18 Ocak 2015 Pazar

Oluklu Mukavva Hattı Seçimi

Kıt imkanlarla, dar ebatlı ve/ya yerli/Çin malı oluklu kuranları hem takdir eder hem de arkasında nasıl bir hesap var diye merak ederim. Bu tesislerin çoğunluğunun hemen el değiştirdiğini görmek ise üzüntü verici bir durum. Son olarak, henüz bir yılını yeni doldurmuş bir hattın satılık olduğunu duydum.

Aşağıdaki yazıda, oluklu enine (ve menşeine) bağlı olarak oluklu mukavva levhanın maliyetini analiz etmeye çalışarak; yatırımcıya tavsiyelerimi sıralayacağım.

Yalnızca levha üreten bir şirketin maliyet yapısını (satılan malın maliyeti tablosunu) tahmin etmeye çalıştım. Tahminimi yaparken; sektörün önde gelen ve 60%’ına yakınını temsil eden şirketlerin 2013 yılına ilişkin yayınlanmış mali tablolarından yararlandım:

TL/ton
TL/m2
kağıt
1.100
0,586
85,3%
nişasta vb
20
0,011
1,6%
palet
10
0,005
0,8%
enerji
35
0,019
2,7%
işçilik
100
0,053
7,8%
amortisman
25
0,013
1,9%
1.290
0,688

Rakamlara fire dahildir. Tabloya göre, satılan malın maliyeti 1.290 TL/ton veya 0,688 TL/m2’dir. İncelenen dönemde, sektörde oluşan maliyet 1.759 TL/ton olup, aradaki fark (303 TL/ton) pazarlama-satış, genel yönetim ve finansman giderleri toplamıdır.
Oluklu hattı seçiminin maliyet yapısını nasıl etkilediğine bakmak için iki ayrı yatırım alternatifimiz ve bunların 10 yılda üretebilecekleri oluklu mukavva miktarları şöyle olsun:

alternatifler
yatırım tutarı TL
üretim milyon m2
Avrupa
9 milyon TL
684,8
Uzak Doğu
1,35 milyon TL
300,2

Üretim miktarı hesaplanırken, iki hattında makul seviyede başlayıp, 4-5 yıl sonra maksimum kapasiteye ulaşması öngörülmüştür. 10 yıllık üretim miktarları aşağıdaki yıllık milyon m2’ler üzerinden hesap edilmiştir.

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
Avrupa
18,8
28,1
37,5
56,3
75,0
93,8
93,8
93,8
93,8
93,8
U.Doğu
7,5
15,0
22,5
30,0
37,5
37,5
37,5
37,5
37,5
37,5

Yatırım tutarları, üretim miktarlarına bölünerek; amortismanlar 0,013 ve 0,004 TL/m2 olarak hesaplanır. Yukarıdaki satılan malın maliyeti tablosu, Avrupai oluklu hattına uymaktadır. Uzak Doğu malı hattın tablosu ise:

TL/ton
TL/m2
kağıt
1.100
0,586
75,6%
nişasta vb
20
0,011
1,4%
palet
10
0,005
0,7%
enerji
35
0,019
2,4%
işçilik
282
0,122
19,4%
amortisman
8
0,004
0,5%
1.455
0,775

Şeklindedir. İki hattaki çalışan sayısı ve ücretleri aynı kabul edilmiştir. İkinci hattın üretimi daha az olduğundan, birim işçilik maliyeti daha yüksektir ve
(684,8 / 300,2) * 100 şeklinde hesaplanmıştır.

Buraya kadarki bulgular:
  • Dar ebatlı (2 m ve altı) bir hattın maliyeti, Avrupa malı geniş makinenin altıda biri kadar olabilir. İlk yatırım olarak caziptir.
  • Amortisamanı ise aynı ölçüde düşük değildir. (0,013’e karşı 0,004)
  • Maliyet içinde esas pay 75% ile kağıttır. Kağıdı, Avrupai makineye göre düşüren neden işçiliğin yüksek olmasıdır.

Her nasıl bakılırsa-bakılsın, oluklu hattının maliyetini oluşturan esas iki kalem kağıt ve işçiliktir. Diğer gider kalemlerinin tahminimizden az olması ve hatta sıfır olması sonucu değiştirmez.

Dar ebatlı hat kuranların, kağıdı ucuza aldığı için para kazandığı anlatılır. Peki dar ebatlı makinenin rekabetçi olabilmesi için kağıdın 15% ucuz olması yeterli olacak mı bakalım:

TL/ton
TL/m2
kağıt
935
0,498
72,48%
nişasta vb
20
0,011
1,55%
palet
10
0,005
0,78%
enerji
35
0,019
2,71%
işçilik
282
0,150
21,86%
amortisman
8
0,004
0,62%
1.290
0,688

Önceki tabloda kağıt fiyatı 15% düşürmek suretiyle bulunan yeni maliyet yapısı rekabetçi gibi görünmektedir. Ancak 20%’lerden yüksek işçilik oranı, bu yapının sürdürülebilir olmadığını söylemektedir.
Peki yatırım yapacaklar ne yapmalı?
  • Analiz sırasında, müşterilerin kapıda beklediği gibi bir durum söz konusu oldu. Elbette gerçekte böyle bir durum yok. Yatırım yaparken en öncelikle bakılması gereken husus müşteri/Pazar konularıdır. Çıkan mal, kime satılacak? Pazar var mı? Rakipler kim? Bu konulara yatırımdan önce bakılmaması ölü doğum anlamındadır. Yatırımcı, oluklu hattının fiyatından ziyade müşteri kanadını iyice anlamalıdır.
  • Yatırımcının yüzleştiği ikinci esaslı sorun, yanlış yönetici/partner/ortak ile yola çıkmaktır. Seçilen partnerler; Ya makineyi kurup-çalıştırmaktan öte gidemeyen teknik kişiler Ya da bildiği üç müşteri ile hattı dolduracağını sanan satış kökenli kişiler olmaktadır. Şüphesiz bu kapasitedeki partnerlere de ihtiyaç vardır. Ancak oluklu hattı yatırım kararı ciddi analizlere dayanmalıdır. Gerekirse (küçük ve orta büyüklükteki yatırımların hemen hepsinde gerekmektedir) profesyonel danışmanlık/destek alınmalıdır.
  • İşletme sermayesini hesaba katmamak son hatadır. Makine üreticisine ödenecek parayı leasing ile temin etmek kolaydır. Oluklu hattı devreye girdiğinde, önceden ciddi planlama yapılmadığı için bir nakit boşluğu (cash gap) oluşur; şirket borçlarını ödeyemez ve batar. Daha sonra nakit boşluğu üzerinde duracağım için burada kısaca açıklamakla geçeceğim: Fabrika çalışmadan satın alınan kağıdın ödeme vadesi geldiğinde, eldeki hammadde fatura edilememiştir, üzerine leasing taksitleri de geldiği için kurum kitlenir.

Son söz: Büyük yada küçük yatırım yapmak, insanlara iş sağlamak, ekonomimizin büyümesine katkıda bulunmak çok güzel ve gurur verici bir eylemlerdir. Ancak yukarıdaki üç maddeyi çözmeden, oluklu yatırımı yapmaya heveslenmeyin derim.

4 Ocak 2015 Pazar

Teknoloji, Maliyet ve Hız ilişkileri

Yatırım, şirket açısından maliyet demektir. Bu maliyet artışı hem finansman giderinin hem de mevcut amortisman giderinin artması şeklinde kendini gösterir. Öte yandan, eskiyen makinelerin yenilenmesi, ilave kapasite sağlanması için de yatırımdan kaçınmak mümkün değildir. Peki, en son teknoloji yerine acaba daha eski teknolojiyi seçsek nihai üretim maliyeti daha düşük olur mu? Teknoloji seviyesinin, maliyet ve hız üzerindeki etkileri nedir? Gibi konuları aşağıda analiz etmeye çalıştım.

Sektörümüzdeki teknoloji seviyesi
Kutu üretmek açısından, sektörümüzde dört seviyede teknoloji olduğu söylenebilir:
1.   Manuel/iptidai makineler: Tambur, vargel, elle yapıştırma
2.   Yerli veya ucuz Uzak Doğu sloter ile kulak yapıştırma makinesi
3.   Uzak Doğuda üretilmiş, Avrupa kopyaları veya geliştirilmiş Uzak Doğu makineleri, inline
4.   Yüksek teknolojili Avrupa/Japon/Amerikan makineleri, inline

Yukarıdaki teknoloji çeşitliliğinin sayısını arttırmak mümkündür, çok detaya girmemek için bunu yapmayacağız. Bütün alternatif makine parklarına uygun 1000’er adetlik yeterli siparişimiz olsun. Aylık çalışma süresi ise 175 saat olsun, hangi makine parkı ile ne üretilebileceğine ve maliyetinin ne olacağını hesap edelim.
 
parti büyüklüğü
1.000
 
 
aylık çalışma saati
175
teknoloji seviyesi
çalışma hızı kutu/saat
ayar süresi dakika
ayar sayısı hesabı
aylık ayar sayısı
aylık üretim süresi saat
aylık üretim miktarı kutu
1
300
45
42,85714
42
142,9
42.000
2
1.500
30
150
150
100,0
150.000
3
3.000
25
233,3333
233
77,8
233.000
4
9.000
15
484,6154
484
53,8
484.000

Makine parklarının üretim hızları, ikinci sütundaki gibi ve ayar süreleri de üçüncü sütundakiler gibi olsun. Bu varsayım altında, tambur-vargel parkı 42 ayar yaparak ayda 42.000 kutu üretirken, 4 numaralı teknoloji 484 ayar ile 484.000 kutu üretebilecektir.
teknoloji seviyesi
yatırım tutarı, bin $
vasıfsız işçi
nitelikli çalışan
toplam çalışan sayısı
aylık personel gideri bin $
aylık amortisman bin $
aylık toplam maliyet, bin $
birim maliyet $/bin kutu
1
150
4
3
7
7,0
2,5
9,5
226,2
2
350
3
3
6
6,3
5,8
12,1
80,9
3
750
2
2
4
4,2
12,5
16,7
71,7
4
1.500
1
3
4
4,9
25,0
29,9
61,8

En basit makine parkının yatırım tutarı 150 bin $ iken en yükseği 1,5 milyondur. (Verilen maliyetler gösterge mahiyetindedir.)
Doğal olarak her seviyede aynı sayıda ve aynı nitelikte çalışan olmayacaktır. Yukarıda vasıfsız işçi maliyeti 700 $ ve nitelikli bunun iki katı olduğu kabul edilmiştir.
Bütün parkların amortismanı 5 yıl üzerinden hesaplanmıştır. Bu veriler ışığında, en az aylık maliyet 9.500 $ ile tambur-vargel parkında oluşurken; 4 numaranın maliyeti (ilkinin 3 katından fazla) ve 29.900 $’dır.
Ancak en sağdaki birim maliyet sütununa göre en basit parkın üretim maliyetinin (personel + amortisman) en yüksek olduğunu söylemektedir.

İlk tespitimiz, üretim hızı ne kadar yüksek ise birim maliyet o kadar düşme eğilimindedir. Yukarıdaki örnekte, 4 numara, 3’ten iki misli yatırım tutarına sahip ve daha pahalı iş gücüne ihtiyaç duymaktadır. Buna rağmen, açık ara daha ucuza üretim yapmaktadır.

Parti büyüklüğünün, maliyete etkisi ise aşağıdaki tablodadır.
teknoloji seviyesi
100
250
500
1000
1500
2000
3000
4000
5000
7500
1
590,1
345,5
263,9
226,2
211,1
206,5
197,9
197,9
190,0
211,1
2
393,9
185,2
115,6
80,9
69,7
63,9
57,8
55,2
53,9
52,2
3
430,4
190,9
111,3
71,7
58,6
51,9
45,3
41,8
39,8
37,1
4
446,3
189,8
104,5
61,8
47,5
40,4
33,2
29,7
27,6
24,8
Tablo, 100 adetlik siparişlerden-5.000’lik partilere kadar her teknolojinin maliyetini göstermektedir. 100’lük partiler çalıştığında, 1 numara her bin kutuyu 590,1 $’a mal ederken 2 numara 393,9 $’a mal etmektedir. Tabloda koyu olarak verilen 393,9 ve 185,2 rakamları o partiler için en uygun maliyetli parkın 2 numara olduğunu söylemektedir.

İkinci tespitimiz, doğru teknolojiyi seçmenin önemine ilişkindir. Yapılacak işe (=hedef pazara) uygun teknoloji seçilmişse bir avantaj yakalanmıştır. Ülkemizdeki levha işleyen atölyelerin maliyet avantajının 250 adete kadar olan partilerde olduğu şeklindedir. 500 adetten itibaren, yüksek teknolojinin maliyeti kesinlikle en düşük olacaktır.
1000 adetten itibaren; Yerli, Uzak Doğu ve Avrupa makineleri arasındaki maliyet farkları açığa çıkmaya başlamaktadır. Maliyet değişimini gösteren grafik şu şekildedir:

Maliyet hesabında, enerji, mürekkep, PVA gibi giderler göz ardı edilerek; bütün teknolojilerde aynı olduğu kabul edilmiştir. Eğer bunları, her teknoloji için farklı rakamlar olarak dikkate alsa idik, sonuç yine değişmeyecektir.

Öte yandan, analiz tek vardiya üzerinden yapılmıştır. Üç vardiyada eğrilerin arası daha da açılmakta ve ileri teknoloji çok daha avantajlı konuma gelmektedir.

Üçüncü tespitimiz, kapasite kullanımı ile ilgilidir. Eldeki makine parkı hangi seviyede olursa olsun, maksimum seviyede çalıştırılmalıdır. Tek vardiya çalışan işletmeler, farkında olmadan maliyetlerini yükseltmiş olmaktadır.

Son tespit ise levha işleyen atölyeleri bekleyen tehlikeye ilişkindir. Tahminimce, levha işleyen atölyeler giderek daha az adetli işleri yapmak zorunda kalacaktır. Piyasada yüksek teknolojili kutu makinesi sayısı arttıkça, bu makineler daha küçük adetli siparişlere de ilgi duyacaktır.