Maliyet kelimesi
genellikle maliyet düşürme/azaltma çağrışımı yapar. Bu yazıda “maliyet
azaltmaktan ziyade, maliyetleri nasıl yönetelim ki optimum performansa
ulaşalım” üzerinde durulacaktır.
Sabit ve değişken maliyetler
Temelde iki tip
maliyet bulunmaktadır. Sabit olanlar, üretim veya satış hacmine çok bağımlı
değildir. Ve hacimle ilgili olarak artanlar ise değişken maliyetlerdir. İlk
yapılması gereken, oluşacak maliyetin değişken olmasını sağlamaktır. Sabit maliyetler,
fazla kilolar gibidir, alınması çok kolay verilmesi çok zordur. Ayrıca sabit
maliyetler, çıktı miktarını arttırmadıkları halde, yönetime bir lüks (sekreter,
şoför, bilgisayar, vs) sunar. Fabrikaya işçi almakta bir sabit maliyet olmakla
birlikte üretim miktarını arttırıyor ise değişken kabul edilmelidir.
Yönetimin her
kararı bir maliyet unsurudur
Hangi ürün cinslerinin
üretileceğinden, hangi (ve nerede ki) müşterilere hizmet verileceğine, nihai
ürünün ambalajına kadar bütün kararlar maliyeti arttırır. Bizim ki gibi, düşük
maliyetin önem kazandığı sanayilerde özellikle üretim planlama, bakım onarım,
ürün gamı ve sektör bilgisi (teknik bilgi, deneyim) maliyet yapısını çok
etkilemektedir.
Geçtiğimiz günlerde,
bir ofset şirketini gezerken dört parçadan oluşan (çok büyük olduğundan, dört
yüz ayrı ayrı üretilmiş ve birbirine dikilmiş) fırın kutusu gördüm. Böyle bir
fırın kutusuna karar veren kişi/kurum ürün gamı ile sorunları olduğu açıktır.
Nihai müşteri hiç görmediği halde çok renkli ambalaj kararı da maliyeti
arttırmaktadır.
Basit organizasyon
yapısı
Organizasyonun basit
ve az kademeli olmasının yanında, karar mekanizmalarının net olarak tarif
edilmiş olması maliyetleri arttırmaz. Tersine çok kademeli organizasyonlar ile
kararların geç verilebildiği yapılar çoğunlukla maliyeti arttırır. Şu sıralar
sektörümüzde uygulanan, satış müdürünün hem fabrika müdürüne hem de merkezdeki
satış direktörüne rapor vermesi gibi uygulamalar basit olmayan bir organizasyon
yapısını göstermektedir.
Gerçek maliyeti
anlamak
Aynı ölçüdeki seramik
kutuları (benzer şekilde Tetrapak kutuları da) hep farklı ölçü ve
toleranslardadır. Seramikte bunun nedeni, üretilen seramiğin kamburluğu ile
dolum hatlarının hassasiyeti ile ilgilidir. Kutunun boyutları ile seramiğin
boyutları arasındaki fark (yani tolerans) ne kadar artarsa, kutu firesi de
artmaktadır. Dolum hatlarının demode olması veya seramik grubunu taşırken
dağıtması da kutu firesini arttırmaktadır.
Seramikte ambalaj
maliyetini arttıran unsurlar seramiğin kamburluğu ile dolum teknolojisi
olmaktadır. Satın alma, biz bu kutuyu niçin büyük alıyoruz veya niçin kutu
firesi çıkıyor şeklinde bakmak yerine kutu fiyatını düşürmekle uğraşır. Gerçek
maliyeti anlamak, sektör bilgisi demektir.
20 ml çeşitli marka
meyve suyu tetrapaklarına baktığınızda, her birinin ayrı en ve boy ölçüsünde
olduğunu görürsünüz. Bu durum, dolum makinesini ilk kurulurken set edilen ölçü
ile ilgilidir. 20 ml meyve suyu tavalarının aynı ebat olması gerekirken, bu
nedenle farklı ebattadır ve her biri için ayrı bir kesme kalıbı kullanılır.
Yani ambalaj fabrikasının maliyeti yükselir.
Anahtar teslimi
Tek tek parçaların ve
süreçlerin maliyetleri minimizasyonu yerine, toplam maliyetin minimizasyonu
üzerinde durulması daha faydalıdır. İki şey kıyaslanacak ise ikisinin de toplam
maliyeti üzerinden bakılmalıdır. Bütünün içindeki parçalardan birinin çok
pahalı olması, o bütünün rakibinden daha pahalı olmasını garanti etmez.
Maliyet düşürelim
talebiyle gelen müşterilere, kutu fiyatlarını düşürmek yerine ambalajlama
sürecinin (kutu alım, depolama, dolum işçiliği, palet/şirink/stropor, tekrar
depolama) maliyetini dikkate almalarını tavsiye ediyorum. Daha kaliteli (yani
daha pahalı) kutu alıp, süreçteki bazı maliyetlerden kurtulmak mümkündür.
Kıyaslamak ama
lokal farkları dikkate almak
Maliyetlerin
yönetiminde, kıyaslama yapmak iyi bir yaklaşımdır. Ancak her işletme/lokasyon
kendine hastır. İnsanlar iki yerde de aynı olmadığı için, hiçbir zaman bire bir
aynı neticeler çıkmaz.Bütün oklar aynı yönde
Yeni yapılacak bir işlemde, yeni bir maliyet kaleminin oluşmaması tercih edilir. Bunun için organizasyondaki bütün kişi ve bölümlerin aynı anlayış ile hareket etmesi esastır. Genellikle OEM’lerde, satın alma ambalajı ucuz almaya çalışırken, kalite “şu da olsun, üzerinde X de bulunsun” şeklinde maliyeti arttırmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, kalite şu veya bu nedenle maliyeti arttırmaktadır. Detaylara bakıldığında ise, ya kalite prosedürlerinin gereksiz yere şekil esaslı yazılmış olduğu veya kaprisli elemanlarına göre hareket edildiği görülür.
Eğer bir OEM’in çalışanları, size eğitime geliyorsa bilin ki gereğinden fazla çalışanı vardır, yani sabit maliyetleri yüksektir. Konunun yalnızca kalite/arge bölümü ile ilgili olduğu düşünülmesin. Ambalaj bandındaki elemanlarına söz geçiremeyip-kutuyu şu şekilde gönderin diyen ve ilave para ödeyen müşteriler bulunmaktadır.
Bölümler arasında hedef farklılıkları vardır. Çeşitli bölüm ve hatta kişi hedeflerinin birbiri ile uyumlu olması gerekir.
Bilgi
paylaşımı
Kurumlar
büyüdükçe, sabit maliyetleri daha çok arttığından maliyet yönetimi
zorlaşmaktadır. Yönetici sayısı, kademe sayısı, bölümler hepsi ilave maliyet
demektir. Tepe yöneticinin, güncel bilgiyi paylaşıp-çalışanları konuya ortak
etmesi gerekir.Sonuç olarak, hemen her konuda olduğu gibi, maliyet yönetimi de tepeden başlıyor. Bir önceki yazımda alıntı yaptığım James Harrington kitabında, babaannesinin tavsiyesini şu şekilde yazar: “If you clean the stairs, start at the top.”
Bu yazıya benzer konuları işleyen (ve kısmen yararlandığım) linkler:
http://www.naturalproductsinsider.com/articles/2004/11/the-seven-principles-of-effective-cost-management.aspx
http://cheetah786.hubpages.com/hub/Principles-of-Cost-Management
http://www.wisegeek.org/what-is-cost-management.htm