gibi görünüyor.  Sorun şu ki tahminlerde revizyon ihtiyacı var. Oluklu mukavva sektörü 2022 ilk çeyrekte %8,25 küçüldü. İkinci çeyrek ise pek iyi gitmiyor. Korkarım bu dönem de küçülmeyle bitecek. Omüd’ün verilerinde bu yıla %5 küçülme ve 2023 ile 2024’e %6,7 (=son 4 yılın ortalama büyümesi) büyüme girdiğimde tablo şu hale geliyor:

2024’ten itibaren oluklu mukavva kâğıdı fazlalığı görülüyor. Peki bu fazlalık doğru mu? Maalesef değil. 2024’te devreye girecek 8 makinenin, yapabileceği üretim miktarı (kapasite değil, konuştuğum uzmanın tahmini) 3 milyon tondur. Bunlardan ikisi yaklaşık 1 milyon ton 2024’ün ikinci yarısı devreye girebilir. Buradan hareketle, SKSV’nin 3,833 milyon tonluk üretim rakamı (benim hesabıma göre) 5 milyon tonu bulacaktır. 2025’te önceki yılın ikinci yarısı devreye giren makineyle oluklu mukavva kâğıdı üretimi 6 milyon tona ulaşacaktır. (İlke, Gürsa ve Barem yatırımları hesaba dahil değildir.)

Kahverengi kâğıt sektörünün (oluklu dışı sektörlerin yılda 0,5 milyon ton kahverengi kâğıt kullanacağını varsayarak) 2024’te 1 milyon ton ve 2025’te 1,8 milyon kadar fazlalığı oluşacaktır. 

Bunu ihracatla kapatmak mümkün mü?
Şimdilerde 200 bin ton/yıl kadar olan bobin ihracatını, anormal derecede arttırmak pek kolay olmasa gerek. Ayrıca hurda kâğıt konusunda dışa bağımlıyız. Kahverengi kâğıt üreticilerinin tarihsel olarak en kötü dönemi 2024’ten itibaren başlayacaktır. Bir taraftan hurda bulmak diğer taraftan de ürettikleri malı satmak gibi esaslı mücadele alanları olacak.

Referans verilen dokümanlar:
1-Aged, “Türkiye geri dönüşüm sanayi” başlıklı, 1/6/2022 tarihli yayını. www.aged.org.tr
2-SKSV, “Yıllık rapor 2021” www.sksv.org
3-Omüd, “Oluklu mukavva 2020, sektörel faaliyet raporu” www.omud.org.tr

1 Mayıs 2022 Pazar

ECT ve BCT Standardı var mı?

Aralıklarla, bu bloğu takip edenlerden veya genellikle oluklu mukavva alıcılarından; “ECT ve BCT nasıl tutar, kaç gram kâğıt kullanmak lazım, standardı var mıdır?” şeklinde sorular geliyor. Mümkün olduğunca hepsine cevap vermeye çalışıyorum. Kayıtlarıma baktım, üç ayrı kişi “standart var mı” sorusunu sormuş. Bu yazıda, konuya ilişkin görüşlerimi tekrar ifade etmeye çalışacağım.
Kısa cevap ECT veya BCT standardı yoktur. Elbette testlerin nasıl yapılacağına ilişkin standartlar mevcuttur. Sorulan, hangi değerin normal hangisinin düşük olduğuna ilişkin standart yoktur.

Soruların arkasında birkaç husus olduğunu düşünüyorum.
1) A üreticisinden şu gramajlı kağıtlarla üretilmiş kutudan ölçülen BCT değeri X iken diğerinden aynı gramajlarla daha düşük veya yüksek sonuç çıkması.
2) Şu gramajlı kağıtlarla ölçülen BCT’den fazlası veya azının kâğıt gramajıyla oynayarak yakalanabileceğinin düşünülmesi.
3) Yeterli seviyede bilgisi olmayan kişilerin (çoğunlukla satıcılar) müşteriye alenen yalan söylemesi. Bana yazan kişilerden biri, A şirketi temsilcisinin düşük gramajlı kağıtların daha yüksek BCT sağladığını sormuştu.

ECT’yi etkileyen faktörler
Kâğıt
Kâğıt üretim teknolojisi, üretimde kullanılan kimyasallar çok gelişti. Gramaj kendi başına belirleyici değildir. Yüksek mukavemetli ve düşük gramajlı bir ondüle kâğıdı ile yüksek gramajlı bir başka kâğıda göre daha yüksek ECT sağlanabilir. Genellikle SCT değeri yüksek olan kağıtlar daha iyi netice verir. (SCT hakkında daha detaylı bilgi, yazının altındaki linkte mevcuttur. Linkteki PDF dosya daha fazla bilgi vermektedir.)
Oluklu hattı
Ondüle makinesinin durumu, ondüle valsinin özellikleri (adım, take up, vs.), hattın yeniliği/bakım durumu ve menşei, üretim sırasında ECT’nin düşük çıkmasına neden olabilir. Bütün valsler (örneğin C dalga) aynı teknik özellikte değildir.
Aynı fabrika içinde, yan yana çalışan iki oluklu hattında; aynı kağıtlarla üretilen oluklu mukavvalarda farklı ECT ölçülmesi gayet normaldir.
Operatör
Makinede her şey iyi olsa da operatörün dahil olduğu işler ECT’yi düşürebilir: Yapıştırıcının jel pointi, hazırlama formülü, kâğıda ne kadar yapıştırıcı sürüldüğü, ondülenin basınç/frenleme nedeniyle ezilmesi mukavemeti olumsuz etkiler.

Mc Kee Formülü
5,876 bir sabit olmak üzere, ECT (kN/m veya kg/cm), U kutunun çevresi (2*en+2.boy, mm) ve d kutunun kalınlığı (mm)’dır.

BCT’yi etkileyen faktörler
Yukarıdaki formülden yola çıkarak, BCT’yi etkileyen en önemli faktör ECT değeridir. Kutunun ECT’si ne kadar yüksek ise ölçülecek BCT o derece yüksektir.
Formülün devamına göre, ECT aynı olmak üzere kutunun çevresi arttıkça BCT’si yükselir.
Levha
Oluklu mukavva levhada ölçülen ECT doğruyken, beklenen BCT düşük çıktığında levha kalitesine bakmak gerekir. Levhanın kambur olması, ondüle tepelerinin bir bölümünde yeterli yapıştırıcı olmaması, çeşitli nedenlerle ondülelerin bazılarının daha az yükseklikte olması, gibi hususlar BCT’yi düşürebilir.
Kutu makinesi
Oluklu hattından çıkan levhanın ECT’si yüksek olduğu halde kutu makinesi, levhanın üzerine baskı yaptığı için ECT bir miktar düşer. Besleme ünitesinden itibaren, baskı valsleri, iz üniteleri, katlama konveyörü, oluklu mukavvayı ezer ve mukavemeti düşürür. Zemin baskılı kutularda levhanın ezilmesine engel olmak zordur.
Dışsal faktörler
Kutu olmayı bekleyen levhaların, ortamdaki nemi alması gibi durumlar hem ECT’yi hem de BCT’yi düşürür.

Rule 41
Kâğıt gramajlarıyla ECT bağlantısını gösteren bir standart yoktur. TSE ve Avrupa normları, oluklu mukavva tip numarası belirleyip-bu tipin test değerleri şunlar olmalı demekle birlikte; o tipin kâğıt gramajlarını vermezler. Amerika’da ise durum biraz farklıdır.
Amerika’da iki ulusal nakliye kuruluşu Rule 41 ve Item 222’yi oluklu mukavva ambalajlar için hazırlamıştır. Rule 41’i National Railroad Freight Committee (Demiryolu Taşımacılık Komitesi), UFC (Uniform Freight Classification) adıyla hazırlamıştır. Item 222’yi ise National Motor Freight Traffic Association (Motorlu Yük Taşıyıcıları Biriliği) National Motor Freight Classification (NMFC, Karada Taşınan Yüklerin Sınıflandırması) başlığıyla çıkarmıştır. Adı geçen iki kural, taşınacak oluklu mukavva ambalajlı yükün ağırlığına ve ebatlarına göre, sahip olması gereken mukavemet özelliklerini belirlemektedir.
Başlangıçta, esas kriter patlama mukavemeti iken, 1990’da patlamaya alternatif olarak kenar ezilme değeri de eklenmiştir.

Özetle
BCT, müşteriye ve kutuya özeldir. Müşteri kutunun kullanım şartlarına göre BCT’yi belirler.
ECT, BCT’yi tutturmak için en önemli kriterdir. Kâğıt, kalınlık seçiminden; oluklu ve kutu makinesi üretim şartlarına kadar bir dizi faktör ECT’yi etkiler.

17 Nisan 2022 Pazar

İş Modeli Üzerine

Wikipedia’ya göre iş modeli, bir kuruluşun nasıl değer yarattığını ve sunduğunu açıklıyor. (1)  Bu kavrama ilk kez kafa yormam C48 kutuları (yaprak tütünlerin tasnif edilip- sigara fabrikasına gönderildiği aşamada kullanılan oldukça mukavim kutu modelidir) yüzünden oldu. Çorum’da çalışırken, C48 üretmeyi planladığımızda İzmir çevresindeki yaprak tütün işleme tesislerinin kutuyu takriben 16 birime (o zaman için DM veya U$) satın aldıklarını öğrendik.
O yıllarda tamamen ithal kağıtlarla üretilebilecek kutunun hem mukavemetini hem de birim ağırlığı çok önemliydi ve kutular çoğunlukla İtalya’daki bir üreticiden geliyordu. Neyse, kağıtları ithal ettik ve denemelere başladık ve İtalyan üretici fiyatı 11 birime düşürdü. Telaffuz edilen fiyat, hammadde maliyetinin biraz üzerindeydi ve oyundan düştük.

Rakibin fiyatı nasıl kırabileceği üzerine kafa yorarken, Çopikas satılmadan önce büyük makine arayışımız sırasında Almanya’da gördüğüm bir fabrikayı hatırladım. Binası hem dar hem de üçgen gibi kötü şekilli bu fabrikada dar ebatlı ve triplex çalışan 160 cm kadar genişliğinde bir oluklu hattı, bir tane 2 renkli Martin 1648 (160*480 cm) kutu makinesi ile 2 tane dikiş makinesi vardı. O yıllarda (1997 gibi) ilgim kutu makinesi üzerinde olduğundan ne üretiliyor, nasıl üretiliyor dikkat etmemiştim.

Almanya’daki şekilsiz fabrika bana rakibin şöyle yapmış olabileceğini düşündürdü: Dar ebat bir oluklu ile bir kutu makinesi, yüksek gramajlı ve dar ebatlı bobinleri muhtemelen grup içindeki kâğıt fabrikasından ucuza alma ve az sayıdaki çalışan ile az çeşitli kutu üretiyor olmalılar. C48 gibi standart ürünleri boş zamanlarında üretip stoka koyduklarından, fiyatı rahatlıkla kırabiliyorlar. Buna karşılık biz ise 2,5 m genişliğinde bobin alıp, mevcut çok çeşitli işlerimizin ancak %1-2’si olabilecek C48’de hiç rekabetçi olamadık.

Arya Kağıt
Mart ayının son günlerinde Denizli’de kurulu Arya Kâğıt’ı ziyaret ettim. Şirket sahibi Kasım Yavaşal’ı Dentaş günlerimden beri tanırım. Birkaç hafta önce bana bir kâğıt makinesi yaptığından bahsettiğinde, inanamadım. Makinenin video ve fotoğraflarını görünce merakım arttı ve gidip-ziyaret ettim. (2) numaralı kaynaktan Arya Kağıt tanıtım filmini izlemenizi tavsiye ediyorum.
Kasım Bey tam anlamıyla baby boomer örneği sergilemiş. Kâğıt üretimi konusunda deneyimli birine bir makine çizimi yaptırmış, sonra makine parçalarını çeşitli kâğıt fabrikalarının çıkmalarından toplamış ve ortaya aylık kapasitesi 300 ton olan gri karton makinesi çıkmış. Hattın kurutma valslerini Uşak’taki tekstil fabrikalarından satın almış. Toplama bir kâğıt makinesi olmuş ama oldukça ucuza mal olmuş. Kendisine, “makineyi yaparken keşke yanına genç mühendis adaylarından stajyer alsaydın, gençlere çok faydası olurdu” dedim.
Üretilen gri karton, (resimde yok ama) ondüle mukavva (tek yüzlü), rolik (kumaş sarmak için) ve kâğıt köşebent halinde satılıyor.
Arya Kağıt’ın iş modelini, amaca uygun ve en az maliyetle kurulan gri karton makinesinin avantajı, çıkan bütün gri kartonu başka ürünlere dönüştürerek katma değer yaratma şeklinde özetlenebilir.

Benim anladığım
  • İş modeli yani nasıl para kazanılacağı kurgusu, çok önemli. Girişimci ve/ya yönetici, sektöre, yapılan işe ne kadar vakıfsa iyi kurgu yapabilir. Model yoksa, kurgu düşünülmemişse; para kazanmak teknolojiye yatırımdan geçiyor. 300 tonluk kâğıt makinesiyle, kurgu nedeniyle sürdürebilir iş sonuçları elde etmek mümkün oluyor. Diğer taraftan rekabetçi kahverengi kâğıt (oluklu mukavva üretiminde kullanılacak kâğıt) üretmek için 400 bin ton yetmiyor ve 600-700 bin tonların üzerinde kapasite yatırımı gerekiyor.
  • Diğer bir husus kapasite denkliği yani çıkan yarı mamulün hangi ürünlere ve nasıl dönüştürüleceği de önemli. Almanya’da gördüğüm üçgen biçimli binası olan fabrikada, dar ebat olukludan çıkan malı ile bir kutu makinesi eritebiliyor ama iki dikiş makinesi gerekiyordu. İlk makine büyük seçilince, çıkan yarı mamulü ürüne çevirecek kapasite de büyük olmak zorundadır. Ancak büyük kapasiteli fabrikalar, her zaman küçükler kadar kârlı (TL cinsinden değil, cironun yüzdesi cinsinden) olmayabilir.
  • İş modeline en iyi örneklerden biri, ülkemizdeki dar ebat oluklu yatırımlarının fazla olmasıdır. Pandemi döneminde kâğıt dengeleri değişti ama öncesinde, kurlar fazla oynaklık göstermediği dönemlerde yurt dışındaki dar ebat (kombine artığı) bobin stoklarını alıp-kutu üretmek oldukça revaçta idi. Yeni kâğıt kapasiteleri devreye girdiğinde ve Pandemi koşulları düzeldiğinde benzeri ortam tekrar oluşacak.
Kaynaklar
(1) https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0%C5%9F_modeli

6 Mart 2022 Pazar

Plastik ile Oluklu Mukavva/Kâğıt Kombine Ambalajlar

Kaynaklardaki ilk yazıyı, yayınlandığı günlerde okumuş ama pandeminin telaşı ile anlamını algılamamıştım. DS Smith ile Multivac, normale göre %85 daha az plastik kullanımı sağlayan yukarıdaki resimde görülen Eco Bowl adını verdikleri bir ambalaj geliştirmişler. Azalan plastiğin yerini oluklu mukavva almış.

Eco Bowl’un içindeki gıda maddesi tüketilince, gıdanın konulduğu hazneyi kaplayan ve ambalajı kapatan plastik kısım ile oluklu mukavva tava kısmı ayrı ayrı geri dönüşüme gönderilebiliyor.

Multivac ambalaj hattını, oluklu mukavva tavanın içine film yerleştirme, filme şekil verme, gıda maddesinin dolumu gibi işleri teknolojisi ile çözmüş. Buna karşılık, DS Smith uygun kalitede oluklu mukavva tavayı tasarlamış.

Eco Bowl’u daha iyi anlamak için (2)’deki videoyu, Multivac’ın yaptığı işleri anlamak için ise (3)’deki videoyu izlemekte yarar var.

Daha sonra, en yeni ambalaj teknolojilerini araştırdığım bir sırada (4)’deki GEA’ya rastladım. Benzeri bir çözümü sunan GEA, %80 plastik azalttığını ve oluklu mukavva tava kullandığını ifade etmiş.


Bu Çözümlerin Bana Düşündürdükleri

Plastik miktarını azaltıp, yerine oluklu mukavvayı koyarak ambalaj geliştirilmesi elbette çok güzel fikir. Başka sektörlerde de böyle çözümler ortaya çıkacaktır.

DS Smith’in tasarladığı tava oldukça zor bir dizayndır. Küçük boyutlu bir tavayı hassas şekilde üretip-hacim haline getirmek çok önemlidir. Oluklu mukavva üreticisinin makine parkının yanı sıra ustalığı da öne çıkacaktır.

Videolarda tam belli olmuyor ama tavalar sanki önceden hacim haline getirilmiş gibi görünmektedir. Dolayısıyla dolum makinesinin yanına gelecek tavalar, gıda ambalajı olacak kalitede, tozsuz, kırpıntısız, düzgün katlanmış olması gerekecektir.

DS Smith’in paylaşımlarında, Eco Bowl’un Amidori için geliştirildiği açıklanıyor. Amidori’nin adı daha sora Endori (www.endori.de) olmuş. (5)’deki yazıda ürünün 2019 sonlarından itibaren kullanımda olduğu ve %66 plastik azalttığı yazıyor (yani bilgilerde tutarsızlık var.) Endori’nin sitesinde diğer gıda maddelerinde de Eco Bowl’a geçtiğine ve hatta kullanıldığına ilişkin kayıt yok.

Multivac ve GEA’nın paylaşımlarında da oluklu mukavva ambalaj kullanıma ilişkin görüntü/video yok. Başlangıçta yazdığım gibi, fikir çok güzel olsa da böyle bir oluklu mukavva tavayı üretmek oldukça zor. Şu an için ne derece ekonomik olur bilemiyorum ama, oluklu mukavva yerine karton tava daha uygun olabilir.

Bu yazıyla fazla ilgisi yok ama; kâğıt ve plastiğin birlikte yer aldığı ve ayrı geri dönüşüm kutularına atılabildiği bir örneği ise (6)’da gördüm.

Plastik bardağın/kâsenin/kavanozun etrafına giydirilmiş kağıt kılıf bırakılan kilit mekanizmasına basılarak kolayca ayrıştırılabiliyor.

Sonuç

Plastiği geri kazanmak için ayrıştırmak ve ayrı toplamak gerek. Kâğıt ve oluklu mukavva zaten en çok geri dönüşen malzemelerdir.

Plastikle, kâğıdın veya oluklu mukavvanın kolayca ayrılması işin püf noktasıdır.

Son olarak, her ne kadar rakip gibi olsalar da plastik ve oluklu mukavva birlikte çalıştığında, tüketiciye daha sağlıklı/çevreci/geri dönüşen ambalajlar sunulacaktır.


Kaynaklar

  1. https://multivac-group.com/en/news-events/news-and-press-releases/detail/2020/06/1235-ds-smith-and-multivac-introduce-eco-bowl-an-innovative-cardboard-based-solution-for-fresh-food/
  2. DS Smith ECO Bowl - YouTube
  3. MULTIVAC Automation Solutions | MULTIVAC UK - YouTube
  4. https://www.gea.com/tr/articles/foodtray/index.jsp
  5. DS Smith and MULTIVAC's ECO Bowl concept proves to be perfect alternative for Germany-based food company Amidori's plastic packaging. www.risi.info’da yaınlanan 29 Haziran 2019 tarihli yazı
  6. https://www.greiner-gpi.com/en/Products/Decoration-technologies/K3-cardboard-plastic-combinations

6 Şubat 2022 Pazar

Rakip Ambalajlar

Birkaç ay önce Sustanble Economy dergisinin gönderdiği soruları yanıtladım. Sorulardan biri, mealen “Oluklu mukavva kutunun yerine geçebilecek sürdürebilir bir ambalaj var mıdır? Plastik oluklu kutu bir alternatif midir?” şeklinde idi. Dergiye özetle, kâğıt esaslı ambalajları azaltma amaçlı trendler  başlıklı yazımdan alıntılarla cevap verdim. Sonrasında, özellikle internet alışverişlerinde kullanılabilecek bazı alternatifleri görünce, bu hafta küçük bir araştırma yaptım. Bu yazıda, oluklu mukavvanın alternatiflerini kısaca değerlendireceğim.


Kullan-At Alternatifler

Karton Kutu

İlaç ve deterjan gibi ürünlerde yoğun olarak kullanılan karton kutuların, zaman içinde küçük boyutlu oluklu mukavva kutuların yerine geçebileceğini düşünüyorum. Özellikle küçük hacimli e-ticaret ambalajlarının kolaylıkla kartona döneceğine inanıyorum. Karton kutu üretim prosesi, oluklu mukavvaya göre biraz daha uzun ve zor olduğundan şimdilik maliyeti yüksek görünüyor.

Kâğıt Torba

İnternet alışverişlerinde, oluklu mukavva kutuyu kullanmayıp-kâğıt torbaya konulan (örneğin kahve) ürün kargoya verilebiliyor. Benzeri şekilde bazı giyim markaları da “nasılsa ürünün dışında bir plastik/naylon koruyucu var diyerek kâğıt tornayla ürünü gönderiyor. Katlanmış haldeki torba, oluklu mukavvadan daha az yer kapladığından bir avantajı var ama uzun mesafe taşımalarında yeterince koruyuculuğu yok.

Zarf

Karton kutu gibi, zarflar da kargo aşamasında küçük boyutlu oluklu mukavva kutuların yerini almaya adaydır. İçinde balonlu naylon veya plastik takviyeli modelleri olduğu gibi selülozdan ve hurda kâğıttan üretilen tipleri de mevcuttur.


Tekrar Kullanılabilenler

Oluklu mukavva kutu da tekrar kullanılabilen bir ambalajdır. Deneyimlerime göre, preform plastik şişeleri taşıyan oktabinlerini geri döndürüp-beş kez kullanan da mısır çerezi kutularını geri getirip en az iki kere kullanan da var.

Tekrar kullanımda:

1)müşterinin ambalajın geri vermeyi kabul etmesi

2)ambalajı geri getirecek bir sistemin olması

3)ambalajın kullanıma uygun hale getirilmesi, temizlenmesi ve kullanıma uygun mu bakılması

4)müşterinin kullanılmış ambalajla yeni mal almayı kabul etmesi gereklidir.

Yukarı şartlar yerine getirilmeden, üretildiği malzeme ne olursa olsun tekrar kullanım söz konusu değildir.

Plastik Oluklu Kutu

Üzerine baskı da yapılabilen plastik oluklu kutular, farklı malzemelerden, farklı renklerde üretilebiliyor. Tekrar kullanım konusunda, yukarıdaki tekrar kullanım şartları sağlanırsa; oluklu mukavvadan bir nebze daha avantajlıdır.

Plastik Kasa

Virgin ve hurda esaslı malzemeden üretilmiş modelleri özellikle yurt içinde yaş meyve sebze taşımacılığında yoğun olarak kullanılıyor. Oluklu mukavvaya göre esas dezavantajı, yoldaki sarsıntı nedeniyle içindeki taze ürüne daha fazla hasar vermesidir.

İç içe girebilen, katlanıp-küçülebilen veya köşelerine takılan parçalarla düzgün istiflenme sağlayan çeşitli modelleri bulunmaktadır.

Yaş meyve sebze ambalajı olarak kullanılan ahşap kasa kutularına aynı dezavantaja sahip olduklarından dolayı bu yazıda yer vermedim.

Ahşap, Plastik veya Metal Kasa

Özellikle metal ve otomotiv sektöründe, fabrikalar arasında sürekli mal hareketi varsa yani geri getirmek mümkünse; kesinlikle oluklu mukavvadan daha ekonomik bir çözümdür. Palet ebadında, katlanabilen modelleri mevcuttur. Döküm parçaların naklinde, ağırlık nedeniyle bu türlü kasalar oluklu mukavva yerine özellikle tercih edilmektedir.


Sonuç

Oluklu mukavva ambalajın tahtını sarsabilecek, tamamen onun yerine geçecek bir alternatif bulunmuyor. Yukarıdaki ambalajların her biri, belli alanlarda (mesela e-ticaret) oluklu mukavvadan kısmen pazar alabilecek potansiyele sahiptir. Buna karşılık her türlü taşıma işi için oluklu mukavva tek alternatif değildir. Yerine göre büyük kasalar (ahşap, plastik veya metal) oluklu mukavvadan daha kullanışlıdır.


İlave Bilgi İçin Bakılabilecek Kaynaklar

https://www.kingfisher-press.com/blog/cardboard-alternative/#:~:text=Folding%20Box%20board%20is%20also,FSC%20certified%20and%20ISO14001%20accredited.

https://www.macfarlanepackaging.com/blog/five-cardboard-box-alternatives-for-online-order-fulfilment/

2 Ocak 2022 Pazar

Kâğıt Sektörü Kârlılığı Üzerine

Sektörümüzün kârlılığı kaç olursa iyidir, normali nedir gibi konular beni hep ilgilendirmiştir. Adını ve adresini kaynaklarda bulacağınız yazıyı da bu merakla okudum. Aşağıdaki üç tabloyu da içeren yazıya göre, Kuzey Amerika’da kurulu ve halka açık şirketlerin 2021’in üçüncü çeyreğinde (2020’nin aynı dönemine göre) ciroları %14 artarken kârlılıkları %57 artmış.

International Paper’in 3. çeyrek satışları 5.714 milyon $ (5,7 milyar dolar) olurken aynı dönemdeki kârı 532 milyon $ olmuş. Tablonun dibine göre kâğıt, selüloz ve ormancılıkla ilgili sektörün cirosu %14,2 artışla 29,567 milyar dolar ve kârı %56,7 artışla 3,016 milyar dolar olmuş.

Sektörün kârlılığındaki değişim grafiği şu şekilde çizilmiş. 2010’da %2’den az olan kârlar, 2021’in ikinci çeyreğinde %14’e yaklaşmış ve sonrasında %10,2’ye gerilemiş. Grafiğe dikkat edilirse, 2018’de Çin hava kirliliğinden bazı kağıt fabrikalarını kapatınca kârlılık artmış, 2019’da düşmeye başlamış ve pandeminin hijyen ihtiyacını körüklemesiyle kağıt talebi artınca kârlılık yükselmiş.

Yazıda, bazı şirketlerin satılan malın maliyeti kalemi de verilmiş. Hesabıma göre aşağıdaki tabloda görülen 10 şirketin ortalama satılan malın maliyeti %74,4 olmuş. Maliyet oranları %51,4 ile %87,5 arasında değişiyor.

Yazıyı okuyunca, acaba bizim şirketlerde durum ne diye meraklanarak; Borsa İstanbul’da işlem gören benzeri şirketlerin (kağıt, kağıt esaslı ambalaj, ahşap/sunta vb) finansallarına baktım.

Tablonun en sağ sütununda X ile işaretlenmiş şirketlerin verileri, 2021’in ilk 6 ayına diğerlerinin bilgileri ise yılın ilk 9 ayına ilişkindir. İlginçtir, bizim şirketlerimizin oranları da üstteki Kuzey Amerika şirketlerine çok benzemektedir ama kârlılık biraz düşüktür.


Yorumlarım

Büyük kâğıt üreticileri, borsa da işlem görüyor olsa net kâr oranı biraz daha yukarı çıkabilir.

Şirket büyüklüklerimiz çok küçük. International Paper’in üç ayda yaptığı ciro, borsada işlem gören 14 şirketimizin dokuz ayda yaptığı cironun 10 katından fazladır.

Zaman zaman kâğıt/ambalaj üreticileri fahiş zam yapıyor diye yakınanlar oluyor ama tabloda incelenen sektörün çok para kazandığına ilişkin emare yok. 

Oluklu mukavva şirketlerinin net kârlılığı altı ile on iki puan arasındadır. Oluklu mukavva kâğıdı fiyatlarından yola çıkarak, bu sektöre fahiş fiyat suçlaması yapmak daha büyük bir hata olur.

İkinci grafik bana, talep artınca kârın arttığını, çünkü fiyatın arttığını söylüyor. Halbuki ülkemizde, talep artınca fiyatın artması, saçma-sapan düşüncelerle sanki fırsatçılık gibi yorumlanıyor. Gerçekte ise arz-talep kanunu, artan talep fiyatı arttırır; tersinde de düşürür.


Kaynaklar:

www.risiinfo.com da 10 Aralık 2021’de yayınlanan yazı “NA pulp, paper industry 3Q sales, profits rise to highest 3Q margin since 2018, at 10%, yet down from 2Q’s 14%”