26 Şubat 2023 Pazar

26 Şubat 2023 İtibarıyla Atık Kağıt, Kahverengi Kağıt ve Oluklu Mukavva Piyasaları

(Aşağıdaki yazıda kağıt veya kahverengi kağıt, oluklu mukavva kağıdı; hurda veya atık kağıt oluklu mukavva kağıdı üretimine uygun olan hurda ve ambalaj oluklu mukavva kutu anlamındadır.)
Bu sene iyi başlamadı, inşallah yılın kalanı iyi olur. 6 Şubat deprem faciasından önce durum şöyle idi.


Depremden Önce
  • Avrupa’daki yüksek enflasyon (%7-8) insanların harcanabilir gelirini düşürdü, harcama ve dolayısıyla ambalaj tüketimi azaldı. Avrupa’nın toplam kağıt üretimi (her türlü kağıt ve karton) de azaldı.
  • Artan virjin kağıt kapasiteleri devreye girdi ve oluklu fabrikalarında (normalin tersine) bazı hurda esaslı kağıtları düşük gramajlı Virjinlerle değiştirme eğilimi başladı.
  • Devreye geçen yılın ikinci yarısında giren Avrupalı hurda esaslı kağıt fabrikaları, pazarda yer edinmeye çalışıyor. Avrupa’da fiyat kırmasalar dahi ülkemize ve Çin’e çok düşük fiyatlarla mal satıyor, yani damping. Azalan navlun fiyatları ile ülkemizdeki kurun olması gereken seviyesinde olmaması damping yapanlara destek oluyor.
  • Avrupa, Rus gazına bağımlılığı aşmış görünüyor. Hiçbir kesintiye gitmeden, ekonominin de yavaşlamasıyla kışı sorunsuz bitirecekler.
  • ABD’de işler Avrupa’ya kıyasla nispeten daha iyi. Amerikan Kraft Lineri daha rahat bulunuyor ve ABD bu malın ihracatını arttırdı. Pandemi döneminde Çin’e verilen kraft miktarı özellikle azaltılmış idi, şimdi arttırıyor.
  • Krafttaki bir rahatlık da Rusya’dan geliyor. Ukrayna savaşıyla birlikte Avrupa’ya ihraç edilemeyen kağıtlar Çin ve Türkiye başta olmak üzere sınırlı sayıda ülkeye yönlendirildi. Ruslar, ülkemizdeki kraft liner üretimini tabir yerinde ise bitirdi. Zira hesap-kitapları yok, satmak için fiyatın dibine vuruyorlar.
  • Krafttaki rahatlamayı arttıran son faktör ise Brezilya’da 2021 sonlarında devreye giren kraft makinesinden geliyor. Geçen yılın sonlarından itibaren ülkemize verilen kraft teklifleri arttı.
  • Avrupa’ya az miktardaki oluklu mukavva kutu ihracatımız neredeyse durdu. En çok ihraç edilen pizza kutusunda İtalyanların fiyatları daha ucuz, çünkü enerji maliyetleri bizden ucuz. Ayrıca Avrupa’daki talep az ve en önemlisi ve yine baskılanan kur, ihracatın önündeki en önemli engel.
  • Yükselen asgari ücretin, tüketimi arttırdığı ve ambalaj talebine dönüştüğü henüz görülmedi.

Depremden Sonra
  • Ülkemizde iki kağıt fabrikası birkaç ay çalışamayacak. Bu durum toplam kahverengi kağıt üretiminden ayda %20 kapasite kesintisi anlamına geliyor. Arz-talep kanununa göre arz kısılmış olacak. Normalde duran fabrikalardan kahverengi kağıt alımı yapan oluklu fabrikaları başka kağıt fabrikalarından veya yabancı kağıt fabrikalarına yönelecek ve (depremden etkilenmeyenler için) kağıt talebi normalin üstünde artmış gibi olacak. Yani arz-talep kanununa göre daha büyük bir talep oluşmuş olacak.
  • Atık kağıt toplayıp, duran fabrikalara satan hurda kağıt sektöründe işler bozulmuş olacak. Hurda kağıt bollaşacak ve fiyatı baskı altında olacaktır. Pek çok iş kolunda olduğu gibi deprem bölgesindeki hurda toplama işleri de duracaktır.
  • Avrupa’nın hurda kağıdındaki elyaf zenginliği (virjin kullanımı artmış olacağından) daha yüksek olacak hem bu nedenle hem de normalde ülkemizde toplanan hurda yetersiz olduğundan hurda kağıt ithalatı hız kesmeden sürecektir.
  • Çin’deki yavaşlamadan dolayı Ruslar ister istemez Türkiye pazarına daha çok mal satmaya çalışacaktır. Amerikalıların karşı hamle olarak, kraft fiyatını bir kademe daha düşürmesi olasıdır.
  • Kısa vadede kurların yükselme ihtimali (en azından seçime kadar) görülmediğinden, ithal kağıt cenneti olmaya devam edeceğiz.
  • Deprem bölgesindeki tarım dahil her türlü üretim genel olarak yara aldığından bölgesel olarak ambalaj talebi düşmüş olacaktır. Buna karşılık diğer bölgelerde, depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik ürün ve hizmetlerin artması olasıdır.

Resmi Değiştirebilecek Faktörler
  • En önemli faktör baskı altındaki kurlardır. Kurların kendi başına hareketli olması, hurda kağıt ve bobin ithalatını azaltacak; dolayısıyla oluklu mukavva ihracatını arttıracaktır.
  • Seçim tarihinin belli olması, hükümetin kamu harcamalarını arttırması da ilave ambalaj talebi yaratacaktır. Ramazan ayında da tüketimin artması beklenir ama deprem nedeniyle bu sene önceki yıllarda olduğu kadar artmayabilir.

Sonuç
  • Şu an için piyasayı bozan Avrupalılar. Kendi ülkesinde/bölgesinde fiyatı düşmeyip-bütün fazla kağıt kapasitesini kurların baskı altında veya sabit olduğu bize ve Çin’e satıyor. Türkiye’deki kağıt üreticisinin, artan maliyetlerin altında ezilmesini ve zarar etmesini sağlıyor.
  • Çin’e Avrupa’dan kağıt satışının artmasının bir nedeni de ülkenin kağıt-karton ithalatındaki gümrük vergisini kaldırmış olmasıdır. Gelinen noktada gümrük vergisi olmaması, içerdeki kağıt sanayiine zarar vereceğinden önümüzdeki günlerde verginin geri gelmesi mümkündür.
  • Olması gerekenden düşük durumda kalan kağıt fiyatları hem atık kağıt hem de oluklu mukavva fiyatlarını baskı altında tutuyor. Baskı altındaki fiyat seviyesi, ambalaj tarafında ticari ahlakı bozuyor. Yeterince kutu talebi olmadığı için, oluklu fabrikaları Avrupa’dan ucuza aldıkları kağıtla levha üretimine yöneliyor. Levhayı, kağıt maliyetine kutu işletmelerine satıyor. Kutu işletmeleri, çok ucuza aldıkları levha ile oluklu fabrikalarının altına girip-iş alabiliyor. Normalde oluklu fabrikasında ambalaj alan müşteriler, kutu işletmelerinden alıma yöneliyor.

1 Ocak 2023 Pazar

İşe Alımda Nelere Dikkat Ediyorsunuz?

22 Aralık 2022 günü aşağıda afişi verilen etkinliğe katıldım. Afrika Günü etkinliği, Dokuz Eylül Üniversitesi, İşletme Fakültesi’nde Özge ÖZGEN Hanım’ın önderliğinde çok iyi organize edilmişti. Bir şirket adına gelen benim gibi kişilere yardımcı olmak üzere bir öğrenci tayin edilmişti. Benim için görevlendirilen Damla ŞAHİN’de gerçekten yardımcı oldu ve görüşmek istediğim ülkelerden gelen öğrencileri buldu, neticede ilk defa katıldığım bu tarz etkinlikten çok faydalandım. Hem Özge Hanım’a hem de Damla’ya teşekkür ediyorum.


Orada görüştüğüm Türk öğrenciler bana en çok staj imkanı ile işe alımda neler dikkat ediyorsunuz şeklinde sorular sordu. Gençlere ayak üstü bir şeyler söyledim, sonra bunları yazılı hale getirmem gerektiğine inanarak; bu yazıyı hazırladım.

Burada yer verdiğim düşünceleri, bir İK yöneticisinin yazmadığını (onlar mutlaka daha iyisini yazar) unutmamak gerekir.  Kağıt esaslı ambalaj sektöründe sipariş üzerine (önce siparişi alıp-sonra üreten ve teslim eden) çalışan bir grup olduğumuzdan aşağıdaki düşüncelerim; benzeri sektör/iş yapısındaki şirketlerde daha çok aktif satış ve/ya ihracat bölümünde başvuracaklara uygundur.


Torpil Konusu

Referansla bir işe başvurmak çoğunlukla abartılır. Size referans veren kişi nedeniyle (sizden daha iyi adaylar varken) işe kabul edildiyseniz, zaten orada fazla şansınız yoktur. Şirket sizden, gerçek anlamda yeteneklerinizden istifade etmek niyetinde değildir. Sıradan bir ofis elemanı olarak görülüyorsunuzdur. Grubumuzda tanıdık vasıtasıyla gelenlere olumsuz yaklaşıyoruz.


Asgari Nitelikler

İyi bir üniversite mezunu olmalı: Ülkemizin en pahalı veya en yüksek puanlı üniversitesinden mezun olunmasını elbette beklemiyoruz ama ne idüğü belli olmayan, liseden bozma tabela üniversitesinden olmaz.

İşin gerektirdiği kadar lisan bilmeli: İç piyasa satışta lisan önemli değil, buna karşılık ihracatta ise bakılacak ülkede veya hedeflenen pazarda geçerli dilin akıcı konuşulmasının (yazma yetkinliği de) yanında ikinci bir dil şarttır.

Sürücü belgesi: Aktif satış/ihracat için yeterli sürüş deneyimi ve ehliyet gerekiyor.

Ofis yazılımları: Excel başta, sunum yetkinliği önemli.


Görüşürken Bakılanlar

CV’de tutarlılık: Konuşurken söylenen, CV’de yazılanla uyumlu mu? Abartılı, doğru olmayan ifadeler olmamalı.

Tarih tutarsızlığı en çok görülen hatadır. Konuşurken CV’de yazılan tarihlerin arasındaki boşluklar, varsa doğru olmayan ifadeler hemen sırıtır.

“X markette satış deneyimim var” diye yazan bir aday orada rafa ürün dizmişse veya kasiyerlik yapmışsa yanıltıcı bilgi vermiş olur. Bunun yerine harçlığımı çıkarmak için kasiyerlik yaptım dese bana göre daha caziptir.

Güven verme: Aday güven veriyor mu? Kaçamak cevaplar mı veriyor?

Eski bir çalışanın çocuğu görüşmeye alındığında başvurduğu satış işinden ziyade İK konusunda çalışmak istediği kanaati oluştu ve elendi.

Satış potansiyeli: Bazı insanlar satış işine uygun değildir. Kağıt üzerinde nitelikler tutsa da sahada başarı şansı olmaz.

Öğrenme isteği, merak: Satış deneyimi olsa bile, ürüne ilişkin teknik detayları öğrenme isteği olmalı. Satış, yalnızca geniş bir network ile yapılabilecek iş değildir. Sattığınız ürünü/hizmeti yeterince tanımıyor, nasıl üretildiği hakkında fikriniz yoksa; telefonunuzda binlerce numaranın, sosyal ağlardaki bağlantılarınızın size faydası sınırlıdır.

Seyahat edebilme: Satış/ihracat yoğun seyahat yapılmasını gerektirir. Konfor alanında çıkma, yol yapma ve yolda rastladığı normalden daha düşük kaliteli yeme-içmeye açık mı?

Seyahat, uyku saatlerinizde, yeme-içme kalitenizde, günlük rutininizde değişiklik demektir.

Hesap yapma yetkinliği, analitik olma: Üç bilinmeyenli denklem çözmesi beklenmez ama en azından temel ölçü birimlerinin (m/cm/mm, m2/cm2, ton/kg/gram…) aralarındaki ilişkiyi bilmeli.

“Satış fiyatı 1,2 TL/m2 ise 30*80 cm bir ürünü kaça satmalısın?” sorusuna çok az kişi doğru cevap veriyor.

Zor insanlarla çalışabilme: Takım arkadaşı da müşteri de zor biri olabilir. Özellikle başlangıçta onunla çalışabilmeyi başarmak lazımdır. Konuya ilişkin adayın örnek vermesi beklenir.

İş takibi: Kurum içinde bir başkasından istediği işin yapılıp-yapılmadığını takip etmek, işin peşini bırakmamak çok gereklidir.

“Mail attım” dönüş olmadı, belki durumu sizin açınızdan kurtarabilir ama iş tamamlanmadığından satış kaybı anlamına gelir.

Pozitif bakış açısı: Bir yakınım var, girdiği işlerde yöneticisi ve/ya çalışma arkadaşı ve/ya karşı bölüm ona karşıymış gibi düşünüyor. Bu nedenle sık sık iş değiştiriyor. Ona sorarsanız, kendisi haklı ama bence durum şöyle. Okulu uzattıkça uzattı ve stajların hakkını vermedi. Öğrenciliği bir meslekmiş gibi kabul ederken, okul bitince hayata hiç hazırlık yapmadığını gördü ama inkar ediyor. Şimdilerde artık yurt dışına gitmeyi düşünüyor ama lisan bilmiyor.


Sonuç

Pratikte mutlaka çok sayıda yetkinlik inceleniyordur, yukarıdakiler benim ilk aşamada aklıma gelenlerdir.

İş ilanında tam açıklanmamış olabilir, aranılan pozisyonun bir tanımı vardır. Bu tanımla, adayın ne kadar uyumlu olduğu anlaşılmaya çalışılır.

Bazen görüşme çok iyi geçmesine rağmen, bir başkası tercih edilir. İşte bu durum üst paragrafta açıklanan konuyla ilgilidir.

13 Kasım 2022 Pazar

Webinardan Sonra

11 Kasım 2022 gün aşağıda linkini verdiğim “Zer ile İşinizin Yarınları / Ambalaj Sektörü” başlıklı yayına katıldım. (1) Yayın öncesi bildirilen konuşma konuları,
Şeklinde idi. Verilen konulara göre hazırlık yaptım ama moderatörün konu dışına çıkılmasına engel olmaması, sponsor güzellemelerine çokça yer verilmesi nedeniyle biraz eksik bir yayın oldu. Bu düşüncelerden hareketle, yayın sırasında tam anlamıyla dile getiremediğim düşüncelerimi ifade etmek amacıyla bu yazıyı hazırlıyorum.

Öncelikle Gündemde Olmayan Ancak Sorulan Konular
Resesyon Etkisi
Yalnızca resesyona bağlamak doğru olmaz. Yüksek enflasyon, insanların harcanabilir gelirinin azalması, açılmalardan sonra e-ticaretin küçülmesi, ihracat pazarlarında benzeri nedenlerle daralmalardan dolayı kahverengi kağıt ve oluklu mukavva sektörlerinde üretim ve satış miktarları düşüyor.
OMÜD verilerine göre oluklu mukavva satışları ilk 9 ayda, geçen yılın aynı dönemine göre %8,5 azalışla 1,92 milyon tona gerilemiştir.
SKSV verilerine göre aynı dönem içerdeki oluklu mukavva kağıt kullanımı (ithalat ve ihracat rakamlarıyla birlikte) %1 artışla 2,17 milyon tona çıkmış ama sektörün üçüncü çeyrek üretim rakamında geçen yılın aynı dönemine göre %4,1’lik küçülme söz konusudur.

Hammadde Sıkıntısı
Pandemi döneminde yaşanan hammadde tedarik sorunları artık yok. Her türlü ambalaj hammaddesi kolaylıkla bulunuyor. Tersine acilen karar verilen yatırımlar devreye girmeye başladı ve kahverengi kağıtta da oluklu mukavvada da bir bolluk dönemindeyiz.

Ambalajlar Arası Geçiş
Ambalaj maliyetlerinde artış olduğunda, tekrar kullanılabilen ambalajlar daha çok tercih edilir. Bu dönemde de oluklu mukavva yerine plastik kasa veya plastik oluklu kutu tercih eden ürün grupları var.
Ambalaj alıcıları tek kullanımlık ambalaj ile tekrar kullanma arasında bir denge kurmaya, toplam ambalaj maliyetini optimize etmeye çalışıyor.


Son Dönemde Öne Çıkan Zorluklar
Enerji
Enerji maliyetlerindeki artış kahverengi kağıt, dolayısıyla oluklu mukavva sektörü için en önemli konudur. Aşağıdaki grafiği AGED’in 24 Ekim 2022 tarihli bülteninden aldım. (2)
Grafiğe göre bu yılın ikinci çeyreğinde Avrupa’da esmer liner maliyeti (= cash cost = hammadde, kimyasal, enerji, işçilik ve elek/keçe gibi işletme malzemesi) 480 USD/ton ve enerji bunun %25’i imiş. Benim bildiğim kadarıyla aynı dönem ülkemizdeki esmer linerin maliyetindeki enerji %30’lar seviyesindeydi. 2021 sonlarında enerji ağırlığı %20’den az iken ekim itibarıyla aynı ürünün maliyetindeki enerji ağırlığı %40’ı aşmıştır.

Düşen Talep
  • Enflasyon hem içerde hem de ihracat pazarlarında bireylerin harcanabilir gelirini aşağı çekiyor. Eskiye göre daha az harcama yapmalarına engel oluyor. Böylece ülkemizin ambalaj ihracatı düşüyor.
  • Öte yandan Avrupa’da başlayan resesyon, en azından sanayi şirketlerinin daha az ambalaj talep etmesine yol açıyor.
  • Pandemiden sonra insanlar eski tüketim alışkanlıklarına geri döndü. E-ticaretin yarattığı harika talep ortadan kalktı.
  • Ve son olarak devreye giren yeni tesisler içerde ve dışarda hem kahverengi kağıt hem de oluklu mukavva bolluğu yarattı. Ekimdeki Avrasya Ambalaj fuarında görüldüğü üzere Kazakistan ve Özbekistan gibi ülkelerden dahi Türkiye’ye kağıt satmaya gelenler oldu.
Gelecek Dönemdeki Tehdit Unsurları
Hurda

  • “Geri Dönüşüm Ekonomisi” dergisinin 20’nci sayısının ön yazısında (3) belirtildiği gibi Avrupa, atık kağıt, metal ve plastiklerin Avrupa dışına çıkmasına engel olmak üzere; bu yılın sonunda “atık nakliye yönetmeliğinde” revizyona gidecektir. Avrupa revizyon marifetiyle atık malzemelerin çıkmaması, çıkıyorsa Avrupa içinde yeni ürüne dönüşmesini arzu etmektedir. Revizyon gerçekleştiğinde (tahminen bir yıl sürecektir) ülkemizin Avrupa’dan atık kağıt ithalatı zorlaşacaktır.
  • 2020’de 1,5 milyon tondan fazla hurda kağıt (üçte biri oluklu hurdası, OCC) ithal eden Türkiye’nin hurda kağıt ithalatı 2021’de %22 azalışla 1,2 milyon tona düşmüştür. Yakın zamanda yaptığım bir hesaba göre ülkemizde üretilen oluklu mukavva kutuların %78’i geri toplanmakta ve kağıt üretimine gitmektedir. %78 oldukça iyi bir orandır ve tamamı toplanmayacağına göre ülkemizin hurda kağıt ithalatı sürecektir.
  • Devreye yeni girecek kağıt fabrikalarının pratikte hurda kağıt sıkıntısı yaratacağı kesindir. En büyük hurda kağıt ihracatçısı ABD’dir ve oradaki kahverengi kağıt yatırımlarından sonra ihraç edilecek yeterli hurda kalacağından şüpheliyim. Tahminen 2024’den itibaren hurda kağıt, kahverengi kağıt üretimini belirleyen esas faktör olacaktır.
Değişen Kurallar
Avrupa’da Yeşil Mutabakat, sınırda karbon vergisi derken yukarıdaki hurda taşıma regülasyonu benzeri başka yeni kurallar da devreye giriyor. (4) numaralı linkteki regülasyondan sürdürebilirlik danışmanımız sayesinde haberim oldu. Giderek Avrupa’ya mal satmak daha zor hale geliyor ve gelecek. Avrupa kendi sanayisini rekabetten korumaya çalışıyor, yeni nesil gümrük duvarlarını yeni kurallar vasıtasıyla örüyor.
Ülke olarak bunları takip etmek ve önlem almak durumundayız, şirketlerin tek tek takip etmesi ve önlem geliştirmesi mümkün değildir.

Gelecekte Bizi Neler Bekliyor?
  • Webinarda da dile getirildiği gibi ambalaj sektörü büyümeye devam edecek. 2021 sonu itibarıyla kişi başına kağıt esaslı ambalaj tüketimi 61 kg (oluklu mukavva, sargılık kağıtlar, karton ambalaj dahil) ve yalnızca oluklu mukavva tüketimi 33 kg/kişidir. Bu rakamların artması, Türkiye’nin kalkınmasıyla/zenginleşmesiyle mümkündür. Mevcut büyüme modeli, ülkemizin kalkınmasına yeterince destek vermiyor.
  • Ürünün toplam maliyeti içindeki ambalaj maliyeti (esnek ambalajı, karton/oluklu kutusu, palet ve şiringi dahil) ürüne göre %0,5 ila %4 arasındadır. (Oranlar, Omüd’ün 2012 yılında IBS Research&Consultancy’e yaptırdığı çalışmadan alınmıştır.) Mevcut trend, hem hijyen hem de büyük ailelerden küçük ailelere dönüş, enflasyon, hayat pahalılığı gibi nedenlerle ambalajlar küçülmeye devam edecektir.
  • Depozito sistemi, tekrar kullanılan ambalaj çözümleri de artacağından bilinçli tüketiciler tekrar kullanılan ambalajları tercih edecektir. Bu türlü sistemler ambalaj tüketimini azaltmaya çalışacaktır.
  • Ambalaj esasen, tüketiciye ürünün teslimatını sağlayan bir unsurdur. Benzin istasyonundaki kutudan teslim alma gibi kombine çözümler arttıkça, olukludan kartona/zarfa/çantaya kaymalar olacaktır.
İşin Sürdürebilirliği
  • Mevcut durumda en büyük ihracat pazarımız Avrupa olduğuna göre, uygulamadaki kurallarımızı oraya uydurmak gerek. Sürdürebilirlik kavramı, biraz moda gibi görülüp-“mış” gibi yapılıyor. Oysa müşteri konuyu ciddiye alıyor ve bütün sitemlerini düzeltiyor. Sürdürebilirlik, kısa dönemde şirketlere maliyet getirse de uzun dönemde var olabilmemiz için sürdürebilirlik konusuna çok önem vermeliyiz.
  • Ambalaj atıklarının ayrıştırmasını hanelerden başlatmak gerek. Evde çöp ile hammadde olabilecek atıkları birbirinden ayırdığımızda ülkemiz kazanacaktır.
  • Kısa dönemde özellikle kahverengi kağıt sektörünün enerji desteğine ihtiyacı vardır.
  • Yeni hazırlanacak regülasyonlarda ilgili tarafların görüş, öneri ve katkılarını almak gerekir. Mevzuatı Ankara’da sınırlı sayıda uzman hazırladığında bazen uygulanamaz hükümler içerebiliyor. Sağ olsun devletimiz sonra geri adım atıp-düzeltiyor ama zaman ve enerji kaybı oluyor.
  • Kayıt dışı çalıştırma, çocuk işçi, sigortasız/eksik ücretle çalıştırma gibi hususlar maalesef bazı şehir ve bölgelerde var. Daha dün haberlerde bir çocuğun iş yerinde öldüğünü duyduk. Bu konulardaki zafiyeti, Almanlar dahi biliyor olmalı ki dördüncü maddedeki kuralları yazmışlar.
  • Ülke bazında planlama gerekiyor. Mevcut 22 kahverengi kağıt fabrikasının 3,6 milyon ton kapasitesi var. 2-3 yıl içinde devreye girecek 10 makinenin kapasitesi de o kadar. Bu kadar kağıdın üretilmesi de satılması da sorun oluşturacak. Keşke bir devlet planlama teşkilatı olsaydı ve fazlalık yatırımları başka alanlara yöneltseydi.

Kaynaklar, Atıf Yapılan Yerler

(1) Zer ile İşinizin Yarınları / Ambalaj Sektörü adlı internet yayınının linki:
Zer ile İşinizin Yarınları | Ambalaj Sektörü - YouTube
(2) AGED Kağıt Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği, www.aged.org.tr
(3) AGED’in yayınladığı bir dergidir.
(4) https://www.roedl.com.tr/tr/tema/yazilar/alman-tedarik-zinciri-yasasi-uyarinca-turk-sirketlerinin-almasi-gereken-onlemler

22 Ekim 2022 Cumartesi

Yatırım Yapma Kararı

12 Ekim 2022 günü başlayan Avrasya Ambalaj Fuarı sırasında, önceden Oluklu Mukavva Ambalaj Sektörüne Giriş kitabımı alan bir meslektaşımız; yatırım yapma/yapmama üzerine bir soru sordu. Kendisine gelir tablosundan yola çıkarak bir şeyler söyledim. Sonra düşündüğümde, eksik ifadelerim olduğuna kanaat getirerek; bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Gelir Tablosuna Göre
Gelir tablosuna bakarak, yatırım kararı verilecekse; VÖK+Amortisman+Kıdem (18+15+11) kadar kullanılabilir fon olduğu görülür. Bu rakam kadar meblağ yatırıma yönlendirilebilir.
Fuar sırasında söylemeyi atladığım husus ise gelir tablosunun kullanım esaslı olmasıdır. O dönem o ay veya yıl, kesilen faturadan başlayarak; ne zaman depoya girdiği belli olmayan malzemelerin kullanıldığı varsayılır yani paranın geliş ve çıkış tarihi/dönemi belli değildir.

Nakit Akışına Göre
Çok kaba anlatımla, nakit akışı şirkete girecek ve çıkacak paraların vadesine göre hazırlanan bir tablodur. Kaynaklardaki ilk linkte (1), nakit akışının önemini anlatan güzel bir yazı bulunuyor.
Genellikle aylık hazırlanır ama istenirse haftalık ve hatta günlükte hazırlanabilir. Bu ay yapılan satışın ödemesi, 2 ay sonra alınacaksa alınacağı aya yazılmalıdır. Benzer şekilde bu ay alınan hammaddenin ödemesi bir ay sonra yapılacaksa, bir ay sonraya yazılmalıdır.
Ülkemizde vadeli çek kullanımı yaygın olduğundan, nakit akış tablosunu yaparken kafa karıştırır. Tahsil edilen çekler, tedarikçilere verilebiliyorsa üzerindeki ödeme tarihine bakmadan nakitmiş gibi yazmak gerekir. Eğer alınan çekler, tedarikçiye verilmiyor ve tarihinde nakde dönüyorsa bu zaman çekin üzerindeki vadeye göre nakit akış tablosuna konulması gerekir.
Basit bir nakit akış tablosu yukarıdaki gibidir. Varsa başka giriş ve çıkış kalemleri mesela banka masrafları, dönem sonu taksit ve faizleri,… tabloya eklenmelidir. Yatırım kararı açısından bakıldığında belli bir dönem sonunda oluşan nakit fazlalığı, yatırıma yönlendirilebilecek para anlamındadır. Bahse konu dönem, aylık veya üç aylık olabilir. Yatırım ödemesi konulduğunda nakit akışı sürdürülebilir durumda ise yatırım yapmak mantıklı olur. Bazen nakit akışı sürdürülebilir olmasa da banka kredisi veya zamanından önce tahsilat bekleniyorsa yatırım yapılabilir.
Çoğu orta ölçekli işletme nakit akışı tablosu yapmaz. Ancak dünya genelinde sıkılaşan finansal koşullar, azalan işler nedeniyle müşterilerin daha az ve geç ödemesi bu tabloyu zorunlu kılmaktadır.

Yabancılara Göre
Şimdiye kadar açıklamaya çalıştığım yöntem, yerli iş insanlarına uymaktadır. Yabancılar ise yatırım yapıp-yapmamaya daha bilimsel hesaplamalarla yaklaşmaktadır. Benim bildiğim en çok kullanılan yaklaşım şöyledir:
ROI (return on investment)
Bu yatırımdan elde edilecek net karın, yatırım maliyetine (makine fiyatı, montaj, işletmeye alma giderleri vb dahil) bölünmesiyle hesap edilir ve yatırımın kaç yılda kendini ödediğine bakılır. (2) Gelecek aylarda/yıllarda yatırımın sağlayacağı faydaların (fire azalması, kar artışı) bugünkü değere indirgenmesi gereklidir.

Yorum
Yazıyı gereksiz yere uzatmamak için yabancıların nasıl hesapladığının detayına girmiyorum. Özetle yabancı, ne kadar para yatırıyorum, kaç zamanda yatırdığım paranın karşılığını alıyorum diye bakar. Sermayesi zayıf yerli şirketler ise daha çok yatırım kredisini ödeyip-ödeyemeyeceği ile ilgilenir.

8 Ekim 2022 Cumartesi

Taş Kâğıt Geri Dönüşüm Sorunları Yaratacak

Çeşitli kaynaklarda (bana göre çoğu reklam amaçlı) yapılan haber ve paylaşımlarda taş kâğıt üretimine girileceği, ormanların kurtulacağı, memleketin taşının kâğıt olacağı, anlatılıyor. Haberlerde bahsedilen Özbekistan’daki tesisi geçen yıl gezmiştim. Bildiğimden farklı bir şey var mı diye Google’a baktım. İncelediğim sitelerin bir kısmı (Google sayfalar dolusu kaynak listeliyor) kaynaklar bölümünde bulunuyor.

Taş Kâğıt Nedir?
Biyo-plastik kâğıt, mineral kâğıt veya zengin mineral kâğıt olarak da adlandırılan taş kâğıt ürünleri, yüksek yoğunluklu polietilen (HDPE) tabakası ile bağlanmış kalsiyum karbonattan üretilen güçlü ve dayanıklı kâğıt benzeri malzemelerdir. Selüloz bazlı kağıtla aynı uygulamaların çoğunda kullanılırlar.


Özellikleri
Taş kâğıdın yoğunluk aralığı 1.0-1.6g/cm3 olup, bu normal kâğıda eşit veya biraz daha yüksektir ve bir şekilde haşlanmış yumurtanın dış zarına benzer bir dokuya sahiptir.
Selüloz liflerinden yapılmadığı için taş kâğıdı, çoğu geleneksel üründen daha pürüzsüz bir yüzeye sahip olabilir ve ek kaplama veya laminasyon ihtiyacını ortadan kaldırır. Kalsiyum karbonat taş ocaklarından çıkarılır veya kireçtaşından çökeltilir. Taş kâğıt üretiminde asit, ağartıcı veya optik parlatıcı kullanılmaz. Yeni taş kâğıda geri dönüştürülebilir, ancak yalnızca özel kentsel tesislerde ayrı olarak geri dönüştürülebilirse (yani mevcut kullanılmış kağıtlardan ayrı toplanmalı ve geri dönüştürülmeli.) Taş kâğıt ürünleri, mürekkep püskürtmeli veya katı mürekkepli yazıcılarla (örneğin ofset, tipo, gravür, fleksografik) uyumludur, ancak çok yüksek sıcaklıktaki lazer yazıcılara iyi yanıt vermez.


Sürdürülebilirlik
Avrupa'da kitap basımı gibi uygulamalar için taş kâğıt ve geleneksel kâğıt arasında karşılaştırmalar yapılmıştır. Taş kâğıt, Avrupa'da kaplamalı ve kaplamasız grafik baskı işlerinin yerini alırsa, mevcut Avrupa tüketimine kıyasla (%100 selüloz esaslı kâğıda göre) CO₂ emisyonlarını %25 ila %62, su tüketimini %89 ila %99,2 ve ağaç kullanımını %100 azaltabilir. Taş kâğıdın geri dönüştürülmüş kâğıda göre çevresel faydaları çok daha az önemlidir.


Yukarıdaki üç paragrafı ilk sıradaki Wikipedia’dan tercüme ettim. Anladığım kadarıyla, taş kâğıt esasen ve yalnızca defter, kitap, dergi gibi işlerde kullanılabilir. Ambalaj olarak yalnızca alışveriş torbası olabileceğinden bahseden kaynaklar var ama üretene rastlamadım.


Bana göre en büyük sorun: Geri dönüştürememe
İkinci paragrafta yazdığı gibi, taş kâğıdın geri dönüştürülmesi için diğer kağıtlardan ayrı toplanması (selüloz esaslı olanlarla karışmaması) gereklidir. Ülkemiz dahil pek çok batı ülkesinde de halen içi plastik kaplı kâğıt bardaklar da tetrapak tabir edilen 2-3 katlı kompozit içecek ambalajları da ayrı şekilde toplanmadığından; taş kâğıt hurda esaslı kâğıt üreticilerinin başına bir bela olmaya adaydır.
Okunmuş dergi/kitap gibi kağıtlar, hijyenik kâğıt üreten, ofsete yönelik karton üreten veya yumurta viyolü üreten fabrikaların tercih ettiği malzemelerdir. Bu fabrikalar, alacakları hammaddenin içinde taş kâğıt olduğunu bilmeyeceklerinden; makine ve ekipmanlarında büyük hasarlar görebilecektir.
Toplama ayırma tesisleri, taş kâğıt getiren kaynaklardan alım yapmayacak; taş kâğıt esaslı malzemeler toplanmayacak ve çöpe gidecektir. Yani çıkan çöp miktarı artarken, istenmeyen malzemenin yanında bir kısım faydalı elyaf da çöpe gidecektir.


Ekonomisine dikkat
Kaynaklarda vermiyorum ama biri Adana’da diğer Karadeniz Bölgesi’ndeki kalkınma ajanslarınca hazırlanmış taş kâğıt yatırım fizibilitelerine rastladım. Gördüğüm raporların içlerinde bir şey yoktu, kulaktan dolma saçmalıklar yazılmıştı. Ayrıca verilen üretim, kapasite, satış rakamları tam anlamıyla uçmuştu. Raporlardan birinde, taş kâğıdın oluklu mukavva kutu ve levha üretiminde de kullanılacağı gibi mesnetsiz ifadeler vardı.
Biz çok zengin bir ülke değiliz. Kaynaklarımızın saçma projelerde israf olmamasına dikkat etmeliyiz. Yatırım projelerini hazırlayan uzmanlardan, teşvik edilecek projelerin seçimine kadar itinalı davranmak gereklidir.


Sonuç
Bana göre taş kâğıt, devlet teşviki/desteği alıp-basına demeç/fotoğraf vermek için güzel bir numaradır. Ülkemize katkısı olacağına inanmıyorum. Dahası selüloz esaslı kağıtların toplanması ve geri dönüşümünü baltalayacaktır.


Kaynaklar
https://en.wikipedia.org/wiki/Stone_paper
https://www.karststonepaper.com/bookmark/stone-paper-101/
https://stone-paper.nl/recycling
https://www.rockpapersz.com/page/recycle-ways-of-stone-paper

Taş Kâğıda Benim Gibi Endişe ile Bakan Yazılar
https://www.popularmechanics.com/science/environment/a29995514/stone-paper-environmental-impact/

27 Ağustos 2022 Cumartesi

EBSO Kağıt ve Kağıt Ürünleri Meslek Komitesi’nde 16 Ağustos 2022 günü yaptığım sunum

16 Ağustos günü EBSO kağıt ve Kağıt Ürünleri Meslek Komitesi’nin “sektörel konuları görüşelim, bilgi alış verişinde bulunalım” başlıklı toplantıda aşağıdaki sunumu yaptım. Orijinal sunuma göre refere ettiğim yazıların başlıklarını kaynaklara ekledim. Ülkemizde hızla değişen regülasyonlar, durumu biraz değiştirmiş olsa da sunumumu paylaşıyorum.

OCC, “old corrugated containers” anlamına gelmekle beraber yukarıdaki tabloda her türlü oluklu mukavva hurdası (oluklu hattı kırpıntısı, sargılık/ambalaj/torba kraftları vb); OCC kapsamında düşünülmüştür.

İşlerdeki azalmayı en hızlı olarak, levha (oluklu mukavva plaka) satın alıp-kutu yapan işletmeler fark eder. Hizmet verdikleri müşterilerin önemli kısmı, mikro işletmeler ve kobiler olduğundan; işler düşerken önce mikro işletmelerin işleri azalır.
Deneyimlerime göre bir-iki hafta içinde büyük oluklu mukavva alıcıları siparişlerini azaltır. Kahverengi kağıt fabrikasının işlerin düşmeye başladığını görmesi altı hafta sonrasına denk gelir.

Yukarıdaki tabloyu, önceden yayınladığım yazımdan (linki burada) ayrı olarak hesapladım. Yatırımda olan şirketlerin, bir şekilde yatırımlarını geciktireceğini tahmin ediyorum.

Ayrıca toplantı sırasında yeni kurulacak kahverengi kağıt fabrikalarına hurda yetecek mi gibi bir soru gelmişti. Bunu da hesaplamaya çalışarak aşağıdaki tabloyu hazırladım:

Yukarıdaki hesabımın, milimetrik doğru olduğunu iddia edemem ama içerde şu anda toplanmayan (çöpe giden, yakılan vb) oluklu mukavva miktarının 674 bin ton olduğunu tahmin ediyorum. Bu demektir ki 2024’den itibaren, ülkemizin oluklu mukavva hurdası ithalatı artacaktır.


Sunumda ifade edilen konular, biraz moral bozucu. Sunumdan sonra bunu dile getirenler de oldu. Ancak benim oturduğum masadan işler böyle görünüyor.

Pandemi çalışanları iki şekilde etkiledi: İlki, “ölümlü dünya, bu kadar az paraya çalışmam ve minimalist yaşarım” diyenler ortaya çıktı. İkincisinde de ise “yapabileceğim çok sayıda açık iş var, en yüksek imkânı veren yerde çalışırım ve şöyle imkanlar da isterim” diyenler var. Her iki durumda da şirketler için doğru insanları bulmak ve elde tutmak zorlaştı. Önümüzdeki yıllarda iyi çalışanları bulmak, elde tutmak ve onları iş yerinde mutlu&verimli tutmak en önemli mesele olacak.

Refere edilen www.risiinfo.com da yayınlanan yazılar:
1-Paper demand continues to grow in Germany in H1 2022. 28 Temmuz 2022.
2-French P&B production rises in H1 2022 despite unprecedented input costs. 28 Temmuz 2022.
3-China’s top board producers taking massive downtime on persistent soft demand. 28 Temmuz 2022.
4-FINANCIAL ANALYSTS: Containerboard - The latest goings on [KeyBanc] 18 Temmuz 2022.

7 Ağustos 2022 Pazar

Nüfus, Milli Gelir ve Oluklu Mukavva

Oluklu mukavva tüketiminin artması, genellikle nüfus çokluğu ile ilişkilendirilir. Şu an için azsa bile zamanla yüksek nüfusun daha çok oluklu mukavva tüketeceği varsayılır. Katıldığım bir fuarda ülkesine yatırım yapmamızı isteyen bir Afrikalı nüfuslarının iki yüz milyona yakın olmasıyla övünmüştü.

Diğer taraftan, sık sık ülkemizdeki kişi başına oluklu tüketiminin Avrupa’ya göre düşük olduğu, daha oluklu mukavvaya girecek çok ürün olduğu vurgulanır. Medyada ambalajla ilgili bir dosya çalışması olsa bizim ne zaman Avrupa’yı yakalayacağımız önemli sorulardan biridir.

Tahminimce oluklu mukavva tüketiminin artmasına destek olan önemli unsur ise milli gelirdir. Bu yazıda milli gelir, nüfus ve oluklu mukavva tüketimini Türkiye-Almanya kıyaslamasıyla anlamaya çalışacağım.
Yukarıdaki tabloyu, kaynaklar bölümündeki dokümanlardan oluşturdum. Ülkemizin oluklu mukavva tüketimini Omüd’den değil Fefco’dan aldım. Anladığım kadarıyla Fefco, Omüd’den giden verilerde bazı düzeltmeler yaparak yayınlıyor. Bu nedenle oluklu mukavva tüketim rakamları alışıldığı gibi ton değil, milyon m2 cinsindendir.

1995’de Almanya bizden 5.112 milyon m2 daha fazla oluklu mukavva tüketiyormuş, 2020’de bu fark 6.197 milyon m2’ye ulaşmış. Yani Almanya’da oluklu mukavva tüketim hızı, nispeten Türkiye’den yüksek olmuş. Aradaki fark kapanmamış, tersine açılmış.

Milli gelirde ise fark daha büyük olmuş. Almanya 1995’de 2.418,5 milyar USD fazlayken; 2020’de fazlalığını 3.123,2 milyar USD’ye çıkarmış.
En ilginç bulgu ise nüfus sayısında görülüyor. 1995’de ülkemizin nüfusu, Almanya’dan 23,19 milyon kişi azmış, 2020’de nüfusumuz onları 1,1 milyon kişi geçmiş. İncelenen üç kriterden Almanya’yı geçebildiğimiz tek konu nüfus sayısında olmuş.

Konuya bir de grafiklerle bakalım:
Grafiğin sol ekseni milyar m2 cinsinden oluklu mukavva tüketimini, sağ eksen ise milyar USD cinsinden yıllık GSYİH (gayri safi yurt içi hasıla) rakamlarını gösteriyor. Ülkemizin oluklu mukavva tüketimi (turuncu), GSYİH’den (sarı) daha kararlı (yani dik) bir duruş sergilemiş. Almanya’nın ki de benzeri bir görünüm vermiş. (Gri renkli Almanya oluklu mukavva tüketimi eğrisi sanki 16.000 milyar m2’den fazlaymış görünmektedir. Tablodaki gibi 11.270 milyar m2’dir. Sanırım oldukça farklı bilgileri tek grafikte topladığımdan excel böyle yapmıştır. Ayrıca benim grafik bilgim yetersiz de gelmiş olabilir.)
Ülkemizin nüfusu (sarı) en hızla artan eğri olmuş. Buna karşılık Almanya’nın nüfusu neredeyse stabil kalmış ama oluklu mukavva tüketimi kararlı olarak artmaya devam etmiş.

Çıkardığım Sonuçlar
  • Nüfusun, oluklu mukavva tüketimine katkısı oldukça sınırlıdır.
  • Oluklu mukavva talebinin artması için insanların daha zengin olması gerekir. Ülkenin GSYİH’sı düşse bile ambalaj düşmüyor. İhracat ve zenginleşen bireylerin tüketim alışkanlıkları oluklu mukavvayı destekliyor.
  • Ülkemizin kişi başına oluklu mukavva kullanımının, Almanya’yı yakalaması pek mümkün görünmüyor.


Kaynaklar:
  • https://www.fefco.org/about-fefco/industry-statistics
  • https://en.wikipedia.org/wiki/Economy_of_Germany
  • https://www.google.com/search?q=t%C3%BCrkiye%27nin+n%C3%BCfusu&rlz=1C1OKWM_trTR921TR921&oq=t%C3%BCrkiyenin+n&aqs=chrome.1.69i57j0i10i512l9.7846j0j15&sourceid=chrome&ie=UTF-8&safe=active
  • https://www.google.com/search?q=t%C3%BCrkiye%27nin+gayri+safi+milli+has%C4%B1las%C4%B1&safe=active&rlz=1C1OKWM_trTR921TR921&ei=uQHMYvKEFpSoxc8P45i66Ao&oq=t%C3%BCrkiye%27nin+gayri&gs_lcp=Cgdnd3Mtd2l6EAEYATIFCAAQgAQyBQgAEIAEMgUIABCABDIFCAAQgAQyBQgAEIAEMgUIABCABDIFCAAQgAQyBQgAEIAEMgUIABCABDIFCAAQgAQ6BwgAEEcQsAM6CggAEOQCELADGAE6CAgAEIAEELEDOgsIABCABBCxAxCDAToFCC4QgARKBAhBGABKBAhGGAFQ7QxY7z9gjl9oAXABeACAAeoCiAHhEJIBBzAuOC4yLjGYAQCgAQHIAQ3AAQHaAQYIARABGAk&sclient=gws-wiz