bobin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bobin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Ocak 2024 Pazartesi

Dijital Baskıda Gelinen Yer

Kaynaklarda listesi verilen üç yazıyı, editör “üç yazıyı bir seri” olarak bildirdiği için okudum. İçlerindeki yalnızca oluklu mukavva sektörüne yönelik faydalı bilgileri (artık herkesçe bilinen hız, az adet, çeşit/versiyon/renk sınırsızlığı gibi konular ile bakım onarımda yapay zekâ kullanımı ve çeşitli barkod uygulamaları gibi hususları atlayarak) kendi yorumlarımla aşağıda sunuyorum.

·        Keypoint Intelligence danışmanlık şirketinin sağladığı verilere göre dijital baskılı ambalajlar toplam ambalaj sektörünün ancak %2’sini oluşturuyormuş.
Yarısından biraz fazlası oluklu olmalı, rakamın ABD’de hesaplandığını da unutmamak lazım. Türkiye'de dijital baskılı oluklu mukavva ambalajın %0,5'den az olduğunu tahmin ediyorum.

·        Mevcut baskı tekniklerinden dijitale geçişin biraz yavaş olduğu kabul ediliyormuş. Smithers’in yaptığı Pazar araştırmasına göre dijital baskıya geçiş 2022-2027 döneminde en yüksek hıza ulaşacakmış.
Şirket olarak dijital baskıya başlamamız 2017’dir, mevcut mürekkep maliyeti ve yedek parça pahalılığıyla ben halen ciddi bir ilerleme veya emaresini görmüyorum.

·        Oluklu mukavva ambalajda dijital baskı uygulaması ilkin 2001’de yapılmış, teknolojinin ilerlemesiyle 2016’da bir üst seviyeye geçilmiş. Ambalaj sektöründe dijital baskının esas büyüme potansiyelinin oluklu mukavvada olduğu kabul ediliyormuş. Keypoint Intelligence’in bir araştırmasına göre üreticilerin %73’ü dijital baskıyı bir dönüştürücü ve yıkıcı teknoloji olarak görüyormuş. Yazara göre dijital baskıya başlayanlar “öncüler” olarak kabul edilmekle birlikte halen öğrenme aşamasındaymışlar.

·        Oluklu mukavva ambalaja yönelik temelde iki türlü dijital baskıdan bahsediliyor: Kağıt bobinine baskı (web press) ve levhaya baskı (sheet-fed.) Bloomberg Intelligence’deki bir oluklu sektörü analizcisine göre bobine baskı teknolojisi, levhaya baskıya göre daha kolaymış. Analizci sheet-fed baskının çok çeşitli dengesizlik ve hatalara açık olduğundan bahisle bobine baskının diğerinden 10 kata daha fazla üretim kabiliyeti olduğunu ifade ediyormuş.
Bobine baskı reklamları. Medyada ahkam kesen biri hangi yöntemin ne zorluğu olduğunu nereden bilecek. Web-pres üreticisinden gelen bilgileri söylemiş olmalı.

·        Aynı kişi tekrar eden siparişler için bobine baskıyla teslim süresinin 18-20 günden 5 günden aza indiğini, ABD’deki büyük oluklu gruplarının da bobine baskıya yöneldiğini açıklamış. Aynı kişi ABD oluklu sektöründe 60 tane single-pass dijital baskı makinesi olduğunu tahmin ediyormuş.
Yazının önceki bölümlerinden bu makinelerin EFI, Barberan, Domino, Durst veya HP olduğu anlaşılıyor.

·        Dijital mürekkep üreticileri, klişelerin devrede olmamasını önemli bir sürdürebilirlik adımı olmasından, emisyon azalmasından bahsediyormuş. Baskının her değişmesiyle yılda milyonlarca klişe hurdaya çıkıyormuş. Ayrıca dijital baskı makinelerindeki kurutma sistemlerinin flexo makinelere göre daha çevreci ve daha enerji verimli olduğu açıklanıyormuş.
EFI temsilcisi UV mürekkeplerin geri kazanılabilir olmadığını ama elyaf geri kazanılırken bir ayrıma işlemi yapılabileceğinden bahsetmiş.
Doğru anladıysam kullanılmış kutu eritilip-tekrar kağıt olacakken; UV mürekkepten arındırılacak. Nedense hiç inandırıcı bulmadım.

·        Dijital baskılı ambalaj çözümleri şirketi Fortis Solutions Group’dan biri, “Dijital baskı makinesi aldığınızda 12-18 ayda ne yaptığınızı ancak öğrenmeye başlayacak, takip eden 6-12 ayda işinizde uzmanlaşacaksınız. Para kazanmaya başlamanız için en az 6 ay daha geçmesi gerekecek.” Demiş.
Düşük rakamlardan iki yıl hesapladım, yükseklerden ise üç yıl. Makineyi alıp da o kadar beklenir mi diyorsanız, alanlara ne kadar para kazandıklarını sormak lazım.

·        Yazara bilgi veren kaynaklar, ambalaj şirketleri dijital baskının avantajlarını fark etti ama müşteriler gelip “ambalajımı dijital baskılı yap” demiyor şeklinde konuşmuş.
Çünkü dijital baskılı ambalaj maliyeti, beş binlik partide flexo veya ofsete göre pahalı.
Yine aynı kaynaklara göre bu durum değişmeye başlamış. Zira dijital baskı makinesi üreticileri markalara makinelerini tanıtmaya başlamış.
Makineciler yanlış yolda, mürekkep maliyetinde indirim yapsalar daha kolay sonuç alacaklar.

·        Tetra Pak US’den biri “marka, farklı pazarlarda neyin en iyi sonuç verdiğini test etmek amacıyla dijital baskıdan yararlanmalı” şeklinde tavsiyede bulunmuş.
Bir başkası, özellikle küçük markaların oyuna girmek ve pazardan pay almak amacıyla bu yola başvurmalarını tavsiye etmiş.
Tetra Pak ambalajlarda satılan meyve suyu piyasaya sürüldüğü bölgenin futbol takımını basmak gibi örnek verilmiş.
Benzin istasyonları veya marketlerdeki sandviçlerin büyük bir şirket tarafından satıldığı uzaklarda bir yerde üretildiği; ancak satıldığı dükkânın logosunu taşıyan sandviçin müşteride sanki oracıkta üretilmiş hissi uyandıracağı dile getirilmiş. Ürüne yerellik katmak için dijital baskının tek çare olduğu anlatılmış.

·        Atlanta’daki esnek ambalaj şirketi Printpack’tan bir yetkili “flexo ve gravürden dijitale dönemiz on ila yirmi yıl alacak” derken, Fortis Solutions Group’tan konuşan kişi “önümüzdeki birkaç sene içinde dijital baskı orta büyüklükteki siparişlerimizin çoğunu alacak” demiş.
Keşke orta büyüklükteki parti derken kaç metre kare veya adedi kastettiğini bilseydim.

·        Georgia-Pasific’ten bir yetkili “Dijital baskı, oluklu hattı ile konfeksiyon ve tamamlama makineleriyle entegre olacak. Hem markanın hem de ona hizmet eden ambalaj üreticisinin kabiliyetleri bu şekilde artacak.” Demiş.
Yazara göre başka uzmanlar ise dijital baskı makinesiyle inline çalışan laser kesim makinesinin rotary kesim makinelerini devre dışı bırakacağından, kesim hassasiyetinin artmasından bahsetmiş.
BHS’nin oluklu hattında dijital baskı yapan ilk makinesi çalışıyor diye biliyorum. Bu hattın mürekkep maliyeti düşükse oluklu sektörü başka bir yöne gider. İkinci bölümdeki görüşler ise oluklu hattının mevcut şekilde korunacağını varsayıyor. Kim haklı çıkacak, göreceğiz.

Sonuç
Oluklu fabrikası açısından: Dijital baskının oluklu mukavva sektöründe kullanımı halen çok zayıf. Oluklu fabrikası dijital baskıyı kullanmak istemiyor değil, ilk yatırım tutarı ile mürekkep ve kafa maliyeti çok yüksek. Fabrika daha pahalı olan bir baskıyı satamayacağından uzak duruyor.

Müşteri açısından: Hızlı teslimat, az adet, sık değişen baskı, deneme baskılar, versiyon baskıları durumunda müşteri ister istemez dijital baskı farkını ödüyor.

Dijital baskı makinesi üreten açısından: Flexo baskılı makinelerin yerine dijital baskılı makinelerin geçmesi gerektiği gibi hedef koymak ve klişe maliyetini dikkate alarak dijitalin daha ucuz olduğunu iddia etmek ahmakça. Saçma sapan hesapları, yoğun rekabet içinde kavrulmuş bir sektöre yutturmaya çalışmak ise…

16 Temmuz 2022 Cumartesi

Bir Yatırım Hikayesi

Sanırım 1997 yılıydı. Çopikas’ta çalışıyordum ve şirket olarak finansman sıkıntısı çekiyorduk. Ortaklardan bir bölümü, sermaye arttırmak yerine şirketi satıp-sektörden çıkmak istiyordu. 1995 gibi Kav Ambalaj, o yıllara göre astronomik fiyatla (50 milyon USD) Union Camp’e satılmıştı. Bu satışı gerçekleştiren (belki en önemli kişi olan) şirketin genel müdürü Cem Önen’e emekli olur-olmaz Çopikas’ta danışman olarak görev verilmişti.

Ortakların hayali o kadar yüksek fiyatla olmasa bile şirketi satmaktı. Yerli ve yabancı bir dizi alıcı adayı gelip-gitti. Bunlardan fiziksel olarak en yakını, komşu şehir Yozgat’ta kurulu Yimpaş idi. Yimpaş, esasen yeni bir fabrika kurmak istiyordu ve buna göre organize olmuştu. Geldiler, gezdiler, danışmanları vasıtasıyla değerleme yaptılar. Tam bir anlaşma sağlanacak gibiyken, danışmanları başa baş analizi istedi. “Yığın halinde, az çeşitlilikte üretim yapmıyoruz, kaldı ki sipariş üzerine çalışıyoruz. Başa baş analizi yapsak da doğru fikir vermez” dememe rağmen yönetim kurulunun isteği üzerine bir çalışma yaptım. Rakamları tam hatırlamıyorum ama üç bin iki yüz ton gibi oluklu mukavva ambalaj satışıyla şirket başa baş noktasına ulaşıyordu.

Yimpaş’ın danışmanı bu rakamı çok yüksek buldu ve iletişim koptu. Bence danışman doğru kişi değildi ve yeni makineler alınmasını arzu ediyordu.
Daha sonra Yimpaş, oldukça modern bir fabrika kurdu. O yıllar için süper sayılabilecek oluklu hattı, yalnızca açılış gününde birkaç saat üretim yapabildi. Şirket, yeterince organize olmadığından; o sırada fabrika müdürü olan bir arkadaşımın bilgilerine göre stok levhalar üretti. Bir kısım levha kutu haline de gelmiş olabilir.

Fabrika gerçekten çok az çalışıp-kapandı. Makineleri ikinci elden satıldı. Kaderin bir cilvesi, fabrikayı tasfiye ederlerken; stoklarındaki bobinlerin bir kısmını da Çopikas’a ben satın aldım.

Günümüze gelirsek
Bu günlerde sektörümüzde, iki yıllık dönemde sekizden fazla yeni oluklu fabrikasının kurulacağı konuşuluyor. Yatırım kararı alanlar, umarım makul-mantıklı planlama ve analizlerle bu kararlarını vermişlerdir. Yukarıdaki hikâyeden hareketle, yeni oluklu yatırımcılarına görüşlerimi paylaşmak isterim:

Yer seçimi
Çopikas’ın yeri hatalı seçilmişti. Üretilen malın, %80-85’i Bolu, Gebze, Eskişehir, Çerkezköy ve Bursa’ya gönderilirken; fabrika Çorum’daydı. Yimpaş’ın kurulduğu yer ise bir tık daha hatalı ve Çorum’a göre pazara daha uzak sayılırdı. O yıllarda şimdiki gibi geniş yollar, otobanlar yoktu.

Pazar analizi
Ellerinde bir Pazar analizi veya projeksiyon yoktu. Oluklu mukavva ambalajı, süpermarket gibi olacağını düşünüyorlardı. Grubun süpermarketlerine müşteriler akın ediyordu. Halbuki oluklu mukavvada müşteri size gelmiyor, sizin gidip sizden ambalaj alması için müşteriyi ikna etmeniz gerekiyor.

Danışman seçimi
Bir sektördeki danışman diğer sektörü bilmediği için işe yaramaz. Yimpaş’ın danışmanı da mutlaka başka sektörlerde çok iyi işler yapmıştı ama oluklu mukavva sektörü için doğru kişi değildi.

Makine seçimi
Tesise kurulacak makinelerin seçimi, Pazar/müşteri analizine bağlıdır. Satılacak ambalajların cinsleri, özellikleri, müşterinin beklentilerine göre belki de en modern makineler gerekmiyordur. Yeterli analiz yapılmadan makine alımına çıkarsanız, birkaç sene önce açılan fabrikada olduğu gibi; makine satıcıları aynı özellikteki makinelerden size iki-üç tane satarlar. İyi makineler almış olursunuz ama üretebileceğiniz ürün çeşitliliği azdır.

Vizyon
Yatırımcının vizyonu, oluklu şirketinin hızla para kazanmaya başlamasını sağlamalıdır. Yeni yatırımcılardan bir kısmı “üreteceğim kahverengi kağıdı satmakta zorlanacağım” diyerek ambalaja giriyormuş. Kahverengi kağıt, oluklu mukavvaya kıyasla daha ana sektördür. Ana sektördeki başarısızlığı (zira satılmayacağını düşünüyor) yavru sektör düzeltmez. Ayrıca kağıt satılmayacak kadar bollaşmışsa, oluklu mukavva fiyatları iyice dibe vurmuştur.
Yukarıdaki hikâyede ise Yimpaş kendi ürettiği ürünlerin (meşrubat, süt ürünleri vs) ambalajlarını yapmak istiyordu. Esasen bu fabrikaların ambalaj tüketimi çok azdı.

Organizasyon
Tepe yönetici (GM, CEO) ile satış yöneticisi en önemli üst yöneticilerdir. Bu kişiler vizyona uygun olarak en baştan seçilmelidir.
Şirketin organizasyonun, işleyişinin, stratejilerinin oluşturulması çok zaman alacaktır. Rakipten X’i ayartıp-almakla kısmi başarı sağlanır. Portföyünde A, B, C, gibi müşterileri olan satış müdürünü aldığınızda müşterilerin size gelmesi garanti değildir. Müşteri yeni kurulan bir fabrikaya kolayca meyletmez.

Sonuç
Pandemi dönemi, kağıt ve ambalaj tüketimini arttırdı. Şimdi dünyada enflasyonun arttığı, insanların harcanabilir gelirlerinin azaldığı yeni bir dönem var. Pandeminin getirdiği şartlar ortadan kalktığına göre kararları bir kez daha gözden geçirmek gerek.

6 Haziran 2020 Cumartesi

Ambalaj Talebinde Sert Düşüş


Mayıs ayına hurda kağıt yokluğuna bağlı kağıt fiyatı artışıyla başlamıştık. Bu ise kutu fiyat artışına neden olmuştu. Ayın ortasında, tam olarak 11 Mayıs haftasında oluklu mukavva talebi birden düştü. Okuduklarımdan anladığım kadarıyla, bu ani fren ABD’den-Avrupa’ya her yerde olmuş. Bence ambalaj talebinde ani azalmanın en önemli nedeni, normale dönüş haberlerinin kendisidir. Ekonomilerin açılma haberleri gelmeye başlayınca, nihai tüketiciler pandemi döneminde stokladıkları malları tüketmeye başladılar. Böylece marketlerden alımlarını azalttılar.

Mayıs’ta Olanlar
  • Mayıs’ın ortasından itibaren atık kağıt fiyatı yurt dışında azalmaya başladı. Aynı günlerde Türkiye’de de atık kağıt bollaşmaya ve fiyatının düştüğü görüldü.
  • Kağıt talebinin kuvvetli olmaya devam edeceğini ve hurdanın içerde az ve pahalı olacağını varsayan kağıt fabrikaları Haziran varışlı atık kağıtları 185 €’dan sipariş vermişlerdi.
  • İndirim market zincirlerinden (pandemi döneminde çok tüketilen) gıda ve temizlik/hijyen maddelerinin üreticilerine iptaller gelmeye başladı. Bu maddeleri üretenler dönüp-oluklu mukavva siparişlerini iptal etmeye başladı.
  • İlk üç aydaki yüksek kutu talebini dikkate alan oluklu üreticileri bobin stoklarını arttırmıştı.
  • Oluklu fabrikaları verdikleri kağıt siparişlerin teslimatlarını geciktirmeye veya iptal etmeye başladı. Ay başında dolu olan kağıt fabrikalarında birden kapasite boşluğu oluştu.
  • Aynı dönemde ülkemize şimdiye kadar hiç kağıt vermemiş yabancı bir grup, 70 gram gibi oldukça düşük gramajlı kağıdı damping fiyatlardan satmaya başladı.

Bütün bunların neticesinde, kağıt fiyatı Mayıs ortası, Mayıs sonu ve 3 Haziran’da üç kez düştü. (Sonuncu indirim biraz pireye kızıp yorgan yakmaya benzedi. Ucuz atık kağıtların kullanılmaya başlamasından sonra gelseydi daha doğru olacaktı.)

4 Haziran İtibarıyla
Atık kağıt bulunabilirliği yüksek, fiyatı düşme eğiliminde. Yurt dışından alınmış pahalı atık kağıtların teslimatları devam ediyor.

Oluklu fabrikalarındaki kağıt stokları yüksek ama yeterli oluklu mukavva ambalaj talebi yok. Eldeki kağıt stoklarının yeni alınabilecek olanlara göre oldukça pahalı olduğunu da unutmamak gerek.

Kağıt fabrikalarının kapasiteleri müsait ama içerde ve dışarda yeterince talep yok. Üstüne üstlük Ağustos ve Eylül’de Avrupa’da iki ve ülkemizde bir (biraz daha geç) olmak üzere toplamda üç yeni kağıt fabrikası daha devreye girecek. 

Yeni kapasiteler kağıt fiyatını baskılamaya devam edecek. Ülkemiz kahverengi kağıtta bir spot market olduğundan yeni fabrikalar deneme üretimlerini buraya satmaya çalışacaktır.

Bundan Sonra
Sokağa çıkma kısıtlamasının kalkması, turizm sezonu ve ucuz kredi paketleriyle, oluklu mukavva talebinde biraz canlanma olur. Sektör elindeki pahalı kağıt stoklarını tüketmeye gayret eder.

Kağıt fabrikalarına gelen kağıt talebi birden canlanmaz. Bunda hem dışarıdan ithal edilen düşük gramajlı kağıdın etkisi olur hem de oluklu fabrikalarındaki yüksek stokların.

Kağıt talebi canlanmayacağı için, atık kağıt talebi kuvvetlenmez ve fiyatı baskı altında kalır.

Tüketim Birden Patlarsa
Nihai tüketiciler, Covid-19 öncesi gibi tüketmeye başlarsa, son paragrafta yazdığım üçlü sektör tahminlerim komple değişir.

13 Ekim 2019 Pazar

Oluklu Mukavva Kağıdı Fiyatları Ne Olur?

Son haftalarda en çok muhatap olduğum soru bu. Müşteriler de, satıcılar da bunun cevabını bilmemi bekliyor. Son olarak hafta içinde tekrar sorulunca, Barış Pınarı Harekatı başladıktan sonra, düşüncelerimi yazayım dedim.

Enerji zammından sonra, normalde Ekim başında kağıt fiyatları artmalıydı. Sanırım büyük oyuncular kapasitelerini doldurmak ve küçük kağıt üreticilerine zarar vermek (yani onları durmaya/kapanmaya zorlamak) amacıyla, beklentimin aksine indirime gittiler. Bu arada orta büyüklükte diyebileceğim 80-100 bin ton/yıl kapasiteye sahip iki kağıt fabrikası onar günlük duruş açıkladı. Daha küçük kapasiteli olanlar ise normal olarak çalışmaya devam etti.

Kağıt fiyatının düşmesi ilave talep yaratmıyor, şirketler karlılıklarından ödün veriyorlar. Nakit akışı iyi olanlar, az karla çalışmaya razı olurken; nakit akışı kötü olanlar durarak mı daha az para kaybederim, çalışarak mı şeklinde bakıyor. Kağıt fiyatı öyle bir noktaya geldi ki bundan sonrası, kağıt fabrikasının müşterisine üste para vermesi anlamına geliyor.


Arz-Talep Dengesi
Merkez bankalarının parasal genişleme yaptığı dönemde, dünya genelinde tüketim artmıştı. Şirketler, ucuz finansman bulabildiğinden yeni yatırımlar yaptılar. Ancak para bolluğu artık bitti ve dünya genelinde bir yavaşlamadan bahsediliyor.
Oluklu mukavva kağıdında da çok fazla yatırım yapıldı. 2021 sonuna kadar devreye girecek kağıt makineleriyle 5 milyon ton kapasite fazlalığı hesaplanıyor. Dünya eskiden olduğu gibi büyümeye devam etse iki üç yıl içinde arz-talep dengesi oluşabilirdi ama artık büyümüyor, tersine resesyon riski var.
Öte yandan Çin büyümeye devam ettiğini anons etse de gerçekte küçülüyor olabilir. Zira geçen yıla göre 8-9 milyon ton daha az atık kağıt ithal etmesine rağmen, kağıt ithalatında bir artış yok. Yılın başlarında ülkemizden de kağıt ithal ettiler ama şu an için sanki içerde ürettikleri kağıt bile kendilerine yetiyor. Türkiye’den bugünlerde “kağıt satalım” tekliflerine, “bizde çok var biz size satalım” cevabı veriyorlar.
Çin’in daha az atık kağıt ithal etmeye başlaması, batıda atık kağıdın toprağa gömülmeye başlanması ve bazı yerlerde toplamama eğilimi baş göstermesi uzun dönemde kağıt maliyetlerini arttıracaktır. Şu an için asıl önemli sorun, fazlalık atık kağıt, hem kendi fiyatını hem de kahverengi kağıt fiyatını baskı altına alıyor.

Çok Fazla Politik Belirsizlik
Dünyanın tekrar büyüme trendine girmesinin önünde bazı büyük belirsizlikler var:
Ticaret savaşları, toplam ticareti azaltıyor. Kısa ve uzun vadede ülkelere farklı etkileri oluyor. Kısa vadede popülist yöneticilerin lehine olsa da orta/uzun vadede herkesin aleyhine olacak. Ticaret savaşları vesilesiyle konulan vergiler, ülkeleri içe kapanmaya veya yeni ortaklıklar kurmaya zorluyor. ABD’nin Çin’e olan kağıt ihracatında son bir yıllık dönemde %26 azalma olmuş.
Çin kağıt sektörünü ülkesinin dışına itiyor. Çinli şirketler hem yakın bölgelerde hem de ABD gibi uzak yerlerde kağıt fabrikaları satın alıyor veya sıfırdan kuruyor. Bu şekilde dünya üzerindeki atık kağıt, oluklu mukavva kağıdı akışları yön değiştiriyor. Yakın zamanda örneğin Vietnam gibi bazı ülkeler (Çinlilerin kağıt yatırımlarıyla) önemli kağıt ihracatçısı haline gelebilecek.
Yavaşlayan Avrupa ekonomisi, ülkemiz açısından olumsuzluk teşkil ediyor. İhracatımızın çoğunluğunu yaptığımız Avrupa’daki gelirin azalması, mallarımıza olan talebi de azaltacaktır.

Ülkemize Has Riskler
Barış Pınarı Harekatı’nın ne kadar süreceği ve doğuracağı sonuçlar yabancı turist sayısını etkileyecektir. Harekatın uzaması, (Allah saklasın) terör olayları görülmesi insanları karamsarlığa iteceğinden zaten azalmış olan talebi daha da olumsuz etkiyebilir.
ABD’nin yaptırım uygulaması ekonomimizi etkileyebilir ve kurları yükseltebilir. Kurların yükselmesi içerde enflasyonu ve maliyetleri arttırır. Ayrıca enerji giderlerimizi de yükseltir. Yabancı para cinsinden borçlu olan şirketler işlerini sürdürmekte zorlanır.
Son haftalarda tekrar duyulmaya başlayan konkordato/iflas haberleri şirketlerin ödeme güçlüğünde olduğunu anlatıyor. Bazı analistler, konkordato dosyalarının yıl sonuna doğru sonuçlanacağını ve iflasların artacağını anlatıyor.
Atık kağıda vergi ve/ya kota gelmesi durumunda iç piyasadaki atık kağıt fiyatı artacaktır. Ayrıca ithalat da pahalılaşmış olacağından, üretilen kağıdın maliyeti artacaktır.

Toparlarsam
Dışarıda kağıt fiyatı (yabancı parayla) biraz düşecek veya stabil kalacaktır. İçerde ise kur, enflasyon, maliyet artışıyla artmak durumundadır.
Oluklu mukavva talebinde daralma devam ediyor. Büyük kağıtçılar, kendilerine gelmeyen talebin başkasına gittiğini (hatalı olarak) düşünmeye devam ederse; yıl başına kadar fiyatın bu seviyelerde kalması da mümkündür.

30 Nisan 2017 Pazar

Hurda Kağıt, Oluklu Mukavva Kağıdı ve Oluklu Ambalaj Sektörlerinin Miktar Dengeleri Üzerine Bir Değerlendirme

Bu yazıda, hurda kağıt, oluklu mukavva kağıtları ve oluklu mukavva ambalaj piyasalarını geçmiş ve gelecek üç yılının miktar dengelerini inceleyip-miktarsal sıkıntı olup-olmayacağını anlamaya çalışacağım. Yazıda yer alan tablolar, AGED, OMÜD ve SKSV adlı derneklerden alınmıştır. Daha doğru ve detaylı bilgi ve raporlar için bu kurumların adresleri yazının altındadır.

Birbirinin müşterisi konumundaki bu sektörlerde iş akışı şu şekilde özetlenebilir:
Toplanan hurda kağıtlar (marketlerden çıkanlar, çöpten toplananlar, kağıtla ilgili işletmelerden fire olarak çıkanlar,…) tasnif edilip-balyalandıktan sonra kağıt fabrikalarına satılır.
Kağıt fabrikaları, toplanan hurda yetmediği için biraz hurda ithal etmek zorundadır. Hurda kağıtları eritip-tekrar kağıt haline getirir ve oluklu mukavva sektörüne satar. Satışların bir kısmı ihraç edilirken, diğer bir kısmı ise oluklu mukavva dışı sektörlerce (bal peteği, köşebent, miğfer/masura,…vs) tüketilmektedir.
Oluklu mukavva sektörü, içeride üretilen kağıtları alır, içeride üretilmeyen veya az üretilebilen cinsleri (kraft liner, beyaz kraft, beyaz test liner, kuşeli kağıtlar, NSSC,…) ithal ederek, ambalaj üretir ve satar. Müşteriler büyük çoğunlukla iç piyasadadır. Kurların yüksek olduğu dönemlerde ihracat düşünülür.
Şimdi tersten giderek hangi sektör ne kadar üretiyor konusuna bakalım:

Oluklu Mukavva Ambalaj Sektörü:
bin ton201420152016201720182019
pazarın büyümesi %4,9%3,4%-0,7%0,0%1,0%1,5%
toplam satış miktarı1.9702.0362.0222.0222.0422.073
kullanılan kağıt miktarı2.1672.2402.2242.2242.2462.280
Önceki yıla göre büyüme oranları, ilk satırdadır. Uzun yıllardan beri ilk kez geçen yıl oluklu mukavva sektörü küçülmüştür. Ayrıca on yıllık ortalamada, açıklanan GSMH’den iki puan kadar fazla büyüme trendi son yıllarda kaybolmuştur. Bu nedenle, 2017 dahil gelecek üç yılda (önceki yıllarda olduğu gibi) yüksek oranlı sektör büyümesi olmayacağını tahmin ediyorum.
2017-2019 dönemi için verdiğim büyüme tahminleri son derece düşüktür. Yapmaya çalıştığım hurda-kağıt-oluklu hammadde hesabının sağlıklı olması için büyüme oranları özellikle düşük alınmıştır.
Tabloya göre, oluklu sektörü 10% fire ile çalışacak, 2017’de 2016 gibi 2.240.000 ton oluklu mukavva kağıdı tüketecektir. Takip eden yıllarda oluklu sektörü 1% ve 1,5% büyüyecektir.

Oluklu Mukavva Kağıdını Kullanan Diğer Sektörler:
bin ton201420152016201720182019
pazarın büyümesi % 0%68,0%0,0%1,0%1,5%
oluklu dışı227228384384388394
Miğfer, masura, köşebent, bal peteği, mobilya/kapı arasına kağıt blok, araba paspası,…gibi çok sayıda sektör de oluklu mukavva kağıtlarını kullanmaktadır. Çoğunlukla mikro işletme olan bu üreticiler, örgütlenmedikleri için sağlıklı bilgi yoktur. Yukarıdaki tonajlar, ülkemizde tüketilen oluklu mukavva kağıtları miktarı ile oluklu mukavva sektöründe kullanılanların farkı şeklinde hesaplanmıştır.
2015 yılından 2016 yılına olan tonaj sıçraması, büyük ihtimalle adı geçen üretimlerin patlama yapmasından değil; bu işletmelerin alış-verişlerinin kayıt dışından resmi hale gelmesindendir. Bir yıl içinde yüzlerce küçük işletmenin 160 bin ton büyümesinin başka açıklaması yoktur.
Geçen yıl 384 bin ton hammadde tüketimine ulaşan bu sektörlerin büyümesinin de oluklu mukavva gibi olacağını ve sırasıyla 2017-2019 döneminde; 0%, 1% ve 1,5% olacağını varsayıyorum.

Oluklu Mukavva Kağıtları:
bin ton201420152016201720182019
kurulu kapasite2.4232.8612.6602.6602.8603.060
üretilen miktar1.8422.1902.2802.2282.2542.294
ihraç edilen101224270200200200
ithal edilen661570580580580580
stok farkları868-18000
tüketim miktarı2.3942.4682.6082.6082.6342.674
kapasite kullanımı76,0%76,5%85,7%83,8%78,8%75,0%
Tablonun 2014-2016 dönemi verileri SKSV’ye aittir. Geçen yıl kapanan kağıt fabrikaları nedeniyle kurulu kapasite 200 bin ton azaltılmıştır. Balıkesir’de  2018’de ve 2019’da Aydın’da devreye girecek fabrikalar için 200’er bin ton kapasite eklenmiştir. Balıkesir’in 2018’in hemen başında ve diğerinin yılın ortalarında başlayabileceği varsayılmıştır. Aydın’daki tesis 400 bin ton ve üzeri  kapasiteli olacağından 2020 için fark kadar (200 bin ton) kurulu kapasite eklenecektir.
Kağıt üretimini esas etkileyen ihracat ve ithalat rakamlarıdır. 2016’daki ihracat artışı, kağıdı yetmez kılmıştır. İthalatta yıllarla azalma görünmektedir. 2017-2019 dönemi ihracatın 200 ve ithalatın 580 bin tonda sabit kalacağı öngörülmektedir.
Bu şartlar altında kağıt üretiminin 2.228, 2.254 ve 2.294 bin ton olacağı hesaplanmaktadır. Buna karşılık SKSV, kağıt üretiminin 2.482, 2.525 ve 2.580 bin ton olacağını tahmin etmektedir. 2017’de 2.482 bin ton üretilmesi, kapasite kullanımının birden bire 8 puan kadar (85,7’den 93,3%’ye artması gerektirdiğinden) pek olası değildir. Hurda yeterliliği ise ayrı bir konudur.
Geçen yıl 270 bin tona kadar tırmanan ihracatın, kurların stabilize olması ile önümüzdeki yıllarda 200 bin tonlara gerileyeceğini tahmin ediyorum. Kağıt ithalatının ise (ithaline mecbur olduğumuz kağıtların üretimine başlamadığımızdan) aynı seviyede kalması mümkündür.
Oluklu mukavva kağıtlarının toplam tüketimi önümüzdeki üç yılda 2,6 milyon tonlar seviyesinde olacaktır. Bu şartlar altında geçen yıl 86%’ya ulaşan kapasite kullanımı, 2017’de 84’e ve 2018’de 79’a inecektir.
Kurlarda yine bir artış olursa, kağıt ihracatı cazibesini arttıracağından ve kapasite yeterli olduğundan rahatlıkla cevap verilebilir ama hurda sektörü bunun ne kadarına izin verir hesaplanmalıdır.

Hurda Kağıt Sektörü:
Oluklu mukavva kağıdı üretmek üzere toplanan hurda kağıtların durumu şöyledir. Gri karton, krome karton, temizlik kağıdı, kırtasiye, viyol,…gibi sektörlerde kullanabilen esasen hurda kağıt olan ürünler bu tabloda yer almamaktadır.
bin ton201420152016201720182019
Hurda kağıt ihtiyacı2.2102.6282.7362.6742.7052.753
toplanan miktar2.1752.5172.4442.4502.4752.500
ithal edilen184248451400425450
ihraç edilen435746505050
diğer kağıt sektörlerine giden149137159176195197
Oluklu kağıtları üreten fabrikaların ihtiyacı olan hurda miktarı ilk satırdadır. 2014’den 2015’e geçerken görülen sıçrama miktarı devreye yeni giren kağıt makinelerinin yarattığı talepten olabileceği gibi toplama bilgisi verilmeyen veya kayıt dışı hareketlerden de olabilir. 2015’de 2,5 milyon tonu geçen toplama miktarı, yasal düzenlemelerle sekteye uğramış ve 2016’da 73 bin ton eksik toplanabilmiştir. Önümüzdeki yıllarda az artışlarla toplama miktarı 2019’da 2,5 milyon tona ulaşacaktır.
451 bin ton ithalat ile 2016 şimdiye dek en çok hurda kağıt ithal edilen yıl olmuştur. İthalat bu yıl 400 bin olmak üzere devam etmek zorundadır.
Hurda ihracatı esasen yasak olmakla birlikte, 2016’da 46 bin ton hurda ihraç  edilmiştir. Toplanan hurda kağıdın bir kısmı başka sektörlerce kullanılmaktadır.

Sonuç ve Yorum:
Adı geçen sektörler arasında, esas müşteri konumunda olan oluklu mukavva ambalajdır. Bu sektörün eski zamanlardaki gibi 5% ve üzerinde büyümesi, ülkemizde hem kağıt üretimini hem de atık kağıt faaliyetlerini anormal tetikler. Bu ise, devletimizin, inşaat gibi ambalaj kullanmayan değil, imalat sanayi gibi ambalaj kullanan sektörlerin teşviki ile mümkündür.
Geçen yılın sonlarından başlayarak-2017’nin ilk aylarında Çin’e yapılan kağıt ihracatı, kağıt sektörünü kurtarmıştır. Yeni bir ihracat dalgası olmazsa, kağıt sektöründe kapasite fazlalığı hissedilecektir.
Üçlü arasında, nihai kısıtlamayı hurda sektörü koymaktadır. Hurda kağıt sektörünün gelişmesi için, piyasa gerçekleri ile fazla uyuşmayan düzenlemelerden vaz geçmek gerekir. Açıkça bellidir ki toplanan hurda kağıt yetmiyor ve önemli bir kısmı çöpe gidiyor. Çöptekilerin bir şekilde ekonomiye kazandırılması şart görünmektedir. Böyle olursa, ülkemiz net bir kağıt ihracatçısı olabileceği gibi, oluklu mukavva sektörünün maliyetleri düşecek ve enflasyona olumlu katkısı görülecektir.

Zincir şu şekilde çalışmaktadır:
Hurda ile ilgili toplama kısıtlamalarını kaldır
Hurda toplanma ve ticareti kolaylaşsın, miktar artışı
Kağıt fabrikalarının maliyeti düşsün
Kağıt ihracatı artsın
Oluklu fabrikalarının alım maliyeti düşsün
Ambalaj fiyatları geri gelsin ve ambalaj ihracatı şansı artsın
İşin ruhuna uygun, hurda sektörü düzenlemeleri olmadan hurda işi kolaylaşmadan, ne kağıt ucuzlar ne de kutu. Söylendiği gibi bazı fiyat düşme beklentileri oluşsa da bunlar, olması gerektiğinden değil bazı üreticilerin kapasite doldurma gayretindendir.

Yukarıdaki rakam ve bilgilerin daha fazlası için, ilgili derneklere başvurmanız gerekir:
www.a-ged.org.tr
www.sksv.org.tr
www.omud.org.tr