28 Mayıs 2017 Pazar

Ambalaj Sektöründe Endüstri 4.0

Bu yazı,  International Paper Board Industry dergisinin Şubat 2017 sayısı, sayfa 40’daki “The Internet Of Things” başlıklı yazıdan özetlenerek tercüme edilmiştir. Endüstri 4.0'ın ambalaj fabrikasının içinde yaratacağı değişimlerden daha ziyade, ürettiğimiz ambalajlarda hangi değişiklikler olacağı anlatılmaktadır.

Geçen birkaç senedir, Nesnelerin İnterneti (IoT, Internet of Things) veya Almanların deyimiyle Endüstri 4.0 (Industry 4.0) dünya çapında kaçınılamayacak bir realite olmuş durumdadır. Hangi konferans katılsanız, hangi fuarı gezseniz; hızla büyüyen önemli bir husus olduğundan ajandada veya programda  bu konu yer alıyor.

Verilen öneme rağmen şaşırtıcı derece az sayıda insan, ne olduğunu ve dünyanın nasıl değişeceğini anlıyor. Diğer sanayi kollarına kıyasla, kağıt esaslı ambalaj sektörü oldukça dramatik dezavantaja sahip görünüyor. Bu olumsuzluğa neden olan ise konunun uzmanlarına göre; NFC etiketleri, sensör teknolojisi, ilgili yazılımlar ve bunların uygulamalarındaki gelişme derecesi ile  bunların hepsinin sektörümüzdeki durumu arasındaki farkın çok büyük olmasıdır. Bilindiği kadarıyla  kağıt, karton veya oluklu mukavva üreticilerinin ifade edilen teknolojileri sağlayan şirketler ile hemen hiçbir ilişkisi yoktur.

Ne Anlama Geliyor?
Konuya yakın olmayan okuyucular için IoT (veya Endüstri 4.0), bir cihazın, internet ile bulut bazlı veri stoklama sağlayıcısı kanalı ile bilgi paylaşmasıdır. Uygulamanın amacı araya insanın girip müdahalede bulunmamasıdır.

Açıklama bazılarına korkutucu bazılarına ise heyecan verici gelebilir. Bu türlü değişimlere herkes farklı tepki verir. Yeni teknolojiyi, yaş, eğitim ve mesleğimize göre anlamakta zorlanabilir, amacı sorgulayabilir veya çekici bir iş fırsatı bulabiliriz.

25 yıldır halkın kullanımında olan internet ile 10 yıldır hayatımızda olan akıllı telefonlar, dünya genelinde insanların iletişimini oldukça etkileyip-geliştirdi. Değişimin hızı bazılarına ağır gelirken, diğerlerini heyecanlandırdı. Çoğunlukla, bu değişimleri ve topluma getirdiklerini yeni standartlar olarak kabul ettik. Bazıları yeni teknolojileri güvenilmez bulup-denemek istemese de iş yerleri, ticari organizasyonlar ve devlet kurumları şartların zorlaması ile değişime ayak uydurdular. Yani uyum, başlangıçta seçimli olsa da artık zaruri oldu.

Örneğin İsveç’te, otobüs bileti alırken, restoran ve mağazalarda ödeme yaparken, cep telefonu uygulamaları zorunludur. Alınan ürünleri kendi kendine okutulan kasalar, başında kasiyer olanlardan daha yaygın hale geldi. Anlaşılacağı üzere, biz istesek de kabul etmesek de dünya değişiyor.

Yeni teknolojiler ve getirdikleri değişimlerin, toplum içindeki günlük rutinlerimize etkisini açıklayan genel teori şöyledir:

·        Siz doğmadan önce keşfedilmiş her yeni teknolojiyi, yaşamınızı kolaylaştıran, bir standart olarak kabul edersiniz.

·        Siz 30 yaşınıza varmadan keşfedilen yeni teknolojiyi çoğunlukla heyecan verici olarak alırsınız. Bu yaş grubu, yeni teknolojinin kabul edilmesini veya ret edilmesini sağlar.

·        30 ila 50 yaş grubundaki iş insanları, genel olarak yeni teknolojiyi şüphe ile inceleyerek kabul eder, iş fırsatı yaratır mı, kar arttırır mı diye bakar. Yeni teknolojinin yüksek seviyede kabul görmesini sağlamak adına, pazarda gerekli düzenlemelerin yapılmasına yol açan, ikinci kabul ediciler bunlardır.

·        50’den daha yaşlı olanların çoğunluğu yeni teknolojiden, anlayamayacaklarından korktukları veya hayatlarına getireceği değişikliklere uyamayacaklarını düşündüklerinden; uzak dururlar.

Değişim Devam Ediyor
Nesnelerin İnterneti, akıllı telefon ve internete gösterilen reaksiyon veya kabulün benzerini çeşitli demografik gruplardan görecek ama toplumda daha hızlı, daha ezici, daha büyük değişimlere neden olacaktır.

Daha geçenlerde, “Amazon Go” kasiyersiz çalışan ilk mağazasını açtı. Haberi kaçırmış olabilirsiniz. Tüketici, dükkan içinde yürüyor, tercih ettiği ürünleri alıyor, alırken akıllı telefonuna kaydediyor, telefonuna yüklü bir uygulama ile ödemesini yapıyor. Ödeme kapıdan çıkarken otomatik gerçekleşiyor. Ödeme kuyruğu, ödeme cihazı, para, kredi kartı makinesi yok. Yalnızca istediğinizi alıp çıkıyorsunuz. Amazon Go birkaç yıl içinde benzeri 2.000 dükkan açacağını açıkladı.

Bu Sistem Nasıl Çalışıyor?
·        Mağazadaki bütün ürünlerin ID’lerinin (individual identity, bireysel kimlik) olması ilk adım. Ürünün durumu (yani yeri) değiştiğinde sensörler, ID’yi otomatik olarak okuyarak anlıyor. Bu teknoloji RFID (Radio Frequency Identification, radyo dalgaları ile objelerin kimlik numaralarını iletme) ve NFC (Near Field Communication, yakın mesafeden iletişim) özelliklerine haizdir. Bunlar (NFC’ler) programlanabilen mikro çiplerdir ve etki alanına giren enerji kaynakları ile haberleşebilirler. En kolay anlaşılabilir örnek, mağazalardaki çalınmaya karşı yapılan etiketlerdir. Bu teknoloji, hep statik duran ve programlanma hafızası olmayan barkodlarla karıştırılmamalıdır.

·        Mağazadaki her ürünün bir mikro çipi olmalı, rafa konulurken mağaza sensörleri tarafından algılanmalı ve alış veriş sırasında tüketicinin cihazı (yani telefonu) tarafından okutularak (barkod değil mikro çip) sepete konmalıdır.

·        Alış veriş anında, müşteri bir ürünü akıllı telefonuna yakın tuttuğunda iki seçenek ekrana gelecek. İlk alternatif olan satın almayı seçerseniz, telefonunuz ürünün NFC etiketini “satıldı” şeklinde etkileyecek, raftaki miktar azalacak, ürün fiyatı hesabınıza eklenecektir. Telefonunuzun ekranındaki diğer seçenek olan daha fazla bilgiyi seçerseniz, elinizdeki ürünün web sayfasına ulaşacaksınız. Sepete attığınız ürünü almaktan vaz geçerseniz, telefonunuz size vazgeç alternatifi de sunmuş olacaktır. Bu durumda, ürünü yerine koyduğunuzda NFC etiketi ürünü raftaki miktara ekleyecektir.

·        Alış veriş listeniz varsa ve önceden ürünleri (marka, model) belirlediyseniz, mağaza içinde ürünün nerede olduğunu kolayca bulabileceğiniz gibi, mağazaya ulaştığınızda almanız için önceden hazır olmalarını da sağlayabilirsiniz.

·        Dükkan kapısından çıktığınızda, aldıklarınız kaydedilecek ve önceden tanımladığınız kredi kartından çekilecektir. Fatura eposta adresinize gelecektir. Aldıklarınız arasında telefonunuza okutulmamış bir ürün varsa, çıkış kapısındaki mağaza sensörleri ürünün NFC etiketinden durumu anlayacak ve sizi bilgilendirecektir.

Bütün bu işler olurken, geri planda başka aksiyonların olması da mümkündür:
·        Mağazadaki stok kontrol yazılımı, anlık durumu bileceğinden, rafı dolduracak sipariş açabilir.

·        Buzdolabınız içindeki ürünlerin listesini güncelleyebilir ve web tabanlı kişisel bilgi sisteminize koyabilir. Eksikleri tamamlamak üzere bir teslimat servisi ile anlaşmanız da mümkün olabilir.

·        Kutular açıldıklarında, içlerinde kaç tane ürün kaldığını uzaktan anlama imkanınız olabilir.

·        Lojistik geçmişi ve sıcaklık gibi depolama koşulları izlenebilir.

·        Son kullanım tarihi kayıt edilebilir ve evinizdeki günü geçmiş ürünleri bilirsiniz.

Bilim-Kurgu Gibi Mi?
Biraz bilim-kurgu gibi gelse de yakın gelecekteki, alış verişimiz böyle olacak. Tahminlerden şüphe ediyorsanız, büyük gıda şirketleri ile süpermarket zincirlerinin, böyle teknolojileri mağazalara koyma motivasyonlarını dikkate almalısınız.

·        Süpermarketler her gün çok sayıda ürünü, tarihleri geçtiği veya kampanyaları bittiği için imha ediyor. Tüketici davranışlarının (yani satın alma davranışlarının) sürekli izlenmesi, gerçek zamanlı stok miktarları ile ilgili yazılım tarafından karşılaştırılması/analiz edilmesi; süpermarketlere stoklarını azaltma ve çok büyük meblağları tasarruf etme imkanı verir.

·        Tüketicilerden çok azı, yeni model daha hızlı çıkış sağlayacağı için eskisi gibi kasiyere ödemeyi tercih eder. Ürünlerin raftan alınması, sepete konulması, ödeme noktasında banda yerleştirilmesi, ödeme yapılması ve kasadan geçmiş ürünlerin torbaya doldurulması işlerinin yerine artık yalnızca telefona dokundurmak yeterli olacak. Hesap özetinizi anlık olarak, alışveriş sırasında görebileceksiniz.

·        Ödeme işleminde maliyet düşürme ihtiyacı, aradaki kasiyeri ortadan kaldıracaktır.

·        Müşterinin alışkanlıkları kaydedileceğinden, satıcı, toptancı, tedarik zinciri ve üretici arasında müşteriye özel anlık çözümler geliştirilecektir. Alternatif ürün tavsiyeleri ve promosyonlar, siz alışveriş yaparken telefonunuzda görünecektir.

·        Dünya nüfusunun 50%’den fazlasının yaşadığı kalabalık şehirlerdeki alışveriş imkanları, buradaki hayat tarzına hemen uyacaktır. Bazı teslimat/buzdolabını doldurma işleri, katma değeri yüksek yeni iş fırsatları olarak görünecektir.

·        NFC etiketleri, sağlık harcamalarındaki israfı, reçeteye yazılan kullanılması gereken miktar ile satın alınan arasındaki farkı sıfırlayacaktır. Bu konu, hayat kurtarma amacıyla ilaç bulundurma ile ilgili değildir. NFC etiketlerini ambalaja uygulamada öne çıkan şirketlerden biri Norveç’te kurulu “Thin Film Electronics ASA”dır. Kanada’lı “Jones Packaging Inc”, “Thinfilm’s Open Sense” adını verdiği NFC etiketlerini 15.000 adet/saat hızla, ilaç ambalajlarına eklemektedir.

Ya Büyükler
Apple, Cisco, Wal-Mart, Microsoft, Intel, Siemens, SAP, Samsung, GE,… vb gibi önde gelen teknooji şirketleri IoT esaslı teknoloji geliştirmek üzere 200 milyar USD’den fazla para yatırmış durumdadır.

Bu teknolojinin, gelecek beş yılda yatırılan paranın sekiz katından fazla geliri; internet ve akıllı telefonlar yardımıyla kazanacağı tahmin edilmektedir.

Bütün bunlar, dünyadaki bütün ambalaj şirketlerinin Endüstri 4.0 bazlı teknolojileri anlamak zorunluluğunu, konunun ihmal edilmeyecek derecede önemli olduğunu belirler.

Bu makale günlük ürünlere, komoditeye odaklanmış olsa da, yakın gelecekte üretilen, ambalajlanan, kullanılan, sevk edilen ve tüketilen her türlü mal konudan etkilenecektir.

Ambalaj sektörünün, konuya dahil olma noktası tam burasıdır. Ambalajlarına NFC etiketleri ve RFID’ler eklenmesi gereken ürünlerden en önemlileri kuşkusuz gıdalar olacaktır. Ajandasında bu konu bulunan çok sayıda uluslar arası gıda üretim şirketi bulunmaktadır. Bunun karşısında ambalaj üreticileri ise hızla artacak talebe cevap vermeye hazır olmalıdır. Tedarik zinciri içinde ambalajın (ambalaj şirketlerinin), pasif durumdan aktife geçerek muazzam para kazanma imkanı bulunmaktadır.

Aşılması Gereken Engeller
·        Mikroçipleri ve ilgili uygulamaları geliştiren elektronik teknoloji şirketleri, ambalaj sektörü hakkında bilgi sahibi değildir. Toptancı ve gıda üreticilerinin ortaya koyduğu ihtiyaçları anlamışlardır ama bobin enini esas alan (yani kombine yapılan) ambalaj üretim yöntemlerini ve NFC etiketlerini prosesin neresinde uygulayacaklarını bilmezler.

·        Ambalaj üreticilerinin NFC etiketlerini ambalaj çözümlerine uygulamak için gereli teknoloji bilgileri çok yetersizdir. Bu nedenle, etiketleri ekleme prosesi manuel (el ile) olarak düşünülmektedir. Bu ise sanki bir pazara giriş engeli oluşturarak, maliyetleri arttırmaktadır.

·        Üretim makineleri üretenler ise gıda markaları, süpermarketler ve ambalaj üreticileri ile konuşmayı unutmuş gibidir. Ambalaj sektöründe önde gelen makine üreticilerinin büyük çoğunluğu, NFC etiket otomasyonlarına kayda değer yatırım yapmamıştır. Yüksek yatırım maliyetlerinden dolayı bu şirketler kendi fikirlerini geliştirmek yerine, müşterilerinin NFC uygulama ihtiyaçlarının kesinleşmesini beklemek arzusundadır.

·        NFC etiketlerinin, hurda kağıtların toplanması ve geri kazanılmasındaki yeri mutlaka dikkate alınmalıdır.

·        Bu konuya nitelikli katılımı sağlayabilecek elektronik ve yazılım uzmanlarının eksikliği, kağıt esaslı ambalaj sektöründe açıkça hissediliyor. Ortaya çıkacak talebi karşılamak üzere eğitim ve yetiştirme şart görünmektedir.

Ambalaj sanayisindeki bu önemli değişim hususunda, paydaşların çok az diyaloğu olduğuna göre; tarafları bir araya getirmek gereklidir.

Son zamanlarda yapılan bir araştırmaya göre, iş sahipleri, yönetim kurulu üyeleri ve üst düzey yöneticilerden ancak 77%’si ne olduğunu ve IoT’un sektörlerini nasıl değiştireceğini anlıyor ve kabul ediyor. Çalışanların ise yalnızca 17%’si (IoT’la) iş yerlerinin nasıl değişeceğini anlıyor ve kabul ediyor. Görüldüğü üzere, üretim teknolojisi ile tedarik zincirindeki geçişe karar verecekler ile yapacaklar arasında korkunç bir anlayış farkı bulunmaktadır.

Birbirlerinin çıktılarını çok etkilediklerinden, bir şekilde karşılıklı bağımlı olan kağıt esaslı ambalaj sektöründeki paydaşlar ve IoT; maliyet düşüren, pratik ve sürdürülebilir çözümler için hemen birlikte çalışmaya başlamalıdır.

Bu durumda yarış, en iyi uygulama, en iyi iş çözümü, çevreye en az zarar veren, en akıllı teknolojiyi; farklı zaman, farklı mekan ve farklı araçları süren ehil olmayan şoförlere sunulması şeklinde olacaktır. Oluşacak karışıklığı dert etmeyin, zaten sunulan bütün teknolojilerde olduğu gibi bir kaotik yarış ve bilgi/anlayış eksiğini göreceğiz.

Ambalaj sektörlerinin liderleri ile onların şirketleri, kaçınılmaz değişikliklerin standartlaştırılmış prosesler halinde yapılmasını; kabul edilebilir karlılık seviyesinin korunmasını garanti etmek üzere inisiyatif almalıdır. Bu arada teknoloji devlerine, ambalaj tedarik zincirinin bütününe ilişkin ne düşündüklerini ve bunun sektöre ne fayda sağlayacağını sormak gerekir.

Kağıt esaslı ambalaj sektörü izlenebilir akıllı ambalaj çözümlerinden nasıl katma değer yaratıp-para kazanacağını öğrenmek zorundadır. Ambalaj üreticileri, talep edilen çözümleri kullanmak yerine, onları yöneten olmak gibi bir şansa sahiptir. Dünyada ilk kutu basıldıktan yaklaşık 100 yıl sonra, NFC etiketleri ambalaja en yüksek katma değer sağlama imkanı veriyor. Müşteriye ise (üretici gibi) ambalajı geçtiği bütün adımlarda izleme imkanı tanıyor. Bu karşılıklı fayda, henüz hiçbir mecrada dikkate alınmıyor. Karşılıklı diyalog ile konuya ilişkin standartların oluşturulması ve sürdürülmesinden de avantaj sağlanabilir.