Geçen birkaç senedir, Nesnelerin İnterneti (IoT, Internet of Things) veya Almanların deyimiyle Endüstri 4.0 (Industry 4.0) dünya çapında kaçınılamayacak bir realite olmuş durumdadır. Hangi konferans katılsanız, hangi fuarı gezseniz; hızla büyüyen önemli bir husus olduğundan ajandada veya programda bu konu yer alıyor.
Verilen öneme rağmen
şaşırtıcı derece az sayıda insan, ne olduğunu ve dünyanın nasıl değişeceğini
anlıyor. Diğer sanayi kollarına kıyasla, kağıt esaslı ambalaj sektörü oldukça
dramatik dezavantaja sahip görünüyor. Bu olumsuzluğa neden olan ise konunun
uzmanlarına göre; NFC etiketleri, sensör teknolojisi, ilgili yazılımlar ve
bunların uygulamalarındaki gelişme derecesi ile bunların hepsinin sektörümüzdeki durumu
arasındaki farkın çok büyük olmasıdır. Bilindiği kadarıyla kağıt, karton veya oluklu mukavva
üreticilerinin ifade edilen teknolojileri sağlayan şirketler ile hemen hiçbir
ilişkisi yoktur.
Ne Anlama Geliyor?
Konuya yakın olmayan
okuyucular için IoT (veya Endüstri 4.0), bir cihazın, internet ile bulut bazlı
veri stoklama sağlayıcısı kanalı ile bilgi paylaşmasıdır. Uygulamanın amacı
araya insanın girip müdahalede bulunmamasıdır.
Açıklama bazılarına
korkutucu bazılarına ise heyecan verici gelebilir. Bu türlü değişimlere herkes
farklı tepki verir. Yeni teknolojiyi, yaş, eğitim ve mesleğimize göre anlamakta
zorlanabilir, amacı sorgulayabilir veya çekici bir iş fırsatı bulabiliriz.
25 yıldır halkın
kullanımında olan internet ile 10 yıldır hayatımızda olan akıllı telefonlar,
dünya genelinde insanların iletişimini oldukça etkileyip-geliştirdi. Değişimin
hızı bazılarına ağır gelirken, diğerlerini heyecanlandırdı. Çoğunlukla, bu
değişimleri ve topluma getirdiklerini yeni standartlar olarak kabul ettik.
Bazıları yeni teknolojileri güvenilmez bulup-denemek istemese de iş yerleri,
ticari organizasyonlar ve devlet kurumları şartların zorlaması ile değişime
ayak uydurdular. Yani uyum, başlangıçta seçimli olsa da artık zaruri oldu.
Örneğin İsveç’te,
otobüs bileti alırken, restoran ve mağazalarda ödeme yaparken, cep telefonu
uygulamaları zorunludur. Alınan ürünleri kendi kendine okutulan kasalar,
başında kasiyer olanlardan daha yaygın hale geldi. Anlaşılacağı üzere, biz
istesek de kabul etmesek de dünya değişiyor.
Yeni teknolojiler ve
getirdikleri değişimlerin, toplum içindeki günlük rutinlerimize etkisini
açıklayan genel teori şöyledir:
·
Siz
doğmadan önce keşfedilmiş her yeni teknolojiyi, yaşamınızı kolaylaştıran, bir
standart olarak kabul edersiniz.
·
Siz
30 yaşınıza varmadan keşfedilen yeni teknolojiyi çoğunlukla heyecan verici
olarak alırsınız. Bu yaş grubu, yeni teknolojinin kabul edilmesini veya ret
edilmesini sağlar.
·
30
ila 50 yaş grubundaki iş insanları, genel olarak yeni teknolojiyi şüphe ile
inceleyerek kabul eder, iş fırsatı yaratır mı, kar arttırır mı diye bakar. Yeni
teknolojinin yüksek seviyede kabul görmesini sağlamak adına, pazarda gerekli
düzenlemelerin yapılmasına yol açan, ikinci kabul ediciler bunlardır.
·
50’den
daha yaşlı olanların çoğunluğu yeni teknolojiden, anlayamayacaklarından
korktukları veya hayatlarına getireceği değişikliklere uyamayacaklarını
düşündüklerinden; uzak dururlar.
Değişim Devam
Ediyor
Nesnelerin İnterneti,
akıllı telefon ve internete gösterilen reaksiyon veya kabulün benzerini çeşitli
demografik gruplardan görecek ama toplumda daha hızlı, daha ezici, daha büyük
değişimlere neden olacaktır.
Daha geçenlerde,
“Amazon Go” kasiyersiz çalışan ilk mağazasını açtı. Haberi kaçırmış
olabilirsiniz. Tüketici, dükkan içinde yürüyor, tercih ettiği ürünleri alıyor,
alırken akıllı telefonuna kaydediyor, telefonuna yüklü bir uygulama ile
ödemesini yapıyor. Ödeme kapıdan çıkarken otomatik gerçekleşiyor. Ödeme
kuyruğu, ödeme cihazı, para, kredi kartı makinesi yok. Yalnızca istediğinizi
alıp çıkıyorsunuz. Amazon Go birkaç yıl içinde benzeri 2.000 dükkan açacağını
açıkladı.
Bu Sistem Nasıl
Çalışıyor?
·
Mağazadaki
bütün ürünlerin ID’lerinin (individual identity, bireysel kimlik) olması ilk
adım. Ürünün durumu (yani yeri) değiştiğinde sensörler, ID’yi otomatik olarak
okuyarak anlıyor. Bu teknoloji RFID (Radio Frequency Identification, radyo
dalgaları ile objelerin kimlik numaralarını iletme) ve NFC (Near Field
Communication, yakın mesafeden iletişim) özelliklerine haizdir. Bunlar (NFC’ler)
programlanabilen mikro çiplerdir ve etki alanına giren enerji kaynakları ile
haberleşebilirler. En kolay anlaşılabilir örnek, mağazalardaki çalınmaya karşı
yapılan etiketlerdir. Bu teknoloji, hep statik duran ve programlanma hafızası
olmayan barkodlarla karıştırılmamalıdır.
·
Mağazadaki
her ürünün bir mikro çipi olmalı, rafa konulurken mağaza sensörleri tarafından
algılanmalı ve alış veriş sırasında tüketicinin cihazı (yani telefonu)
tarafından okutularak (barkod değil mikro çip) sepete konmalıdır.
·
Alış
veriş anında, müşteri bir ürünü akıllı telefonuna yakın tuttuğunda iki seçenek
ekrana gelecek. İlk alternatif olan satın almayı seçerseniz, telefonunuz ürünün
NFC etiketini “satıldı” şeklinde etkileyecek, raftaki miktar azalacak, ürün
fiyatı hesabınıza eklenecektir. Telefonunuzun ekranındaki diğer seçenek olan
daha fazla bilgiyi seçerseniz, elinizdeki ürünün web sayfasına ulaşacaksınız.
Sepete attığınız ürünü almaktan vaz geçerseniz, telefonunuz size vazgeç
alternatifi de sunmuş olacaktır. Bu durumda, ürünü yerine koyduğunuzda NFC
etiketi ürünü raftaki miktara ekleyecektir.
·
Alış
veriş listeniz varsa ve önceden ürünleri (marka, model) belirlediyseniz, mağaza
içinde ürünün nerede olduğunu kolayca bulabileceğiniz gibi, mağazaya
ulaştığınızda almanız için önceden hazır olmalarını da sağlayabilirsiniz.
·
Dükkan
kapısından çıktığınızda, aldıklarınız kaydedilecek ve önceden tanımladığınız kredi
kartından çekilecektir. Fatura eposta adresinize gelecektir. Aldıklarınız
arasında telefonunuza okutulmamış bir ürün varsa, çıkış kapısındaki mağaza
sensörleri ürünün NFC etiketinden durumu anlayacak ve sizi bilgilendirecektir.
Bütün bu işler
olurken, geri planda başka aksiyonların olması da mümkündür:
·
Mağazadaki
stok kontrol yazılımı, anlık durumu bileceğinden, rafı dolduracak sipariş
açabilir.
·
Buzdolabınız
içindeki ürünlerin listesini güncelleyebilir ve web tabanlı kişisel bilgi
sisteminize koyabilir. Eksikleri tamamlamak üzere bir teslimat servisi ile
anlaşmanız da mümkün olabilir.
·
Kutular
açıldıklarında, içlerinde kaç tane ürün kaldığını uzaktan anlama imkanınız
olabilir.
·
Lojistik
geçmişi ve sıcaklık gibi depolama koşulları izlenebilir.
·
Son
kullanım tarihi kayıt edilebilir ve evinizdeki günü geçmiş ürünleri bilirsiniz.
Bilim-Kurgu Gibi
Mi?
Biraz bilim-kurgu gibi
gelse de yakın gelecekteki, alış verişimiz böyle olacak. Tahminlerden şüphe
ediyorsanız, büyük gıda şirketleri ile süpermarket zincirlerinin, böyle
teknolojileri mağazalara koyma motivasyonlarını dikkate almalısınız.
·
Süpermarketler
her gün çok sayıda ürünü, tarihleri geçtiği veya kampanyaları bittiği için imha
ediyor. Tüketici davranışlarının (yani satın alma davranışlarının) sürekli
izlenmesi, gerçek zamanlı stok miktarları ile ilgili yazılım tarafından
karşılaştırılması/analiz edilmesi; süpermarketlere stoklarını azaltma ve çok
büyük meblağları tasarruf etme imkanı verir.
·
Tüketicilerden
çok azı, yeni model daha hızlı çıkış sağlayacağı için eskisi gibi kasiyere
ödemeyi tercih eder. Ürünlerin raftan alınması, sepete konulması, ödeme
noktasında banda yerleştirilmesi, ödeme yapılması ve kasadan geçmiş ürünlerin
torbaya doldurulması işlerinin yerine artık yalnızca telefona dokundurmak
yeterli olacak. Hesap özetinizi anlık olarak, alışveriş sırasında
görebileceksiniz.
·
Ödeme
işleminde maliyet düşürme ihtiyacı, aradaki kasiyeri ortadan kaldıracaktır.
·
Müşterinin
alışkanlıkları kaydedileceğinden, satıcı, toptancı, tedarik zinciri ve üretici
arasında müşteriye özel anlık çözümler geliştirilecektir. Alternatif ürün
tavsiyeleri ve promosyonlar, siz alışveriş yaparken telefonunuzda görünecektir.
·
Dünya
nüfusunun 50%’den fazlasının yaşadığı kalabalık şehirlerdeki alışveriş
imkanları, buradaki hayat tarzına hemen uyacaktır. Bazı teslimat/buzdolabını
doldurma işleri, katma değeri yüksek yeni iş fırsatları olarak görünecektir.
·
NFC
etiketleri, sağlık harcamalarındaki israfı, reçeteye yazılan kullanılması
gereken miktar ile satın alınan arasındaki farkı sıfırlayacaktır. Bu konu,
hayat kurtarma amacıyla ilaç bulundurma ile ilgili değildir. NFC etiketlerini
ambalaja uygulamada öne çıkan şirketlerden biri Norveç’te kurulu “Thin Film
Electronics ASA”dır. Kanada’lı “Jones Packaging Inc”, “Thinfilm’s Open Sense”
adını verdiği NFC etiketlerini 15.000 adet/saat hızla, ilaç ambalajlarına
eklemektedir.
Ya Büyükler
Apple, Cisco,
Wal-Mart, Microsoft, Intel, Siemens, SAP, Samsung, GE,… vb gibi önde gelen
teknooji şirketleri IoT esaslı teknoloji geliştirmek üzere 200 milyar USD’den
fazla para yatırmış durumdadır.
Bu teknolojinin,
gelecek beş yılda yatırılan paranın sekiz katından fazla geliri; internet ve
akıllı telefonlar yardımıyla kazanacağı tahmin edilmektedir.
Bütün bunlar, dünyadaki
bütün ambalaj şirketlerinin Endüstri 4.0 bazlı teknolojileri anlamak
zorunluluğunu, konunun ihmal edilmeyecek derecede önemli olduğunu belirler.
Bu makale günlük
ürünlere, komoditeye odaklanmış olsa da, yakın gelecekte üretilen, ambalajlanan,
kullanılan, sevk edilen ve tüketilen her türlü mal konudan etkilenecektir.
Ambalaj sektörünün,
konuya dahil olma noktası tam burasıdır. Ambalajlarına NFC etiketleri ve
RFID’ler eklenmesi gereken ürünlerden en önemlileri kuşkusuz gıdalar olacaktır.
Ajandasında bu konu bulunan çok sayıda uluslar arası gıda üretim şirketi
bulunmaktadır. Bunun karşısında ambalaj üreticileri ise hızla artacak talebe
cevap vermeye hazır olmalıdır. Tedarik zinciri içinde ambalajın (ambalaj şirketlerinin),
pasif durumdan aktife geçerek muazzam para kazanma imkanı bulunmaktadır.
Aşılması Gereken
Engeller
·
Mikroçipleri
ve ilgili uygulamaları geliştiren elektronik teknoloji şirketleri, ambalaj
sektörü hakkında bilgi sahibi değildir. Toptancı ve gıda üreticilerinin ortaya
koyduğu ihtiyaçları anlamışlardır ama bobin enini esas alan (yani kombine
yapılan) ambalaj üretim yöntemlerini ve NFC etiketlerini prosesin neresinde
uygulayacaklarını bilmezler.
·
Ambalaj
üreticilerinin NFC etiketlerini ambalaj çözümlerine uygulamak için gereli
teknoloji bilgileri çok yetersizdir. Bu nedenle, etiketleri ekleme prosesi manuel
(el ile) olarak düşünülmektedir. Bu ise sanki bir pazara giriş engeli
oluşturarak, maliyetleri arttırmaktadır.
·
Üretim
makineleri üretenler ise gıda markaları, süpermarketler ve ambalaj üreticileri
ile konuşmayı unutmuş gibidir. Ambalaj sektöründe önde gelen makine
üreticilerinin büyük çoğunluğu, NFC etiket otomasyonlarına kayda değer yatırım
yapmamıştır. Yüksek yatırım maliyetlerinden dolayı bu şirketler kendi
fikirlerini geliştirmek yerine, müşterilerinin NFC uygulama ihtiyaçlarının
kesinleşmesini beklemek arzusundadır.
·
NFC
etiketlerinin, hurda kağıtların toplanması ve geri kazanılmasındaki yeri
mutlaka dikkate alınmalıdır.
·
Bu
konuya nitelikli katılımı sağlayabilecek elektronik ve yazılım uzmanlarının
eksikliği, kağıt esaslı ambalaj sektöründe açıkça hissediliyor. Ortaya çıkacak
talebi karşılamak üzere eğitim ve yetiştirme şart görünmektedir.
Ambalaj sanayisindeki
bu önemli değişim hususunda, paydaşların çok az diyaloğu olduğuna göre;
tarafları bir araya getirmek gereklidir.
Son zamanlarda yapılan
bir araştırmaya göre, iş sahipleri, yönetim kurulu üyeleri ve üst düzey
yöneticilerden ancak 77%’si ne olduğunu ve IoT’un sektörlerini nasıl
değiştireceğini anlıyor ve kabul ediyor. Çalışanların ise yalnızca 17%’si
(IoT’la) iş yerlerinin nasıl değişeceğini anlıyor ve kabul ediyor. Görüldüğü
üzere, üretim teknolojisi ile tedarik zincirindeki geçişe karar verecekler ile
yapacaklar arasında korkunç bir anlayış farkı bulunmaktadır.
Birbirlerinin
çıktılarını çok etkilediklerinden, bir şekilde karşılıklı bağımlı olan kağıt
esaslı ambalaj sektöründeki paydaşlar ve IoT; maliyet düşüren, pratik ve
sürdürülebilir çözümler için hemen birlikte çalışmaya başlamalıdır.
Bu durumda yarış, en
iyi uygulama, en iyi iş çözümü, çevreye en az zarar veren, en akıllı
teknolojiyi; farklı zaman, farklı mekan ve farklı araçları süren ehil olmayan
şoförlere sunulması şeklinde olacaktır. Oluşacak karışıklığı dert etmeyin,
zaten sunulan bütün teknolojilerde olduğu gibi bir kaotik yarış ve
bilgi/anlayış eksiğini göreceğiz.
Ambalaj sektörlerinin
liderleri ile onların şirketleri, kaçınılmaz değişikliklerin
standartlaştırılmış prosesler halinde yapılmasını; kabul edilebilir karlılık
seviyesinin korunmasını garanti etmek üzere inisiyatif almalıdır. Bu arada
teknoloji devlerine, ambalaj tedarik zincirinin bütününe ilişkin ne
düşündüklerini ve bunun sektöre ne fayda sağlayacağını sormak gerekir.
Kağıt esaslı ambalaj
sektörü izlenebilir akıllı ambalaj çözümlerinden nasıl katma değer yaratıp-para
kazanacağını öğrenmek zorundadır. Ambalaj üreticileri, talep edilen çözümleri
kullanmak yerine, onları yöneten olmak gibi bir şansa sahiptir. Dünyada ilk
kutu basıldıktan yaklaşık 100 yıl sonra, NFC etiketleri ambalaja en yüksek
katma değer sağlama imkanı veriyor. Müşteriye ise (üretici gibi) ambalajı geçtiği
bütün adımlarda izleme imkanı tanıyor. Bu karşılıklı fayda, henüz hiçbir
mecrada dikkate alınmıyor. Karşılıklı diyalog ile konuya ilişkin standartların
oluşturulması ve sürdürülmesinden de avantaj sağlanabilir.