17 Şubat 2014 Pazartesi

ROBOTLAR

http://www.worldrobotics.org/uploads/media/Executive_Summary_WR_2013.pdf
adresindeki rapora göre, robotlar iki gruba ayrılıyor. Endüstriyel amaçlı kullanılanlar ve servis amaçlı kullanılanlar.
Servis robotları
2012’de 16.067 servis robotu 3,42 milyar U$’a satılmış. 1998’den 2012 sonuna dek satılan robot sayısı 126.000’e ulamış. 2016’ya dek her yıl ortalama 28.000 servis robotunun satılacağı tahmin ediliyor. Servis robotlarının başlıca kullanım alanları şu şekilde imiş:
  • Savunma, insansız hava araçları
  • Medikal, ameliyat ve terapi
  • Su altında, çeşitli uygulamalar
  • Lojistik, akıllı araba
  • İnşaat, yapma ve yıkım
  • Ev içi, vakum ve yer temizliği, çim bakımı, dinlenme/eğlence/oyun, eğitim ve araştırma
  • Engellilere yardım amaçlı
  • Ev güvenliği ve izleme
  • Arama ve kurtarma amaçlı olanlar
  • Personel taşıma, hasta/yatalak taşıma
Kullanım alanlarına bakıldığında, servis robotları, insanlar için “yardımcı olma” misyonuna sahip gibi görünmektedir. Başlangıçta, beden işçilerini daha sonra da tüm çalışanları etkileyecek olanlar, endüstriyel robotlardır.
Endüstriyel robotlar






 2012’de bir önceki yıla göre, biraz azalarak 159.346 endüstriyel robot satılmış. Azalma elektronik sanayinde işlerin iyi olmamasından kaynaklanmış. Metal ve makine imalat sektörünün de robot talebi azalırken; otomotiv, gıda ve kimya (lastik ve plastik dahil) robot taleplerini arttırmışlar.

Satılan robotların 70%’ini ABD, Çin, Japonya, Almanya ve Güney Kore satın almışlar. Yukarıdaki tablo önümüzdeki yıllarda ülkelerin robot satın alma sayılarını tahmin etmektedir. Ülkemizin adı tabloda yoktur, ancak raporda Türkiye’nin 2012’de 1.000 kadar robot satın aldığı belirtilmiştir.

Tabloya dikkatlice bakıldığında, 2013’den 2016’ya robot talebini en çok yaratan ülkelerin daha çok üretim yapacağı açıktır. Çin ve Japonya’nın taleplerinde ki artış 52% ve 18%’dir. Demek ki 2-3 yıl içinde Çin ucuz işçiliği ile değil, robotlu üretimi sayesinde ucuz kalmaya devam edecektir. İşsiz kalacak ve bir yandan da çoğalan Çinlileri, çalıştırabilecek iş bulmalarını dilerim.

Öte yandan Almanya’nın, AB ülkelerinden ne kadar farklı davrandığı da belli olmaktadır. Mevcutta robot talebinin 40%’dan fazlasını oluşturan Almanya, tablodaki diğer AB ülkelerine fark atmaya devam edecektir.
Aşağıdaki tablo ise, hangi ülkede/bölgede kaç kurulu robot olacağını tahmin etmektedir. Başka bir deyişle robot nüfus sayısıdır.








İlk tabloya bakıldığında, Güney Kore’nin bu kadar çok robotu olduğu belli değildir. 2016’ya gelindiğinde, dünya robot nüfusunun 12%’si Güney Kore’de kurulmuş olacaktır.

Eskiden üretim hatları işçiliğin ucuz olduğu yerlere giderken, önümüzdeki dönemde kuşkusuz, robotların yoğun olduğu yerlere gidecektir. Bu durum, gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkelerin arasındaki farkı daha da açacaktır.

2013’de 1.373.000 olan endüstriyel robot popülasyonu, 20,9% artışla, 2016’da 1.660.000’e yaklaşacaktır. Önceki yazımdaki hesaba istinaden, artan robot sayısı 1,5 milyon üretim işçisini daha işsiz bırakacaktır.

Endüstriye robotların kullanıldığı alanların başında motorlu taşıt üretimi gelmektedir.

Elektronik, otomotiv yedek parçası gibi emek yoğun sektörler sıralanmaktadır. Yukarıdaki tablonun belki tek güzel tarafı, motorlu araçlar ile cep telefonu gibi elektronik ürünlerin ucuzlayacağı beklentisi olabilir.
Minimum kullanım ömrü 12 yıl olan robotlara niçin yatırım yapılıyor derseniz?
  • Rekabet üretim hatlarında modernizasyonu tetikliyor
  • Enerji verimliliği ile yeni geliştirilen malzemeler, kullanılmakta olan kalıp ve ekipmanların yeniden dizayn edilmesini gerektiriyor
  • Artan müşteri talebi, üretim kapasitesinin arttırılmasını da getiriyor
  • Azalan ürün ömrü ve artan ürün çeşitliliği, esnek üretim modellerini destekliyor
  • Robotların gelişiyor olması, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde de kullanımlarını arttırıyor. Gelişme alanları; basit prosesler için ucuz robotlar, insan-robot çalışılabilen işler olarak sayılıyor
  • Artan kalite beklentileri, yüksek teknolojili robot kullanımını destekliyor
  • Yorucu, pis ortam, tehlikeli işler robotlar için kolay işler olmaktadır.
Yukarıda sayılmayan esas konu ise, robotun ücret, izin, fazla mesai istemez olmasıdır. Yatırımı bir kez yapıldığında en az 12 yıl boyunca çalışmasıdır.

Yöneticilerin açmazı
  • Yukarıdaki eleştirel yaklaşımı getiren ben, “yönetici” şapkasını taktığımda Kaplamin’e robot yatırımı yapma kararını kolaylıkla verdim. Günümüzdeki rekabet koşulları, yöneticileri robot kararlarını almaya zorlamaktadır.
  • Teknolojinin geldiği ve gidebileceği yer, robotlaşmayı arttıracak ve insanları giderek işsiz durumuna getirecektir. Teknolojiden vazgeçmeyeceğimize göre, insanları hem meşgul tutacak hem de gelirlerini garanti altına alacak politikalara ihtiyaç var görünmektedir. Bu politikaları geliştirecek devlet görevlilerin ise robotlaşmanın getireceği problemleri anlaması çok uzun zaman alacaktır. Zira robotu tasarlayan, üreten ve kullanan özel sektördür.
  • ABD’deki robotlaşma, “haftalık işsizlik başvurusu” gibi bazı güncel göstergeleri, sanırım 2016’dan itibaren etkilemeye başlar. Genellikle vasıfsız kişiler, haftalık işsizlik başvurusunu yaptığı için, robotlara karşı ilk çatlak seslerin ABD’de bu tarihten sonra çıkacağını tahmin ediyorum.
  • Yukarıda bahsettiğim insani politikalar devreye alınmazsa, herhalde dünya bilim kurgu filmlerinde olduğu gibi, insanların yaban hayvanları gibi saklandığı, teknolojiye sahip olanların da insanları avladığı bir yer olur.

2 Şubat 2014 Pazar

İnsansız fabrikalara doğru

20/01/2014 tarihli Radikal gazetesinde, Ümit İzmen’in yazısında, Oxford üniversitesinde yapılan bir araştırmaya göre; mevcut mesleklerin 47%’sinin yok olacağını okudum.
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/umit_izmen/kos_arkanda_eski_dunya_var-1171566
Yok olacak işlerin, makineler/bilgisayarlar tarafından yapılacağını okuyunca, Oxford üniversitesinin sitesinden bahsedilen araştırmayı buldum.
http://www.oxfordmartin.ox.ac.uk/downloads/academic/The_Future_of_Employment.pdf
Araştırmada, mesleklerin bilgisayarlar tarafından yapılabilme durumu 3 kritere bağlanmış.

İlk grafikte, sosyal zeka açısından bakıldığında; bulaşık yıkama tamamıyla makineler tarafından yapılabilecek bir iş durumundadır. Buna karşılık, halkla ilişkiler ile etkinlik planlama mesleklerinin bilgisayar tarafından yapılma imkanı sıfırdır.
İkinci grafik yaratıcılık boyutudur. Mahkeme katipliği robotlar tarafından yapılabilecek bir meslek iken; moda tasarımcılığı  ile biyologluğun yapılabilmesi mümkün görünmemektedir.
Son grafik algılama ve algıyı kullanma açısından mesleklere bakmaktadır. Telefonla pazarlama tamamen bilgisayarlaşabilecek bir meslek ilen, buhar kazanı operatörlüğü kısmen ve cerrahlık çok az bilgisayarlara geçebilecek meslek olarak görünmektedir.
Çalışmada, geliştirilen algoritma; ABD’de detaylı tanımı olan 702 mesleğe uygulanmış ve robotlarca yapılabilme ihtimalleri hesaplanmıştır. Yazarlar 67% ve üzerindeki oranlara sahip mesleklerin bilgisayar/robot/makine tarafından yapılabileceğini düşünmektedirler. Ve bu dönüşümün maksimum 20 yıl süreceğini ifade etmektedirler. Yani kabaca 330 meslek 10 ila 20 yıl içinde insanlar tarafından yapılmıyor olacaktır. Bilgisayar/robot teknolojisinde yeni gelişmeler ile maliyetlerin düşmesi, beklenen süreyi kısaltabilir ve/ya umulandan daha fazla meslek makinelere geçebilir.
Listenin sonunda telefonla pazarlama mesleği bulunmaktadır ki bu işin bilgisayarlara geçtiği uygulamalar ülkemizde dahi bulunmaktadır. Eskiden telefonla, TV yayını satmak için canlı bir ses konuşmaya başlarken; şimdi “X medyadan sizi arayalım mı? Evetse 1’e bas” şeklinde bant kaydı çıkmaktadır.
Yok olacak meslekler arasında; taksi sürücülüğü, manikür/pedikürcülük, saat tamirciliği, iğne iplikle dikişçilik, telefon operatörlüğü, ambalajlama/dolum işçiliği, kasiyerlik ile her türlü düz memurluk ön plana çıkmaktadır.
Yok olma ihtimali zayıf olan mesleklerin ise, yaratıcılık, rutin olmama, yapana özel yetenek gerektirme veya müşteriye özel yorumlama (makyaj), dar alanda çalışma, el/parmak mahareti gerektirme ve pazarlık etme gibi yönleri öne çıkmaktadır. Bu grupta terapistlik ve çeşitli tıbbi meslekler en başta gelmektedir.
Bizdeki tanımlar ile ABD’deki tanımlar uymamakla birlikte; ambalaj ve kağıt sektörleri açısından listeyi incelediğimde şu mesleklerin robotlaşacağını gördüm:
  • Prepres operatörlüğü (preprint)
  • Matbaadaki Ciltleme işçiliği
  • Kantar memurluğu (tartı, kontrol, numune alma işleri)
  • Üretim operatörleri
  • Forklift operatörleri
  • Hurda kağıt toplayıcılığı
  • Kalıplı kesim makinesi operatörü
  • Planlama ve üretimle ilgili memurlar
  • Kazan operatörü
  • Dikiş makinesi çalışanı
  • Baskı makinesi operatörü
  • Kesme kalıbı yapan teknisyen
  • Nişasta hazırlama elemanı
  • Sevkiyat, depolama memur ve amirleri
  • Pazar araştırma uzmanları
  • Arıtma tesisi çalışanları
  • Müşteri hizmetleri

Liste daha da uzun olabilir. Anladığım kadarı ile istikbalde bir oluklu fabrikasını 20 kadar çalışanı olacaktır. Bunlarda:
  • Genel müdür (Makine mühendisi ile satış müdürünün, bilgisayarlaşması genel müdürden daha da zor görünmektedir)
  • Birkaç müdür (üretim, satış, finansman)
  • Bilgi işlemle ilgili biri
  • Rutin olmayan tamiratları yapabilen birkaç mühendis/teknisyen
  • Köprüde sıkışan kutuyu çıkarmak, kopan kağıtla ilgilenmek için vardiyada bir kaç eleman
Kalan bütün işlerin robotlar tarafında yapılabilme ihtimali bulunmaktadır. Satışlar giderek yıllık/3 yıllık olacağından ve karşı tarafta satın alma uzmanı olmayacağından satış temsilcisi de olmayacaktır. Bakalım böyle bir fabrikayı ne zaman göreceğiz?

Meselenin bir de insani boyutu var. Bu meslekleri icra edenler ne iş yapacaklardır?

Adresinden aldığım üstteki grafiğe göre, 1979’da ABD’de 19 milyondan fazla üretimle ilgili çalışan varken; 2012’de bu rakam 12 milyonun altına düşmüş. Buna karşılık, aynı yıl endüstriyel robot sayısı 1,4 milyona ulaşmış. Kurulan her robot, ortalama 5 işçiyi işsiz bırakmış. Robot üreticileri, kendi örgütlerinde şu kadar istihdam sağlıyoruz şeklinde övünseler de ilerleyen teknolojinin insanları işsiz bırakacağını düşünüyorum. Robot üreticilerinin, gizliden gizliye “robot üretiminde çalışan robotlar” da yapmaya çalıştığına adım kadar eminim.