5 Aralık 2021 Pazar

Tedarik Zinciri Problemi

Omüd’ün düzenlediği webinarda 23 Kasım 2021 günü Tedar Başkanı Tuğrul GÜNAL ile söyleşi yaptım. (Omüd Youtube kanalından izlenebilir.) Katılımcılardan gelen geri bildirimlerde, konuşmanın daha çok tedarik zincirinin önemi ve bu işi yapan bölümün nasıl organize edilmesi gibi hususlarda yoğunlaştığı oldu. Katılımcılar daha çok, tedarik zinciri neden kırıldı, ne kadar sürede tamir olur ve sektörümüzü nasıl etkileyecek gibi duymak istemişler. Bu türlü geri bildirimler alınca, biraz araştırdım ve böyle sorulara daha çok cevap veren kaynaklardaki yazıları buldum. Aşağıda ağırlıkla ilk kaynaktaki yazıdan tercüme ettiğim notlar (birebir tercüme değildir, italik yazılanlar) ile benim yorumlarımı okuyacaksınız.


Tedarik Zincirleri nasıl Kırıldı ve Yakın Zamanda Düzelmeyecek (1)

Bilgisayar çipleri, egzersiz ekipmanları, kahvaltılık mısır gevreği derken dünyada pek çok ürünün bittiği anlaşıldı. Bir tuşla sipariş verip-gelmesini beklerken; tuvalet kâğıdı alamamanın, perdelik kumaş için aylarca beklemenin veya yeni arabanın rengini seçememenin şokunu yaşadık.

Daha da önemlisi pandeminin başında koruyucu maske/malzeme yokluğu yaşadık. Doktorlar yeterli ilaç bulamadı ve Alaska’da insanlar kışlık giysi bulamadı/alamadı. Ve hatta uçaklar, uçuş sırasında ikram edilecek yiyecekler beklendiği için gecikti.

Bunlar Neden Oldu?

Pandemi global tedarik zincirinin her aşamasını bozdu. Malları üretildikleri, madenleri çıkarıldıkları veya tarımsal ürünleri yetiştirildikleri yerden alıp-tüketildikleri noktaya taşıyan, gerektiği yerde depolayan görünmez üretim, lojistik, nakliye yoluna tedarik zinciri denir. Zincirin sonunda, o mala/ürüne/madene parayı ödeyen tüketici veya bir şirket bulunur. Mal yokluğu, kıtlık, birçok malın fiyatının yükselmesine neden oldu.

Sıkıntı Ne Zaman Başladı?

Tedarik zinciri kırılmaları, pandeminin başlarına kadar uzanıyor. Çin, Güney Kore ve Tayvan gibi ülkelerin yanı sıra Vietnam gibi Güneydoğu Asya ülkeleri ve Almanya gibi dünyanın üretim kapasitesinin çoğunun bulunduğu ülkelerdeki fabrikalar; korona virüs vakalarının yayılmasından çok etkilendi. Birçok fabrika, işçiler hasta olduğu veya karantinaya alındığı için kapandı veya üretimi azaltmak zorunda kaldı. Buna karşılık nakliye şirketleri, dünya çapında mal taşıma taleplerinde düşüş olacağını düşünerek; programlarını kesti.

Öte yandan evde oturan ve devlet desteği alan Amerikalılar sipariş patlaması yarattılar: Ofis masa ve sandalyesi, yazıcı, spor/jimnastik ekipmanı, video oyun konsolu, ilave alan yaratmak için ahşap plaka, yeni bölümleri güzelleştirmek için boyadan başka, ebeveynler çocukları ile yemek yapmak için mikser/blender gibi mutfak aletleri de sipariş etti. Normal zamanlardaki talep seviyesine göre üretim yapan fabrikaların ilave talebe yetişmesi mümkün olmadı.

Fabrikalar Niçin Daha Fazla Üretmiyor?

Bazıları bunu denedi ve kendi problemleriyle karşılaştı. Fabrikalar ürettikleri ürün için çeşitli parçaları satın alırlar. Örneğin, Çin’de monte edilen bir bilgisayar için çipler Tayvan veya Malezya’dan düz panel göstericisi Güney Kore’den, düzinelerce başka elektronik parça dünyanın çeşitli yerlerinden, kullanılacak kimyasallar Çin’in başka yerlerinden veya Avrupa’dan alınmak zorundadır.

Hızla artan talep, malların taşıyacak sistemi tıkanmasına yol açtı. Çoğunlukla Çin’de yapılan çok çeşitli mallar depolarda ve limanlarda hızla birikti, çünkü yeterince boş konteyner ve çelik taşıma kasası yoktu.

Devasa Konteyner Gemilerine Ne Oldu?

En basit anlatımla, yanlış yerlerde sıkışıp-kaldılar. Pandeminin ilk aşamasında, Çin eldiven maske gibi koruyucu malzemelerden çok miktarda üretti ve bütün dünyaya gönderdi. Konteynerler gittikleri yerde boşaltıldılar ve buralardan Çin’e gidecek yeterli mal yüklemesi olmadığından mesela Güney Asya ve Batı Afrika gibi yerlerde boş konteynerler birikti. Aynı anda daha güçlü talebi olan Kuzey Amerika ve Avrupa için Çinli fabrikalar üretime devam ediyordu ama konteyner yoktu.

Boş konteyner olmaması ve yüklenecek mal miktarının çok olması, navlunları fırlattı. Pandemi öncesinde Şangay’dan Los Angeles’e konteyner gönderme ücreti 2.000 dolar idi. 2021’in ilk çeyreğinde aynı navlun 25.000 dolar olmuştu. Ayrıca çok sayıda dolu konteyner, gemilerde indirilmeyi-boşaltılmayı beklemek durumundaydı; yani tedarik zincirinde gecikmeler vardı. Target and Home Depot gibi dev şirketler dahi fabrikalarda üretilmiş ürünleri gemilere yüklemek için haftalar ve hatta aylarca beklemek zorundaydı.

Bu arada Kuzey Amerika ile Avrupa’daki limanlara ulaşan konteynerler, çok sayıda gemi olması, boşaltma yapılacak dokların yetmemesi nedeniyle beklemedeydi. Los Angeles ve Oakland limanlarına ulaşan düzinelerce gemi açıkta demir atıp, günlerce boşaltılmayı ve yeniden yüklenmeyi  bekliyordu. Ancak kamyon şoförleri ile dok işçilerinin bir kısmı karantinada olduğundan, az sayıdaki çalışanla indirme-bindirme operasyonlarının gecikmesi doğaldı. Süveyş Kanalı’nda bir geminin sıkışması ve sonrasında yeni Covid-19 dalgası nedeniyle Çin’deki önemli limanların kapanması görüldü.

Bazı şirketler, mevcut mal kıtlığını gidermek adına ilave siparişler verdiklerinden, limanların üzerine ilave baskı ve depolarda yeterli yer olmamasına neden oldular.

Eksik Tedarik Nedir?

Üretilen hemen her şeyin tedariki aksadı: Kimyasal malzemelerden, elektronik parçalara ve hatta koşu ayakkabılarına kadar. Herhangi bir şeyin eksik tedarik edilmesi başka şeylerin de eksik tedarikine yol açtı. Bir boya üreticisi, ürünlerini yapmak için 27 ayrı kimyasal maddeye ihtiyaç duyuyor. Bunlardan yalnızca birinin olmaması, konteyner gemisinin Kaliforniya limanlarından birinde beklemesine ve ona bağlı üretimlerin durmasına yol açıyor.

Bütün Bunlar Pandemi Kaynaklı mı?

Pandemi arz-talep dengesini çok volatil yaptı. Tedarik zinciri, yüksek talebe uyum sağlayamadı. Şirketler on yıllar boyunca maliyetlerini kontrol altında tutmak için lean üretim/stok modelleri uygulamışlardı yani stok tutmadıkları için malsız kaldılar.

Sıkıntı Ne Zaman Biter?

Kimse bilmiyor ama 2022 boyunca belki biraz daha uzun süre süreceği tahmin ediliyor. Mal kıtlığı ve tedarik zincirindeki gecikmeler nedeniyle bu yılki Christmas ve tatil sezonunda bazı mallar bulunamayacak. Pek çok şirket, mal yokluğundan etkilenmemek ve limanlardaki sıkışıklıklar nedeniyle çok önceden siparişler verdi ama bazı mallar yine de bulunamayacak.


ICCA Webinarından Notlar (2)

Oluklu mukavva sektörünü etkileyen global konular başlıklı webinardan aldığım notlar şöyle:

Ocak-Temmuz 2021’de geçen yılın aynı dönemine göre, kuzey Amerika limanlarında trafik %24 artış göstermiş, Asya limanlarında ise %9 artmış.

Ocak-Temmuz 2020’de ABD’de oluklu mukavva satışları %10 azalmışken, bir yıl sonra kurulu kapasitelerin üzerinde talep oluşmuş.

Karşılaştırılan iki dönem arasında, konteynerin dolu olduğu gün sayısı %16 artmış, gemilerin gecikmesi 3 kat artmış ve geminin zamanında limana ulaşması %70’lerden, %40’lara inmiş. Liman sıkışıklığı ve gecikmelerin normalleşmesi için, limanlarda daha geniş alana, ABD mal stoklarının talebi karşılayacak kadar artmasına, konteynerle yapılan ticaretin yavaşlamasına, konteyner depolama alanlarının boşalmasına, limanda boş konteyner olmasına, daha fazla şoför, gemi ve konteyner olmasına ve limanda daha fazla indirme-yükleme (kamyon, tren) rampa/dok yatırımına ihtiyaç var.

Bu yılın 40’ncı haftasında (4 Ekim) San Pedro, Los Angeles ve Long Beach limanlarında gemi bekleme süresi 62 haftaya çıkmış. Geçen yıl aynı günlerde bu süre 8 haftaymış ve yükselerek 2020’nin son haftasında 54 haftaya ulaşmış.

Okyanus taşımacılığında kapasite yetersiz, planlanan teslimat sürelerine güvenilmez, uzun taşıma süreleri, tahmin edilenden daha az konteyner/gemi kaydı yapılabiliyor, navlunlar uçmuş, taşıyıcılar ihalelere girmek istemiyor, alınmış ihale döneminde fiyatlar yükseliyor, yükleyenler çaresiz.

Global konteyner trafiği, 2022’de biraz yavaşlasa da sıkışıklığı devam edecek. Yükselen enflasyon, kısmen tedarik zinciri verimsizliğine rağmen trafik ortalama yıllık %5,2 artacak. Sipariş edilen gemi ve konteynerler, 2023’den itibaren büyük oran teslim edileceğinden, hayat normale dönecek. Yüksek navlunlar 2022’de de devam edecek.


Benim Yorumum

Oluklu mukavva talebi çok canlı. Artan mal ihracatı, boş kutu ihracatı, plastik ambalajdan oluklu mukavvaya kayan ambalajlar, değişen kutu boyutları gibi faktörlerle talep çok canlı. Canlılık yalnız bizde değil, her yerde var.

Bizdeki ekstra canlılık devalüe olan paramız, yabancı alıcıları cezbediyor. Eskiden Çin’den ABD’ye giden pizza kutuları artık ülkemizden talep ediliyor. Ekimde bir güneş paneli fabrikasını ziyaret ettim. İlave fabrika için makineler gelmiş ama kurulamamış, çünkü halen zemini düzenleniyor. 2022’nin bütün üretimini fabrikayı kuramadan satmışlar. Büyük ihtimalle Avrupalı alıcı, güneş panellerini Çin yerine Türkiye’den almak istemiş.

Birkaçı haricinde ülkemizdeki oluklu fabrikalarının bobin stokları yetersiz, kağıt fabrikaları aşırı dolu.

Artan enerji ve kimyasal maliyetleri hem kâğıt hem de kutu da fiyat artışına neden olacak.

Yıllık anlaşmayla bağlanan nişasta ve mürekkepte üreticiler maliyet artışı nedeniyle haklı olarak aralık için zam istedi ve aldı. Oluklu sektörü anlaşma harici bu zamları vermek zorunda kaldı.

Öte yandan nişasta kâğıt üretiminde de önemli bir girdi, nişasta olmazsa kağıdın mukavemet değerleri tutmaz. 2021’de mısır üretimi yetersiz olmuş. Nişasta üreticileri yeterli mısır bulamadıklarından, sabit fiyatla satış yapamayacaklar, yani fiyatı yabancı parayla her ay değişecek.

Yağışların başlamasıyla, atık kâğıt daha az toplanacak. Ayrıca Avrupa’da başlayan kapanmalar toplamanın azalmasına neden oluyor. Bu durumda atık kâğıt fiyatlarını arttıracak.

Önümüzdeki 3 ayda üst üste kâğıt ve kutu maliyetleri artmaya devam edecek. Kutu dahil her türlü malın alıcısına, şu günlerde yeni tedarikçi arayışına girmemelerini, mevcut tedarikçi ile anlaşma yolunu bulmalarını, iki tarafın da karşılıklı şeffaf davranmalarını şiddetle tavsiye ediyorum. Alıcıların, başka tedarikçilerden teklif istemesi, piyasadaki volatiliteyi arttırıyor. Kendine ilave sipariş geleceğini düşünen fabrika, ilave hammadde sipariş ediyor. Örneğin oluklu fabrikası, enerji, enflasyon, kur vs nedenlerle maliyet artıyor diyerek stok yapmaya başlıyor.


Kaynaklar

(1) https://www.nytimes.com/2021/10/22/business/shortages-supply-chain.html

(2) ICCA Webinar on Global Operational Issues Impacting the Corrugated Industry

14 Kasım 2021 Pazar

Kağıt ve Kutu Fiyatları Neden Artıyor?

9-10 Kasım günleri Afyon ve Konya’da kurulu 10 kadar müşteriyi ziyaret ettim. Görüşmeler sırasında bana kutu ve kağıt fiyatlarının neden arttığı, bundan sonra ne olacağı soruldu. Oluklu mukavva alıcılarının önemli bir kısmında, bu konuyla ilgili bilgi eksikliği olduğunu gördüm: Kağıt fiyat artışını bir şirketin marifeti olduğunu düşünen de vardı, sektördeki yabancı yatırımın artmasına da bağlayan da vardı. Müşterileri ziyaret eden bazı cahil satış temsilcilerinin de kulaktan dolma bilgilerle insanları yanlış düşünmeye ittiklerini gördüm. Ziyaretler sırasından dilim döndüğünce yanlış düşünceleri düzeltmeye çalıştıysam da kendimi bu yazıyı yazmak mecburiyetinde hissettim.

(Bu yazıda kağıt dediğimde oluklu mukavva kağıdını ve ambalaj veya kutu dediğimde oluklu mukavva kutuyu kastediyorum. Kaynaklardan derlediğim bilgilerden çıkarım ve yorumlarımı italik olarak yazacağım.)


Fiyatı Arttıran Faktörler

Hurda yetersizliği, enerji krizi, kırılmış tedarik zinciri, yetersiz iş gücü, artan kağıt ve kutu talebi, artan kimyasal madde fiyatları, kur artışı, gibi nedenlerle hem kağıt hem de kutu fiyatları artıyor. Şimdi detaylara bakalım:


Artan Kutu Talebi

  • Pandemi tüketim alışkanlıklarını değiştirdi, hijyen nedeniyle artık daha fazla ambalaj (kutu, kağıt torba, karton kutu) kullanılıyor.
  • Tek kullanımlık miktarların satın alma isteği, karbon ayak izini azaltmak için deterjan kutusunun içindeki boşlukları azaltma gibi nedenlerle kutu boyutları küçülüyor. Yeni boyutlar ilave ambalaj talebi anlamına geliyor.
  • Kırılan tedarik zincirleri nedeniyle daha fazla sayıda taşıma ve ilave depolama gerekiyor, yani daha fazla kutu.
  • E-ticaret üzerinden yapılan satışlar, mevcuda ilaveten %20-35 daha fazla oluklu mukavva kutu gerektiriyor.
  • Tek kullanımlık plastik ambalajlara gelen yasaklar, kutu ve kağıt esaslı ambalaj talebini arttırıyor. (1)


Yetersiz Hurda Kağıt

E-ticaret bir taraftan daha fazla kutu kullanımını gerektirirken, diğer taraftan evlere teslim edilen kutular yeterince geriye dönmüyor ve çöplere karışıyor. DS Smith, 2017’den 2020’ye kağıt ambalajların İngiltere’deki geri dönüş oranının %15 azaldığını söylüyor (2)

Geçen yıllarda ABD en büyük hurda ihracatçısı idi. Ancak kurulmakta olan 6 büyük kağıt makinesinin kapasitesi 3,1 milyon ton ve tümü de hurda kağıt kullanacak. Bu durumda ABD bırakın hurda ihraç etmeyi kendisi ithal eder duruma gelecek. (3)

Şu sıralar çeşitli nedenlerle Çin biraz yavaşlamış durumda, ekonomisi 2019 seviyesine döndüğünde hurda ve hurda esaslı kağıt fiyatlarını çok merak ederim.


Enerji Krizi

Çin kömürden-doğal gaza geçmeye karar verdiğinden, doğal gaz talebi ve fiyatı arttı. Kömür yakan kazanların Mart-2023’e kadar doğal gaza geçmesine karar verdi. Büyük kağıt üreticilerinin tümü henüz bu dönüşümü sağlamadı (4) Çin ayrıca şirketlerine

tüketilen enerji / yaratılan milli hasıla (GDP)

şeklinde bir hedef vermiş. Fabrikalar, oranı tutturmak üzere üretim kesintilerine gitmek zorunda kalıyormuş.

Son senelerin en soğuk kışı yaşanan Avrupa’da 2021 ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre doğal gaz tüketimi %7,8 artmış. Gaz tedarikçilerindeki bakım duruşları nedeniyle Avrupa yeterince gaz alamamış ve rezervleri normalin %20 altına inmiş. İkinci çeyrekte ekonomiler toparlanırken daha fazla gaz talebi açığa çıkmış. Değişen iklim koşulları, yaz aylarında rüzgar enerjisi üretimini iyice azaltmış, yani yeterli rüzgar esmemiş.

Arz kaynaklı nedenlerin başında ise esas tedarikçi Norveç’in arıza-bakım duruşları nedeniyle gazı kesmesi olmuş. Diğer tedarikçi Rusya ise Asya ülkelerinden gelen talebe daha çok gaz vermeye başlamış. Analistler soğuk kış günleriyle birlikte gaz fiyatlarının daha da artacağını, sabit fiyatlı kontratlara güvenilemeyeceğini düşünüyormuş. (5)

Buna karşılık elektrik üretimi %70 oranında kömüre bağlı olan Hindistan’da kömür yokluğu nedeniyle devlet topraklarından çıkan tüm kömürü termik santrallere gönderme kararı almış. Kömürü biten küçük kağıt-karton fabrikaları durmaya başlamış. (6) Kömür yetmezliğinin arkasında iki neden varmış: Artan petrol fiyatları, navlunu çok pahalı yaptığından yeterince ithal edilemiyormuş. Ayrıca Ağustos-Eylül dönemi yoğun muson yağmurları kömür üretimini engellemiş.

Özetle doğal gaz talebi ve fiyatları artıyor ve artmaya devam edecek. Bir ülkede kömürden vaz geçiliyor, fiyatının düşmesi beklenir ama alternatif olduğu için kısa dönemde fiyatı artıyor. Ayrıca diğer ülke ithal etmeye kalksa, yüksek navlun ödemek zorunda çünkü petrol de artmış.


Kimyasal Madde

Yukarıdaki enerji problemleri, üretimlerde kesintiye neden oluyor. Çin veya Hindistan’dan ithal edilen ham madde ve kimyasalların daha az üretilmesine ve piyasada bulunmamasına neden oluyor. Arz-talep kanunu nedeniyle, tedariki zorlaşan malın fiyatı artıyor.


Nişasta

Kağıt ve oluklu mukavvada kullanılan nişasta, geçmiş yıllarda hep yıllık bağlantılarla ve yıllık sabit fiyatla satın alınır idi. Ancak bu sene mısır üretimi az olmuş ve şimdi yeterli mısır olmadığından, nişasta fiyatı belki de her ay değişecek.

Yani kağıt ve kutu maliyeti belki her ay artacak.


Gemi-Konteyner Konusu


Fotoğraf (7) nolu kaynağa aittir. 10 Ekim 2021'de malını boşaltmak için Los Angeles ve Long Beach limanlarında bekleyen gemi sayısı 70 tane imiş.

Mal akışı halen normale dönmediğinden, kaynağından zamanında yola çıkamayan mallar, gittikleri yerde de zamanında varamıyor ve hızlıca boşaltılamıyor. Bu durum, normalde ithal edilmiş olan mal zamanında gelmediğinden bir başka kaynaktan bulunabilirse tekrar satın alınıyor. Böylece ilave talep oluşuyor.

Kamyon şoförü ve tır bulunamaması da mal akışının halen normalleşmediğinin bir göstergesi. Normale göre bir başka kaynaktan satın alınan mallar, daha fazla taşınmış oluyor.


Yetersiz İşgücü

Aşısız olduğundan çalışamama, filyasyon nedeniyle evde olma veya hasta olduğundan çalışamayanlar var. (8)

Pandeminin başlangıcında kapanmalardan yeterince çalışan bulunamaması daha büyük bir sorun idi. Şimdi ise yüksek sipariş seviyesini karşılamak üzere konulan yeni kapasiteleri doldurmak gerekiyor. Hayat pahalılığı, ücret seviyesini yetersiz kıldı. Sanırım bazı çalışanlar, alacağı ücretin bir kısmını yolda harcayacağına, belli günlerde garson/kurye gibi kayıt dışı çalışmayı tercih ediyor veya zorunda kalıyor. Kayıt dışı çalıştırmaya-iş yapmaya engel olunsa; ücretler genel seviyesi artacak ve çalışan bulmak kolaylaşacaktır.


Yetersiz Kraft Liner ve Oluklu Mukavva Kağıdı

ABD istatistiklerine göre geçen yılın ilk 9 ayına göre bu yıl ülkemize %39,4 daha az Kraft liner ihraç edilmiş. (9)

Selüloz ve Kağıt Vakfı istatistiklerine göre, ülkemizin ilk 9 aydaki toplam Kraft liner ithalatı geçen yılın aynı dönemine göre %24,7 azalmış. Geçen yıl ilk 9 ayda 228 bin ton olan toplam Kraft ithalatımız bu yıl 171 bin tona inmiş.

Amerikan iç talebi çok canlı ve içerdeki kağıt fiyatları daha yüksek olduğundan kraftı ihraç etmek yerine içerde tüketmeyi tercih ediyorlar. Ülkemizin alamadığı kraftın yerine test liner cinsi kağıtlar ikame ediliyor. Bu durumda 228-171=57 bin ton kağıt talebi ortaya çıkmış oluyor.

Gerçekten gerekmiyorsa Kraft takıntısından kurtulmak gerekiyor. 57 bin ton Kraft yerine yüksek mukavemetli test liner kullanılabildiğine göre daha çevrilecek çok miktar var.

Peki dışarıya satılan kağıt miktarı artmış mı? Hayır artmamış. Oluklu mukavva kağıdı ihracatımız geçen yıl (ilk 9 ay) 151 bin ton iken bu sene 148 bin tona inmiş.

Acaba kağıt üretimimi azalmış? Hayır tersine 41 bin ton artmış. Geçen yıl oluklu mukavva kağıdı üretimi 1.871 bin ton iken bu yıl 1.912 bin tona çıkmış. Üretilen oluklu mukavva kağıtları, sektörün ihtiyacını karşılamıyor, talep daha fazla. 


Kur ve Enflasyon Artışı

Kurlar artınca ithal edilen bütün yedek parça, malzeme ve ham maddelerin maliyeti artıyor. Dolayısıyla üretilen kağıdın ve kutunun fiyatı da artıyor. Enflasyon yükselince içerden temin edilen mal ve hizmetlerin maliyeti artıyor ve fiyatlar yine yükseliyor.


Sonuç

Müşterilerden biri, kağıt ve kutu sektörünün fırsatçılık yaptığını düşündüğünü belirtti. Böyle bir şey yok, eğer haklı olsa şirket karlılıklarında anormal artış görünürdü. Borsa İstanbul’a kote üç oluklu mukavva şirketinin son açıklanan finansallarına göre esas faaliyet kar marjı ortalaması %12,7. Buna karşılık uluslar arası bir şirketin kar marjına baktım. (10) Smurfit Kappa’nın CEO’su ebitda %10 artarak, %17 oldu diyor.

Fırsatçılık falan yok. Bizdeki problem, enflasyon: Enflasyon hem rakamları büyütüyor hem de sektöre hemen her ay fiyat ayarlaması yaptırıyor. Bu sene yurt dışında kağıt ve kutu fiyatları beş kez arttı. Türkiye’de ise dokuz kere artmak zorunda kaldı. Avrupa’da enflasyon %3,4 ile son 13 yılın zirvesine çıkmış, bizim ÜFE oranı ise %44. Artan maliyetler elbette fiyatları arttıracak.


Kaynaklar

  1. https://www.france24.com/en/europe/20211011-france-to-ban-plastic-packaging-for-fruit-and-vegetables-from-january-2022
  2. https://www.cityam.com/full-blown-recycling-crisis-looms-over-uk-ds-smith-boss-warns/
  3. https://www.fastmarkets.com/article/4011958/occs-11-month-price-run-finally-ends-all-average-rcp-prices-remain-up
  4. China P&B prices mixed as big industrial shuts choke both supply and demand (www.risiinfo.com, 2/10/2021)
  5. Fastmarkets RISI Viewpoint: Increasing natural gas prices and its impact on paper and board producers. (www.risiinfo.com, 27/9/2021)
  6. Indian P&B mills’ coal stocks low as imports get scarce and domestic supply falls short. (www.risiinfo.com, 29/10/2021)
  7. https://edition.cnn.com/2021/10/18/business/container-port-record-backlog/index.html
  8. Domestic liner prices hold, export up; boxmakers worry intensely of delays, labor hurting 4Q output. (www.risiinfo.com, 15/10/2021)
  9. US export KLB prices look set to mostly rise again, with questions, uncertainty looking ahead (www.risiinfo.com, 12/11/2021)
  10. Fastmarkets RISI ICC: Smurfit Kappa’s ‘never say never’ approach to see more M&As, ‘opportunities’. (www.risiinfo.com, 9/11/2021)

3 Ekim 2021 Pazar

Orman Dışı Selüloz Trendi

Birkaç ay önce pandeminin yarattığı önemli değişimler üzerine bir yazı yazmıştım. Orada değindiğim hususlardan biri odun selülozu yerine başka selüloz kaynaklarının artma ihtimali idi. Bu yazıda, yayınlanan ve konuyla ilgisi olan diğer gelişmeleri paylaşmaya çalışacağım.


Çin’deki Değişim (1)

Yukarıdaki grafik Çin’in orman dışı kaynaklardan (bambu, bagas, kamış ve saman) selüloz üretimini gösteriyor. Saman selülozu üretimi 7,19 milyon ton (2010) iken 1,17 milyon tona (2020) inmiş. Azalmada ülkenin çevre kirliliğine dikkat etmeye başlaması etkili olmuş. Ayrıca küçük kapasiteli ve saman selülozu üreten fabrikaların kapatılması politikası (sanırım 2018’de) etkili olmuş. Son olarak üretilen saman selülozu kullanılan yazı kağıtları talebindeki dramatik düşüş de önemliymiş.

Sektöre başladığım yıllarda saman fluting en çok kullanılan ondüle kağıdı idi. Yılda bir hasat edildiğinden fabrikalar samanı yıllık depolamak zorundaydı. Bildiğim kadarıyla samandan selüloz elde etmek için hem kimyasal kullanımı fazlaydı hem de kullanılmış suyu arıtmak çok pahalıydı. Ülkemizde de saman selülozu üretip-sonra kahverengi kağıt üretenler bir bir kapandı veya hurda esaslı kağıt üretmek için kendini revize etti.

Çin’e geri dönersek (1) numaralı kaynağa göre halen 2 milyon tonluk saman selülozu üretme amaçlı yatırım yapılıyormuş. Elde edilecek selülozun tamamı oluklu mukavva kağıdı yapmak amacıyla kullanılacakmış. Yazı, fikrin çıkış yerinin Çin’in atık kağıt ithalatını yasaklaması olarak verse de ben Çin devletinin dünyaya buğday satma gayretinde olduğunu düşünüyorum.

Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde birkaç yıl önce yaptığım bir konuşmada hocalardan biri saman selülozu üretmeye nasıl baktığımı sormuş idi. O zaman hayvan yemi olarak Bulgaristan’dan saman ithal ediyorduk (şu anda öyle olmalı) selülozu nasıl yapalım demiştim. Ancak geldiğimiz noktada, saman veya başka bir kaynaktan selüloz elde etmek için bir politika değişikliği ve planlama şart gibi görünüyor.


DS Smith Selüloz Kaynağı Arıyor (2)

Kaynaklardaki ikinci yazıya göre, DS Smith kağıt esaslı ambalaj üretiminde odun selülozu yerine kullanılmak üzere su yosunundan selüloz üretimini araştırıyormuş. Şirket ayrıca gıda ambalajlarındaki kimyasal-petrol esaslı kaplama maddeleri yerine su yosununda kaplama maddesi (bariyer maddesi) yapımını da araştırıyormuş. Birkaç biyo-teknoloji şirketiyle bu çalışmalar yürütülüyormuş ve elde edilecek selülozun karton ambalaj, sargılık kağıt ve oluklu mukavva tepsi/kasalarda kullanılması düşünülüyormuş.

Su yosunu, düşük ekolojik ayak izi, kolayca geri dönüştürülme ve doğada kendiliğinde yok olma (biodegradable) gibi konularda öne çıkıyormuş. Bu çalışma sırasında; saman, kenevir, fil otu ve pamuk esaslı elyafın kullanım potansiyelleri inceleneceği gibi, papatya, kakao kabukları, işlenmiş şeker kamışından kalan bagas gibi normal olmayan malzemelerden de elyaf elde edilmesi araştırılacakmış.


Red Leaf’in Saman Selülozu Projesi (3 ve 4)

En alttaki üçüncü ve dördüncü metinlere göre, Red Leaf Pulp Kanada’nın göbeğinde (haritadaki kırmızı bölge) yılda 290 bin ton sap samandan; 182 bin ton selüloz ile 95 bin ton lignin üretmeyi planlıyor. Tesisin 2023’ün ikinci çeyreğinde devreye girmesi bekleniyor. Üretilecek selülozun kağıt havlu, hijyenik kağıt, viyol, diğer ambalaj ürünleri segmentlerine satılması planlanmış. Prosesin enerji ve su tüketiminin odun selülozu üretenlere göre daha düşük olacağı belirtilmiş.


World Centric’in Ağaçsız Ambalaj Koleksiyonu

Web sayfasına göre 2004 kurulan World Centric, çevre kirliliği, iklim değişikliği, gelir adaletsizliği,…gibi konularda duyarlılık göstermek üzere kurulmuş. Karının %25’ini fakirlere ve bu konularla ilgilenen kurumlara bağışlıyormuş. Genel olarak doğada kendiliğinden kolayca yok olan gıda kaplarını tasarlıyor, üretiyor ve satıyor.

6 numaralı kaynaktan ürünlerine bakılabilir. 5 numaralı yazıya göre anons edilen 17 ürünün hepsi fast food gıda ambalajları veya al-götür amaçlı kaplardan oluşuyor: Sandviç kutusu, kızarmış patates kabı, kapaklı tabak, geniş tabak, pencereli al-götür kutusu, katlanmış kutu,…gibi ambalajlarda kullanılan bariyerler ile pencereler kimyasal değil bio-based. Bu ürünlerin üretildiği kağıt, bambu veya şeker kamışından elde edildiğinden yenilenebilir deniyor. Tüm ürünler ısı ve ışık toleransı, ısıtma fırınlarına konulmaya uygun olduğu gibi içlerine sıcak veya soğuk gıda konulmasına da uygunmuş.


Yorumum

Bu sene ülkemizde de dünyada da çok sayıda orman yangınları görüldü. Kirlenen dünya, artan karbon dioksit, değişen iklim yüzünden gelecek yıllarda orman yangınlarının devam etmesi olası. Bu durumun “kağıt üretmek amacıyla artık ağaç kesilmesin” şeklini alabileceğini düşünüyorum. Orman dışı selüloz kaynağı çalışmaları daha da artacaktır.

Tahıl dolayısıyla saman üretiminin beslenme amaçlı artacağına inanıyorum. Red Leaf Pulp’ın dediği (odun selülozu üretimine göre daha az su ve enerji) doğruysa, zaten selüloz üretimi kendiliğinden evrilecektir. Bu durumda ambalaj/kağıt/selüloz tedarik zincirinin yeniden yapılanması gerekecektir. Kaynak (4) bu konuda ip uçları veriyor.

Mevcut durumda geniş orman varlıkları olan ülkeler duymazdan gelse de bir süre sonra onların da değişen şartlara uyması gerekecektir. Yakın zamanda oluklu mukavva ambalaj alıcılarından, “X ülkesinden gelen Kraft lineri kullanma, onlar çok fazla ağaç kesiyor” şeklinde bir şey duyarsam kesinlikle şaşırmayacağım.


Kaynaklar

1, 2, 3 ve 5 www.risiinfo.com adresinde yayınlanmış yazılardır. Yayın tarihleri parantez içinde verilmiştir.

1-Fastmarkets RISI Viewpoint: The revival of interest in straw pulp in China (19 Mayıs 2021)

2-DS Smith looking to seaweed as alternative to wood for packaging (18 Ağustos 2021)

3-Red Leaf unveils plans for new $350 million wheat straw pulp mill in Saskatchewan (27 Ağustos 2021)

4-https://www.redleafpulp.com/project

5-World Centric expands NoTree packaging collection with 17 new 100% tree-free

compostable products

6-https://brandfolder.com/worldcentric/public?digest=sx9vfxb3rz4g5jjksk2z5q

12 Eylül 2021 Pazar

Brezilya'dan Bir Hikaye

Kaynaklar bölümünde tam adı verilen yazıyı okudum. Yazılanların ülkemizde de olabileceğini düşündüm. Ayrıca rakamlardan enflasyonu indirerek grafik hazırlanması gibi bir teknik de hoşuma gittiğinden; faydalı bulduğum kısımlarını özetleyerek yayınlamak istedim.

Pandemi

Bütün dünyada olduğu gibi, pandemi online satışları arttırmış. E-ticaret büyüme oranı 2019’da %40 iken 2020’de %70’e çıkmış. Aynı dönemde oluklu mukavva satışları, %5,8 artışla tarihsel olarak en tepe olduğu 3,8 milyon tona yükselmiş.

2021 başından itibaren e-ticaret ciroları azalmaya başlamış olsa da, e-ticaret sipariş sayısında bu yıl %20 gibi artış olacağı tahmin ediliyormuş. E-ticaret ile oluklu mukavva satışları arasındaki sıkı bağlantıya rağmen; azalan e-ticaret cirolarının kahverengi kağıt (oluklu mukavva kağıdı) satışlarını azaltmaması bekleniyormuş.

(Yazar, kahverengi kağıtta çakılma olmayacağını ispatlamak üzere bu çalışmayı yapmış.)

Normale Dönüş

Aşılanma ve yeniden açılmalarla, insanlar eski alışkanlıklarına geri dönmeye başlamışlar. Fiziki mekanlardan yapılan alışveriş %66 artmış. Bir araştırmaya göre, insanlar evde kapalı kaldıkları zaman, yaşamlarını kolaylaştıran her şeyi almışken; açılmayla evde yapamadıkları parti, seyahat gibi şeylere de para harcamaya başlamışlar. Öte yandan bütçelerini daha uzun zamanda tüketmek için daha minimalist davranmaya yani yalnızca gerekli-gerçek ihtiyaçlarını almaya başlamışlar.

Risi e-ticaret cirolarından enflasyonu indirerek; üstteki mor renkli barları oluşturmuş. Yeşil renkli çizgi grafik ise oluklu mukavva satışlarını gösteriyor. E-ticaret ciroları 2020 son çeyreğinden itibaren %11 ve %6,3 oranında azalmış. Aynı dönemlerde oluklu mukavva satışları %1 ve %2,3 düşmüş.

Enflasyon

İnsanların gelirlerinde reel olarak artış yokken, artan enflasyon yaşamı daha da zorlaştırmış.  Hükümetin resmi hedefi %5 iken, gerçekleşen yıllık enflasyon %9’muş. Enflasyonu asıl tetikleyenler artan gıda fiyatları ile akaryakıt imiş. Asgari ücretin 207 USD olduğu ülkede, çalışanların reel gelirleri 2018’den beri artmamış. Yazara göre yılda yalnızca birkaç asgari ücretle çalışanlar da varmış. Yani minimalist davranış modeli bir zorunluluk olmuş.

Zorunlu Kullanım

Brezilya’da kahverengi kağıtların nihai ürünlere göre dağılımı aşağıdaki şekildeymiş: Normalde gıda maddeleri gibi zorunlu olarak tüketilen şeyler, oluklu mukavva kağıtlarının %64 gibi bir kısmının tüketilmesi anlamına gelirken; e-ticaret yalnızca %5 seviyesindeymiş. Ancak kapanma döneminde bu maddeler de e-ticaret üzerinden alınmak durumunda olduğunda e-ticaretin aşağıdaki payı artmış.

E-ticarette, normal perakendeye göre %20-40 daha fazla oluklu mukavva kullanıldığı hesap edildiğinden; e-ticaretin artması oluklu mukavva tüketimini daha da hızlandırıcı etki yapmış. (Pandemi paragrafındaki %70’i bu şekilde açıklıyor.)

E-ticarette satılan ürünün fiyatı; ambalaj, kargo, online ödeme şirketinin komisyonu, Pazar yerinin komisyonu,…gibi çeşitli giderlerle arttığından; tüketiciler açılmayla birlikte zorunlu alımlarını (yani gıda maddelerini) online almak yerine klasik perakendeden almayı tercih etmişler.

Bir yandan enflasyon, diğer taraftan 2-3 yıldır artmayan reel gelir seviyesi olduğuna göre kahverengi kağıt satışlarının çakılması gerekirken; yıllık bazda azalmamayı sağlayan nedir?

İhracat

Ülkenin gıda maddeleri ihracatı 2020 başından itibaren artış göstermiş. Bu sayede oluklu mukavva talebi (=kahverengi kağıt talebi) düşen e-ticarete rağmen çok kayıp yaşamamış.

Yorumum

Brezilya’nın gıda maddeleri ihracatı, kahverengi kağıt sektörünü şimdilik kurtarmış görünüyor. Gelişmiş batı ülkelerinin kendi vatandaşlarının cebine pandemi nedeniyle para koyması da herhalde faydalı olmuştur. Bu destekler yakında bitecek ve yeni kağıt kapasiteleri devreye girecek. Gıda ihracatı, bir süre sonra kahverengi kağıt sektörünü kurtaramayacaktır. Kağıt sektöründeki kapasite fazlalığı, belki de Brezilya’dan başlayacaktır.

Kaynaklar:

Fastmarkets RISI Viewpoint: Will lower e-commerce sales drag down containerboard consumption in Brazil?

15 Ağustos 2021 Pazar

Açıklama: Bloguma abone olanlara, bu yazı follow.it tarafından gönderilmiştir. Önceden bu hizmeti veren feedburner artık hizmet vermediğinden; follow.it kullanmaya başladım.

Patron ile Yönetici Farklı Düşünüyorsa

Bu yazıyı kobi veya daha küçük ölçekteki işletmeler ile patronun işin başında olduğu kurumlara yönelik olarak yazıyorum.

Yakın zamanda çok güzel bir fabrikayı ziyaret ettim. Oldukça yüksek kapasiteli (belki de konusunda Avrupa’nın en yüksek kapasiteli tesisi) olarak düşünülen, en az insan sayısıyla çalışmak üzere planlanan fabrika, kuruluşunun beşinci yılında kapasitesinin ancak %45’ine ulaşabilmiş. İşlediği hammadde ülkemizde yeterince bulunmadığından, sürekli ithalat yapmak zorundaymışlar. Üst düzey yöneticiye, niçin bu kadar yüksek kapasiteli kurdunuz dediğimde, (patron olan) X Bey’e söyledik ama dinletemedik dedi. Yurt içinde bir elin parmakları kadar potansiyel müşterisi olan şirketin hem üretememe hem de satamama problemi varmış gibi görünmektedir.

Hemen hemen aynı günlerde yukarıdakine benzeyen bir başka olaya şahit oldum. Yüksek katma değerli, üst seviyede teknolojili bir ürünü üreten şirketin ülkemizdeki Pazar payı; hedeflenen müşteri grubunda %65’i aşmış. Ürün düzenli servis hizmeti gerektirdiğinden, şirketin müşterileriyle bitmeyen bir ilişkisi bulunmaktadır. Ana hissedar, diğer müşterilere göre daha alt modeller çıkarılması, ürünün yurt dışındaki alıcılara pazarlanması gibi seçenekleri düşünürken; üst düzey yönetici kalan %35’lik gruba satılması ve diğer alıcılara da mevcut modelin satılması gerektiğini düşünüyordu.

(İki örneğin de çalıştığı sektörü özellikle yazmadım.)


Neden Böyle Oluyor?

İlk örnekte muhtemel nedenler:

X Bey, projenin finansmanı konusunda yeterli bilgi vermemiş olabilir. Elinde bir şekilde fazla para varmış ve onu fabrika formuna getirmek istemiş olabilir.

İşlediği ürünü alanlar, çeşitli nedenlerle gizliden projeye destek vermiş olabilir.

X Bey’in büyük kapasiteli fabrika takıntısı olabilir.

X Bey, üst düzey yöneticiyi, benim de genel müdürüm var kafasıyla çalıştırıyor olabilir.

Üst düzey yönetici, gerçekte evet efendimci çalıyorken, bana farklı yansıtmış olabilir.


İkinci örnekteki olası nedenler ise:

Ana hissedar biraz daha enerjik iken, üst düzey yönetici yeni model çalışmasına girmek istemiyor olabilir.

Yurt dışına açılmak istediğine göre, patron lisan biliyor olabilir. Buna karşılık üst düzey yönetici seyahat etmeyi sevmiyor olabilir.

İkisinin de ürüne bakışları, onu kafalarında konumlandırmaları farklı olabilir.

…daha başka nedenler de yazılabilir.


Esas Sorun

Çoğu küçük şirkette olduğu gibi vizyon meselesidir. Şirketin vizyon, misyon ve temel değerleri ile iş stratejileri (tercihen yazılı olarak) ortaya konulmamıştır. Şirket sahibi de üst düzey yönetici de kendi doğrularına göre hareket ettiklerinden hatalı kararlar alınmaktadır.


Vizyonu Kim Koymalı

Patronun vizyonu belirlemiş olması en doğrusudur. Ancak orta ölçekli veya daha küçük işletmelerde patron bu yetkinlikte olmayabilir. Yönetici işe başladığında bu eksikliği gidermeli, vizyonu yazmalı ve patronun onayını almalıdır. İfademden, “dün akşam oturdum yazdım” gibi bir şey anlaşılmamalı, patronla uzun istişarelerden sonra vizyon, misyon ve kurumun temel değerleri ortaya çıkmalıdır.



Sonrasında

İş stratejileri belirlenmelidir. İşletmenin vizyonuna ulaşması için hangi yollardan gideceği (yani stratejileri) belli olduktan sonra, bunlara ilişkin hedefler konulmalı ve detay planları hazırlanmalıdır.

İkinci örnekte, yurt dışında satmak da başka model geliştirmek de strateji olabilir. Bunlar için konulacak hedefler yurt dışında Y tane satmak, alt modeli 6 ay içinde hazır hale getirmek, … gibidir.


Bütün Yöneticiler Bunları Yapabilir mi?

Stratejik planlamayı biliyorsa elbette yapabilir. Bilmemek de suç değildir. Konuyla ilgili çok sayıda yetkin danışmanlar ve/ya danışmanlık şirketleri de var. Yardım almak düşünülebilir.


Vizyon, Misyon Şart mıdır?

Şarttır. Vizyonu-misyonu olmayan işletme, rotası belli olmayan gemi gibidir. Esen rüzgarlarla oradan-buraya savrulur durur. Vizyonun belli olması, hatta yazılıp-duvara asılması yetmez; patronun ve yöneticinin buna uygun davranması gereklidir. Duvardaki vizyon, eğer hayata geçirilmiyorsa kimseye fayda sağlamaz.


Tavsiye

Yukarıdaki iki kuruma benzer durumda olan bütün işletmelere, stratejik planlama yapmalarını; vizyon, misyon ve temel değerleri ile iş stratejilerini belirlemelerini tavsiye ediyorum. Öncelikle iyi bir danışman bulmalarını ve onun yönlendirmeleri ile çalışmalarını öneririm.

Yukarıdaki görselin alındığı adres:

https://esser.me/about-vision-mission-values-strategy

4 Temmuz 2021 Pazar

Kasa Kutular Üzerine Bir Çalışma

Geçtiğimiz iki-üç haftada yaş meyve-sebze sevkiyatında kullanılan kasa kutular üzerine çalışmam gerekti. Yapmak zorunda kaldığım çalışmaların sonuçlarını paylaşmak amacıyla bu yazıyı kaleme alıyorum. Hangi tasarımın daha mukavim ve BCT/m2 dengesini optimize ettiğini anlamak için önce kutu şekilleri belirledim. Pazarda kullanılan/bilinen 13 tasarım kısaca şöyledir:

Modelleri birbiriyle kıyaslayabilmek için hepsine aynı kağıtlarla üretilmiş, dış ölçüleri aynı olan numuneler yapıldı. Test sonuçları yukarıdaki gibidir.

11 numaralı tasarım en mukavimdir ama kullandığı levha alanı en yüksek olanlardan biridir.

Makine kurması gerekenler arasında köşe takozlu ve geniş yüzlerde yapıştırma olan (6 numara) en iyi sonucu veren modeldir.

Kutunun üzerine gelen yük miktarından hareket edilirse 11 numarayı tek dalga üretmek iyi bir düşünce olabilir.

Ben bu çalışma sırasında, tasarım ekibinin küçük dokunuşlarıyla aynı kutuya daha yüksek performans yaptırabildiğini gördüm.

Yukarıda incelenenlerden daha mukavim/levha tasarruflu başka modeller de vardır mutlaka. Oluklu mukavva ambalaj bir optimizasyon konusudur. Kağıt gramaj ve cinslerini değiştirmek (çoğunlukla düşürmek) en kolay uygulanan yöntemdir. Kutunun geometrisi ve tasarımının üzerine çalışmak ise esas yapılması gerekendir.

5 Haziran 2021 Cumartesi

Büyük Değişimler

Pandemi acaip değişimler yaratmaya devam ediyor. Mutlaka başka sektörlerde de değişimler vardır ama, ben içinde bulunduğum atık/hurda, kağıt ve oluklu mukavva sektörlerindeki pandemi kaynaklı değişimleri buraya not edeyim:

Hammadde

Yepyeni hammaddelerin çıktığını duyduk. Bana en ilginç geleni Mısır’da bagasse (bagas)’tan üretilen kağıt teklif edilmesi oldu. Bagas nedir diye baktığımızda, şeker kamışı veya sorgumun ezilmesi sonucunda kalan sap-çips olduğunu anladık. Afrika’da hayvan yemi olarak sorgum (Sudan otu da deniyormuş) yetiştiriliyormuş, anladığımız kadarıyla; kağıt üretimi için sorgum önceden cazip değilken-artan fiyatlar neticesinde cazip hale gelmiş.

Benzeri bir trend ise Çin’deki saman selülozu projeleri (*). 2010’lardan itibaren odun dışı (bambu, saman, bagas, kamış) selüloz üretiminde azalma ve özellikle saman selülozu fabrikaları kapanırken; buğday üretiminin artması planlandığından-2 milyon ton kapasiteli saman selülozu yatırımı yapılmaya başlanmış. Elde edilecek selülozdan tamamen oluklu mukavva kağıdı üretilmesi projelendirilmiş.

Yukarıdaki hususlardan yola çıkarak, odun dışı hammaddelerin daha yaygınlaşacağını beklemek gerekiyor. Özellikle artan nüfusun beslenmesi, saman selülozunu daha popüler yapacaktır.

Lojistik

Konteyner bulunamaması, limanlardaki yoğunluk, hastalık nedeniyle yeterli liman çalışanı olmaması, gemilerin liman girişlerinde karantinaya tabi tutulması,…gibi faktörler lojistik işini zorlaştırıp-pahalılaştırdı. Bazı şirketler deniz-tren yolu kombine çözümler geliştirdi.

Süveyş Kanalında bir konteyner gemisinin sıkışması; lojistik kurgularını bir kez daha değiştirdi. Bütün bu olaylar, Çin’in kuşak-yol projelerine destek verir niteliktedir. Önümüzdeki yıllarda Avrupa-Çin taşımalarının demir yoluna kayması olasıdır.

Ayrıca iklim değişikliği ile kuzeydeki buzulların erimesi, Rusya’nın kuzeyinden deniz taşımacılığını daha çok gündeme getirecektir.

İhracat ve Gümrük Duvarları

Büyümesini ihracat ağırlıklı yapan şirketler, gördüler ki ihracat yapmanın artık cazibesi kalmamış. Normal bir zamanda ihracat yapmak çok tercih edilen bir durum iken, artan navlun fiyatları şirketleri daha içe dönük yaptı.

İlk yıl tamamlandığında, tedarik zincirlerinin iyice bozulduğu önceden olmadığı kadar (planlanandan farklı) mal hareketi ortaya çıktı. Bazı ülkeler, içerdeki üreticilerini korumak adına anti damping vergisi ve başka yasaklar koymaya başladı.

Örneğin ABD’nin Türk kağıt-karton ürünlerine anti damping vergisi koyması halen gündemde iken ülkemiz ise polietilen atık ithalatını yasakladı. 2020 kraft liner ihracat rakamlarına göre ABD Kraft ihracatında Kanada ve Meksika’yı kayırıp-diğer tüm alıcılara çok daha az Kraft liner vermiş. Pandeminin hasarı belli oldukça başka ülkelerden de yasaklama, ilave gümrük vergisi vs anons edileceğini düşünüyorum.

Evden Çalışma

Bir zorunluluk olarak başlayan evden çalışma yaygınlaşacak görünüyor. Şirket/kurum için bir avantaj yarattığı kesin olan uygulamanın çalışanlar üzerinde şimdiye kadar görülenden çok daha büyük etkileri olacaktır. Pandemi varken evde olmak bir zorunluluk idi, bittiğinde evde kalma motivasyonu nasıl temin edileceği bir sorun olarak ortadadır.

Buna karşılık şirketlerin aynı şehirdeki evinden çalışan yerine, internet erişimi olan ülkenin herhangi bir yerindeki küçük bir şehirde oturan çalışanı tercih etmesi olasıdır. Bu durum bir süre sonra büyük şehirlerdeki beyaz yaka çalışan ücretlerinin düşmesine yol açacaktır.

Hükümet Destekleri

Batıdaki gelişmiş ülkelerin verdiği büyük destekler (örneğin ABD’deki 1.400 USD), insanların hiç çalışmamasına yol açtı. Nitekim ABD’de yeterli çalışan bulmak için, işe başlama primi verilmeye başlandı.

Benzer şekilde İngiltere’de kamyon şoförlerine verilen “evde oturma” desteği, mal hareketini yavaşlattı ve nakliye fiyatlarını arttırdı. Salgın döneminde destekler çok faydalı ve gerekliydi. Ancak insanlar açısından bu bir alışkanlık yaratmış olabilir. Önümüzdeki yıllarda başka salgınların olacağını düşündüğümden, istikbale biraz endişeyle bakıyorum.

Konunun bir de popülist politikacı boyutu var. ABD’de olduğu gibi ölçü kaçınca, Mayıs 2021 itibarıyla, oluklu fabrikaları hafta sonu çalışacak ilave işgücü bulamadığında yakınıyor.

İklim Değişikliği, Sürdürülebilirlik

Dünya corona virüsle tanıştığında, virüsün ilk çıkış yerinin balık veya benzeri bir pazarda satılan yarasalar olduğu ifade edildi. Yeme alışkanlıkları bir yana, dünya nüfusu o kadar çok ki yabani hayatı bozduğumuz gibi dünyayı bilinçsizce tüketiyoruz. İlk kapanmalarda İstanbul Boğazında yunusların görülmesi, Çin’in üstündeki hava kirliliğinin azalması gibi sonuçları gördük.

Mevcut yaşam tarzlarımız ile tüketim alışkanlıklarımız, çevreyi kirletiyor ve doğanın dengesini bozuyor. Bozulan denge iklim değişikliğine neden oluyor. Değişen iklim buzulların erimesi, bazı türlerin yok olması gibi onarılmaz hatalar yaratıyor. Döngü böylece sürüp gittiğinden, sonuçta dünya kaynakları insanlara yetmez oluyor.

Pandeminin en önemli sonuçlarından biri, insanların sürdürülebilirlik konusuna biraz daha yakınlaşmış olmasıdır. Gelişmiş ülkelerde çoktan başlamış olan, şirketlerin sürdürülebilirlik gayretlerini raporlamaları ülkemizde de görülmeye başlandı.

İklim değişikliği, halen sürmekte olan yarı iletken çip krizi ile kendini ispatladı. Tayvan’daki kuraklık nedeniyle fabrikalara yeterince su verilemediğinden; çip üretilemedi ve elektronikten-otomotive çok sayıda sektör üretimini kısmak zorunda kaldı.

Ülkemizin çeşitli bölgelerindeki kuraklık, artan obruk sayısı derken sürdürülebilirlik konusunu oldukça pahalıya öğreneceğiz.

Şimdilik ve kısa bir süre için Rusya, Kanada, Grönland,…gibi kuzey kutbuna yakın bölgeler iklim değişiminden (insanlar açısından) olumlu etkilenmiş gibi olacak. O bölgelerdeki hayvanlar, doğa mahvolacak. Dünyanın kalanı kuraklıktan kavrulurken, bu yerlerde yaşayan insan sayısının ve tarımsal üretimin artması mümkündür.

Avrupa Birliğindeki “yeşil mutabakat” birlik dışındaki ülkeler için bir tür gümrük duvarı görevi yapacak. AB’ya mal satmak, sürdürebilir işler yaptığınıza, çevreyi kirletmediğinize bağlı olacak.

Sonuç

Atık kağıt, kahverengi kağıt ve oluklu mukavva sektörleri yukarıda özetlemeye çalıştığım büyük değişimlerden kısa vadede olumsuz etkilenecektir. Daha uzun vadede ise iklim değişikliği, çevre, sürdürebilirlik konularını ne derece ciddiye alıp-üzerinde çalışırsak üçlü sektörün önü açıktır. Çevreyi ihmal etmemizin ceremesini şimdilik kuraklık ve deniz salyası olarak görmeye başladık ama fatura giderek ağırlaşacaktır. İnşallah Ankara bir an önce uyanır.

(*) Fastmarkets RISI Viewpoint: The revival of interest in straw pulp in China. www.risiinfo.com’da 19/05/2021’de yayınlanan yazı

9 Mayıs 2021 Pazar

Avrupa’dan İş Sonuçları

Bu yazıda, ülkemizde bilinen veya ülkemize mal satan Avrupalı şirketlerin yakın zamanda açıklanan ve benim gördüğüm iş sonuçlarını yorumlamaya gayret edeceğim.

Reno De Medici (RDM) (1)

Şirket web sayfasına göre, 2020 yılında 1.766 çalışanla 702 milyon € ciro elde eden RDM kuşeli kağıtlar/kartonlar üretiyormuş. Ürünlerini WLC (White lined chipboard, hurda esaslı kuşeli ambalaj kağıtları, ben kuşeli beyaz test liner ve kromo kartonlar şeklinde anlıyorum) ve FBB (folding box board, virjin esaslı kartonlar) iki segmente ayıran grubun WLC sonuçları şu şekilde gerçekleşmiş:

2021 ilk çeyrekteki satış cirosu geçen yılın aynı dönemine göre %1,8 artışla 153,4 milyon € olmuş. Buna karşılık satış miktarı %2,8 arttığından RDM fiyatı arttırmak bir yana düşürmüş. Nitekim bu durum, “hammadde özellikle hurda kağıt maliyetlerinde ani artışlar oldu, biraz da enerji maliyeti arttı” şeklinde açıklanmış.

Ebitda marjı 2020 1.Ç’de %11,7’den bu yıl 1.Ç’de %8,2’ye gerilemiş. Konsolide sonuçlarının (WLC + FBB) göre ebitda marjları aynı olduğundan (yani %11,7 ve %8,2) FBB segmenti daha iyi çalışmış diye düşünüyorum.


SCA

SCA, geçen yıl aldığı kararla yazı tabı kağıtları üretiminden vaz geçmiş. Bu nedenle toplam satış geliri %9 azalırken ebitda marjı %32 artmış. Oluklu mukavva kağıtlarıyla ilgili aşağıdaki slaytı


(2)’de verilen sunumlarından aldım. Kraft liner fiyatı, 2017-2019 sonu döneminde hep Euwid’den daha düşükmüş. 2020 başından itibaren SCA Kraft liner fiyatı, Euwid’in üzerine çıkmış yani Avrupa ortalamalarından daha fazla artmış. Slaytın sağ üstteki grafiğin nereden hazırlandığını bilmiyorum (muhtemelen SCA’ya gelen Kraft taleplerindendir) ama 2017 başına göre kutu talebinin %15 kadar artması müthiş olmuş.

Sunumun ilerleyen sayfalarında oluklu mukavva kağıdı segmentinin ebitda marjları 2020 2.Ç’den başlayarak %12, %13, %17 iken 2021 1.Ç’de %25 olmuş. SCA, pandemi başladığında oluklu mukavva kağıt fiyatını hemen arttıramamış ancak geçen yılın son çeyreğinde biraz arttırabilmiş, bu sene ise olması gereken yerlere yaklaştırabilmiş demektir.


Smurfit Kappa (SKG) (3)

Geçen yıl 46 bin çalışanıyla, 8,5 milyar € ciro elde eden SKG’nin 2021 1.Ç cirosu %6 artışla 2.269 milyon (yaklaşık 2,3 milyar) € olmuş. Oluklu satışındaki miktar artışı %7 olarak verildiğinden ve ciro daha az oranda artığından, maliyet artışlarının müşteriye yeterince yansıtılamadığını düşünüyorum.

Hammadde tedarikinde sıkıntı yaşandığı, girdi maliyetlerinin arttığından bahsediliyor. Yalnızca hurda kağıda, bu yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre 90 milyon € daha fazla harcama yapıldığı not edilmiş. Neticede SKG, 2021 1.Ç’de 386 milyon € ebitda elde etmiş. Ebitda marjı %17.


A.P. Moller-Maersk (M-M) (4)

130 ülkede 80 bin çalışanı olan M-M, yaptığı konteyner taşımacılığı, liman hizmetleri ve lojistik işlerinden bu yılın ilk çeyreğinde oldukça iyi sonuçlar elde etmiş. 2020 ilk çeyreğine kıyasla, bu yılın 1.Ç’de ciro %30 artışla 12,4 milyar USD’ye çıkarken; ebitda 1,5 milyardan-4 milyar USD’ye artmış. Ebitda marjı %15,7’den %32,2 olmuş. Ebitda artışında miktar artışı (bana göre konteyner sayısı) %5,7 artarken, fiyat artışı %35 olarak verilmiş. (Buradan şunu anlıyorum, talep canlı iken fiyatları arttırmak normalmiş, ayıp-günah değilmiş. Arz-talep kanunu diye bir şey varmış.)

M-M’in yıllık beklentileri oldukça iyi, konteyner talebinin bu yıl geçen yıla göre (önceden %3-5 artar denilirken şimdi) %5-7 artması tahmin ediliyormuş.


DS Smith (5)

3 Mart 2021 tarihli bilgi notuna göre, DS Smith “yılın ikinci yarısı iyi geçti/geçiyor” (1 Kasım 2020 ila 30 Nisan 2021 dönemi kastediliyor) diyor. Hizmet verilen bütün bölgelerde, ortalama %7 miktar artışından bahisle; finansal sonuçlar beklentilere paralel şeklinde açıklanmış. Başta oluklu mukavva hurdası olmak üzere maliyet artışlarından bahsedilmiş.

Yazılanlardan benim anladığıma göre, miktar artışı çok iyi ama fiyat artışları yetersiz kalmış ki beklenen yani bütçelenen finansal sonuçlar olacakmış.


Mondi (6)

6 Mayıs 2021’de bu yılın ilk çeyrek sonuçları, 353 milyon € ebitda şeklinde açıklanmış. Bu meblağ geçen yılın aynı dönemine göre %8 aşağıda kalırken, 2020’nin 4.Ç’sine göre (309 milyon €) %14 yukarda imiş. Yazıda girdi maliyetlerindeki enflasyondan ve parite kayıplarından bahsedilmiş. Ayrıca kağıt fiyat artışlarına rağmen, oluklu mukavva segmentinin çok iyi çalıştığı vurgulanmış.


Benim Anladığım

Girdi maliyet artışları/enflasyonu herkesin sorunu, artışları fiyata yansıtabilenler daha iyi netice almış. Artışı zamanında yansıtamayanlar, herhalde yıllık belki daha uzun dönemli anlaşmalar nedeniyle yapamamışlardır.

Diğer konu, maliyetlerde bu çaplı büyük artış olabileceğini muhtemelen kimse ön görmemişti ve sözleşmelerine koymamıştı.

Son olarak bizim gibi yüksek enflasyon ortamında iş yapma deneyimleri olmadığından, ne kendilerine ne de müşterilerine konuyu anlatabildiklerini sanmıyorum.


Kaynaklar

(1)  Reno De Medici 1Q 2021 results: net sales up 1.8% from year ago to Euro 153.4

million, net profit drops 48% (www.risiinfo.com’da 29 Nisan 2021’de yayınlanan yazı.)

(2)  https://www.sca.com/globalassets/sca/investerare/delarsrapporter/2021/2021-04-30-sca-q1-presentation.pdf

(3) https://www.smurfitkappa.com/investors/latest-results

(4) A. P. Møller - Mærsk 1Q 2021 results: revenue up 30% from a year ago to $12.4

Billion (www.risiinfo.com’da 5 Mayıs 2021’de yayınlanan yazı.)

(5) https://www.dssmith.com/investors/investor-information/rns-statements/2021/3/trading-statement

(6) https://www.mondigroup.com/media/13816/mondi-trading-update-q1-21-vfinal.pdf

3 Nisan 2021 Cumartesi

Pandeminin İkinci Yılına Başlarken Hurda ve Kahverengi Kağıt Piyasaları

Bu yazıda Risi’de 1 ve 2 Nisan 2021 günleri yayınlanan birkaç yazıdan yola çıkarak; piyasaları yorumlamaya gayret edeceğim.

Rusya’nın da Hurda Sorunu Var
Nisan ayının ilk günü Rusya Atık Kağıt Geri Dönüşümcüler Birliği (LWPC), hükümetlerine açık bir mektup yazarak; iki talepte bulundu: İlk talebe göre, “2020 sonunda 18.000 Ruble/ton seviyesine ulaşan OCC fiyatlarının Mart-2021’de 27.000 Ruble’ye ulaşması nedeniyle, Ukrayna’dan hurda ithalatı kolaylaştırılsın. Kurulu (hurda esaslı kağıt üretim) kapasite yıl başı itibarıyla 5,8 milyon tona ulaşmışken; toplama 4,5 milyon tonu aşamadığından; yeni yatırımlar bekliyor veya iptal ediliyor.” Bu nedenle Ukrayna’dan atık kağıt ithalatı kolaylaşsın denirken; “Ukrayna, AB’den ucuz hurda alabiliyor ve kahverengi kağıdı bu şekilde ucuza mal ediyor. Biz iç talepten başka ihracata da yetecek kadar üretiyoruz, Ukrayna’dan kahverengi kağıt ithalatı yasaklansın.” Talebinde bulundu. LWPC ilaveten Rusya’nın Avrupa Komisyonu’yla mutabık kalarak; AB’den hurda ithalatına uygulanan gümrük vergisinin de kaldırılması istemektedir. (1)

Anladığım kadarıyla, Ruslar, hurda bulamamaktan talebe cevap veremiyor ve hurda ithalatının önündeki engeller kalksın istiyor.


Hurda Fiyatları Avrupa rekorlarını Kırdı
Avrupa’da atık kağıt fiyatları, Mart ayında ortalama 50 € artışla tarihi yüksek seviyelere ulaştı. Avrupa hurda fiyatındaki artışların arkasındaki esas dinamik Almanya pazarı idi. Palm’ın devreye yeni giren kağıt makinesi yeni bir talep oluştururken; kapanmaların etkisiyle toplamalar düşmeye başladı. Ayrıca Paskalya öncesi kağıt fabrikaları hurda stoklarını tamamlamaya gayret etmişlerdi. (2)

Aynı yazıya göre, Nisan’da ne olacağına ilişkin beklentiler karışık: Pazarın derin bir nefes alarak Nisan’ı rahat geçireceğini düşünenler de var, hurda fiyatının artmaya devam edeceğini düşünenler de. Ben ayın ikinci yarısında bir hareketlenme olacağı düşüncesindeyim.


Asya’da İşler Azalıyormuş Gibi
Şu sıralarda Asya’da ise şu gelişmeler yaşanıyor: (3)
  • Avrupa’daki fiyatlar yüksek olduğundan, Asya’ya hurda ihracatı yapılmıyor. Buna karşılık ithal edilecek hurdayı taşımak üzere organize edilmiş gemi/tren vb hatlar boş kalmışlar. Tedarik zincirlerine bir darbe daha.
  • Çin’deki nispeten düşük sezon, kağıt talebini azaltmış. Yazıda geçmiyor ama dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanan tedarik zinciri kaynaklı malzeme/parça eksikliğinden üretim bantlarının yavaşlamasını Çinlilerin yaşamadığını düşünmemek hata olur.
  • Çinli alıcılar, pazardan biraz çekilince Hindistan’daki hurda fiyatları gevşemiş. Hindistan’la ilgili esas mesele, Çinliler geri geldiğinde (artan Covid-19 vakaları nedeniyle) toplama iyice azalmış olacağından ellerinde hurda kalmamış olacak. Yeni pikler görmemiz olasıdır.
Mart ayında Çin’deki kağıt sektöründe karışık fiyat hareketleri görüldü. Küçük ölçekli ve fluting üreten fabrikalar fiyat indirimine giderken; büyükler 8-30 USD/ton seviyesinde zam açıkladı.  (4) Küçüklerin yalnızca içerden toplanan hurdayla fluting ürettiğini düşünüyorum.

Benzeri bir indirim hareketi Güneydoğu Asya’da Endonezya’da görülmüş. Diğer ülkeler, kendi iç pazarlarındaki canlı talep nedeniyle indirim yapmazken; Çin’e ihracat yapmak amacıyla kurulmuş Endonezya fabrikaları indirime gitmişler. Tek bir müşteriye/ülkeye bel bağlarsanız, olacağı budur.

Çin’in ilk 2 aydaki oluklu mukavva kağıdı ithalatı ise:
Tablonun verilmemiş yazan bölümündeki rakam yazıda verilmemekle birlikte, azalmanın 150 bin ton olduğu belirtilmiş. Çinliler, (Amerikalıların –bence kasten- vermedikleri için) azalan Kraft liner ithalatını oldukça iyi yönetmişler görünüyor.


Çin’in Kağıt Talebi
Bitti mi, devam edecek mi? Tedarikçiler değişecek ama talep devam edecek. (5) Çin’in global oluklu mukavva kağıdı talebindeki payı 2020’de %29 iken, önümüzdeki 5 yılda %33’e ulaşacakmış. Ülkenin ekonomik büyüme potansiyeli, bireylerin zenginleşmesi ve tüketim harcamaların artması, e-ticaret,  plastik ambalajlara göre kağıt ambalajların tercihinin giderek artacak olması,…gibi faktörler oluklu mukavva kağıdı talebini arttıracak. Buna karşılık pandemiden sonra tüketicilerin ne ölçüde eski alış veriş alışkanlıklarına dönecekleri ile tekrar kullanma, doğru ebatlama gibi sürdürülebilirlik gayretleri ise oluklu mukavva kağıt talebini düşürme belirsizlikleri yaratmaktadır.


Benim Anladığım
Pandemi her şeyi bozdu, e-ticaret gibi bazı işleri anormal hızlandırdı. E-ticaret yeni kağıt talebi demek.
İklim değişikliği, çevre kirliliği ve sürdürülebilirlik hem ilave kağıt talebi yaratıyor hem de mevcut kağıt esaslı ambalaj tüketimini düşürmeye çalışacak.
Plastik ambalaja karşı olan trendler, kağıt esaslı yeni ambalaj talepleri oluşturacak.


Ve Yorum
Oluklu mukavva ambalaj talebindeki azalma, bana göre talep az olduğundan değil; hammadde/malzeme getirilemediğinden anlık düşüyor.
Aşılamayı beceren ülkeler de işler daha hızlı toparlanacak. Toparlanma, talebin canlanması demektir.
Konteyner/gemi sorunları çözülse, mal hareketi ve ticaret çok daha yüksek olacak. Şu anki büyüme rakamları gerçeği yansıtmıyor.
Özetle bahse konu iki sektörde de trend yukarı doğrudur.


Kaynaklar
(1) Russian League of Waste Paper Converters urges government to simplify PfR import rules and block containerboard imports from Ukraine
(2) European PfR prices skyrocket in March, brown grades reach historic levels
(3) Prices for OCC imports climb in Asia due to tight supply, but demand slipping
(4) Recycled containerboard prices down in China; paper and boxboard levels soar
(5) Fastmarkets RISI Viewpoint: The contest to supply China's containerboard market: Winners and losers