30 Temmuz 2017 Pazar

Hurda Esaslı Kağıt Fiyatları Üzerine

2016’nın sonlarından itibaren başlayan kağıt fiyatı artışları devam ediyor. Çin’deki hava kirliliği, kağıt fabrikalarının kapanması, ülkemizin Çin’e kağıt ihraç etmesi, şeklinde başlayan rüzgar yaz ayları ile birlikte durulacak derken sürüp gidiyor.
Gelen bilgiler, şimdilerde Çinlilerin yüksek kaliteli hurda kağıda taleplerini arttırdığı yönündedir. Bu ise ithalat yaptıkları yerlerde (mesela Avrupa) hurda fiyatını tetiklemektedir. Pazarda kalan düşük kaliteli hurda, kağıt fabrikasının üretim maliyetini arttırdığından, kağıt fiyatının artmasına yol açmaktadır.
Ayrıca AB ve ABD’de işlerin iyi olması kağıt talebini arttırmaktadır. (Bir parantez açarak, vurgulamak gereğini duyuyorum: Batı ülkelerindeki yarım puan civarındaki GSMH büyümesi ambalaja dolayısıyla kağıda olan talebi anormal canlandırırken; ülkemizin ilk çeyrekte 5% büyümesi satılan toplam oluklu mukavva miktarını arttırmak bir yana geçen seneye göre azalmıştır.)
Ülkemizde ise oluklu mukavva kağıdı ihracatı geçen yıla göre artmaya devam etmektedir. Yani içeride satılmayan kağıt dışarı gitmektedir. İlk 5 ayın verilerine göre, yılın ilk 3 ayında ihracat geçen yıla göre sıçrama yapmış, Mayıs’ta 17 bin tona kadar düşmüştür.







Pazarın düşük gramajlı kağıda yönelmesinden dolayı eski kağıt makineleri alçıpan kağıdı, miğfer boru kağıdı,… gibi farklı ürünlere dönmeye çalışmaktadır. Netice itibarıyla iç piyasaya sunulan oluklu mukavva kağıdı geçen yılkine kıyasla daha az kalmaktadır.

Hurda Kağıt Miktarı Azalıyor Gibidir
Öte yandan hurda kağıt toplama miktarında belirgin bir azalma gözlenmektedir. Aşağıdaki grafik İzmir içindeki 6 AVM, süpermarket ve zincir ana deposundan çıkan atık ambalaj miktarını göstermektedir.
Toplanabilen atık miktarı Haziran 2015’de ciddi şekilde düşmüş ve tekrar aynı seviyelere gelememiştir. 2016 çok dalgalıdır ve darbe girişimi hurda miktarını da azaltmıştır. 2017’de ortalama miktar 2016’dan iyidir. Bu yılın en iyi zamanı Mart iken, Nisan-Haziran döneminde  miktar azalmaya devam etmektedir.  
Özetle, son aylarda her ay bir öncekinden daha az hurda çıkmıştır. Miktar azlığı hurda fiyatını yükseltmektedir.

Kağıt ve Hurda Kağıt Fiyat Artışları
Kağıt fabrikasının en önemli girdisi de hurda kağıt olduğundan maliyetler artmaktadır. Aşağıdaki grafik, kağıt fiyatı ile hurda fiyatındaki artışların son 2,5 yılda nasıl değiştiğini göstermektedir. Grafik, hurda ve kağıdın 2015 yılı Ocak ayındaki fiyatlarını 100 kabul edilerek, sonraki aylarda ne kadar değiştiğini görmek üzere hazırlanmıştır. Şubat 2015’de Ocak’a göre kağıt fiyatı fazla değişmeden kalmışken hurda fiyatı 5% kadar düşmüştür. Hurda fiyatındaki düşme, Haziran 2015’de dip yapmıştır.
Turuncu renkli hurda fiyat artışı grafiğinin 2017 başına kadar belirgin özelliği, kağıt fiyatından daha az artmasıdır. (Şubat 2016 istisnadır.) Ancak 2017’de eğri karakteristiğini değiştirmiş ve kağıt fiyatından daha fazla artmaya başlamıştır.
Kağıt fiyatı çok ciddi artış göstermesine rağmen, hurda fiyat artışını yenebilmiş değildir. Kağıt fabrikasının, hurdadaki artışı fiyatlarına yansıtmasına rağmen bu sene 2015 ve 2016’daki kadar başarılı olmadığı söylenebilir.

Diğer Endeksler Ne Söylüyor?
Omüd’ün yayınladığı ve TÜİK’in hazırladığı “kağıt hamuru, kağıt-mukavva” endeksindeki yıllık (Temmuz / 2016 – Haziran / 2017) artış 49%’dur. Yukarıdaki grafiğe göre, aynı dönemdeki kağıt fiyatı artışı 50% ve hurda kağıt fiyatı artışı 63%’dür. Yine aynı dönemdeki ülkemizin en büyük kağıt üreticisinin fiyat listelerindeki artış 71%’dir. Açıkladığım yüzdelerden ben, Tüik hesabının biraz eksik kaldığını, hurdadaki artışı pek dikkate almadığını anlıyorum.
Oluklu fabrikaları, hammadde fiyat artışlarını müşteriye izah etmekte zorlanmıştır. Tüik’in yayınladığı endeks yetersiz oluşturulduğundan, dolaylı olarak oluklu fabrikalarının aleyhine çalışmıştır.

Beklentiler
Kağıttaki hareketi zamanında idrak edemeyen bazı fabrikaların hammadde stokları zamansız erimiş ve maliyetleri anormal derecede yükselmiştir. Bugünlerde eksilen stokları şişirmek amacıyla fazladan kağıt talebinin oluşmuş olması mümkündür. Ayrıca oluklu mukavva sektöründe işlerin Eylül ile çok artacağı beklentisi dile getirilmektedir. Beklentiler dahi kendi başına kağıt talebi yaratıyor olabilir. Ambalaj üreticilerinin böyle durumlarda nasıl etkilendiği konusunda, kağıt fiyatları nasıl oluşuyor başlıklı yazıma bakılabilir.

Esas Problem
Ancak esas konu kağıt değil, hurda kağıttır. Hurda kağıdın çöpe gitmeden kaynağında yani evde ayrıştırılması, atık şirketinin hurda kağıdı ücretsiz alması, her türlü toplamanın (sokaklar dahil) teşvik edilmesi, belediyelerin atık toplama anlaşmalarına sadık kalması ve geri dönüşüm şirketini yolunacak kaz gibi görmesi, hurda ticaretinin yönetmeliklerle engellenmesi,…gibi temel konular düzeltilmeden hurda kağıt miktarı ciddi boyutta artmaz. Talebi çok, miktarı yetersiz olan şeyin fiyatı artar. Kağıttaki sıkışıklık ne zaman biter konusunda ise hurda, kağıt ve oluklu mukavva sektörleri miktar dengeleri üzerine başlıklı yazımın okunmasını öneriyorum.

28 Mayıs 2017 Pazar

Ambalaj Sektöründe Endüstri 4.0

Bu yazı,  International Paper Board Industry dergisinin Şubat 2017 sayısı, sayfa 40’daki “The Internet Of Things” başlıklı yazıdan özetlenerek tercüme edilmiştir. Endüstri 4.0'ın ambalaj fabrikasının içinde yaratacağı değişimlerden daha ziyade, ürettiğimiz ambalajlarda hangi değişiklikler olacağı anlatılmaktadır.

Geçen birkaç senedir, Nesnelerin İnterneti (IoT, Internet of Things) veya Almanların deyimiyle Endüstri 4.0 (Industry 4.0) dünya çapında kaçınılamayacak bir realite olmuş durumdadır. Hangi konferans katılsanız, hangi fuarı gezseniz; hızla büyüyen önemli bir husus olduğundan ajandada veya programda  bu konu yer alıyor.

Verilen öneme rağmen şaşırtıcı derece az sayıda insan, ne olduğunu ve dünyanın nasıl değişeceğini anlıyor. Diğer sanayi kollarına kıyasla, kağıt esaslı ambalaj sektörü oldukça dramatik dezavantaja sahip görünüyor. Bu olumsuzluğa neden olan ise konunun uzmanlarına göre; NFC etiketleri, sensör teknolojisi, ilgili yazılımlar ve bunların uygulamalarındaki gelişme derecesi ile  bunların hepsinin sektörümüzdeki durumu arasındaki farkın çok büyük olmasıdır. Bilindiği kadarıyla  kağıt, karton veya oluklu mukavva üreticilerinin ifade edilen teknolojileri sağlayan şirketler ile hemen hiçbir ilişkisi yoktur.

Ne Anlama Geliyor?
Konuya yakın olmayan okuyucular için IoT (veya Endüstri 4.0), bir cihazın, internet ile bulut bazlı veri stoklama sağlayıcısı kanalı ile bilgi paylaşmasıdır. Uygulamanın amacı araya insanın girip müdahalede bulunmamasıdır.

Açıklama bazılarına korkutucu bazılarına ise heyecan verici gelebilir. Bu türlü değişimlere herkes farklı tepki verir. Yeni teknolojiyi, yaş, eğitim ve mesleğimize göre anlamakta zorlanabilir, amacı sorgulayabilir veya çekici bir iş fırsatı bulabiliriz.

25 yıldır halkın kullanımında olan internet ile 10 yıldır hayatımızda olan akıllı telefonlar, dünya genelinde insanların iletişimini oldukça etkileyip-geliştirdi. Değişimin hızı bazılarına ağır gelirken, diğerlerini heyecanlandırdı. Çoğunlukla, bu değişimleri ve topluma getirdiklerini yeni standartlar olarak kabul ettik. Bazıları yeni teknolojileri güvenilmez bulup-denemek istemese de iş yerleri, ticari organizasyonlar ve devlet kurumları şartların zorlaması ile değişime ayak uydurdular. Yani uyum, başlangıçta seçimli olsa da artık zaruri oldu.

Örneğin İsveç’te, otobüs bileti alırken, restoran ve mağazalarda ödeme yaparken, cep telefonu uygulamaları zorunludur. Alınan ürünleri kendi kendine okutulan kasalar, başında kasiyer olanlardan daha yaygın hale geldi. Anlaşılacağı üzere, biz istesek de kabul etmesek de dünya değişiyor.

Yeni teknolojiler ve getirdikleri değişimlerin, toplum içindeki günlük rutinlerimize etkisini açıklayan genel teori şöyledir:

·        Siz doğmadan önce keşfedilmiş her yeni teknolojiyi, yaşamınızı kolaylaştıran, bir standart olarak kabul edersiniz.

·        Siz 30 yaşınıza varmadan keşfedilen yeni teknolojiyi çoğunlukla heyecan verici olarak alırsınız. Bu yaş grubu, yeni teknolojinin kabul edilmesini veya ret edilmesini sağlar.

·        30 ila 50 yaş grubundaki iş insanları, genel olarak yeni teknolojiyi şüphe ile inceleyerek kabul eder, iş fırsatı yaratır mı, kar arttırır mı diye bakar. Yeni teknolojinin yüksek seviyede kabul görmesini sağlamak adına, pazarda gerekli düzenlemelerin yapılmasına yol açan, ikinci kabul ediciler bunlardır.

·        50’den daha yaşlı olanların çoğunluğu yeni teknolojiden, anlayamayacaklarından korktukları veya hayatlarına getireceği değişikliklere uyamayacaklarını düşündüklerinden; uzak dururlar.

Değişim Devam Ediyor
Nesnelerin İnterneti, akıllı telefon ve internete gösterilen reaksiyon veya kabulün benzerini çeşitli demografik gruplardan görecek ama toplumda daha hızlı, daha ezici, daha büyük değişimlere neden olacaktır.

Daha geçenlerde, “Amazon Go” kasiyersiz çalışan ilk mağazasını açtı. Haberi kaçırmış olabilirsiniz. Tüketici, dükkan içinde yürüyor, tercih ettiği ürünleri alıyor, alırken akıllı telefonuna kaydediyor, telefonuna yüklü bir uygulama ile ödemesini yapıyor. Ödeme kapıdan çıkarken otomatik gerçekleşiyor. Ödeme kuyruğu, ödeme cihazı, para, kredi kartı makinesi yok. Yalnızca istediğinizi alıp çıkıyorsunuz. Amazon Go birkaç yıl içinde benzeri 2.000 dükkan açacağını açıkladı.

Bu Sistem Nasıl Çalışıyor?
·        Mağazadaki bütün ürünlerin ID’lerinin (individual identity, bireysel kimlik) olması ilk adım. Ürünün durumu (yani yeri) değiştiğinde sensörler, ID’yi otomatik olarak okuyarak anlıyor. Bu teknoloji RFID (Radio Frequency Identification, radyo dalgaları ile objelerin kimlik numaralarını iletme) ve NFC (Near Field Communication, yakın mesafeden iletişim) özelliklerine haizdir. Bunlar (NFC’ler) programlanabilen mikro çiplerdir ve etki alanına giren enerji kaynakları ile haberleşebilirler. En kolay anlaşılabilir örnek, mağazalardaki çalınmaya karşı yapılan etiketlerdir. Bu teknoloji, hep statik duran ve programlanma hafızası olmayan barkodlarla karıştırılmamalıdır.

·        Mağazadaki her ürünün bir mikro çipi olmalı, rafa konulurken mağaza sensörleri tarafından algılanmalı ve alış veriş sırasında tüketicinin cihazı (yani telefonu) tarafından okutularak (barkod değil mikro çip) sepete konmalıdır.

·        Alış veriş anında, müşteri bir ürünü akıllı telefonuna yakın tuttuğunda iki seçenek ekrana gelecek. İlk alternatif olan satın almayı seçerseniz, telefonunuz ürünün NFC etiketini “satıldı” şeklinde etkileyecek, raftaki miktar azalacak, ürün fiyatı hesabınıza eklenecektir. Telefonunuzun ekranındaki diğer seçenek olan daha fazla bilgiyi seçerseniz, elinizdeki ürünün web sayfasına ulaşacaksınız. Sepete attığınız ürünü almaktan vaz geçerseniz, telefonunuz size vazgeç alternatifi de sunmuş olacaktır. Bu durumda, ürünü yerine koyduğunuzda NFC etiketi ürünü raftaki miktara ekleyecektir.

·        Alış veriş listeniz varsa ve önceden ürünleri (marka, model) belirlediyseniz, mağaza içinde ürünün nerede olduğunu kolayca bulabileceğiniz gibi, mağazaya ulaştığınızda almanız için önceden hazır olmalarını da sağlayabilirsiniz.

·        Dükkan kapısından çıktığınızda, aldıklarınız kaydedilecek ve önceden tanımladığınız kredi kartından çekilecektir. Fatura eposta adresinize gelecektir. Aldıklarınız arasında telefonunuza okutulmamış bir ürün varsa, çıkış kapısındaki mağaza sensörleri ürünün NFC etiketinden durumu anlayacak ve sizi bilgilendirecektir.

Bütün bu işler olurken, geri planda başka aksiyonların olması da mümkündür:
·        Mağazadaki stok kontrol yazılımı, anlık durumu bileceğinden, rafı dolduracak sipariş açabilir.

·        Buzdolabınız içindeki ürünlerin listesini güncelleyebilir ve web tabanlı kişisel bilgi sisteminize koyabilir. Eksikleri tamamlamak üzere bir teslimat servisi ile anlaşmanız da mümkün olabilir.

·        Kutular açıldıklarında, içlerinde kaç tane ürün kaldığını uzaktan anlama imkanınız olabilir.

·        Lojistik geçmişi ve sıcaklık gibi depolama koşulları izlenebilir.

·        Son kullanım tarihi kayıt edilebilir ve evinizdeki günü geçmiş ürünleri bilirsiniz.

Bilim-Kurgu Gibi Mi?
Biraz bilim-kurgu gibi gelse de yakın gelecekteki, alış verişimiz böyle olacak. Tahminlerden şüphe ediyorsanız, büyük gıda şirketleri ile süpermarket zincirlerinin, böyle teknolojileri mağazalara koyma motivasyonlarını dikkate almalısınız.

·        Süpermarketler her gün çok sayıda ürünü, tarihleri geçtiği veya kampanyaları bittiği için imha ediyor. Tüketici davranışlarının (yani satın alma davranışlarının) sürekli izlenmesi, gerçek zamanlı stok miktarları ile ilgili yazılım tarafından karşılaştırılması/analiz edilmesi; süpermarketlere stoklarını azaltma ve çok büyük meblağları tasarruf etme imkanı verir.

·        Tüketicilerden çok azı, yeni model daha hızlı çıkış sağlayacağı için eskisi gibi kasiyere ödemeyi tercih eder. Ürünlerin raftan alınması, sepete konulması, ödeme noktasında banda yerleştirilmesi, ödeme yapılması ve kasadan geçmiş ürünlerin torbaya doldurulması işlerinin yerine artık yalnızca telefona dokundurmak yeterli olacak. Hesap özetinizi anlık olarak, alışveriş sırasında görebileceksiniz.

·        Ödeme işleminde maliyet düşürme ihtiyacı, aradaki kasiyeri ortadan kaldıracaktır.

·        Müşterinin alışkanlıkları kaydedileceğinden, satıcı, toptancı, tedarik zinciri ve üretici arasında müşteriye özel anlık çözümler geliştirilecektir. Alternatif ürün tavsiyeleri ve promosyonlar, siz alışveriş yaparken telefonunuzda görünecektir.

·        Dünya nüfusunun 50%’den fazlasının yaşadığı kalabalık şehirlerdeki alışveriş imkanları, buradaki hayat tarzına hemen uyacaktır. Bazı teslimat/buzdolabını doldurma işleri, katma değeri yüksek yeni iş fırsatları olarak görünecektir.

·        NFC etiketleri, sağlık harcamalarındaki israfı, reçeteye yazılan kullanılması gereken miktar ile satın alınan arasındaki farkı sıfırlayacaktır. Bu konu, hayat kurtarma amacıyla ilaç bulundurma ile ilgili değildir. NFC etiketlerini ambalaja uygulamada öne çıkan şirketlerden biri Norveç’te kurulu “Thin Film Electronics ASA”dır. Kanada’lı “Jones Packaging Inc”, “Thinfilm’s Open Sense” adını verdiği NFC etiketlerini 15.000 adet/saat hızla, ilaç ambalajlarına eklemektedir.

Ya Büyükler
Apple, Cisco, Wal-Mart, Microsoft, Intel, Siemens, SAP, Samsung, GE,… vb gibi önde gelen teknooji şirketleri IoT esaslı teknoloji geliştirmek üzere 200 milyar USD’den fazla para yatırmış durumdadır.

Bu teknolojinin, gelecek beş yılda yatırılan paranın sekiz katından fazla geliri; internet ve akıllı telefonlar yardımıyla kazanacağı tahmin edilmektedir.

Bütün bunlar, dünyadaki bütün ambalaj şirketlerinin Endüstri 4.0 bazlı teknolojileri anlamak zorunluluğunu, konunun ihmal edilmeyecek derecede önemli olduğunu belirler.

Bu makale günlük ürünlere, komoditeye odaklanmış olsa da, yakın gelecekte üretilen, ambalajlanan, kullanılan, sevk edilen ve tüketilen her türlü mal konudan etkilenecektir.

Ambalaj sektörünün, konuya dahil olma noktası tam burasıdır. Ambalajlarına NFC etiketleri ve RFID’ler eklenmesi gereken ürünlerden en önemlileri kuşkusuz gıdalar olacaktır. Ajandasında bu konu bulunan çok sayıda uluslar arası gıda üretim şirketi bulunmaktadır. Bunun karşısında ambalaj üreticileri ise hızla artacak talebe cevap vermeye hazır olmalıdır. Tedarik zinciri içinde ambalajın (ambalaj şirketlerinin), pasif durumdan aktife geçerek muazzam para kazanma imkanı bulunmaktadır.

Aşılması Gereken Engeller
·        Mikroçipleri ve ilgili uygulamaları geliştiren elektronik teknoloji şirketleri, ambalaj sektörü hakkında bilgi sahibi değildir. Toptancı ve gıda üreticilerinin ortaya koyduğu ihtiyaçları anlamışlardır ama bobin enini esas alan (yani kombine yapılan) ambalaj üretim yöntemlerini ve NFC etiketlerini prosesin neresinde uygulayacaklarını bilmezler.

·        Ambalaj üreticilerinin NFC etiketlerini ambalaj çözümlerine uygulamak için gereli teknoloji bilgileri çok yetersizdir. Bu nedenle, etiketleri ekleme prosesi manuel (el ile) olarak düşünülmektedir. Bu ise sanki bir pazara giriş engeli oluşturarak, maliyetleri arttırmaktadır.

·        Üretim makineleri üretenler ise gıda markaları, süpermarketler ve ambalaj üreticileri ile konuşmayı unutmuş gibidir. Ambalaj sektöründe önde gelen makine üreticilerinin büyük çoğunluğu, NFC etiket otomasyonlarına kayda değer yatırım yapmamıştır. Yüksek yatırım maliyetlerinden dolayı bu şirketler kendi fikirlerini geliştirmek yerine, müşterilerinin NFC uygulama ihtiyaçlarının kesinleşmesini beklemek arzusundadır.

·        NFC etiketlerinin, hurda kağıtların toplanması ve geri kazanılmasındaki yeri mutlaka dikkate alınmalıdır.

·        Bu konuya nitelikli katılımı sağlayabilecek elektronik ve yazılım uzmanlarının eksikliği, kağıt esaslı ambalaj sektöründe açıkça hissediliyor. Ortaya çıkacak talebi karşılamak üzere eğitim ve yetiştirme şart görünmektedir.

Ambalaj sanayisindeki bu önemli değişim hususunda, paydaşların çok az diyaloğu olduğuna göre; tarafları bir araya getirmek gereklidir.

Son zamanlarda yapılan bir araştırmaya göre, iş sahipleri, yönetim kurulu üyeleri ve üst düzey yöneticilerden ancak 77%’si ne olduğunu ve IoT’un sektörlerini nasıl değiştireceğini anlıyor ve kabul ediyor. Çalışanların ise yalnızca 17%’si (IoT’la) iş yerlerinin nasıl değişeceğini anlıyor ve kabul ediyor. Görüldüğü üzere, üretim teknolojisi ile tedarik zincirindeki geçişe karar verecekler ile yapacaklar arasında korkunç bir anlayış farkı bulunmaktadır.

Birbirlerinin çıktılarını çok etkilediklerinden, bir şekilde karşılıklı bağımlı olan kağıt esaslı ambalaj sektöründeki paydaşlar ve IoT; maliyet düşüren, pratik ve sürdürülebilir çözümler için hemen birlikte çalışmaya başlamalıdır.

Bu durumda yarış, en iyi uygulama, en iyi iş çözümü, çevreye en az zarar veren, en akıllı teknolojiyi; farklı zaman, farklı mekan ve farklı araçları süren ehil olmayan şoförlere sunulması şeklinde olacaktır. Oluşacak karışıklığı dert etmeyin, zaten sunulan bütün teknolojilerde olduğu gibi bir kaotik yarış ve bilgi/anlayış eksiğini göreceğiz.

Ambalaj sektörlerinin liderleri ile onların şirketleri, kaçınılmaz değişikliklerin standartlaştırılmış prosesler halinde yapılmasını; kabul edilebilir karlılık seviyesinin korunmasını garanti etmek üzere inisiyatif almalıdır. Bu arada teknoloji devlerine, ambalaj tedarik zincirinin bütününe ilişkin ne düşündüklerini ve bunun sektöre ne fayda sağlayacağını sormak gerekir.

Kağıt esaslı ambalaj sektörü izlenebilir akıllı ambalaj çözümlerinden nasıl katma değer yaratıp-para kazanacağını öğrenmek zorundadır. Ambalaj üreticileri, talep edilen çözümleri kullanmak yerine, onları yöneten olmak gibi bir şansa sahiptir. Dünyada ilk kutu basıldıktan yaklaşık 100 yıl sonra, NFC etiketleri ambalaja en yüksek katma değer sağlama imkanı veriyor. Müşteriye ise (üretici gibi) ambalajı geçtiği bütün adımlarda izleme imkanı tanıyor. Bu karşılıklı fayda, henüz hiçbir mecrada dikkate alınmıyor. Karşılıklı diyalog ile konuya ilişkin standartların oluşturulması ve sürdürülmesinden de avantaj sağlanabilir.

30 Nisan 2017 Pazar

Hurda Kağıt, Oluklu Mukavva Kağıdı ve Oluklu Ambalaj Sektörlerinin Miktar Dengeleri Üzerine Bir Değerlendirme

Bu yazıda, hurda kağıt, oluklu mukavva kağıtları ve oluklu mukavva ambalaj piyasalarını geçmiş ve gelecek üç yılının miktar dengelerini inceleyip-miktarsal sıkıntı olup-olmayacağını anlamaya çalışacağım. Yazıda yer alan tablolar, AGED, OMÜD ve SKSV adlı derneklerden alınmıştır. Daha doğru ve detaylı bilgi ve raporlar için bu kurumların adresleri yazının altındadır.

Birbirinin müşterisi konumundaki bu sektörlerde iş akışı şu şekilde özetlenebilir:
Toplanan hurda kağıtlar (marketlerden çıkanlar, çöpten toplananlar, kağıtla ilgili işletmelerden fire olarak çıkanlar,…) tasnif edilip-balyalandıktan sonra kağıt fabrikalarına satılır.
Kağıt fabrikaları, toplanan hurda yetmediği için biraz hurda ithal etmek zorundadır. Hurda kağıtları eritip-tekrar kağıt haline getirir ve oluklu mukavva sektörüne satar. Satışların bir kısmı ihraç edilirken, diğer bir kısmı ise oluklu mukavva dışı sektörlerce (bal peteği, köşebent, miğfer/masura,…vs) tüketilmektedir.
Oluklu mukavva sektörü, içeride üretilen kağıtları alır, içeride üretilmeyen veya az üretilebilen cinsleri (kraft liner, beyaz kraft, beyaz test liner, kuşeli kağıtlar, NSSC,…) ithal ederek, ambalaj üretir ve satar. Müşteriler büyük çoğunlukla iç piyasadadır. Kurların yüksek olduğu dönemlerde ihracat düşünülür.
Şimdi tersten giderek hangi sektör ne kadar üretiyor konusuna bakalım:

Oluklu Mukavva Ambalaj Sektörü:
bin ton201420152016201720182019
pazarın büyümesi %4,9%3,4%-0,7%0,0%1,0%1,5%
toplam satış miktarı1.9702.0362.0222.0222.0422.073
kullanılan kağıt miktarı2.1672.2402.2242.2242.2462.280
Önceki yıla göre büyüme oranları, ilk satırdadır. Uzun yıllardan beri ilk kez geçen yıl oluklu mukavva sektörü küçülmüştür. Ayrıca on yıllık ortalamada, açıklanan GSMH’den iki puan kadar fazla büyüme trendi son yıllarda kaybolmuştur. Bu nedenle, 2017 dahil gelecek üç yılda (önceki yıllarda olduğu gibi) yüksek oranlı sektör büyümesi olmayacağını tahmin ediyorum.
2017-2019 dönemi için verdiğim büyüme tahminleri son derece düşüktür. Yapmaya çalıştığım hurda-kağıt-oluklu hammadde hesabının sağlıklı olması için büyüme oranları özellikle düşük alınmıştır.
Tabloya göre, oluklu sektörü 10% fire ile çalışacak, 2017’de 2016 gibi 2.240.000 ton oluklu mukavva kağıdı tüketecektir. Takip eden yıllarda oluklu sektörü 1% ve 1,5% büyüyecektir.

Oluklu Mukavva Kağıdını Kullanan Diğer Sektörler:
bin ton201420152016201720182019
pazarın büyümesi % 0%68,0%0,0%1,0%1,5%
oluklu dışı227228384384388394
Miğfer, masura, köşebent, bal peteği, mobilya/kapı arasına kağıt blok, araba paspası,…gibi çok sayıda sektör de oluklu mukavva kağıtlarını kullanmaktadır. Çoğunlukla mikro işletme olan bu üreticiler, örgütlenmedikleri için sağlıklı bilgi yoktur. Yukarıdaki tonajlar, ülkemizde tüketilen oluklu mukavva kağıtları miktarı ile oluklu mukavva sektöründe kullanılanların farkı şeklinde hesaplanmıştır.
2015 yılından 2016 yılına olan tonaj sıçraması, büyük ihtimalle adı geçen üretimlerin patlama yapmasından değil; bu işletmelerin alış-verişlerinin kayıt dışından resmi hale gelmesindendir. Bir yıl içinde yüzlerce küçük işletmenin 160 bin ton büyümesinin başka açıklaması yoktur.
Geçen yıl 384 bin ton hammadde tüketimine ulaşan bu sektörlerin büyümesinin de oluklu mukavva gibi olacağını ve sırasıyla 2017-2019 döneminde; 0%, 1% ve 1,5% olacağını varsayıyorum.

Oluklu Mukavva Kağıtları:
bin ton201420152016201720182019
kurulu kapasite2.4232.8612.6602.6602.8603.060
üretilen miktar1.8422.1902.2802.2282.2542.294
ihraç edilen101224270200200200
ithal edilen661570580580580580
stok farkları868-18000
tüketim miktarı2.3942.4682.6082.6082.6342.674
kapasite kullanımı76,0%76,5%85,7%83,8%78,8%75,0%
Tablonun 2014-2016 dönemi verileri SKSV’ye aittir. Geçen yıl kapanan kağıt fabrikaları nedeniyle kurulu kapasite 200 bin ton azaltılmıştır. Balıkesir’de  2018’de ve 2019’da Aydın’da devreye girecek fabrikalar için 200’er bin ton kapasite eklenmiştir. Balıkesir’in 2018’in hemen başında ve diğerinin yılın ortalarında başlayabileceği varsayılmıştır. Aydın’daki tesis 400 bin ton ve üzeri  kapasiteli olacağından 2020 için fark kadar (200 bin ton) kurulu kapasite eklenecektir.
Kağıt üretimini esas etkileyen ihracat ve ithalat rakamlarıdır. 2016’daki ihracat artışı, kağıdı yetmez kılmıştır. İthalatta yıllarla azalma görünmektedir. 2017-2019 dönemi ihracatın 200 ve ithalatın 580 bin tonda sabit kalacağı öngörülmektedir.
Bu şartlar altında kağıt üretiminin 2.228, 2.254 ve 2.294 bin ton olacağı hesaplanmaktadır. Buna karşılık SKSV, kağıt üretiminin 2.482, 2.525 ve 2.580 bin ton olacağını tahmin etmektedir. 2017’de 2.482 bin ton üretilmesi, kapasite kullanımının birden bire 8 puan kadar (85,7’den 93,3%’ye artması gerektirdiğinden) pek olası değildir. Hurda yeterliliği ise ayrı bir konudur.
Geçen yıl 270 bin tona kadar tırmanan ihracatın, kurların stabilize olması ile önümüzdeki yıllarda 200 bin tonlara gerileyeceğini tahmin ediyorum. Kağıt ithalatının ise (ithaline mecbur olduğumuz kağıtların üretimine başlamadığımızdan) aynı seviyede kalması mümkündür.
Oluklu mukavva kağıtlarının toplam tüketimi önümüzdeki üç yılda 2,6 milyon tonlar seviyesinde olacaktır. Bu şartlar altında geçen yıl 86%’ya ulaşan kapasite kullanımı, 2017’de 84’e ve 2018’de 79’a inecektir.
Kurlarda yine bir artış olursa, kağıt ihracatı cazibesini arttıracağından ve kapasite yeterli olduğundan rahatlıkla cevap verilebilir ama hurda sektörü bunun ne kadarına izin verir hesaplanmalıdır.

Hurda Kağıt Sektörü:
Oluklu mukavva kağıdı üretmek üzere toplanan hurda kağıtların durumu şöyledir. Gri karton, krome karton, temizlik kağıdı, kırtasiye, viyol,…gibi sektörlerde kullanabilen esasen hurda kağıt olan ürünler bu tabloda yer almamaktadır.
bin ton201420152016201720182019
Hurda kağıt ihtiyacı2.2102.6282.7362.6742.7052.753
toplanan miktar2.1752.5172.4442.4502.4752.500
ithal edilen184248451400425450
ihraç edilen435746505050
diğer kağıt sektörlerine giden149137159176195197
Oluklu kağıtları üreten fabrikaların ihtiyacı olan hurda miktarı ilk satırdadır. 2014’den 2015’e geçerken görülen sıçrama miktarı devreye yeni giren kağıt makinelerinin yarattığı talepten olabileceği gibi toplama bilgisi verilmeyen veya kayıt dışı hareketlerden de olabilir. 2015’de 2,5 milyon tonu geçen toplama miktarı, yasal düzenlemelerle sekteye uğramış ve 2016’da 73 bin ton eksik toplanabilmiştir. Önümüzdeki yıllarda az artışlarla toplama miktarı 2019’da 2,5 milyon tona ulaşacaktır.
451 bin ton ithalat ile 2016 şimdiye dek en çok hurda kağıt ithal edilen yıl olmuştur. İthalat bu yıl 400 bin olmak üzere devam etmek zorundadır.
Hurda ihracatı esasen yasak olmakla birlikte, 2016’da 46 bin ton hurda ihraç  edilmiştir. Toplanan hurda kağıdın bir kısmı başka sektörlerce kullanılmaktadır.

Sonuç ve Yorum:
Adı geçen sektörler arasında, esas müşteri konumunda olan oluklu mukavva ambalajdır. Bu sektörün eski zamanlardaki gibi 5% ve üzerinde büyümesi, ülkemizde hem kağıt üretimini hem de atık kağıt faaliyetlerini anormal tetikler. Bu ise, devletimizin, inşaat gibi ambalaj kullanmayan değil, imalat sanayi gibi ambalaj kullanan sektörlerin teşviki ile mümkündür.
Geçen yılın sonlarından başlayarak-2017’nin ilk aylarında Çin’e yapılan kağıt ihracatı, kağıt sektörünü kurtarmıştır. Yeni bir ihracat dalgası olmazsa, kağıt sektöründe kapasite fazlalığı hissedilecektir.
Üçlü arasında, nihai kısıtlamayı hurda sektörü koymaktadır. Hurda kağıt sektörünün gelişmesi için, piyasa gerçekleri ile fazla uyuşmayan düzenlemelerden vaz geçmek gerekir. Açıkça bellidir ki toplanan hurda kağıt yetmiyor ve önemli bir kısmı çöpe gidiyor. Çöptekilerin bir şekilde ekonomiye kazandırılması şart görünmektedir. Böyle olursa, ülkemiz net bir kağıt ihracatçısı olabileceği gibi, oluklu mukavva sektörünün maliyetleri düşecek ve enflasyona olumlu katkısı görülecektir.

Zincir şu şekilde çalışmaktadır:
Hurda ile ilgili toplama kısıtlamalarını kaldır
Hurda toplanma ve ticareti kolaylaşsın, miktar artışı
Kağıt fabrikalarının maliyeti düşsün
Kağıt ihracatı artsın
Oluklu fabrikalarının alım maliyeti düşsün
Ambalaj fiyatları geri gelsin ve ambalaj ihracatı şansı artsın
İşin ruhuna uygun, hurda sektörü düzenlemeleri olmadan hurda işi kolaylaşmadan, ne kağıt ucuzlar ne de kutu. Söylendiği gibi bazı fiyat düşme beklentileri oluşsa da bunlar, olması gerektiğinden değil bazı üreticilerin kapasite doldurma gayretindendir.

Yukarıdaki rakam ve bilgilerin daha fazlası için, ilgili derneklere başvurmanız gerekir:
www.a-ged.org.tr
www.sksv.org.tr
www.omud.org.tr