13 Mart 2021 Cumartesi

Gıda Ambalajlarında 2030 Senaryoları

Paper 3600 dergisinin November/December 2020 sayısında (1) “Future of Food Packaging: Four Scenarios” başlıklı yazıyı okudum. Yazının dip notunda, raporu indirmek için adresi (2) vardı. Raporun bütününü indirdim ve inceledim. Kemira, çeşitli uzmanların katıldığı bir panelde gıda ambalajlarının geleceği tartışmış ve panel sonunda olası 2030 yılı gıda ambalajı senaryoları belirlenmiş. Konu ilgimi çektiği için bloğumda yazmaya karar verdim.

Temel Trendler

·       Dijitalleşme, hızlı tüketim maddelerini (FMCG) ve bunların ambalajlarını değiştirmeye devam edecek.

Yaygın ve hızlı internet, akıllı telefonların çoğalması, sanal ve arttırılmış gerçeklik uygulamaları, makine öğrenmesi ve otomasyon,…markalara, tüketicilerin beklentilerini daha çok karşılama imkanı verecek.

Dijitalleşme yalnızca alışveriş deneyimine şekil vermeyip-gıdaların nasıl paketlenip-taşınacağına ve teslim edileceğine tesir edecek. Ambalaj QR kod ve RFID etiketleri ile daha fazla bilgi taşıyacak, bunlar tüketicinin elindeki akıllı telefon veya mağaza içi cihazlarla okutulacak. Bu sayede tüketici, ambalajın içindeki gıdanın orijini ve karbon ayak izi hakkında daha çok bilgi sahibi olacak. Sorgulanan bilgileri toplayan, çeşitli platformlar tüketiciye ilgilendiği hususları daha çok pazarlayacak.

·       Evde pişirmenin alternatifleri artacak.

Dışarda yeme, pişmiş yemeği alıp-eve getirme ve ön pişirilmiş yemeği kapıdan teslim alma örnekleri çoğalacak. Dijitalleşme, gıdayı aldıktan sonra hızlıca hızla ve tüketmeye destek olacak. Adrese teslim hizmetleri hızlanacak, yapılan alışverişlerin teslim noktaları ile önceden sipariş verilen restoranlar artacak.

Evde yemek yapmak için kiloyla alınan sebzeler azalacak, ambalajlı gıdaların ambalaj hacimleri küçülürken, son tüketim tarihleri uzayacak. Gıda ambalajları, daha kolay açılma/kapanma gibi kullanıcıya kolaylık sağlarken, hazır yemek ambalajı gıdanın çeşitli kısımları için ilave bölümlere sahip olacak.

·       Kolaylık en önemli olmaya devam edecek.

Tüketiciler yeme/içme kararlarını, kolaylık esaslı vermeye devam edecek. Kompleks market rutinleri, çok fazla detaylandırılmış ürün/ambalaj, satış şeklinde temel değişiklikler; bireyleri üründen/ambalajdan soğutacak.

Markalar, sivil toplum kuruluşları, kural koyucular ve diğerleri, tüketiciyi etkilemek istiyorsa; kolay anlaşılır bilgileri iyi planlanmış şekilde sunmak zorundadır. Tüketici grupları bu şekilde tüketim alışkanlıklarının doğaya/iklim değişikliğine ve sağlıklarına olan etkilerini anlayacaktır.

·       Ambalajın ilk görevi içindeki gıdayı korumaktır.

Tüketiciler fazla fark etmese de ambalaj, içindeki gıdayı korumakla yükümlüdür.

Belirsizlikler

·       Gıda sektörü, iklim değişikliğini dikkate alacak mı?

Panele katılan bazı uzmanlar, tüketicilerin ambalajlı gıdaların, çevreye duyarlı olduğunu düşündüğüne inanıyor. Bu uzmanlara göre, tüketicilerin tercileri markaları, karbon ayak izini düşürmeye sevk edecektir. Karşı taraf ise tüketicilerin, ambalajlı gıda tercih gerekçelerinin farklı nedenlere dayandığını düşünüyor. Ancak hepsi de tüketicilerin gelir seviyesi arttıkça, sürdürebilirlik beklentilerinin yükseldiğine inanıyor.

·       Bireylerin tercihi nasıl şekillenecek?

Panele katılan uzmanlardan bazıları, bireylerin hediye/bonus vb yöntemlerle satın alma kararları etkilendiğini düşünürken; karşı taraf satın alma kolaylığının tercih nedeni olduğunu düşünüyor.

Dört Senaryo

Kemira, trendler ve belirsizliklere göre yukarıda şekli verilen dört senaryo oluşturmuş. Şimdi bunlara ambalaj gözlüğü ile kısaca bakalım:

1.    Maksimum bireysellik: Gıda sektörü, tüketicilerin çeşitliliğini dikkate alır ve beklenti farklılıklarına göre ürünler sunarken; insanlar deneyimlerine göre hareket eder.

Ambalaj, markanın farklı müşteri gruplarına ürün sunması açısından merkezi bir rol oynar. Üzerindeki baskı ve müşteriye verilecek mesaj daha ön plandadır. Markalar, anlattıkları hikayeler ile müşterilerini kendilerine bağlamaya gayret eder. Bunun için yeni ambalaj malzemelerini denemekten kaçınmazlar.

Geri dönüşüm konusunda ise bireyler esas işi yapar. Mağazaların geri dönüşüm servisleri vardır, sisteme hizmet eden müşteriler ödüllendirilir.

2.    İklim değişimine maksimum duyarlılık: Gıda sektörü, çevre/iklim konularında maksimum duyarlıdır. İnsanlar marka bağımlılığı yerine markanın iklim/çevre duyarlılığına göre hareket ederler.

Tüketiciler evden getirdikleri kap/torbalara ambalajsız gıda alma eğilimindedir. Mağazaların çoğunluğu yalnız torbaları değil, gıda ambalajındaki plastikleri de yasaklamıştır. Basit ambalajlar çoğalmıştır.

Geri dönüşüm gayretleri artmış, gıda üreticileri üzerinde baskı oluşmuştur. Üreticiler geri dönüşmüş malzemelerden ambalaj üretimine ağırlık vermiştir.

3.    Pratiklik/kolaylık ön planda: İnsanların yoğunluğu, zaman fukaralığının en önemli olduğu senaryodur. Böyle bir dünyada gıda ambalajı, kolay alınan ve açılan, komplike olmayan açma mekanizmalı ve hafif olacaktır. Ayrıca müşterinin yolda tüketebilmesine ve çeşitli şekillerde (drone, kargo) teslim alabilmesine uygun ambalajlar artacaktır. Ağır, kompleks malzemelerden yapılmış, açılması zor, içinin boşalması zor ambalajlar; tüketicinin zaman baskısı olduğundan şansları olmayacaktır.

Geri dönüşüm ister istemez ikinci plana itilecektir. Şehirler ve farklı sosyal grupların geri dönüşüm gayretleri göstermeleri mümkündür.

4.    Gıda üreticileri çevreye/iklim değişimine duyarlı: Dördüncü senaryoda, gıda şirketleri iklim değişikliğine duyarlıdır ve buna uygun ambalajlarla ürünlerini sunmaktadır. Buna karşılık tüketiciler, kullanımı kolay olanı, pratik olanı tercih etmektedir. Bu senaryoya göre, tüketicilerin isteğinden çok devletlerin koyduğu kurallar ambalaj tercihine yön vermektedir. Gıda ambalajlarında plastiğin azaltılması, karbon ayak izine ilişkin bilgilerin yazılması, hafif ve daha az çeşitli malzemeden üretilmiş olması çoğalırken; çok renkli baskılar azalacaktır. Boşunu geri getir-dolusunu götür, temizlenip-tekrardan doldurulan ambalajlar giderek artacaktır.

Bu senaryonun geri dönüşümü de sıkı kurallara bağlı olacak, hangi ambalajın hangi kutuya atılacağı belli olacaktır.

Benim Yorumum

Dört senaryodan hangisinin olacağını söylemek zor. Büyük ihtimalle hepsinden biraz gerçekleşecek. Ayrıca çalışma, yeni yetişen yani değişen kuşağın etkilerini fazla dikkate almamış. Kişisel olarak ikinci ve dördünce senaryoları daha mantıklı buluyorum.

Kaynaklar:

(1)  https://www.paper360-digital.com/ppis/0620_november_december_2020/MobilePagedArticle.action?articleId=1638120#articleId1638120

(2)  https://www.kemira.com/insights/future-food-packaging-four-scenarios-2030/