Dijital Baskı Hangi Avantajları Sunuyor?
- Az adetli işler, prototip ve denemeler hızlıca yapmak
- Az adetli veya çok büyük olduğu için matbaaların zorlandığı işleri ofset yerine solvent bazlı mürekkeple üretmek
- Hızlı hazırlık süresi, kalıp-klişe beklemek yok
- Baskının kişiselleştirme imkanı veriyor, nihai müşterinin adı, adresi, fotoğrafını ve hatta alıcıya mesajını kutuya basmak
- Ardarda gelen kutuları, aynı artwork farklı renklerde üretmek
- Ardarda gelen kutularda mevcut artworke ilaveten tarih, kod, parti no, vs basmak
Bütün Dijital Teknolojiler Aynı mı?
Özetle değil.
- Su bazlı veya solvent bazlı mürekkep kullananlar
- Baskıyı tek geçişte (single pass) veya çok geçişte (multi pass) tamamlayanlar
- Oluklu mukavvanın sabit durup, baskı kafalarının hareketli olduğu teknolojilerden başka; baskı kafalarının sabit durduğu ama kartonun hareketli olduğu makineler var
Dijital Baskının Diğer Baskı Teknikleri ile Kıyaslanması
Tablo genel bir kıyaslama vermektedir ve kişisel düşüncelerimdir.
Yüzde yüz doğru diyemem ama bence böyle. Bazı solvent bazlı dijital makinelerin
ofsete fark atmak üzere olduğunu da kabul ederim. (Süper flexo, masterflex,
HQPP-high quality post print, anlamında kullanılmıştır.)
Bütün İşler Dijitale Uygun mu?
Bu slaytı 2017 CCE’de herkese açık bir sunumdan aldım.
Yılda 6 milyon m2 dijital baskı üreten bir makine işlerinin %70’ini süper
flexodan almış. Ben %70’lik dilimin ancak %2-3’ünün az adetli olduğunu (yani
toplamın %2’si) düşünüyorum. Zira az adetli olduğu için kutu yaptıramayan
kimseye rastlamadım.
Özetle dijitalin işlerinin %30’u ofsetten geliyor,
standlar da bu grubun içindedir. %68 gibi bir dilim süper flexo olan ama
miktarı az olduğu için klişe yaptırılması düşünülmeyebilecek işlerdir. Bakiye
%2 ise gerçekten az adetli olduğu için orijinali ofset veya flexo olduğu halde
maliyeti kurtarmayanlardır.
Az Adet Neye Göre Az?
Tam burada “az adet” üzerinde durmak gerekiyor. İşlerin
daha iyi olduğu 2018’de oluklu fabrikalarının siparişleri çok yoğundu. Yılın
sonlarında kahverengi kağıtta bir bollanma dönemi başladı. 2019’un ilk
yarısında fabrikalar azalan işlere uyum sağlamaya çalışarak; levha satışına
ağırlık vermeye başladı. Bazı levha atölyeleri “önümüzdeki 3-5 yıl atölyelerin
dönemi olacak, kimden istersek levhayı daha ucuza alacağız” demeye başladı.
2019’un ikinci yarısında oluklu fabrikaları minimum sipariş miktarlarını
aşağıya çekti, yani bir yerde levhacılarla rekabet etmeye başladı.
2018’de 1.000 adetlik sipariş az adetli kabul ediliyorsa,
bu rakam artık %50’sinin altına çekilmiş oldu. Örneğin bir dayanıklı tüketim
malları üreticisinde, minimum kutu sayıları (üç ayrı oluklu fabrikasına göre,
müşterinin ifadesiyle) 100, 200 ve 350’dir. Yani azalan işler, fabrikaları daha
az adetli siparişleri kabul etmeye, ayar kayıplarına katlanmaya mecbur
bırakıyor.
Müşteri Hazır mı?
İki gerçek kutunun çeşitli tekniklere göre satış
fiyatları kıyaslaması aşağıdaki gibidir. Müşteri üç-beş binlik partilerle
sipariş etmektedir ve yıl boyu kalıp-klişe değişikliği yoktur.
Her ürünü kendi sütununda kıyaslamak gerekir. A kutusunun
süper flexo baskılı hali ofsetten daha ucuz iken B kutusunda ofset daha
ucuzdur. Bunun nedeni A kutusunun ofset makine ebatlarından büyük olması ve
B’nin ise 100*140 cm gibi standart ofset ölçülerine tam oturmasıdır.
Müşterinin satın alma departmanları doğal olarak yalnızca
fiyata odaklanmış durumdadır. Mevcutta kutuyu ofset veya süper flexo alıyorsa,
değiştirmeme kararındadır. Ancak yeni bir proje olacak ve müşteri ofset
istemeyecek veya müşterinin pazarlama departmanı farklı bir çözüm istediğinde veya
ofset öncesi denemeleri yapma aşamasında; dijitalden bahsetmek mümkün
olabiliyor.
Dijital Makine Üreticileri Ne Yapıyor?
Aşağıdaki gibi teorik hesaplamalar ortaya konulduğunda,
sanki oluklu mukavva üreticisi hemen ikna olacak ve gerçekte ikna edilmesi
gereken esas oyuncuyu yani kutu alıcısını çabucak ikna edecek gibi
düşünüyorlar.
Yukarıda pasta grafikte görülen 2 vardiyada ayda 500 bin
m2 baskı yapan makinenin, katalogdaki maksimum hızına göre vardiyada 6 saat
çalıştığı hesaplansa, 1 milyon m2’nin üzerinde basması gerekir. Ancak realitede
makinelerin katalog üretim değerlerine ve çalışma hızlarına kesinlikle
ulaşılamıyor. Bu açıdan bakıldığında makine satıcılarına itimat etmek yerine,
denemek zaman kullanımını, ayar süresini, hızı,... bizzat ölçmek gerekiyor.
Maalesef makine üreticileri, ürettikleri dijital baskı
makinesini henüz yeterince tanımıyorlar. Adamların hakkını yemeyeyim, dünya
üzerinde ağırlıklı oluklu mukavvaya basan dijital baskı makinelerinin toplam
sayısının 50’den az olduğunu tahmin ediyorum. Ağırlıklı işi kutu/koli olanlar
ise 20’yi hadi 30’u geçmez. Dolayısıyla oluklu mukavvaya yönelik olduğu
söylenen makineler genellikle reklamcılık sektörü için geliştirilmiş makneler.
Makine üreticilerinin oluklu sektörü dinamklerini öğrenmeleri ve gerçekten
olukluya yönelik makineleri üretmeleri biraz daha zaman gerektiriyor.
Dijital Baskı Yapılabilecek Çok İş Var mı?
Bu slaytı da CCE 2017’deki aynı sunumdan aldım. Baskılı
ambalaj sektörü (film, esnek ambalaj dahil olmalı) 296 milyar $ iken dijital
baskı bunun %1’inden biraz fazlaymış ve %11 büyüyeceği (2012’deki bir
konferansta) tahmin edilmiş. En azından Türk oluklu mukavva ambalaj sektörü
için bu rakamların geçerliliği yok.
Araştırmanın 8 nolu sorusuna göre
Ankete cevap verenlerin %47’si dijital baskının 2-5 yıl
içerisinde önemli rol oynayacağı cevabını vermiş. Maalesef bu da pek doğru
değil.
Peki Sektör Hazır mı?
- Dijital baskı, bilinen kutu üretiminden çok farklı. Çalışanların kutu fabrikasındaki mevcutlara göre oldukça farklı meziyetleri olması gerekiyor. Görev tanımları esnek ve çalışanlar bir kaç işi birden yapabilecek şekilde eğitilmiş olmalıdır.
- Çalışanların teknolojiyi sürekli takip etmeleri şart, zira yeni çıkan bir teknoloji/makine bildiklerini ters-yüz etme potansyeline sahip olabilir.
- Tekrar etmeyen siparişler, zaman ve malzeme firesi anlamındadır. Oluklu fabrikasında normal kabul edilen kağıt fire oranı %10 ise, dijitalde bu %30’a kadar çıkabiliyor. Zaman kayıpları da cabası. Fireyi doğru yönetebilmek, oluklu fabrikasına göre daha meşakkatlidir.
- İş yerinde bir fabrika ortamı olmadığından (çünkü numune yapar gibi tek tek kutu üretiliyor) işletmenin organizasyonu bile büyük bir sorun durumundadır.
- Ayda 40-50 bin m2 satış yapan bir satıcının miktarsal performansı, normal tip kutu üretimi/satışında çoook zayıf kabul edilir. Dijitalde ise bu fena olmayan bir miktardır. Bu kadar az satılan ve üretilen bir ürün standart flexo işlere göre çok pahalıya mal olur ve doğru fiyattan satmak önemli bir sorundur.
Peki
Ne Yapalım?
- Önce müşteriyi bulmalı ve belli bir miktar projeksiyonu alınmalı: Makinenin kapasitesi kolay doldurulamadığından kapasiteyi doğru seçmek gerek. Yüksek kapasiteli boş makine zarar demektir.
- Baskı denemeleri yapılmalı ve baskı maliyeti hesaplanmalı: Mevcut baskı ile dijital basılmışı müşterinin kıyaslaması ve onay vermesi en kritik adımdır. (Normalde yani flexo işlerde, beyaz test linerler arasındaki beyazlık veya yüzey düzgünlüğü önemsizken, dijitalde acaip baskı farklılıkları yaratabilir.)
- Basılmış kutunun nasıl ambalaja dönüştürüleceği planlanmalı: Dijital baskı makinesi yanlızca baskı yapıyor, halbuki müşteriye kutu satılıyor.
- Oluşan nihai maliyet üzerinden müşteriyle kontrat yaptıktan sonra bu işe girmek gerek.
- Dijital baskı yaygın olarak kullanılmadığından, oluklu mukavva sektörüne çok yeni girdiğinden; makineyi alıp-mevcut satış ekipleriyle doldurmak mümkün görünmüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder