3 Aralık 2017 Pazar

Terfi Edince...

İki ay kadar önce, oldukça kalabalık katılımla grubumuzun 2018 ve sonrasındaki organizasyon şemalarını tanıttığımız bir toplantı yaptık. Doğal olarak, 2018’de kimlerin terfi edeceği de açıklanmış oldu. Orada, özellikle terfi edecek arkadaşlarıma bazı tavsiyelerde bulundum. Gözden geçirdiğim tavsiyelerimi, aşağıda yazılı hale getirdim.
Öğrenmeye Devam
Yeni bir göreve geldiğinizde, örneğin “şef” olduğunuzda, o görevin bütün yetkinliklerine sahipsiniz demek değildir. Büyük ihtimalle, adaylar arasından aranılan profile en yakın siz olduğunuz için seçilmişsinizdir. Lütfen çok iyi olduğunu düşünüp-havaya girme, okumaya-öğrenmeye devam et.
Öğrenmek yalnızca bilimsel bilgi anlamında değildir. Yanlış düşünce tarzını, hatalı tutum ve davranışlarını da düzeltmek bir nevi öğrenmedir.

Eksiklerini Tamamla
Kariyerinde yükselmek istiyorsan, kendine yatırım yapmalısın. Kendi kariyer planını en iyi kendin yaparsın. Üst pozisyon için eksiklerini belirle ve gidermeye çalış. Akıcı konuşamasan bile, yabancı dil öğrenmeye başlamış olmak dahi bir adımdır.

Karşısındakini Dinlemek
Doğru karar almak için bilgi toplamak gerekir. Çalışanlar size bir şey söyler. Ama dinlemezsen, söylemekten vaz geçerler. Dinlemek için, çalışma ortamına dikkat etmek, aralarında dolaşmak, bire bir iletişim kurmak lazımdır. Gelen talebe/bilgiye hemen olmuyorsa bir süre sonra olumlu/olumsuz cevap vermek şarttır. Cevap vermemekle, dinlememek aynı sonucu doğurur.

Telefonla Uğraşmak
Birisiyle konuşurken, telefonu kontrol etmek, mesajlarına bakmak, vb büyük kabalıktır. Konuşmanın önemine göre çalan telefonu kapatmak, sessiz konuma  almak gerekir. Toplantıya girerken, telefonu sessize almak en güzelidir.

Farklı Sesler
İlk kez şef olduğumda, ekibimin ben gibi düşünmesini ve hareket etmesini isterdim. Gerçek hayatta bu mümkün değil. Tersine ekipteki farklı sesler, farklı bakış açıları zenginlik getirir. Dil, mezhep, din, ırk, tutulan takım, tutulan parti, vb farklılıklar önemsiz olarak bir kenarda kalır. Ekibin aynı amaç ve hedefler için koşması farklılıklardan çok daha önemlidir.

İmkanları Kıyaslamak
İki kişinin ünvanları, sorumlulukları, çalışma alanları benzer olsa da kurumun verdiği imkanlar farklı olabilir. Bunun size söylenmeyen mantıklı veya mantıksız bir nedeni vardır. Kısa vadede bu türlü kıyaslamalarla motivasyon kaybetmek yerine, işe asılmaya devam etmek, daha çok performans göstermek en iyisidir. Makul bir sürede (bana göre 2-3 yıldır) farklılık giderilmiyorsa, iş aramak uygun olacaktır. Bu sıradaki yüksek performansınız, mevcut yerde veya başka bir yerde daha büyük imkanlar sağlayacaktır.

Toksik Çalışanlar
Etrafına sürekli olumsuzluk saçan, diğerlerinin “aman benden uzak olsun” şeklinde yaklaştığı, motivasyonu düşüren, dedikodu üreten,…çalışanlara özel önem verilmelidir. Bir-iki kez konuşup, netice alınmıyorsa ekipten çıkarmak (belki de işten çıkarmak) uygun olacaktır.
Buna karşılık bazı çalışanlar, (faydalı şekilde) her şeye eleştirel gözle bakarlar. İlk aşamada olumsuzmuş gibi gelseler de gerçekte faydalıdırlar. İki türü birbirinden ayırt etmek lazımdır.

Toplantıya Konstrasyon
Toplantıya hazırlıklı olarak birkaç dakika erken gelmek önemlidir. Bazı kişiler, çok yoğun olduğunu göstermek veya plansız hareket ettiklerinden toplantılara geç girme eğilimindedir. Aslında kendi plansızlıkları, yetersizlikleridir.

Dedikodu
Yeterince dolu çalışmayanlar/zamanı çok olanlar ve iş yerinde sürekli gezerek çalışanlar (temizlikçi gibi) dedikodu yapma ihtimali en yüksek kişilerdir. Ayrıca bazı görevliler dedikoduya prim verirler. Bunlardan birinin üretim yöneticisi olduğunu gördüm. Yönetici olarak, boş zamanlarında fabrika için fikir/proje geliştireceğine; dedikodu yapardı.
Dedikoduya prim vermeyin, dedikoducuya yüz vermeyin ve kendiniz dedikodu yapmayarak diğerlerine örnek olun.

Elektronik Posta
Herkese her şeyi göndermeyin. Maili gönderdiğiniz kişilerden ne bekliyorsanız açıkça yazın. Konudan haberi olmasını istediklerini CC’ye koyun. Yalnızca bilgileri olsun diye gönderiyorsan, “bilginiz içindir” gibi bir açıklama veya başlık ile yazmalısınız.

Çözüm Bulucu Olmak
Kimileri insiyatif kullanmaz, korkaktır veya sorumluluk almaz. Ancak tepelere çıkanlar, yetki kullanan ve gerektiğinde hesap verebilenlerdir.
Bir soruna çözüm bulmak, yetki sınırlarını sonuna dek kullanmak belki de aşmak gerektirebilir. Durumun aciliyeti, iş sonuçlarını olumlu etkilemesi gibi nedenler yetki aşımını hoş gösterebilir. Sorunu taşımaktansa çözmek her zaman iyidir.

Sizden Önceki Kişi
Aynı masada oturan önceki kişinin yaptıklarını yok saymak hatadır. Ön yargıyla yaklaşmayıp-önceden yapılan işleri hatalı kabul etmemek gerekir. Amerika’yı tekrar keşfetmeden önce, önceki kaşiflerin rotalarına bir göz atmak maliyetleri düşürür.

Astlara Davranış
Bir kısmı ile çok samimi olup, kalanlarını görmezden gelmek; astların motivasyonunu düşürür. Rahmetli bir genel müdürümüz, birkaç çalışanla arkadaşça şakalaşırken; diğerlerinin selamını dahi almazdı. Öldü gitti ama halen bu şekilde anılır.

Kararsızlık
Karar vermek için bütün verilerin toplanmasını beklemek zaman kaybıdır. Yükseldikçe, sizden yetersiz veri ile doğru kararlar vermeniz beklenir. Alt pozisyonlarda ise çalışanlar kendilerini kimin hızla yönlendireceğine, bir karar vereceğine, sorunu çözeceğine dikkat eder.
Gönül ister ki hep doğru karar verilsin. Günümüz hız dünyasında, doğru karar için zamana oynamak daha büyük yanlıştır.

Hata Yapınca
Şahsen hata yaptıysanız, hemen kabullenin. Yönettiğiniz bölümün hatası ise tamir etmeye gayret edin. Önceliğiniz problemi bertaraf etmek olsun. Daha sonra hata nasıl olmuş, kim yapmış, bir daha olması nasıl engellenir,…incelersiniz. Diğer bölümün hatası ise yine önceliğiniz hatayı gidermek olmalıdır.

Bölümler Arası Rekabet
Tatlı bir yarış halindeki rekabet iyidir. Bizim bölüm iyi diğeri kötü tarzındaki sürtüşmelerin şirkete/kuruma faydası yoktur. Departman savaşları, konuların özüne değil şekle yöneliktir ve genellikle başlarındaki kişilerden kaynaklanır. Akıllı üst yöneticiler bu türlü çatışmalara engel olur.

Başarıya Sahip Çıkmak
Ekipten biri veya ekip bir başarıya imza attığında teşekkür edilmelidir. Eğer kişisel başarınız ise size bilgi besleyen, yardım edenlere mutlaka teşekkür etmelisiniz. Ekibin katkısını göz ardı etmemek ve “ekip” vurgusu yapmak, sonraki başarıların önünü açar.

Hedefler
Kendinize veya takıma/bölüme koyacağınız hedefler, şirketin genel hedefleri ile uyumlu olmalıdır. Bu konuda şirket hedeflerinin yayılmış olması ve bilinmesi bir gerekliliktir. Yeni yönetici şekli/tali konulara takılıp kalmamaya dikkat etmelidir.

5 Kasım 2017 Pazar

Türk ve Avrupa Oluklu Mukavva İstatistikleri (2016)

Fefco 2016 raporu yayınlandığını, Bobst grubunun Linkedin’deki bir paylaşımından gördüm. Yayınlanan raporun linki bu yazının altındadır. Avrupa’ya göre ülkemiz oluklu sektörünü kıyaslamaya çalışacağım.

Önce Fefco
·        2016’da Avrupa’da (biz dahil) 43.948 milyon m2 (yaklaşık 44 milyar m2) veya 22.620 bin ton (22,6 milyon ton) oluklu mukavva satılmış.

·        Bu kadar ambalajı, toplam 401 şirketin 672 fabrikası üretmiş-satmış.

·        Ortalama gramaj 2015’e göre 1 gram azalarak; 515 gr/m2 olmuş.

·        Hiç beklemediğim şekilde özel kesimli kutu satışları, toplam satışın 42,7%’sine gerilemiş. Halbuki önceki yıl 43,1% imiş. Yine şaşırdığım bir husus, levha (yarı mamul) satışlarının 17,3%’den 18,5%’ye artmış olmasıdır.

·        Esmer ve beyaz kraft liner kullanımı artarken, NSSC tüketimi azalmış. Esmer kraft 14,8% oranında, yani 2.824 bin ton kullanılmış .

·        Fefco üyelerinde 78.777 kişi istihdam edildiği açıklanmış. Bunlardan 52.500 kadarı üretimle ilgili çalışıyormuş. Üretimde çalışanlara göre kişi başına 837.000 m2 üretilmiş. Ülkeler arasındaki çalışma süreleri farklılıkları da dikkate alındığında; çalışan başına saatlik üretim 381 m2/adam-saat olmuş. Bu rakam önceki yıl 378 imiş.

·        Metrekare ve ton cinsinden ülke sıralamaları aynı kalıyor. Almanya 5.115 bin tonla en büyük üretici, onu sırasıyla İtalya, Fransa, İspanya, İngiltere (Birleşik Krallık) ve Türkiye takip ediyor. İngiltere’yi bu sene mutlaka yakalar ve beşinci oluruz.

·        Üretilen oluklu mukavvalar nihai tüketim yerlerine göre tasnif edildiğinde, gıda ambalajları 26,4%, levhacılara yapılan satışlar 14,0%, yaş meyve-sebze kutuları 8,5% ve içecek ambalajlar 7,1% ile en çok satış yapılan sektörlerdir.

·        Avrupa’da en çok B dalga 36,2% ve CB dopel 22,0% satılmaktadır. C dalga 15,6%, E dalga 13,3% ve mikro dalgalar 1,0% seviyesindedir. Genel toplamda 11,9% oranında adı belirtilmemiş dalgaların (A, AB, BE, AC, ABC,…vs) kullanıldığı açıklanmaktadır.

·        4 ve üzerindeki renk basılmış kutu miktarı oransal olarak en çok Norveç’tedir. Sırasıyla Almanya, Polonya ve Avusturya 11,8%, 11,4% ve 9,3% oranlarında 4 ve üzerinde renk basılmış kutular üretmektedir. Renk sayısı ayrımı veren ülkelerde baskısız veya tek renkli kutu miktarı, toplam miktarlarının 50%-73%’üdür. Yani Avrupa’da işlerin yarısından fazlası maksimum tek renklidir.

Şimdi de Ülkemize Bakalım

·        2016’da Türkiye’de 2.022 bin ton veya 3.886 milyon m2 (yaklaşık 3,9 milyar m2) oluklu mukavva ambalaj satılmış.

·        Yalnızca Omüd üyesi 31 şirketin, 49 fabrikasında 55 oluklu hattı çalışmaktadır. Aynı yıl ülkemizde 100 kadar şirketin, 110 fabrikasında kurulu 132 oluklu hattının üretim yaptığını tahmin ediyorum. (Şirket ve fabrika sayıları benim tahminimdir. Zira 2013 sonunda oturup-bütün oluklu hatlarını tek tek saydığımda; 103 şirket, 124 fabrika ve 130 oluklu sonucuna ulaşmıştım. Dolayısıyla 100, 110 ve 132 rakamlarını minimum kabul etmek gerekir.)

·        Ortalama levha ağırlığı, önceki yıla göre 8 gram kadar artışla 520 gr/m2 olarak gerçekleşmiş. (Omüd üyesi olmayanların bilgileri eksik olduğundan, Omüd rakamlarını Türkiye toplamı veya ortalaması kabul ettim.)

·        Ürün cinslerine göre satışlardaki değişim, Fefco’ya paralel seyretmiş. Özel kesimli kutu satışları 2015’e göre 2 puan kadar azalarak 31,3% olmuş. Levha satışları ise 2 puan kadar artışla 21,6% olmuş.

·        Esmer kraft tüketimi 1,6 puan azalarak 316 bin tonu geçmiş ve 18,1% olmuş. Beyaz kraft tüketimi önceki yılla aynı kalmış. NSSC tüketimi 5,9% ile 103 bin tonu geçmiş. 2015’de olmayan SC Fluting adı verilen (tahminimce yüksek mukavemetli fluting olsa gerek) kağıdın tüketimi 17,3% (12 puan sıçrama) yani 301 bin ton olmuştur.

·        Omüd üyelerinde toplam 7.472 kişi çalışıyormuş. Üye olmayanları da dikkate alarak, sektörde toplam 9.640 kişi çalıştığını tahmin ediyorum. Bunun 7.420 kişisinin üretimde çalıştığını hesapladım. Omüd üyelerinin üretimde çalışanlarına göre kişi başına üretim 676 bin m2 olmuş. 2015’de ise 651 bin m2 imiş. Çalışma saatlerine indirgendiğinde 2015’de 319 m2/adam-saat iken 2016’da 330 m2/adam-saata yükselmiş.

·        Oluklu mukavvanın nihai tüketim sektörleri dikkate alındığında, 29,3% ile gıda ambalajları ilk sırada yer alıyor. İkinci en büyük kullanıcı 15,9% ile levhacılardır. Yaş meyve ve sebze kutuları  ise 6,5% ile üçüncüdür. Önceki rapora göre gıda ambalajlarında azalma, diğerlerinde artış söz konusudur.

·        Ülkemizde en çok çift dalga (mikro dopel dahil olmalı) 55,4%, sonra C dalga 20,8% ve B dalga 15,9% satılmaktadır. Kalan 7,9% ise mikro dalgalar ile A ve triplexin toplamıdır.

İstatistikleri Yorumladığımda

·        Ülkemizde bir ölçek sorunu olduğu açıktır. Hat başına, fabrika başına veya şirket başına satış rakamları, Avrupa’nın çok altındadır. Buna karşılık yalnızca Omüd üyelerinin ortalamaları, Avrupa’dan bir tık daha iyidir.

·        Özel kesimli kutu satışlarının azalması, eskiden ful kalıpla kesilen kutuların giderek parsiyel kalıplarla kesilmesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Levha satışlarının artması ise sipariş lotlarının düşmeye devam ettiği bir dünyada gayet normaldir. Levha işleyen atölyelerin azalmayacağı gayet açıktır.

·        Esmer kraftın da giderek azalmasını beklememek gerekir. Yeni kağıt teknolojileri ne kadar iyi kağıt üretse de kraftın sıfıra inmesi mümkün değildir. Avrupa’da ki 14,8%’lik esmer kraft oranına ülkemiz de yaklaşacaktır.

·        Sektörümüz otomasyonu kullandıkça kişi başına üretim verimliliği artacaktır. Kişi başına saatlik üretimde, ülke olarak oldukça geriyiz. “Küçük olsun benim olsun” kafasıyla kurulan küçük ölçekli fabrikalar maalesef verimliliği düşürmektedir.

·        Avrupa’ya kıyasla bizde daha çok gıda ambalajı üretiliyormuş gibi dursa da, rakamları yanlış topladığımızdandır. (Omüd bu bilgileri alırken, Fefco’ya paralel hareket etse çok faydalı olacaktır. Omüd’ün kuruluş yıllarında set edilen istatistikleri gözden geçirmenin zamanı gelmiştir. Geçmişte faydalı görülüp-toplanan bazı bilgilerin artık kimseye faydası yoktur.) Çiçek ve süs bitkileri gibi bazı ayrımlar Fefco’da yoktur. Yaş meyve ve sebze kutuları Fefco’da 8,5% iken ülkemizde 6,5% civarındadır. Oluklu mukavvaya girmesi gerekirken, halen ambalaja girmeyen yaş meyve-sebzeler bulunmaktadır. Kayıt dışını kayıtlı çalışmaya zorlamak yerine, kanun zoruyla yaş meyve-sebzeyi oluklu mukavvaya koymaya çalışmanın nasıl sonuçlanacağını da çok merak ediyorum.

·        Ülkemizde çift dalgaların çok kullanılması, C’nin B’den fazla olması eski kağıt makinelerimiz ile küçük/iptidai kutu makinelerimiz sayesindedir. Eski kağıt makineleri daha düşük gramaj üretemezken, levhacıların kullandığı eski teknolojili kutu makineleri oluklu mukavvanın canını çıkardığından; nihai müşteriyi daha kalın kutulara zorlamaktadır.

·        Basılan renk konusunda da ülkemizde bilgi toplanmamaktadır. Eğitimsiz ve kötü yönetilen satış ekiplerinin dolduruşuna gelen şirketler, gerekli-gereksiz çok renkli makinelere yatırım yapmaktadır. Ortalama 2,5 renk basan, 6 renkli makineler kaynak israfından başka bir şey değildir.

Fefco 2016 istatistiklerinin linki:

8 Ekim 2017 Pazar

Kirpi Konsepti

Jim Collins’in ‘İyi’den ‘Mükemmel’ Şirkete adlı kitabını tesadüfen gördüm, aldım ve okudum.
Kitapta, borsada işlem gören çok sayıda şirket detaylı şekilde incelendikten sonra sonuçları özetlenmiş. Borsa getirisi ortalamanın ve rakip şirketlerin (yazar bunlara ‘karşılaştırma grubu’ adını veriyor) çok üzerinde olanların nasıl bu sonuçlara ulaşabildikleri analiz edilerek bir büyüme-gelişme dönemi planı hazırlanmış. Sonuçlar ve yorumlar istatistiki olarak verildiğinden gerçekten çok etkileyici bulgular var.

Kitapta beni en çok etkileyen (sanırım pratikte en zor uygulanabilecek olan) ‘Kirpi Konsepti’ başlığını taşıyan kısım oldu. Anlamak için tekrar tekrar  okuduğum bu bölümün özeti şöyledir:
İyiden mükemmele ulaşmak için birbiriyle kesişen üç çemberin kesişim noktasını, basit ve berrak bir konsepte tercüme etmek gerekir. Kilit nokta, hangi konuda en iyisi olmak istediğinizi anlamak değil, hangi konuda dünyanın en iyisi olabileceğinizi (veya tersine olamayacağınız konuları) bulmaktır. Bir şirket için kesişim noktasını bulmak çok zordur. Kitaba göre, mükemmel şirketler ortalama dört yılda kirpi konseptlerini tespit edebiliyorlar. Bireyler üzerinden bir örnekle, kirpi konsepti şöyle açıklanıyor:

Bu işi yapmak için doğmuşum (en iyi), bu işi yapmak suretiyle para alıyorum (motor) ve her sabah işe gitmek için yanıp-tutuşuyorum (tutku) dediğiniz bir işiniz varsa kirpi konseptini bulmuşsunuz demektir. Bu en iyi olma hedefi, en iyi olma stratejisi, en iyi olma planı, en iyi olma niyeti değildir. En iyisi olabileceğiniz şeyi kavramaktır.

Niçin "Kirpi Konsepti" Adını Vermiş?
Yazara göre, kirpi bir tehlike anında elindeki şeyin (av, yiyecek) üzerine kapanıp-top haline geliyor. Tehdit geçtikten sonra da açılıp-yoluna devam ediyor. Dolayısıyla tek bir şeye odaklanmış oluyor ve ondan vazgeçmiyor. Kitap, mükemmel şirketlerin de benzeri bir davranış gösterdiğini açıklıyor.

En İyi Olduğunuz Şey
On yıllarca belli bir alanda faaliyet göstermeniz, yani o alanı esas faaliyet alanı olarak belirlemeniz, o alanın en iyisi olduğunuz anlamına gelmez. Eğer esas faaliyet alanında dünyanın en iyisi değilseniz o alan sizin kirpi konseptinizin temelini oluşturmaz. (Yazar dünyanın en iyisi olmaktan bahsediyor ama bulunulan pazarda rakiplerinizden daha iyi olduğunuz şey olarak anlamak daha doğru olacaktır.) İyiden mükemmele dönüşen şirketler, iyi olduğunuz bir alanda faaliyet göstermenin, sadece “iyi” olmaya yeteceğini anlamışlardır. Mükemmelliğe giden yol, diğer tüm şirketlerden daha iyi olabileceğiniz alanlara odaklanmaktan geçmektedir.

Motorunuzu Döndüren Şey
Çok karlı, çok büyüyen,…vb bir sektörde olmak, gerekmiyor. Çok kötü bir sektörde dahi olsa, mükemmel şirketler; büyümenin, çok karlı olmanın çaresini bulmuşlar. Kendi büyümelerini (yani motoru) ölçmek için kişi başına kar, kontrat başına nakit akışı,…gibi ölçütler geliştirmişler.

En Derin Tutkuyla Bağlı Olduğunuz Şey
Tutkuyu siz yaratamazsınız. İnsanların tutkulu olmasını sağlayamazsınız. Yapılması gereken, insanların tutkusunu canlandıran şeyi keşfetmektir. Bazen bu ürettiğiniz malı/hizmeti zevkle tüketiyor olmak, bazen işinizin sonucu olarak müşterilerin refahının/mutluluğunun arttığını görmek olabilir.

Kirpi Konseptini Keşfetmek
Bazı yöneticilerin katılımı ile bir konsey kurulması, tekrar eden toplantılarda aşağıdaki soruların sorulmasıyla kirpi konseptinin oluşturulması tavsiye ediliyor:
Hangi konuda başarılı olduğumuzu değil, hangi konuda dünyanın en iyisi olabileceğimizi gerçekten anladık mı? Ekonomik ölçütümüz de dahil olmak üzere, şirket ekonomisini yürüten motoru anladık mı? Tutkularımızı canlandıran şeyi anladık mı?

Benim Anladığım İse
Kirpi konsepti, bir tür vizyon veya benzeri bir kavram. Şirketteki kritik yöneticiler, yıllar süren arama toplantıları ile en iyi oldukları, kolayca büyüyebilecekleri, para kazandıkları ve tutkuyla bağlı oldukları bir ortak vizyon oluşturuyorlar.
Süslü laflara, moda yöntemlere odaklanmadan, gemiye (yani şirkete) yeni bir istikamet veriyorlar. Yeni istikamet bazen tuvalet kağıdı işini bırakıp-bebek bezi üretmek, bazen iç piyasa yerine dış piyasada büyümek veya klasik banka iken mortgage bankası olmak şeklinde olabiliyor.
Elbette kirpi konseptini bulunca, hemencecik mükemmel şirket olmuyorsunuz. En iyisi kitabı okuyun. Yapılacak daha çoook iş var.

3 Eylül 2017 Pazar

Yalnızca Levha Satanın Nakit Akışı

Önceki yazımda, yalnızca levha satmak için bir oluklu fabrikası kurulursa; karlı olunacağını yazmıştım. Sonunda nakit akışına da bakmak gerektiğini söyleyerek de bitirmiştim. Bu yazıda kaldığım yerden devamla, aynı şirketin nakit akışını irdelemeye çalışacağım.
İlk yatırımın, bütün makine ve binaların öz kaynakla yapıldığını kabul ederek; üç senaryo üzerinden inceleyeceğim. Kolaylık olması açısından ilk yatırım tutarının 40 milyon TL ve 10 yıl amortisman ayrılacağını kabul ediyorum.

Senaryolar
6 ay vadeli: Hiç işletme sermayesi yok, her ihtiyaç için kredi kullanılacak.
4 ay vadeli: Satış fiyatı aynı kalmak kaydıyla, 6 ay yerine 4 ay vadeli satılacak ve tabi vadeye uygun tahsilat yapılacak.
30 milyon işletme sermayesi: Yine 6 ay vadeli satılacak ama ilk yıl içinde 30 milyon TL işletme sermayesi konulacak.
Aksine bir bilgi yoksa tablolardaki sayılar milyon TL olarak okunmalıdır.

Baz Senaryo
Pek sürdürülebilir görünmemektedir. İlk yılın sonunda 40,4 milyon olan kredi bakiyesi üçüncü yıl 55 milyona dayanmaktadır. Alış vadesi peşin (1 ay) iken 6 ay vadeli satmak işi büyütürken nakit akışını zorlaştırmaktadır. Önceki yazıda verilen gelir tablosunun devamı hemen nakit akışının altındadır.

Satış Vadesini 2 Ay Kısaltmak
İlkine göre daha mantıklı görünmektedir. Ancak uzun vadelerle çalışan levhacılarda uygulanmasında problem olabilir. Ayrıca, işi büyütmek yani miktar artışını hızlıca sağlanmasını engelleyebilir.

İlave İşletme Sermayesi Koymak
En mantıklı görünen senaryodur. 40 milyon ilk yatırım bedelini ödeyen şirket sahibini 30 milyon da işletme sermayesi vermeye ikna etmek biraz zor olsa gerek.

Çıkardığım Sonuçlar
Düşük fiyatla levha satarak, yeni kurulmuş bir fabrika büyütebilir ama sürekliliğini de düşünmek lazımdır.
İşletme sermayesi ve nakit akışı, yeni kurulacak şirkette; en önemli konudur. Bu ikisi sağlanırsa kar sağlanabilir.
Ucuza satıp-çok satmak karlılığı garanti etmez. İşlem hacminin çok olması iyidir ama yukarıda da görüldüğü üzere hem kar sağlamadığı hem de nakit akışını desteklemediği durumlar olabilir.
70 milyon para yatırıp, 3 yılın sonunda ancak 7,7 milyon nakit sağlayan fabrikaya ancak bizim yatırımcımız para bağlar.
Oluklu hattının ultra modern olması, az adamla çalışması, firesinin çok düşük olması,…vb faktörler çok önemlidir ama çıkan malı doğru fiyattan satıp-doğru vadede tahsilat yapmıyorsan; teknolojiyi Çorumluların deyimiyle “heçlemiş” olursun.

20 Ağustos 2017 Pazar

Yalnızca Levha Satanın Maliyet Yapısı


Çalıştığım bütün şirketlerde, satış ekipleri rakibin fiyatlarının düşüklüğünden bahsetmiştir. 2017’de ise hammadde fiyatlarındaki artışlar, satıcıların yakınmasını daha da yükseltmiştir. Ayrıca piyasaya her yeni giren oyuncu, mevcut dengeleri bozar ve bu tür yakınmalara neden olur.
Şimdilerde, düşük gramajlı kağıtlarla levha üretip-satmak bir moda gibi gelişiyor. Oluklu mukavva şirketlerinin yanında, kutu işletmeleri (sheet plant, levhacı) de oluklu hattı kurma gayreti gösteriyor.
Avrupa'da çok güzel örnekler var. Acaba ülkemizde yalnız levha satmakla karlı olunur mu diye biraz kafa yordum. Sonuçları şöyle:
Oluklu Hattı
Arsa ve bina ile yatırım tutarı kadar paranın hazır olduğu varsayımı ile modern, en az adamla çalışacak bir oluklu hattı kurulacaktır. Yeni bir hat kurulacağına göre, yılda en az 150 milyon m2 üretebilecek kapasite seçilmelidir. Makine üreticilerinin verdiği rakamlar genellikle daha yüksek olduğundan, kurulu/çalışan fabrikaların ulaştığı miktarlar dikkate alınmalıdır.
Bu projede, hattın ilk ay 1 milyon m2 üreteceği, sonraki her ay 1 milyon m2 iş artışı ile 12’nci ayda 12 milyon m2/ay hızına ulaşacağı ön görülmüştür. (Rakamları buraya veya Excel tablosuna yazmak çok kolaydır. Uygulamada bir yıl içinde tam kapasiteye ulaşmak mümkün olmayabilir.
Personel
İdeal bir tesis kurulacağına göre en az sayıda personele ihtiyaç duyulmalıdır. Devreye girilirken 11 mavi yakalı ve 9 beyaz yakalı çalışan yeterli olacaktır. İkinci aydan itibaren çoğunlukla satış ekibine olmak üzere her ay birer kişi ekleyerek, yılın sonunda beyaz yakalılar 20 kişiye ulaşacaktır. Buna karşılık mavi yakalılar ilk 4 ay tek vardiya, 5’nci ay 1,25 vardiya ve 6 ila 9’ncu aylar arası 1,5 vardiya istihdam edilecektir. (5-10’ncu aylar arasında fazla mesaili çalışma anlamındadır.) 10’ncu aydan itibaren 2 vardiya şarttır.
İstihdam edilecek kişilerin ortalama ücretleri, mavilerde brüt 2.250 TL/ay iken beyazlarda (satış ve tek yönetici dahil) brüt 3.225 TL’dir. Servis, yemek, iş kıyafeti gibi kalemler ile SGK işveren payı ile gelir vergileri, kabaca brüt ücretin 60%’ıdır. (Yani personel maliyeti ödenen ücretin 1,6 katıdır.)
Enerji
BHS’den Göksun Erman Bey’in (Almanların Omüd’ü VDW’den alınmış veriler bazlı) yaptığı bir sunuma göre oluklu hattının enerji tüketimi cironu 1,5% ila 3,0%’üdür. Buradan yola çıkılarak ilk ay cironun 2,6%’sı ve 12’nci ayda 1,5%’si kadar enerji gideri oluşacaktır. Göksun Bey’deki reel (40% çift ve 60% tek dalga üreten) müşteri rakamları, bu oranları teyit etmektedir.
Nakliye
Bütün satışların ortalama 250 km mesafeye, tırla yapılacağı ve nakliye ücretinin araç başına 1.045 TL olduğu kabul edilmiştir. Hesabı basite indirmek adına tıra B dalgadan 8 ton ve CB dalgadan 7 ton yükleneceği kabul edilmiştir.
Genel Gider
Deneyimlerime göre ofis/bilgisayar, tamir-bakım, temizlik, güvenlik, binek araçları, müşavirlik,…gibi kalemlerden oluşan genel gider, cironun 3% ila 6%’sıdır. Bu çalışmada ilk ay 4,10% ile başlayıp, her ay 0,10% azalıp, 12’nci ayda 3%’e inileceği kabul edilmiştir.
Hammadde Maliyeti
Basite indirgemek için yalnızca B dalga T/S/T (60%) ve CB dalga T/S/T (40%) için piyasadaki kağıt fiyatları ile maliyet hesapları şöyledir.
Hattın yeni olduğu dikkate alınarak, tek dalgada 6 gr/m2 ve çift dalgada 12 gr/m2 nişasta kullanılacağı, firenin ilk yıl için ortalama 7% olduğu varsayılmıştır. (7% iddialı bir rakamdır. Sonraki iki yılda her yıl birer puan azalarak 5%’e inmesi hedeflenmiştir.) B ve C ondüleler için sırasıyla take-up faktörleri 1,3 ve 1,4 alınmıştır.


 
40% ve 60% oranları ile ortalama gramaj 369 gr/m2 iken hammadde maliyeti 0,805 TL/m2’dir.
Satış Fiyatı
Levhacılara göre piyasada satış fiyatı en makul olan oyuncunun listesindeki (yukarıda hammaddesi hesaplanan ürünlerin) satış fiyatı 0,982 TL/m2’dir (60% B ve 40% CB.) İlk ay yani bir milyon m2 için 0,982 olan rakam ilave her milyon m2 için 0,25% indirimle, 12 milyon m2/aya ulaşıldığında 0,955 TL/m2 olacaktır. Tecrübelerime göre, fiyattaki aşağı yönlü gidiş de doğrudur ve mantıklıdır.
Gelir Tablosu
Maliyet kalemleri artmayıp-sabit kalırken, takip eden yıllarda cüzi fiyat düşüşleri maksimum kapasiteye ulaşıldığında oluşan gelir tablosunun özeti şöyle olacaktır. Fiyat yukarıda 0,982 hesaplanmıştır, ancak aydan aya düşüşlerle yıl ortalaması 0,964 TL/m2’dir

Tabloda personel ve genel gider rakamlarının toplamı sabit maliyet olarak yazılmıştır. Hammadde, enerji ve nakliye giderleri ise değişken maliyet olarak görünmektedir.

Yorum
Verdiğim varsayımlar altında (=ideal şartlar altında) az da olsa karlı bir iş olduğundan, yalnızca levha satmak amacıyla böyle bir fabrika kurulur.
Tablonun altına (amortisman, finansman, net kar) da bakmak gerekir. Yeni kurulan işlerde hep bir nakit akışı sıkıntısı görülür. Dolayısıyla nakit akışına bakmadan, işletme sermayesi ihtiyacını hesaplamadan karar vermemek en iyisidir.

6 Ağustos 2017 Pazar

Ofset Kutuda BCT

Hafta içinde bir ofset üreticisi tarafından, BCT’yi etkileyen faktörler üzerinde konuşmak amacıyla ziyaret edildik. Grubumuzun kağıt fabrikasının müşterisi konumundaki misafirler, kendi müşterilerinin BCT hedefi verdiğinden, yakaladıkları BCT’lerin düşüklüğünden ve değişkenliğinden, bu durumda kullandıkları kağıdı suçladıklarından, diğer tedarikçileri ile görüştüklerinden bahsettiler. Benim açımdan oldukça verimli, güzel bir görüşme oldu. Kendilerine ifade ettiğim görüşlerimi, daha sonra aklıma gelen birkaç hususu da ekleyerek aşağıda sunuyorum.
Ofset kutuda ilk aşamada “kağıdın mukavemeti yetersiz mi?” sorusu akla gelse de oraya varıncaya dek pek çok faktör BCT’yi etkilemektedir.

Ortam
Fabrika içindeki rutubet, bulunduğu yerdeki yüksek nem dolaylı olarak BCT’yi düşürebilir. Mevsimin kış olması da gerekmez. Bir fabrikada, bölgede sürekli yüksek nem olduğunu, olukludan çıkarken ECT değerinin normal olduğunu, birkaç saatin sonunda oluklu mukavvanın ortamdaki nemi emdiğini gördük. Fabrika içi ile dışının arasındaki rutubet farkını ölçmek, ortaya koymak ve iyileştirmek gerekir.

Ondüle Makinesi
Ofset sektöründe genellikle yerli ve dar ebat ondüle makineleri kullanılmaktadır. Bu makinelerin ne kadar yeterli olduğu iyice analiz edilmelidir.
Ondüle, nişasta, sıyırma ve pres valslerinin birbirlerine paralel olması gerekir.
Sürülen nişasta miktarı ve düzenliliği (ondüle tepelerine sürülüyor olması) önemlidir. Bunun için tentürdiyot testi yapılabilir.
Pres vals kendi başına BCT’yi düşürüyor olabilir. Çalışma genişliği 150 cm iken 75 ile 130 cm arasında bobinler çalışıyorsa hem ondüle valsleri hem de pres vals dengesiz aşınır. Geniş ebat çalışırken kenarlar Pres vals tarafından kesilmeye yakın basıldığından mukavemet düşer.
Ondüle valslerinin BCT ‘ye uygun seçilmesi önemlidir. Yerli vals üreticisinin ürettiği valsi ne derece bildiği de soru işaretidir.
Tek yüzlü köprüye çıkarken eziliyor, ondüle tepeleri yatıyor olabilir.

Laminasyon
Kullanılan yapıştırıcı sürme miktarının yanında kalitesi de önemlidir. En çok tercih edilen dekstrin yerine nişasta esaslı yapıştırıcıları da değerlendirmek gerekir.
Laminasyon sırasında ondülelerin yatmadığına ve yapıştırıcının doğru noktalara sürüldüğüne bakmak gerekir.

Kesim Makinesi
Düz kalıpla kesimlerde uygulanan kesme basıncı bazen gereğinden yüksek olabilir. Temiz bir kesim elde edilir ama bir süre sonra bıçaklar körelir. Körelen bıçakların düzgün kesmesi için parça bıçaklar eklenir. Bu sefer bazı izlerin hafif kaldığı görülüp, bazı yerlere bantlar/lastikler eklenir. Yani kalıp orijinalliğinden iyice uzaklaşır. Kutu bir şekilde kesilmiş olduğunda, iç yüzeyde BCT’yi düşürecek izler ve ezikler de oluşmuştur.

Karton
Dış yüzde kullanılan kartonun ne derece mukavim olduğu ihmal edilmemelidir. Ayrıca kartonun su emme değeri hem mürekkep tüketimi hem de laminasyon tutkalı açısından incelenmelidir.

Tek Yüzlü
Üretilen tek yüzlünün kalitesini ölçmek için, boşta kalan tarafını bantlayarak ECT testi yapılması düşünülebilir.

Ve Kağıt
Yukarıdaki konuları sağlama aldıktan sonra, kağıdın mukavemetine bakmakta yarar var.

ECT Standardı
BCT’ye ulaşmakta en önemli testlerden biri ECT’dir. Belli kağıtlar için bir ECT standardı yoktur. Her fabrika kendi standardını oluşturmalıdır. Aynı kağıtlar (ve karton) ile farklı tesislerde üretilen mukavvaların ECT değerlerini kıyaslayarak bazı yorumlarda bulunulabilir.
Karton cins ve tedarikçisi değişmeden, A tedarikçisinden gelen kağıtlar ile üretilmiş mukavvanın ECT veya BCT değeri ile bütün makine şartları aynı B tedarikçisinin kağıtlarını kıyaslamak doğru olacaktır.

Sonuç
Ofset müşterilerinin de BCT talep ettiğini duymak hoşuma gitti. Baskı konusu hep en önde gelen bu sektörde mukavemetin konuşuluyor olması, yakın gelecekte gramajların (kağıt ve kartonda) düşeceğinin işaretidir.
Yazılan bütün maddeler tamamen çalışanların eğitimi ve üretim yönetimi ile ilgilidir. Makine şartlarını kontrol altında tutmadan, kağıt gramajını arttırarak BCT bir yere kadar çözülür ama maliyet de artmış olur.
Konuyla ilgili çalışacaklara şimdi den kolaylıklar diliyorum.

30 Temmuz 2017 Pazar

Hurda Esaslı Kağıt Fiyatları Üzerine

2016’nın sonlarından itibaren başlayan kağıt fiyatı artışları devam ediyor. Çin’deki hava kirliliği, kağıt fabrikalarının kapanması, ülkemizin Çin’e kağıt ihraç etmesi, şeklinde başlayan rüzgar yaz ayları ile birlikte durulacak derken sürüp gidiyor.
Gelen bilgiler, şimdilerde Çinlilerin yüksek kaliteli hurda kağıda taleplerini arttırdığı yönündedir. Bu ise ithalat yaptıkları yerlerde (mesela Avrupa) hurda fiyatını tetiklemektedir. Pazarda kalan düşük kaliteli hurda, kağıt fabrikasının üretim maliyetini arttırdığından, kağıt fiyatının artmasına yol açmaktadır.
Ayrıca AB ve ABD’de işlerin iyi olması kağıt talebini arttırmaktadır. (Bir parantez açarak, vurgulamak gereğini duyuyorum: Batı ülkelerindeki yarım puan civarındaki GSMH büyümesi ambalaja dolayısıyla kağıda olan talebi anormal canlandırırken; ülkemizin ilk çeyrekte 5% büyümesi satılan toplam oluklu mukavva miktarını arttırmak bir yana geçen seneye göre azalmıştır.)
Ülkemizde ise oluklu mukavva kağıdı ihracatı geçen yıla göre artmaya devam etmektedir. Yani içeride satılmayan kağıt dışarı gitmektedir. İlk 5 ayın verilerine göre, yılın ilk 3 ayında ihracat geçen yıla göre sıçrama yapmış, Mayıs’ta 17 bin tona kadar düşmüştür.







Pazarın düşük gramajlı kağıda yönelmesinden dolayı eski kağıt makineleri alçıpan kağıdı, miğfer boru kağıdı,… gibi farklı ürünlere dönmeye çalışmaktadır. Netice itibarıyla iç piyasaya sunulan oluklu mukavva kağıdı geçen yılkine kıyasla daha az kalmaktadır.

Hurda Kağıt Miktarı Azalıyor Gibidir
Öte yandan hurda kağıt toplama miktarında belirgin bir azalma gözlenmektedir. Aşağıdaki grafik İzmir içindeki 6 AVM, süpermarket ve zincir ana deposundan çıkan atık ambalaj miktarını göstermektedir.
Toplanabilen atık miktarı Haziran 2015’de ciddi şekilde düşmüş ve tekrar aynı seviyelere gelememiştir. 2016 çok dalgalıdır ve darbe girişimi hurda miktarını da azaltmıştır. 2017’de ortalama miktar 2016’dan iyidir. Bu yılın en iyi zamanı Mart iken, Nisan-Haziran döneminde  miktar azalmaya devam etmektedir.  
Özetle, son aylarda her ay bir öncekinden daha az hurda çıkmıştır. Miktar azlığı hurda fiyatını yükseltmektedir.

Kağıt ve Hurda Kağıt Fiyat Artışları
Kağıt fabrikasının en önemli girdisi de hurda kağıt olduğundan maliyetler artmaktadır. Aşağıdaki grafik, kağıt fiyatı ile hurda fiyatındaki artışların son 2,5 yılda nasıl değiştiğini göstermektedir. Grafik, hurda ve kağıdın 2015 yılı Ocak ayındaki fiyatlarını 100 kabul edilerek, sonraki aylarda ne kadar değiştiğini görmek üzere hazırlanmıştır. Şubat 2015’de Ocak’a göre kağıt fiyatı fazla değişmeden kalmışken hurda fiyatı 5% kadar düşmüştür. Hurda fiyatındaki düşme, Haziran 2015’de dip yapmıştır.
Turuncu renkli hurda fiyat artışı grafiğinin 2017 başına kadar belirgin özelliği, kağıt fiyatından daha az artmasıdır. (Şubat 2016 istisnadır.) Ancak 2017’de eğri karakteristiğini değiştirmiş ve kağıt fiyatından daha fazla artmaya başlamıştır.
Kağıt fiyatı çok ciddi artış göstermesine rağmen, hurda fiyat artışını yenebilmiş değildir. Kağıt fabrikasının, hurdadaki artışı fiyatlarına yansıtmasına rağmen bu sene 2015 ve 2016’daki kadar başarılı olmadığı söylenebilir.

Diğer Endeksler Ne Söylüyor?
Omüd’ün yayınladığı ve TÜİK’in hazırladığı “kağıt hamuru, kağıt-mukavva” endeksindeki yıllık (Temmuz / 2016 – Haziran / 2017) artış 49%’dur. Yukarıdaki grafiğe göre, aynı dönemdeki kağıt fiyatı artışı 50% ve hurda kağıt fiyatı artışı 63%’dür. Yine aynı dönemdeki ülkemizin en büyük kağıt üreticisinin fiyat listelerindeki artış 71%’dir. Açıkladığım yüzdelerden ben, Tüik hesabının biraz eksik kaldığını, hurdadaki artışı pek dikkate almadığını anlıyorum.
Oluklu fabrikaları, hammadde fiyat artışlarını müşteriye izah etmekte zorlanmıştır. Tüik’in yayınladığı endeks yetersiz oluşturulduğundan, dolaylı olarak oluklu fabrikalarının aleyhine çalışmıştır.

Beklentiler
Kağıttaki hareketi zamanında idrak edemeyen bazı fabrikaların hammadde stokları zamansız erimiş ve maliyetleri anormal derecede yükselmiştir. Bugünlerde eksilen stokları şişirmek amacıyla fazladan kağıt talebinin oluşmuş olması mümkündür. Ayrıca oluklu mukavva sektöründe işlerin Eylül ile çok artacağı beklentisi dile getirilmektedir. Beklentiler dahi kendi başına kağıt talebi yaratıyor olabilir. Ambalaj üreticilerinin böyle durumlarda nasıl etkilendiği konusunda, kağıt fiyatları nasıl oluşuyor başlıklı yazıma bakılabilir.

Esas Problem
Ancak esas konu kağıt değil, hurda kağıttır. Hurda kağıdın çöpe gitmeden kaynağında yani evde ayrıştırılması, atık şirketinin hurda kağıdı ücretsiz alması, her türlü toplamanın (sokaklar dahil) teşvik edilmesi, belediyelerin atık toplama anlaşmalarına sadık kalması ve geri dönüşüm şirketini yolunacak kaz gibi görmesi, hurda ticaretinin yönetmeliklerle engellenmesi,…gibi temel konular düzeltilmeden hurda kağıt miktarı ciddi boyutta artmaz. Talebi çok, miktarı yetersiz olan şeyin fiyatı artar. Kağıttaki sıkışıklık ne zaman biter konusunda ise hurda, kağıt ve oluklu mukavva sektörleri miktar dengeleri üzerine başlıklı yazımın okunmasını öneriyorum.