·
Ben
yetiştirdim saplantısı: Bazı yöneticiler, astları için “ben yetiştirdim”
şeklinde övünürler. Bu hataya ben de düşüyorum, ama düşmemek gerekli. Uzun
yıllar üstüm olarak çalışan bir yöneticiden benzeri bir sözü işitince
rahatsızlık duydum. Kesinlikle kendisinden çok şey öğrendim, ancak bu durum
“onun eseri” olduğumu göstermez. Yıllar boyunca, kendime yatırım yaptım ve
halen yapmaya devam ediyorum.
Yetiştirilmeyi beklemeyin, kendinize
yatırım yapın.
·
İlk
günkü gibi görülme: Şirket, tepe yönetici ve amiriniz, sizi işe başladığınız
ilk günkü deneyim, beceri ve kapasitede olduğunuzu sanır. Çünkü sizi yeterince
analiz etmez, geliştiğinizi görmez.
Böyle görülüyorsanız, iş arayın.
·
Tek
kültüre takılıp kalmama: Çok önemli bir müşterimizin yöneticilerinden biri,
meslek lisesi stajını dahi (şu an çalıştığı) aynı şirkette yaptığını,
üniversiteden sonra da işe başladığını, halen ilk iş yerinde çalıştığı anlattı.
Kuşkusuz şirketler için uzun süreli çalışanlar iyidir. Ancak, çalışan için aynı
şirkette takılıp kalmak pek faydalı olmayabilir. 30 yıllık çalışma hayatımın
yarısını Kaplamin’de geçirmiş durumdayım. 1996’da ayrılmasa idim, Çorum’da
çalışamamış olacaktım. Geriye dönüp baktığımda, iyi ki ayrılıp-Çopikas’a
gitmişim diyorum.
Farklı bakış açıları, farklı kültürler
ileride çok işinize yarar.
·
Anadolu’da
çalışma: 2002’de Çine Akmaden için iş görüşmesine gittiğimde, head hunter
(CV’mi yeterince incelemediğinden) bana “Bir milyon dolarlık sorum var. Niçin
Anadolu’da çalışmadın?” diye sordu. Ben küçük şehirlerde çalıştım ve ikamet
ettim. Büyük şehre göre bazı handikapları olmakla birlikte, küçük şehirlerin
kendine göre güzellikleri var. Oğluma, yalnız Anadolu’da çalışmayı değil,
Afrika gibi geri kalmış yerlerde de çalışması gerekebileceğini söylüyorum.
Büyük şehir fanatiği olmak, gelişmenizi
engeller.
·
Boğulursan
büyük denizde boğul: Büyük şirkette çalışmış olmak CV’de güzel durur. Buna
karşılık küçük şirketlerde, çok sayıda konuyla ilgilenme imkanı vardır. Eğer
çalışkan iseniz, yalnızca kendi işinizi değil, çalışmayan arkadaşınızın işini
de yapma (ve öğrenme) imkanı bulursunuz. Küçük şirketlerde daha kolay yükselme
imkanı bulursunuz.
Şirketin büyüklüğünden daha önemli olan,
orada ne iş yaptığınız ve işin sizi geliştirip-geliştirmediğidir.
·
Gelişiyor
muyum? Tecrübe, işte bulunulan yıl sayısı değildir. Tecrübe, zaman içinde ne
kadar geliştiğinizdir. Şirket, sizden belli rutinleri yapmanızı ve bunun dışına
çıkmamanızı istiyorsa; gelişmeniz istenmiyor demektir. Amirinizin kapasitesi de
çok önemlidir. Eğer üstünüzün kendine güveni yoksa, sizin de gelişmenizi
istemez. Üniversite mezunu olmuşsunuzdur ama size ortalama lise mezununun
yapabileceği işler veriliyordur.
Gelişip-gelişmediğinizi değerlendirmek çok
ama çok önemlidir.
·
Kariyer
planı: Önceki yazımda da açıkladığım gibi, kurumların “kariyer planı”
yapacağına inanmıyorum. Sizin kariyeriniz için planı en iyi kendiniz
yaparsınız.
İş görüşmelerinde, kariyer planı
zırvalarına inanmayın.
·
En
iyi yapmak: Bir sınıf arkadaşım, tekstil şirketlerinde fabrika müdürlüğüne
kadar yükseldikten sonra, profesyonel çalışmayı bıraktı. Çiftliğinde süt
inekçiliğine başladı. Felsefesi “ne yaptığının önemi yok, nasıl yaptığın
önemli” şeklinde açıklanabilir.
Profesyonel, yaptığı işi çok iyi yapanlar için
kullanılan bir kelimedir.
·
Sektör
seçimi: 2000 yılında, DS Smith’den Çopikas’ın kağıt fabrikasına katkıda
bulunmak amacıyla gelen bir uzman, İngiltere’de akıllı insanların finans
sektörünü tercih ettiğini, bu nedenle kağıt sektöründe ancak orta ve alt
vasıflı insanların kaldığını söylemiş idi. Başlangıçta hiç anlam verememiştim,
şimdi daha iyi anlıyorum. Tepe yönetici olmak için sektör seçimi de önem
taşımaktadır. Enerji ve finansman bu günlerin gözde sektörleridir. Gözde
sektör, iyi para verir, ancak sizi fazla geliştirmeyebilir.
Oluklu mukavva ambalaj, geleceği parlak bir
sektör olmasına rağmen, karlılık seviyesinin düşüklüğü ve her ölçekte
yapılabilmesi nedeniyle; çok yüksek nitelikli olmayanların yükselmesi daha
kolay olan bir sektördür.
Oğluma, aşağı yukarı benzer şeyleri
anlatıp; hangi dersler ilgisini çekiyorsa, onunla ilgili sektörleri
araştırmasını tavsiye ediyorum.
·
Kötü
şirket belirtileri: Bazı şirketler gerçekten “kötü yaklaşımlarla” bezenmiştir.
30 yıllık çalışma hayatımda, en çok şu iki özellik dikkatimi çekmiştir.
Çalışan sayısında yüksek sirkülasyon ile yöneticiler
ile çalışanlara farklı yemek verilmesi. Servisin, odanın farklılığı da birer
göstergedir.
Kötü şirkette geçen her gününüz zaman
kaybıdır.
Özetlemek
gerekirse, ülkemiz gibi işsizliğin yüksek olduğu bir yerde; sektör ve hatta
şirket seçiminden bahsetmek biraz abes ama, ileride üst düzey yönetici olmak
istiyorsanız ilk günden itibaren yukarıdaki gibi bazı hususlara dikkatli
olmalısınız.
"İyi bir bɑşlɑngıç, yɑrı yɑrıyɑ bɑşɑrı demektir." Demiş Andre Gıde
YanıtlaSilİlgi çekici yazılarınızdan dolayı tebrik ederim
En içten saygılarımla
Okan YUMAKSAN