Önce
3D baskı teknolojisi ne imiş ona bakalım: 3D teknolojisini en kısa yoldan ve
kolay açıklayan yazı ve video, aşağıdaki ilk linktedir. İki boyutlu bir resmin
yani A4
kağıdı üzerindeki şeklin, dilimler halinde düşünülüp tekrar çizilmesi ile 3
boyutlu hale getirilmesi mümkünmüş. Her bir dilimin yarım mm (0,5 mm) olduğunu
dikkate almak gerekir. Kullanılan mürekkebin, bildiğimiz yazıcı mürekkebinden
çok farklı olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Yazılan ilk satır en altta
olmak üzere, bir sonraki satır ile şeklin yüksekliği 1 mm’ye ulaşıyor ve
üzerine yazılan her satır ile şekil yükseliyor. Üstteki resimde üçüncü satır
yazılmakta ve yükseklik 1,5 mm’dir. Alttaki fotoğrafta ise şeklin yüksekliği 2
cm kadardır ve 40 dilim yazılmıştır.
3D,
model yapımı, prototip üretimi, kişiye özel üretim gibi konularda istikbali çok
açık olan bir teknoloji kabul ediliyor. Seri üretim öncesi, tasarım, kalıp
yapımı, deneme üretimi, test,…gibi aşamaları ortadan kaldıracağı ve üretim
anlayışını komple değiştireceği anlatılıyor. Uygulama alanları ise
eğitimden-sağlığa,
askeriyeden-mühendisliğe, otomotivden-uçak ve uzaya, ayakkabıdan-mücevhere dek çok ama çok geniş. Bir fotoğrafı, tarayıcıdan geçirip-fotoğraftaki kişinin heykelini yapmaktan, tıbbi cihazlar tasarlamaya, karmaşık parçaların modellerini yapmaya dek çok sayıda zor ve zahmetli işi, 3D kolaylaştırmaktadır.
askeriyeden-mühendisliğe, otomotivden-uçak ve uzaya, ayakkabıdan-mücevhere dek çok ama çok geniş. Bir fotoğrafı, tarayıcıdan geçirip-fotoğraftaki kişinin heykelini yapmaktan, tıbbi cihazlar tasarlamaya, karmaşık parçaların modellerini yapmaya dek çok sayıda zor ve zahmetli işi, 3D kolaylaştırmaktadır.
Teknik
ressamlık, dökümhane için model ve kalıp yapımı, vb gibi işler 3D ile tarihe
karışır diye düşünüyorum. Tasarım işi ve süresi dramatik olarak azalır.
Örneğin, şimdilerde otomotiv tasarımı başladıktan-piyasaya sürülünceye kadar
olan süre 5 yıl ise, en çok 2 yılda biter derim.
Bir
tür endüstriyel robot diye tanımlanan 3D’nin başlangıcı, 1984 yılı kabul
ediliyor. Bu yıl hem printer hem de yazılım geliştirilmiş. 3D’nin mucidi Chuck
Hull’un 3D Systems adlı şirketinin web sayfasında, 3D ile neler
yapılabileceğine ilişkin detaylı bilgiler mevcut. 3D printerler, yazıcı
malzemeleri, kişisel kullanımdan üretimde kullanmaya dek alternatifler
açıklanmaktadır.
3D
ile ilgili dün (30/08/2014) Zaman Gazetesinin web sayfasında, yayınlanan
yazının linkini aşağıda veriyorum. Amatörce, oyuncak, model ve aksesuar gibi
eşyalar yapmak isteyenler için çok detaylı ve faydalı bilgiler mevcut.
4D
Printing Technology, 3D’nin bir üst versiyonu gibi algılamamak gerekir. Tabir
yerinde ise 3D ile üretilen (yazılan) parça üretildiği gibi dururken; aynı
parça 4D ile üretilmişse kendi kendine bazı hareketleri yapabiliyor. Ne gibi
hareketler derseniz?
- Kendi kendini monte etme
- Alt parçalarına ayrıldığında, kendini tekrar toplama, önceki formuna dönme
- Kendi kendini tamir etme
- Kendi kendine adapte olma, girmesi gereken yerde-alması gereken formu alma
Yukarıda kabaca adımları gösterilen, 4D ile üretilmiş bir şerit parçasının kendiliğinden değişip-nasıl U şeklini aldığını aşağıdaki videodan görebilirsiniz:
http://vimeo.com/58840897
İşin aslı, Stratasyss ile Objet firmalarının geliştirdikleri ve halen isim vermedikleri “programlanabilen malzeme”lere dayanıyor. Videoda da görülebileceği gibi, üretilen şerit parçası su altına bırakıldığında, programlandığı şekli alıyor. Şekil değiştirme enerjisini su sağlamış oluyor. Programlanabilen malzemenin bazı kısımları, daha sert ve diğer bazı kısımları ise daha çok su emdiği için malzeme su altında veya sprey ile sulandığında şekil değiştiriyor. Şimdilerde plastik ve lastik/kauçuk gibi malzemeler de geliştirdikleri programlanabilen malzemeye eklenmeye (karıştırılmaya) çalışılıyormuş. Bu konuya ilişkin link, aşağıda programlanabilen malzeme başlığı altındadır.
3D, seri üretim öncesi aşamaları ortadan kaldırırken (veya hızlandırırken); 4D üretimi bambaşka şekle sokacak görünüyor. Korkunç boyutlarda enerji, işçilik, operasyon maliyetlerinde düşme sağlayacağı tahmin ediliyor. Bu durumu öngören Frost & Sullivan araştırmaya başlamış olmalı.
Sektörümüz için şimdi şöyle hayal edip/düşünelim:
- Müşteri özel kesimli kutuyu alıyor, içine ürünlerini koyuyor, biraz ıslatıyor ve hop kutu kendini kapatıyor. Katlama, bantlama işçiliği yok.
- Peki, esas konu malzeme ise ve kağıt daha üretilirken, programlanabilir özellikte üretilmiş ise kutu üretmeye gerek kalır mı? Elbette kalmaz, kağıt programlandığı şekilde kat kat olur, daha sonra da hacim oluşturur. Yani oluklu fabrikaları devre dışı.
- Mademki, programlanabilir kağıt ürettik ve bu kağıdın adapte olma (girdiği yerin şeklini alma özelliği) var, stropor, balonlu naylon gibi dolgu/koruma malzemesine ihtiyaç duyulur mu? Hiç duyulmaz.
- Malzeme kendi kendini tamir edebiliyorsa, kutuyu tekrar tekrar kullanmamak hata olmaz mı? Kesinlikle olur.
- Kutu tüketimi bir yerde sabit kalacağına göre, durmadan/devamlı kağıt üretmeye ihtiyaç kalır mı? Kalmaz, yani bir yerden sonra kağıt üretimi de devre dışı.
- Sektörümüzün selameti açısından, biri 4D’yi durdursun.
Abartısı/şakası
bir yana, eğer kağıt üretiminde 4D teknolojisi uygulanabilirse (üretilen şeye
kağıt demek mümkün müdür bilemem) ama bu yeni malzeme; bırakın oluklu
mukavvayı, komple ambalaj ve ambalajlama işini/sektörünü baştan tasarlar. Hele
hele ıslanarak kutu olan bir kağıt ahşap paleti birinci dakikada siler.
3D
teknolojisini en iyi ve kolay açıklayan video:
http://www.createitreal.com/index.php/technology/process
http://www.createitreal.com/index.php/technology/process
3D
ile ilgili Zaman Gazetesi’ndeki yazı ve video:
http://www.zaman.com.tr/cumaertesi_3-boyutlu-yaziciyla-hepimiz-uretici-olacagiz_2240609.html
Programlanabilen malzemeler:
http://www.fastcompany.com/3006259/stratasyss-programmable-materials-just-add-waterhttp://www.zaman.com.tr/cumaertesi_3-boyutlu-yaziciyla-hepimiz-uretici-olacagiz_2240609.html
Programlanabilen malzemeler: