22 Aralık 2024 Pazar

2025 Beklentileri

Bu yazıda içinde bulunduğumuz aralık ayı itibarıyla yayınlanan yazılardan yola çıkarak sektörümüz için birkaç beklentimi yazdım.

Kanada (1)
Donald Trump’ın Kanada ve Meksika'dan yapılan ithalatlara %25 oranında genel bir tarife uygulama tehdidi, Kanada'daki özel orman arazisi ve kereste fabrikası sahipleri üzerinde yıkıcı bir etki yaratabilir. Bu durum, federal ve eyalet hükümetlerinden koruma talebinde bulunan Kanada Orman Sahipleri tarafından dile getirildi.

Önceki Trump Döneminde (2)
ABD ticaret ortamı, 2018'deki kapsamlı tarifeleri anımsatan bir şekilde yeniden bir sarsıntıya hazırlanıyor. O dönemde, Donald Trump yönetimi, ticaret açığını azaltmayı ve yerli sanayileri korumayı hedefleyen tarifeler uygulamıştı. Bu tarifeler arasında ithal çelikte %25, alüminyumda ise %10 oranında vergiler yer alıyordu.

Bu politikalar, büyük ölçüde Çin’i hedef alarak, zamanla 250 milyar dolardan fazla malı kapsayacak şekilde genişledi. Bu durum, tedarik zincirlerinde şok etkisi yaratarak yük taşımacılığı piyasalarını yeniden şekillendirdi. Şimdi, ufukta beliren yeni Trump tarifeleriyle birlikte sektör, daha da değişken bir küresel ortamda benzer zorluklarla karşı karşıya kalıyor.

2018'deki tarifelerin yürürlüğe girmesiyle birlikte, işletmeler artan maliyetlerden önce ürünlerini ithal etmeye yöneldi ve benzeri görülmemiş ölçekte bir zamanından önce ithalat ve taşıma yaşandı. Taşımacılık ücretleri fırladı; yalnızca konteyner navlunu %70'ten fazla arttı. Bazı limanlar, sıkışıklık nedeniyle ciddi gecikmeler ve tıkanıklıklarla karşı karşıya kaldı.

Benzer bir senaryoyla karşı karşıya olabiliriz. Taşımacılık şirketleri, yeni tarifelerin şubat sonu veya mart başı gibi erken bir tarihte yürürlüğe girebileceği konusunda uyarıyor. Bu durum, şirketlerin daha yüksek maliyetlerden kaçınmak için tekrar hızlı ithalat ve nakliyeye yönelmesine neden olabilir. Güney Kaliforniya limanlarında halihazırda mevcut olan iş gücü belirsizliği endişesiyle, bu limanlar yeniden artan faaliyet ve gecikmelerle karşılaşabilir.

2018 tarifelerinin beklenmedik sonuçlarından biri, kısa vadede taşımacılık sektörüne sağladığı faydaydı. Tarifeler yürürlüğe girmeden önce malları taşımak için yaşanan yoğunluk, sıkışık kamyon taşımacılığı kapasitesi, artan ücretler ve güçlü hacimler yarattı; bu da birçok taşımacılık şirketi için olağanüstü bir yıl anlamına geldi. Ancak bu canlanma, bir bedeli oldu. 2019'a gelindiğinde, talebin zayıflaması ve navlunların düşmesiyle birlikte yük taşımacılığı piyasaları yavaşladı. Geçmiş, bir rehber niteliği taşıyorsa, benzer bir yükseliş ve düşüş döngüsü 2025’te tekrar yaşanabilir.

Amerikan palet üreticileri için tarifeler yalnızca makroekonomik bir endişe olmaktan ibaret değil; aynı zamanda maliyetleri doğrudan etkiliyor. Birçoğu ithal edilen çiviler gibi bileşenler hâlihazırda yüksek tarifelere tabi. Bu tarifelerdeki olası artışlar, dar marjlarla çalışan bu sektörde maliyetleri daha da artırabilir. Eklenen her bir maliyet, muhtemelen tedarik zinciri boyunca üreticileri, perakendecileri ve nihai kullanıcıları etkileyerek aktarılacaktır.

Hurda Kağıt ve Oluklu Mukavva Kağıdına Etkisi (3)
Fastmarkets RISI "Tüketim malları üreticileri ve Çin'deki büyük ihracatçılar ve ithalatçılar, bu duruma seçimlerden önce bile hazırlıklıydı ve seçimlerden sonra hemen harekete geçtiler." Diyor.
Çin ve Güneydoğu Asya'daki büyük ihracatçılar, Trump'ın göreve başlamasından önce ürünlerini ABD'ye göndermek için üretim hızını artırdı. Geleneksel olarak yılın dördüncü çeyreği ambalaj sektöründe zayıf geçse de bu yıl kahverengi kâğıt ve karton gibi kâğıt esaslı ambalaj siparişleri Trump dönemine hazırlık yapmak amacıyla aniden arttı. Bu durum, hurda kâğıt talebini de artırdı.

Seçimden sonra ABD'ye mal ithalatında deniz nakliyat ücretleri hızla arttı. Çin'den ABD'ye yapılan sevkiyatlara %60'lık bir tarifenin uygulanma olasılığı belirsizliğini korusa da Çin'in kâğıt ambalaj talebinin Trump'ın göreve başlamasının ardından muhtemelen düşmesi bekleniyor.
Çin'in 2018'de hurda malzeme ithalatını yasaklayan politikası sonrası, Hindistan ve Güneydoğu Asya, ABD'den hurda kâğıt ihracatı için birincil destinasyonlar haline geldi. Bu ülkeler, geri kazanılmış kâğıdı işleyip Çin'e ambalaj üretimi için gönderiyor.

2024 yılının Ocak-Ekim döneminde, Hindistan, Malezya, Tayland ve Vietnam ABD'nin geri kazanılmış fiber ihracatının yaklaşık %40'ını aldı. Meksika ise %15 ile ikinci sırada yer alırken, Çin %10 ve Kanada yalnızca %5 oranında pay aldı.

Çin'in geri dönüştürülmüş fiber talebinin düşmesi durumunda Asya'nın ABD ihracatına olan talebinin de düşeceğini ve bunun kesinlikle ABD'nin hurda kâğıt pazarını etkilemesi beklenir. Aynı şekilde, gelişmekte olan ülkelerden (örneğin BRICS ülkeleri) ithal mallara uygulanacak tarifeler, ABD'ye ithal edilen malların yavaşlamasına ve kâğıt ambalaj talebinin zayıflamasına neden olabilir.

Meksika'nın tüketim malları üretiminin ABD talebine bağlı olduğundan, ABD'den kahverengi kâğıt ithalatını azaltacaktır. Kanada ve Meksika'dan yapılan ithalatın ABD pazarında kritik bir rol oynamadığı için tarifelerin fiyat artışları üzerinde doğrudan bir tehdit oluşturması beklenmiyor.
Tarifelerin geri dönüşüm sektörünü büyük ölçüde etkilemeyeceğini umuluyor. Ancak tarifelerin belirsizliği, planlama zorluklarına neden oluyor.

Kahverengi Kâğıt Fiyatları (4)
Oluklu mukavva kâğıdı sektöründeki fiyat artışlarının 2025 sonuna kadar etkisini sürdürmesi bekleniyor. Ancak analistlere göre, yeni tarife tehditleri gibi başka konular da önümüzdeki yıl için dikkati çekebilecek unsurlar arasında yer alıyor.

RaboResearch, 2024'ün dördüncü çeyreğine ilişkin Kuzey Amerika kahverengi kâğıt raporunu yayımladı ve bu rapor, Eylül 2026'ya kadar yıllık %11,4'lük bir fiyat artışı öngörüyor. Bu ise 2025 yılında farklı kahverengi kağıt türleri için metrik ton başına ortalama 60-80 dolarlık fiyat artışı duyurularıyla "yakından uyumlu." (Rapor alıp-alabileceğiniz toplam zam 80 dolar demiş oluyor.)

RaboResearch'e göre "70 dolarlık fiyat artışı oldukça yüksek ve kısmen önceki artışların tam olarak yansıtılmamış olmasından kaynaklanıyor” muş. Raporu hazırlayan analist "fiyat artışının kabul edilmesi oldukça olası. Ancak tam 70 dolar olarak mı kabul edileceği şüpheli, çünkü bu oldukça büyük bir artış. 45 veya 50 dolar olması mümkün” diyerek sınırı çizmiş.

Genel olarak, ABD’de kahverengi kâğıt üretiminin durağan veya hafif bir artış göstermesi bekleniyor. Rapor üretimde iki yıl boyunca sabit bir büyüme bekliyor. Ancak rapor, büyük birleşmelerin sektörde etkili olduğunu ve kahverengi kağıt üreticilerinin operasyonel varlıklarını dikkatlice incelediklerini belirtiyor. Bazı tesislerin kapatılması veya durdurulmasının gündemde olduğunu da belirtmiş.

Yorum
Yeni gümrük vergileri Kanada, Meksika ve Çin ile Asya ülkelerini olumsuz etkileyecek. Çin ve Asya’da kağıt talebi 2024 son çeyreğinde biraz artmış ama artık artması pek beklenmiyor.

Tarifelerin yılın ilk aylarında gemi trafiğini arttırması mümkündür.
ABD’de açıklanan kâğıt zammının ancak 40-50 doları tutar, kalan 20-30 dolarlık kısmı için üreticiler tekrar zam isteyeceklerdir.

Asya’ya ABD’den hurda ihracatı azalacağı için hurda fiyatının üzerinde baskı olur ve belki de 2019’da ABD’de görüldüğü gibi ambalaj atıkları toplanmamaya başlanır.

Ülkemizde Ne Olur?
Özetle oradakilerin benzeri olur. Maliyet artışları nedeniyle açıklanacak zammın bir kısmı tutabilir. Muhtemelen nakit akışı en sıkıntılı üretici kendi açıklayacağı zamdan en önce vaz geçer.

Dünyanın en büyük ekonomisinde iki yıl boyunca kâğıt üretiminin artması beklenmezken, ülkemizde kâğıt üretiminin artmasını beklemek hayaldir.

Kurlar kontrol altında ve Euro’nun zayıflaması varken içerde hurda kâğıdın toplanma motivasyonu düşer. Parası olan kâğıt üreticisi için hurda ithalatı şimdilik (en azından 2025’te) daha caziptir.

9 Kasım 2024 Cumartesi

Hurda, Kahverengi Kağıt ve Oluklu Mukavva Ambalaj Sektörlerinin Geleceğine İlişkin Güncel Görüşler

Bu yazıda son dönemde okuyup, bir kısmını ilgilenenlerle paylaştığım en altta kaynakları verilmiş yazıların geniş bir özetini yaparak; üçlü sektörü yabancıların nasıl gördüğünü yorumlayacağım. İtalik yazılmış ifadeler benim yorumlarımdır.


Global kâğıt esaslı ambalaj sektörüne şekil verecek beş faktör (1)
1. Talep Yavaşlaması ve Aşırı Kapasite Yatırımı: Son yıllarda, özellikle 2020'den itibaren, sektörde 40 milyon tonluk bir kapasite fazlası oluşmuştur. Bu, tarihsel işletme oranlarının %11 üzerinde bir artışı temsil etmektedir. 2023 yılında küresel kâğıt ve karton üretimi 409,7 milyon ton olarak gerçekleşmiş ve 2022'ye göre %3,1'lik bir düşüş göstermiştir.
Pandemi döneminde artan talep, aşırı üretime ve stok fazlasına yol açmış, bu da 2023 boyunca yaygın bir stok azaltma sürecini tetiklemiştir.
 
2. Üretim Azalmasının Pazar Segmentlerine Etkisi: Karton ambalaj segmenti, özellikle tüketici elektroniği, kozmetik ve mücevherat gibi premium ürünlerin ambalajında kullanılan kartonların talep düşüşünden en çok etkilenen alan olmuştur.
Pandemi döneminde oluklu mukavva kâğıdı talebindeki artış, 2023'te geniş çaplı stok azaltma süreçlerine neden olmuştur. Buna karşılık, inşaat sektörüne yönelik dayanıklı kraft kâğıtları daha iyi performans göstermiştir. (Bu cümleden yalnızca çimento torbası anlaşılmasın, grafikteki kraft torba, sargılık, gıda temasına uygun kağıtlar anlamındadır.)
 
Sürdürülebilir Ambalajlama ve Plastik İkamesi: Plastik ambalajların fiber bazlı çözümlerle değiştirilmesi yönündeki eğilim, karton ve kraft kâğıt talebini artırmaktadır.  Ancak, bu talep artışı beklenen seviyelere ulaşmamış ve birçok şirket, plastik ikamesi çözümleri için kapasite yatırımlarını aşırı yapmıştır. Sürdürülebilir ambalajlama konusundaki farkındalığın artması ve yeni pazarların gelişmesi, gelecekteki büyüme fırsatları sunmaktadır.
 
3. Bölgesel Farklılıklar: Aşırı kapasite sorunu özellikle Asya ve Avrupa'da daha belirgindir. Küresel kapasite fazlasının yaklaşık %70'i Asya'da bulunmaktadır. (Aşağıdaki grafik tüm ambalaj kağıtlarındaki kapasite fazlasını göstermektedir.)
Asya, küresel pazarın yaklaşık yarısını oluştururken, Avrupa ve Kuzey Amerika'da daha temkinli kapasite genişlemeleri gözlemlenmiştir. (Asya’daki 27 milyon tonun 16 milyon tonu oluklu mukavva kağıdıdır.) Avrupa'da yaklaşan ormansızlaşma düzenlemeleri, sürdürülebilir ambalaj maliyetlerini artırabilir. (Yeni regülasyonlar, bir nevi gümrük duvarı inşası amacını taşımakta ve genel olarak maliyet artışına neden olacaktır.)
 
4. Makine Öğrenimi ve Otomasyonun Rolü: Makine öğrenimi ve algoritmalar, e-ticarette ambalaj boyutlarının optimize edilmesine yardımcı olarak oluklu mukavva ve karton tüketimini azaltmaktadır. Son beş yılda, bu algoritmalar oluklu kutu kullanımını %35'ten fazla azaltmıştır. Ayrıca, grafik kâğıt üreticileri, makinelerini ambalaj kâğıdı üretimine dönüştürerek sermaye yatırımlarını optimize etmektedir. (Grafik kağıdı üretiminden çıkmakla iyi bir şey yaparken oluklu mukavva kağıdı kapasitesini arttırmaktadırlar.)

Kâğıt sanayi otomasyonu yeterince yapmış gibi görünse de önümüzdeki beş-on yıllık dönemde, sekiz metrelik kağıt makinelerinde daha da otomasyon, robotlar ve yapay zeka uygulamaları görülecektir. Bu şekilde ambalaj kağıtları sektörü spesiyal kağıtlar ve endüstriyel ambalajlar gibi nispeten niş ürünler üretebilecektir.
 
5. Yeni Pazar Fırsatları: Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen iki büyük birleşmeyi (veya satın alma, Smurfit Kappa ve WestRock ile International Paper ve DS Smith) oligopol olduğu düşünülemez, zira dünya pazarının %10’na tekabül eden şirketlerdir.
 
Ambalaj kağıtları demografiyle ilgilidir. Avrupa nüfusu en üst seviyesine ulaşmıştır ve bundan sonra nüfus artış hızı giderek azalacaktır. Çin’de de benzeri bir durum olduğundan, Avrupa’nın orta doğuya ve Asya’ya ihracatını arttırma şansı olabilir. (Orijinal yazı, burada kendisiyle çelişmektedir. 27 milyon ton kapasite fazlası olan Asya’ya Avrupa nasıl ihracat yapabilir?)


ABD’de Oluklu Mukavva Kutu Kullanımı Düşüyor (2)
18 Eylül’de yapılan bir webinarda Fastmarkets RISI'nin Kuzey Amerika Grafik Kağıtlar ve Ambalaj Direktörü şöyle demiş: "Şu anda yaklaşık bir buçuk iki yıldır çok durgun bir seviyedeyiz. Aslında gördüğümüz şey, kutu sevkiyatlarının 2016 veya 2017 seviyelerine düşmesi ve orada sıkışıp kalması, bu da tipik trendden oldukça dramatik bir kopuş." (ABD’de kutu satışları pandemiden çok önceye dönmüş.)

Konuşmacıya göre, “perakende ve dayanıklı tüketim sektörlerindeki kutu kullanımları geleneksel olarak genel ekonomik faaliyetle ilişkilendirilir, ancak bu faktörler pandemi sırasında ayrıştı”. Bu durum, pandeminin başlangıcında karmaşık tedarik zincirlerinden kaynaklanıyordu; pandemi yüksek sipariş hacimlerine yol açtı ve ardından uzun süren bir stok azaltma dönemine dönüştü. Ambalaj şirketleri, stok azaltmanın büyük ölçüde tamamlandığını, ancak enflasyonun hala tüketici harcamalarını olumsuz etkilediğini söylüyor.
Yazı ileriye dönük olarak ambalaj talebini, yurt içi üretim, gıda sektörü ve e-ticaret kutusunun doğru ebatta üretilmesi (right sizing, içinde boşluk kalmaması) gibi konuların; tüketici harcamalarından daha fazla etkileyeceğini söylüyor. (Yani enflasyon tüketicinin harcanabilir gelirini azaltsa da kutu talebini esas belirleyici olan yurt içindeki gıda dahil üretimin artması ve e-ticaret şirketlerinin tercihleri olacaktır.)

Konuşmacı, e-ticaretten alınan şeylerin, oluklu mukavva kutudan daha çok plastik poşetler ve kâğıt zarflarla geldiğini söyleyerek yukarıdaki grafiği doğruluyor. (Ben ülkemizde de benzer bir trendin olduğunu, ambalaj maliyetini ve kargo ücretini azaltmak için eskiden oluklu mukavva kutu kullananların dahi kâğıt veya plastik poşetlere/zarflara döndüğünü düşünüyorum.)


Atık Kâğıt Fiyatları Üçüncü Çeyrekte Düşmeye Devam Etti (3)
2024'ün üçüncü çeyreği, yüksek enerji maliyetleri, yurtiçi fabrikalardan gelen zayıf talep ve kısıtlı ihracat pazarlarının bir araya gelmesiyle şekillenen önemli bir türbülansla karakterize edildi. Bu baskılar sektör için tamamen yeni olmasa da baskıların yarattığı stres sektördeki pek çok kişinin beklemediği seviyelere ulaştı.

Çeyrek boyunca, Avrupa'daki geri kazanılmış kâğıt fiyatları aşağı yönlü seyrini sürdürdü. Özellikle OCC ve karışık kâğıtta bazı durumlarda neredeyse %25'e varan keskin düşüşler görüldü. Tarihsel olarak üçüncü çeyrek, fabrikaların yaz tatili kapanışlarını takiben üretimi artırdığı göreceli bir istikrar dönemini temsil ederdi. Ancak 2024 yılında tam tersi bir durum yaşandı ve özellikle Almanya'daki bazı fabrikalar duruşlarını (yeterli işleri olmadığından) üçüncü çeyrek sonuna kadar uzatmayı tercih etti.

Bu fiyat daralmasının başlıca nedeni ambalaj sektöründen gelen talepteki belirgin azalma oldu. Avrupa'da geri kazanılmış kâğıdın büyük bir kısmını tüketen ambalaj sektörü, desteklediği alt sektörlerdeki düşük tüketim nedeniyle üretimde önemli bir düşüş yaşadı. Özellikle otomotiv ve havacılık sektörleri yavaşlaması, bazı bölgelerde ambalaj üretimini %17'ye varan oranlarda azalmasına yol açtı.

Geçtiğimiz çeyrekte de enerji fiyatları sektör üzerinde ağır bir yük oluşturmaya devam etti. Özellikle Almanya'da olduğu gibi, gaz fiyatlarının 2024 yılı boyunca yüksek kalmaya devam etmesiyle birlikte, birçok fabrika üretim maliyetinin potansiyel kârdan fazla olması nedeniyle üretimi kısmak veya planlı duruşları uzatmak zorunda kalıyor.

Tarihsel olarak Avrupa'nın geri kazanılmış kâğıt arzı için bir tahliye vanası görevi gören ihracat pazarı da üçüncü çeyrekte önemli zorluklarla karşılaştı. Hindistan, Endonezya ve Vietnam gibi Avrupa'nın geri kazanılmış kağıtları için geleneksel varış noktaları olan önemli Asya pazarları, süregelen lojistik aksaklıklar ve zayıf talep nedeniyle durgun kaldı. Kızıldeniz'deki nakliye krizi, transit maliyetlerinin artmasına ve teslim sürelerinin uzamasına katkıda bulunarak Avrupalı ihracatçıların etkin bir şekilde rekabet etmesini zorlaştırdı.

Artık doğrudan geri kazanılmış kâğıt ithal etmese de Çin, komşu ülkelerden tedarik ettiği geri dönüştürülmüş kağıt hamuru (recycled pulp) ve nihai ürünlere olan talebiyle küresel geri kazanılmış elyaf piyasasının şekillenmesinde önemli bir rol oynamaya devam ediyor. Ancak burada bile, Çinli fabrikaların enerji maliyetleri ve düzenleyici baskılar (yani regülasyon) gibi kendi iç sorunlarıyla boğuşması nedeniyle talep üçüncü çeyrekte zayıf kaldı.

Asya'ya yapılan ihracat hacimleri keskin bir şekilde düştü ve çeyrek ortasında Avrupa'dan OCC ve diğer dökme kalitelerin akışı bir miktar durdu. Bazı ihracatçılar odaklarını Türkiye ve Orta Doğu gibi alternatif pazarlara kaydırmaya çalıştı, ancak bunlar da yüksek enflasyon ve kur dalgalanması gibi ekonomik zorluklarla karşılaştı ve bu da Avrupa'nın hurda kağıtlarını rekabetçi fiyatlarla alma kabiliyetlerini sınırladı.

Geri kazanılmış kâğıt piyasasındaki dalgalanma, şirketlerin azalan marjlar karşısında pozisyonlarını sağlamlaştırmaya çalışmaları; sektörde bir dizi stratejik değişime de yol açtı. Bazı orta ölçekli şirketler, potansiyel satın almaları veya daha büyük, mali açıdan daha istikrarlı oyuncularla ortaklıkları araştırıyor. Düşük fiyatlar, yüksek enerji maliyetleri ve zayıf talebin birleşimi nedeniyle iflas riski altında olan bazı küçük şirketlerin mali sağlığı önemli bir endişe kaynağı olmaya devam etti.

Aynı zamanda, daha büyük oyuncular verimliliği artırmak ve enerji yoğun süreçlere bağımlılıklarını azaltmak amacıyla gelişmiş geri dönüşüm teknolojilerine yatırım yapmaya devam etti.

Aralarında Stora Enso ve Smurfit Kappa'nın da bulunduğu birkaç büyük oyuncu, atık toplama ve ayırma tesislerine yeni yatırımlar yapacaklarını duyurdu, ancak bu projelerin 2025 yılına kadar pazar üzerinde anlamlı bir etki yaratması beklenmiyor.

Dördüncü çeyrek ve sonrasına bakıldığında, kâğıt sektörünün yakın geleceği belirsiz görünüyor. Bir yandan, özellikle enerji maliyetlerinin düşmesi ve kilit sektörlerde talebin toparlanması halinde fiyatların istikrara kavuşmaya başlayabileceğine dair bir umut var. Ancak, yüksek enerji maliyetleri, arz fazlası ve önemli ihracat pazarlarındaki zayıf talep de dahil olmak üzere sektörün karşı karşıya kaldığı yapısal zorlukların yakın vadede ortadan kalkmasının pek mümkün olmadığı da giderek daha fazla kabul görüyor.

Sektör şu anda yakın gelecek için huzursuzluk ve endişe yaratan çalkantılı sularda seyrediyor. Kuşkusuz, hurda esaslı kâğıt sektörü zirveye çıkma direncine sahip olduğunu defalarca göstermiştir ve birleşmeler, satın almalar ve konsolidasyon bir bedeli olacaktır. (Çıkmadık candan umut kesilmez demeye çalışıyor.)


Böyle Zamanlarda Değer Yaratmak İçin Sürdürebilirlik ve Esneklik (4)
29 Ekim 2024'te Chicago'da yapılan Fastmarkets Orman Ürünleri Konferansı'nda katılan üst düzey yöneticiler, belirsiz piyasa koşullarında şirketlerin değer yaratması için sürdürülebilirlik ve esnekliğin önemine vurgu yaptı. COVID-19 ve diğer piyasa krizlerinden alınan dersler ışığında, liderler tedarik zinciri dayanıklılığı ve yerelleşmenin önemini belirttiler.

Ceo panelde konuşmacılar (EUDR’den bahisle) “ormasızlaşmayı azaltma amacı çok güzel ama Avrupa Birliği orman ürünleri ithalatını kontrol etmek istiyor” şeklinde yakındı.

Yapay zekanın dönüşüm değil, evrim olarak görüldüğü belirtilirken, kâğıt esaslı ambalaj sektörünün karbon piyasaları ve plastik ikamesi gibi alanlarda büyüme fırsatları olduğuna dikkat çekildi.

Ayrıca, genç neslin sektöre ilgisinin artması beklenirken, bu yıl ABD’de 65 yaşını doldurduğu içim 3,5 milyon kişinin emekli olacağı açıklandı. (Ceo panele katılanlar, sürdürebilirlik gibi genel konuları konuşmayı tercih etmiş. Kapasite fazlası nasıl giderilecek, yeni regülasyonlara nasıl önlem alınacak konuşmamışlar. “Kelin ilacı olsa” durumu.)


Asya Atık Kâğıt Sıkıntısı Yaşayacak (5)
1 Kasım 2024’de yapılan konferansta Asya'daki geri kazanılmış kağıt (RCP, recovered paper, hurda/atık kağıt) talebinin hızla artması, bu alanda büyük zorlukları beraberinde getiriyor denmiş. Fastmarkets RISI'ye göre, bu talep artışı, “özellikle Asya'daki fabrikaların ihtiyaçlarını karşılayacak yeterli miktarda eski oluklu mukavva (OCC, old corrugated container, kullanılmış kutu) bulma konusunda sıkıntı yaşanmasına neden olacak. ABD, Avrupa ve Japonya gibi büyük ihracatçı ülkelerdeki azalan tedarik, küresel geri kazanılmış kâğıt piyasasında dalgalanmaları artıracak. Özellikle ABD'nin OCC ihracatındaki düşüş ve Batı Avrupa'daki sıkılaşan piyasalar bu durumu daha da kötüleştirecek.”

Çin, 2021'de doğrudan geri kazanılmış kâğıt ithalatını yasaklamasına rağmen, Asya'daki fabrikaları aracılığıyla büyük miktarda geri kazanılmış kâğıt satın alarak küresel pazarda kilit bir oyuncu olmaya devam ediyor. Öte yandan Çin, geri dönüştürülmüş hamur (recycled pulp) gibi alternatif elyaf türlerine yönelse de OCC ihtiyacı yüksek kalıyor. Buna karşılık Çin, Endonezya, Malezya ve Vietnam gibi ülkelerde uygulanan ithalat kısıtlamaları OCC talebini baskılayan unsurlar arasındadır.


Sonuç
  • Atık kâğıt şu an sıkıntılı gibi olsa da piyasa biraz hareketlenirse değeri çok artacak. Alıntılanan yazılarda bahsedilmiyor ama atık kağıdın evlerde ayrıştırılması ve toplama miktarının arttırılması sorunları ortaya çıkacak.
  • Kâğıt kapasite fazlalığı her yerde var. Yakındaki pazarlar hariç, şuraya-buraya ihracat şansı pek görünmüyor. Özellikle Asya'daki fazla kapasitenin nasıl dengeleneceği henüz belli değil. Mevcut oluklu mukavva kutu kullanım alışkanlıklarına göre Avrupa'daki fazla kapasitenin 2026'da dengeye ulaşması tahmin ediliyor.
  • Ambalaj seçiminde müşteri tercihleri değişiyor. Oluklu mukavvadan-zarfa, plastikten kâğıda gibi geçişler var. Pandemi öncesindeki dengeler komple bozuldu. Bir nevi pandemiden önce-pandemiden sonra durumu oluştu. Pandemiden önceki kabuller (yılda şu kadar büyürse X yılında şöyle olur) artık geçersiz.
  • Nüfus meselesi, yaşlı sayısının artması hem olumlu (gençlere iş şansı) hem de olumsuz (tüketim tercihlerinin değişmesi) sonuçlar getirecek. 
  • Özetlenen yazılara göre yabancılar da sonucun (kapasite fazlası, yeni kurallar/gümrük duvarları, yaşlanma, e-ticaret, sürdürülebilirlik, hurda nereden bulunacak,…vb) ne olacağını henüz kestiremiyor.


Alıntı yapılan yazılar:
1-https://www.fastmarkets.com/insights/key-factors-in-global-outlook-paper-packaging/
2-https://www.packagingdive.com/news/box-containerboard-pricing-fastmarkets-risi-cascades-eudr/727578/?utm_source=Sailthru&utm_medium=email&utm_campaign=Issue:%202024-09-23%20Packaging%20Dive%20%5Bissue:66120%5D&utm_term=Packaging%20Dive
3-https://thepulpandpapertimes.com/news/industry-news/recovered-paper-2134
4-www.risiinfo.com da 1 Kasım 2024’te “Conference: Forest products leaders cite sustainability, flexibility as main
factors to create value to companies in uncertain times” başlığıyla yayınlanan yazı
5-www.risiinfo.com da 1 Kasım 2024’te “Conference: Challenges ahead for Asia to find enough RCP to support fast growing demand for OCC” başlığıyla yayınlanan yazı 

6 Ekim 2024 Pazar

EUDR

    27 Eylül 2024 günü Omüd’ün düzenlediği EUDR (European Union Deforestation Regulating – Avrupa Birliği Ormansızlaşma Regülasyonu) bilgilendirme eğitimine katıldım. EUDR’yle ilgili web sayfası (1)’dedir. Eğitimin kaydı ise (2)’dedir.
EUDR konusu özellikle Amerikan kaynaklarında sorun olarak belirtildiğinden, üzerinde çalışarak konuyu yazmaya karar verdim.


Kısaca EUDR
·        30 Aralık 2025’te devreye girmesi bir yıl ertelenen EUDR (5), soya, palmiye yağı, kauçuk, kahve, sığır eti/derisi, orman ürünleri sektörlerini ilgilendiriyor.
·        Bu sektörlerde üretilen ürünlerin, üretildikleri sırada ormansızlaşmaya (ormanların azalmasına) neden olmadığının belgelenmesi gerektiriyor.
·        AB pazarına ilgili ürünleri (pizza kutusu gibi boş koli, A4’ten-flutinge her türlü kâğıt) ilk kez sunan üretici/satıcının ürünlerin hangi kaynaklardan üretildiğini göstermek üzere geriye doğru bilgi toplaması ve belgelemesi gerekiyor. Örneğin pizza kutusunda kullanılan kraftın hangi ülkede, selülozun hangi orman kaynağından üretildiğini bu üretimin ormansızlaşmaya neden olmadığını, ağaç kesim izni ve çevre kurallarına uyulduğu göstermek gerekiyor. Yalnızca ormansızlaşmayı ispatlamakta yetmiyor; üretimde çocuk işçi çalıştırılmadığını veya zorla işçi çalıştırılmadığını, İSG (işçi sağlığı ve iş güvenliği) kurallarına uyulduğunu, ilgili vergilerin ödendiği, ürünün patent hakları, topluma olan yansımalarını göstermek gerekiyor.
·        Regülasyon pazara sunan kişiyi operatör, alt operatör veya tüccar olarak tasnif ederken; tedarik zinciri boyunca toplanan bilgilere risk değerlendirme yapılmasını istiyor. Kaynakların üçüncü maddesinde, FSC’ye ilişkin ülke bazlı riskler tasnif edilmiştir. Operatör (yani malı AB’ye sunan, alt operatör veya tüccar da olabilir) tabloya (3 nolu kaynaktaki tablo) göre riskli olan maddeleri nasıl değerlendirdiğini, riski nasıl bertaraf ettiğini (mesela ülkenin İSG riski varsa malda bu riskin nasıl garantiye alındığını belgelemek) durumundadır.
·        Özetle EUDR, AB dışında üretilen hammaddelere şüpheyle bakıyor ve ambalaj üreticilerini tercihen AB içinden ve hep aynı kaynaktan hammadde almaya zorluyor. Türkiye gibi spot kâğıt pazarlarında, ucuz bulunup-alınan bobin yerine belli kaynaktan ve acayip evrak yüküyle takip edilen spota göre daha pahalı olan hammaddeye yönlendiriyor.


Eleştiriler
Çok fazla belgelendirme gerektirmesi, EUDR bilgi sisteminin geç açıklanmış olması ve yeterli olup-olmadığının henüz bilinmemesi gibi sorunlar vardır.
En önemli eleştiri, EUDR’nin AB büyümesini negatif etkileyeceğidir. (4) Sayılan altı sektörün ağırlığı AB GSYH (gayri safi yurt içi hasıla, GDP-Gross domestic products)’nın ancak %6’sı imiş. Eleştirenler “bu sektörler küçük ama nakliye, depolama, toptan ve perakende ticaret aracılığıyla büyüme düşecek” diyor.

İkinci eleştiri ise çok sıkı izlenebilirlik sistemi gerektirdiğinden EUDR’nin fiyatları arttıracağının beklenmesidir.

Diğer iki eleştiri ise
·        Zirai ürünler ve işlenmiş gıdalar gibi bir yerinden ormanla ilintili sektörlerde bozulma daha fazla olacak.
·        Malezya, Endonezya ve Brezilya gibi ülkelerden ithalat zorlaşacak, oradan alınan ürünler pazarda azalacak ve fiyatları artacak şeklindedir.
Ayrıca aşağıdaki görselin alındığı Bloomberg’in analizine göre (6)
Yukarıda sayılanlara ilaveten ekonomik olarak daha küçük çok sayıda ülkenin milli gelirinde AB’ye ihracatları çok önemlidir ve bu ülkeler zarar görecektir.


Yorumum
AB genel olarak gümrük duvarlarını yükseltiyor: Sınırda karbon vergisi, hurda ihracatına vergi, ormansızlaşma gibi yeni kurallarla; iklim/çevre uygulamalarını fazla dikkate almayan ülkelerden gelen karbon yoğun ürünlerle (çimento, çelik), kendi çıkardığı atıklardan üretilen ambalajlara bariyer koymak istiyor.

Bu şekilde ikincil amaç olarak kendi sanayisini korumaya çalışıyor ve Rusya gibi tehlike gördüğü yerlerden mal (kâğıt, selüloz) akışına engel olmak istiyor.

Çevre/iklim hassasiyetiyle başlasa da bu uygulamaların Avrupa’da daha sağ görüşlü partilerin iktidara gelmesiyle çevre/iklim/ormansızlaşmadan ziyade kendi çiftçisini/işçisini korumaya yönelmesi daha mümkündür. Çin’in elektrikli araçlarda Avrupa’yı perişan etmesiyle korumacılık tavrının giderek artacağına inanıyorum.

EUDR devreye girdiğinde, AB'ye pizza kutusu, kağıt çanta, hamburger kutusu, gibi boş ambalaj ihracatı yapmak pek mümkün değil. Türkiye olarak kapsamlı bir planlamaya ihtiyacımız var. Bazı sektörlerden çıkmaya ve yatırımları istikbali daha açık olan sektörler yönlendirmeye ihtiyacımız var.


Kaynaklar:
1-    https://green-business.ec.europa.eu/deforestation-regulation-implementation_en
2-    https://www.youtube.com/watch?v=VfTEZwjZgbk
3-    https://connect.fsc.org/fsc-risk-assessments
4-    www.risiinfo.com ‘da 1 Ekim 2024’de yayınlanan “Fastmarkets RISI Viewpoint: Despite the European economy's already bleak growth prospects, EUDR is threatening to further reduce growth for at least the next three years” başlıklı yazı
5-    www.risiinfo.com’da 2 Ekim 2024’de yayınlanan “European Commission proposes to postpone EUDR implementation to December 2025” başlıklı yazı
6-    https://www.bloomberg.com/news/articles/2024-10-03/europe-s-global-green-ambitions-push-too-hard-once-again?embedded-checkout=true&leadSource=uverify%20wall

22 Eylül 2024 Pazar

Eylül Ortasında Atık Kâğıt Piyasaları

Birbirine yakın tarihlerde çıkan aşağıdaki yazılardan yurt dışı hurda piyasalarını anlamaya çalıştım.

Beklentiler
Global OCC (old corrugated containers, oluklu mukavva hurdası) arz-talebi giderek sıkışacak. Kuzey Amerika’da devreye giren oluklu mukavva kâğıdı fabrikalarını talebi artmaya devam ederken, Asya’da kurulu fabrikaların da hurda talebi azalarak sürüyormuş.
Buna karşılık hurda kâğıt ihracatçılarının uzak bölgeler yerine komşularına/yakın bölgelere satma eğilimi belirgin hale geliyor. Kaynaklarda yer verdiğim yazılara göre 2025’in sonu ile 2026’da hurda fiyatlarının yükselmesi beklenmeliymiş.

Denge Nasıl Sağlandı?
Çin ekonomisindeki yavaşlama kâğıt talebini düşürdüğünden, kâğıt makinelerini durmaya zorladığından bu sene hurda arz-talep dengesi ile fiyatında önemli bir değişiklik olmazmış. Çin’de son açıklanan ağustos perakende satış verisi bu durumu teyit ediyormuş.
Kuzey Amerika’da hurdanın yetmesine kapanan kâğıt fabrikaları destek vermiş gibi olmuş. Ayrıca yeni makineler eskiye göre daha çok karışık hurda kullanabilir olduğundan, hurda kâğıt talebi OCC’den karışık kâğıda değişmiş.

Yapay Zeka
Atık toplama ayırma tesislerinde yapay zeka teknolojileri kullanmaya başlanmış. Önceden hava üflemeli ayırma ekipmanları kullanılırken şimdi yapay zeka oyuna dahil olmuş. Optik okuyuculu yapay zeka, konveyördeki hurdayı boyut, renk, şekil bakımından daha iyi analiz edip-ayırabiliyormuş. Bu sayede toplama ayırma tesisinden daha az karışık hurda çıkar olmuş.

ABD Daha Az Hurda Satacak
2023’e kıyasla 2024 ilk yarısında Amerikan kâğıt fabrikaları %6,8 artışla 1 milyon ton daha fazla hurda kullanmışlar. Devreye giren beş yeni kâğıt makinesi 2,4 milyon ton/yıl hurda kullanacakmış.
ABD 2018’de toplanan hurda kâğıdın %40’ın ihraç ederken, bu yıl ihracat miktarı %30 azalmış. Geçen yılın ilk yarısına göre bu yılın ilk yarısında OCC ihracatında azalma %4,6 olmuş. Bir şekilde dengenin sağlanmış olmasına, 2022’den-2023’e kutu satışlarının azalması, fabrikaların bobin stoklarını azaltması ve bu yıl tüketim malları ithalatının artmış olması yardım etmiş.

Yeni Kurallar
Hurda ihracatçısı konumunda olan diğer ülkeler (Japonya ve Avrupa Birliği) gelecek yıllarda ihracata daha az miktar verecekleri tahmin ediliyormuş. Avrupa’daki EUDR (Europen Union Deforestation Regulation) gibi yeni kurallar ülkeleri kendi hurdalarını kullanmaya itecekmiş.

Bu Sırada Avrupa
Hazirandan bu yana hurda fiyatı düşmüş. Hem Asya ihracatın zorluğu (zira Asya’da Çin nedeniyle kâğıt fabrikaları duruyor) hem de Avrupa’da yeni başlayan/başlayacak olan fabrikalar stokları şişirdiğinden alımı kesmiş. Halbuki mart-mayıs döneminde hava başkaymış. Toplamanın zayıf olması ile Almanların artan talebi hurda fiyatlarını arttırmış.
Avrupalı ihracatçılar açısında talebin şu sıralar düşük olmasına rağmen Amerikan dolarıyla Asya’ya hurda ihracatı yapmak oldukça karlıymış (€/$ paritesi.)

Yeni Kâğıt Kapasiteleri
Ekonomiler sıkıntılı olduğundan özellikle Almanya’da oluklu mukavva kâğıdı talebinin 2025’de canlı olmaması bekleniyormuş. Yeni kâğıt makinelerinin OCC talebi ve fiyatını orta vadede etkilemesi bekleniyormuş. 
(1 nolu kaynaktan alınan grafik 6 aylık dönemlerde hurda fiyatının gelişimini gösteriyor. Grafiğin bittiği yer 10 Eylül 2024 gibidir.)

Planlanmış yeni makinelerin başlamalarının gecikmesi de bu konuda rol oynuyormuş. Bu yılın ilk çeyreğinde başlaması gerekirken ancak geçen hafta üretime başlayan Model grubunun 650 bin tonluk Eilenburg fabrikası ancak bu çeyrekte hammadde stoku biriktirecekmiş.

Bu arada 2024’de başlaması planlanmış diğer makinelerin başlangıçları 2025’e ertelenmiş. Bunlardan biri olan, Norske Skog’un 550 bin tonluk Golbey (Fransa) fabrikasının üretime girmesi gelecek yılın ilk çeyreğine ertelenmiş. Duyurudan hareketle daha da gecikeceği tahmin edilebilirmiş.

"yeni kâğıt makineleriyle OCC talebi ve fiyatı fırlayacak ama aynı anda kâğıt talebi düşük olacak. 2025 hakikatten zor bir yıl olacak.”

Bu senenin ilk ayında Heinzel 550 bin tonluk Laarkirchen (Avusturya) makinesinin 2025’de devreye gireceğini duyurmuş ama halen kesinleşen bir tarih yokmuş. Bu ikisinin toplamı 1,1 milyon ton ediyor ve 2025’de başlayacaklarmış. Mondi’nin Duino (İtalya), DS Smith’in Porcari (İtalya) ve Eren’in Shotton (İngiltere) fabrikalarının toplam kapasitesi 1,37 milyon ton ve başlangıç tarihleri henüz belli değilmiş. Uzmanlara göre “yeni kâğıt makineleriyle OCC talebi ve fiyatı fırlayacak ama aynı anda kâğıt talebi düşük olacak. 2025 hakikatten zor bir yıl olacak.”


Kaynaklar
(1) www.risiinfo.com'da 12/09/2024'de yayınlanan "OCC prices drop over Q3, exports remain difficult" başlıklı yazı
(2) www.risiinfo.com'da 13/09/2024'de yayınlanan "NA OCC supply/demand balance to be 'very tight' from ongoing Asia demand, less options, analyst says" başlıklı yazı


13 Temmuz 2024 Cumartesi

Sürdürülebilirlik İçin Plastikten Kağıda Geçmek Gerek

Kaynakların ilk sırasında linkten indirilebilecek olan e-kitap sürdürebilirlik amacıyla plastiğe karşı konulan kuralları ve bu konudaki gayretleri özetlemiş:

“Plastik kullanımını azaltma, yenilenebilir veya yeniden kullanılabilir alternatiflere geçmeyi tetikleyen esas faktör son yıllarda artarak yapılan yasal düzenlemelerdir. Bunların önemli bir kısmı tek kullanımlık plastiklerin (içecek pipetleri, kahve kaşıkları, plastik şişe/tabak/bardaklar, kaplar ve alışveriş torbaları) kullanımının azaltılmasına yönelik hedefler konulmasıdır. T
ek kullanımlık plastiklerin azaltılmasıyla plastik kirliliğinin önüne geçilmesi hedeflenmektedir. Polietilen alışveriş torbalarının yasaklanmasıyla başlanılan yolda pek çok tek kullanımlık plastiğin yasaklanmasına gidilmiştir. 
Avrupa Birliği (AB) ve Birleşik Krallık (UK) bu konuda öncülük etmiştir. UK’de tek kullanımlık plastiklerin nihai tüketicilere satışı yasaklanırken, AB geri dönüşümden elde edilmemiş plastik ambalaja 0,8 €/kg vergi getirmiştir. 
Çin, 2020’den itibaren bazı tek kullanımlık plastik ürünleri yasaklamıştır. ABD’de ise halen 23 eyalette plastik torbalar ile bazı şehirlerde plastik pipetler yasaklanmıştır.
Plastik atıklar ve çevre kirliliğinin artması tüketicilerin bilincini arttırmıştır. Perakende zincirleri ve global markalar bu konulara duyarsız kalmamış ve kendilerine plastik kullanımını azaltma hedefleri koymuştur.” (1)

Sosyal medyanın markalar üzerindeki etkisi tartışılmaz. Kaynaklardaki ikinci linkte turşu kutularının, sosyal medyadan gelen eleştirilere bağlı olarak nasıl soldaki modelden sağdakine dönüştürüldüğü anlatılıyor. (2)

 

Yazıya göre pandemi döneminde hem sosyal medya kullanımı hem de internetten alışveriş pik yapmış. Tüketiciler satın aldıkları ürünün kendisinde veya gelen ambalajda bir sorun varsa bunu daha kolay dile getirmişler. 
Esasen sosyal medyadan ses verme 2006’ya kadar uzanıyormuş. Online alışverişten gelen paketin içindeki boşluklar veya fazladan ambalaj malzemesini gösteren kutudan çıkarma (Instagram’daki #unboxing) videolarının sayısı 6 milyon imiş.

Unboxing eleştirilerini dikkate alan Amazon, toplam gönderilerinin %11’ni doğrudan orijinal ambalajında göndermeye başlamış. (3) Tedarikçiden gelen ambalajları teste tabi tuttuklarında ancak %80’inin hiçbir şey yapmadan gönderilebileceğini görmüşler.

Bu ayın başında yayınlanan “Which Major Companies Are Switching to Paper Alternatives?” başlıklı yazı (4) ise kağıt esaslı ambalaja geçiş yapan global şirketlerden örnekler veriyor:

Amazon balonlu naylon dolgu malzemesi yerine geri dönüştürülmüş kağıt dolgu malzemesine geçmiş. Kuzey Amerika’daki gönderilerinin %95’inde balonlu naylon benzeri dolgu maddelerinden kurtulmuş.

Pladis plastik olan kraker kutularını oluklu mukavvaya döndürerek yılda 373 ton karbondioksit salınımını azaltmış. Bu yazıyı uzatmamak için gösterilen örnekleri tek tek vermiyorum. Ambalaj ve inovasyon kelimeleri bir araya gelince kağıt esaslı ambalaj bir zorunluluk haline geliyor.

Kağıt esaslı ambalaj çözümüne geçmek, mevcut plastik veya başka malzemenin kullanıldığı ambalajınıza göre daha pahalı olacaktır. Eğer sürdürebilirliği ciddiye alıyorsanız, para harcamalısınız.

Kaynaklar:
(1)https://www.resourcewise.com/resources/ebooks/plastic-replacements-driving-sustainability-trends
https://www.packagingdive.com/news/social-listening-packaging-consumer-feedback-grillos-pickles/720484/?utm_source=Sailthru&utm_medium=email&utm_campaign=Issue:%202024-07-08%20Packaging%20Dive%20%5Bissue:63677%5D&utm_term=Packaging%20Dive
(2)https://www.packagingdive.com/news/social-listening-packaging-consumer-feedback-grillos-pickles/720484/?utm_source=Sailthru&utm_medium=email&utm_campaign=Issue:%202024-07-08%20Packaging%20Dive%20%5Bissue:63677%5D&utm_term=Packaging%20Dive
(3)https://www.cnbc.com/2024/04/01/amazons-long-journey-to-get-rid-of-its-signature-brown-boxes.html
(4)https://www.resourcewise.com/forest-products-blog/which-major-companies-are-switching-to-paper-alternatives?utm_campaign=Weekly%20ResourceWise%20Blog%20Subscription&utm_medium=email&_hsenc=p2ANqtz-8Sto56_Bo1Zh5-vYJV_mlluroFlrL_CQ87QIEStbarBDMEo4Xe5JyRyviuMXsQ7TNwMttP7DKKRqfFSMlFfaduJMABtc8viyLJN0tymtDM12m72dw&_hsmi=314538659&utm_content=314538659&utm_source=hs_email

Ambalajda Sürdürülebilirlik

Çeşitli ambalaj malzemesi üreticileri, tüketim maddesi markaları ve hatta lojistik işi yapanlar “en doğru çözüm bizde” derken acaba ne derece doğru söylüyorlar. Ne yaparsak, nasıl bir ambalaj kullanırsak acaba sürdürülebilir ambalaja geçiş yaparız? Hangi malzeme daha sürdürülebilir? Sürdürülebilir ambalaj çözümlerinde bir kafa karışıklığı varsa yardımcı olmak amacıyla düşüncelerimi yazdım.

Ambalajda sürdürülebilirlik nedir?

Dünya için iyi olan daha sürdürülebilir demektir. Kullanıldıktan sonra geri kazanılan (geri kazanma alışkanlığı yerleşmiş) ambalajlar, toplanmayana veya geri dönüşüme gönderilmeyene göre daha iyidir. Aşağı yukarı aynı malzemeden yapılmış olsa da 0,5 litrelik pet su şişeleri toplanırken 0,2 litrelik bardak boyutlu su plastikleri ayrı toplanmadığı için geri dönüşüme gitmemektedir.

Ambalajın kendisi üretilirken, alıcısına boş halde taşınırken, kullanılırken, raf ömrü bitip-geri toplarken ve sonrasında geri dönüştürülürken daha az karbon salınımına neden olan, daha az su tüketilmesine yardım eden ambalaj diğerlerine göre daha sürdürülebilir demektir.


Ambalajda sürdürülebilirlik kriterleri:

Yeni malzeme yerine geri kazanılmış malzeme
Recycled malzemeden üretilmiş ambalajı kullanmak çevreye/dünyaya daha faydalıdır. Oluklu mukavva ambalajı üretiminde kraft liner yerine test liner kullanmak iyidir. Benzer şekilde ahşap sandık yerine kalın oluklu mukavva (triple wall) kutu daha sürdürülebilirdir. Triplex kutunun yeterli gelmediği durumlarda petek panel kutular, ahşap sandığa kıyasla iyi bir çözümdür.
 




Ormandan elde edilen selüloza alternatif olarak daha ucuz, daha hızlı ve daha zahmetsiz olması için başka selüloz kaynakları geliştirilmeye çalışılmaktadır.
 
Tekrar kullanılabilen/doldurulabilen ambalaj
İlk alım maliyeti yüksek olsa da tekrar kullanılabilen ambalajlar, tek seferlik kullanılanlara göre daha sürdürülebilir kabul edilir.

Nakliye maliyetlerini azaltma
Boş ambalajın daha hafif olması veya nakliye sırasında daha az yer kaplaması veya normaline göre daha ince malzemeden üretilmesi veya boş halde iç-içe geçerek sevk edilebilmesi,…prensip olarak nakliye giderlerini azaltabilir ve sürdürülebilirlik bakımından tercih edilir.

Sürdürülebilir palet
Kâğıt esaslı paletler, doğrudan ahşaptan yapılanlara göre daha sürdürülebilir kabul edilir. Ancak kâğıt esaslı paletin her durumda (açık hava, yağış altı) kullanılması mümkün değildir. Hangi malzemenin amaca uygun olduğuna olay bazında bakmak gerekir.


Paletin sarılması, şirink
Bitmiş paleti sarmakta kullanılan şirink ve naylonların yerine kâğıt esaslı malzemeler tercih edilmelidir. Esasen sargılık olarak kullanılan şirink ve naylonlar kullanıldıktan sonra geri toplanıyor ve geri dönüşüme gönderiliyorsa mesele yoktur.

Balonlu naylon
Plastiğe göre kağıt esaslı ambalaj malzemeleri kullanıldıktan sonra daha kolay ve daha çok toplandığından balonlu naylon yerine balonlu kağıtları kullanmak daha sürdürülebilirdir.
 

Ambalajın boşluğu
Hem iç ambalajın (deterjan, sakız/atıştırmalık, ilaç vs kutuları) hem de dış ambalajın (nakliye veya depolama amaçlı) boşlukları daha fazla depolama hacmine ihtiyaç gösterdiği, daha fazla taşımaya neden olduğu ve karbon emisyonunu arttırdığı için eleştirilmektedir. 

Batıda ambalaj boşluğunu minimize etmek için yeni düzenlemeler yapılmaktadır.
Raf ambalajlarında ise büyük ambalaj sanki içinde daha fazla ürün varmış algısı yaratıyor ve market rafında ilgili markayı öne çıkarıyor ama sürdürülebilirlik açısından olumsuzdur.

Fazla ambalajlama
Bazen alternatif ambalaj maddeleri yeterince bilinmediği, tasarımcının yetersizliği veya işin yapılışına hakim olunmadığı gibi nedenlerle fazla ambalajlama (overpackaging) yapılmaktadır. Ambalajın yetersizliği de fazlalığı da sürdürülebilir değildir.


Geri dönüşüm kolaylığı
Sürdürülebilirlik açısından bir hususta kullanımdan sonra ambalajın toplanması, parçalarına kolayca ayrılması (kâğıt ve kâğıt dışı malzeme olarak) ve her malzeme cinsinin kendi geri dönüşüm prosesine gönderilmesi gereklidir.

Plastikle lamine edilmiş kâğıtlardan üretilen veya esası kâğıt olmakla üzerine suyla çözünemeyen (yani geri dönüşüm prosesini engelleyen) malzemeyle kaplanmış ambalajlardan tekrar kâğıt üretimi çok sıkıntılıdır. Burada adını yazmamak için plastik-kâğıt-alüminyum kombinasyonundan üretilen içecek/süt ambalajları, diğer kâğıt esaslı ambalajlardan ayrı toplanmadığı ve ayrı proseslere girmediği için kâğıt fabrikalarının baş ağrısıdır.

Geri toplanmama
Bazı ambalaj malzemelerinin geri dönüşüm olsa bile hurdasının para etmemesi, çok yer işgal etmesi veya geri dönüşüm toplayıcılarının alışkanlığı olmadığı için toplanmamaktadır. Strafor tabir edilen ambalaj malzemesi bu konuya çok güzel bir örnektir.
Geri dönüşümcülerin bildiği, topladığı malzemeleri kullanmak sürdürülebilirlik bakımından gereklidir.

Baskı ve renk
Ambalajın baskısı ve renk sayısı ile sürdürülebilirlik ve pazarlama arasında bir denge kurmak gereklidir. Ürünün kolayca dikkat çekebilmesi için renk sayısı arttırılırken, karbon ve su ayak izi de artmaktadır.
Bazı markaların kutularında beyaz kâğıtların kullanımından kaçınmaya çalıştıkları görülüyor. Bu amaçla dışı beyaz olan kutuyu kahverengiye boyamak sürdürülebilir bir çözüm değil, aksine ambalajın karbon ve su ayak izini arttırmaktır.
Benzer şekilde indirim marketlere giden bakliyat kutularının bir kısmı raf ambalajı olarak tasarlanmış, bu doğrultuda rengarenk baskı yapılmış olduğu ama kutunun rafa konulmadığı görülüyor. Dolayısıyla bakliyatı üreten/paketleyen hem kutuya fazla para ödemiş hem de ambalajının sürdürülebilirlikten uzaklaşmasını sağlamış oluyor.

Miktar etkisi
Gereğinden çok sayıda ambalajı satın alıp-yılın sonunda depodan hurdacıya satmak sürdürülebilirlik değildir. Fazla miktarın ambalaj fabrikasındaki üretim prosesi, depoda bekletilmesi günün sonunda satın alırken sağlanan alım fiyatının artmasından başka bir şey değildir.
Miktar, boş ambalajın taşınması, depodaki stok alanı ve tüketim süresi optimize edilirse bir sürdürülebilir çözüm söz konusu olacaktır.

Maliyet etkisi
Ambalajın ilk alım fiyatının düşük olması, sürdürülebilirlikle ilgili değildir. Üretildiği malzemenin geri dönüşümden elde edilmiş olması, kullanıldıktan sonra kolayca geri dönüştürülebilir olması, üretim ve geri dönüşüm prosesinin daha az emisyon yaratması veya daha az su kullanılmasına neden olması çoğu zaman ilk alım fiyatını arttırmaktadır.

Sonuç
Bu yazıda sürdürülebilir ambalaj hazırlamak (tasarım), satın almak ve alternatifiyle kıyaslamak adına aklıma gelenleri yazdım.
Sürdürülebilirliğe inanıyorsanız, dünyayı daha az kirletmek ve daha az su tüketmek amacıyla biraz para harcamayı göze alacaksınız.

8 Temmuz 2024 Pazartesi

Son Üç-Dört Haftada Yapılan Açıklamaların Piyasaya Etkileri

İlk çeyrek Omüd ve SKSV sonuçları
Kâğıt Vakfı (SKSV) 2024 yılının ilk 3 aylık üretim rakamlarını açıkladı. Oluklu mukavva kâğıdı üretimi geçen yılın aynı döneminde 572 bin ton imiş. Bu sene 686 bin tonu aşarak %20 büyüme kaydetmiş. 2023 ve 2024’de ilk çeyreklerindeki oluklu mukavva kâğıdı ihracat ve ithalatını hesaba dahil ettiğimde içerdeki kâğıt tüketimleri (2023 ve 2024) 669 ve 768 bin ton oluyor. İçerde tüketilen oluklu mukavva kâğıdı miktarındaki artış %14,8 oluyor. Buradan 2023 ilk çeyrekte bobin stoklarının fazla olduğu anlaşılıyor.
Omüd’ün bildirdiğine göre 2024’ün ilk üç ayında oluklu mukavva satışları %6,86 artışla 646 bin ton olmuş. Yukarıdaki kâğıt tüketimini (768 bin ton) dikkate aldığımda ise oluklu mukavva satış miktarının 646 olması gayet normal görünüyor.

Hurda esaslı kâğıda ithalat vergisi
Başlangıçta 200 USD/ton olarak duyurulan ithal kâğıda korunma önlemi 87 USD/ton olarak resmi gazetede yayınlandı. Takip eden yıllarda vergi birer dolar azalacak ve üç yılın sonunda önlem kalkacak. Ben ithalata vergi konulmasına taraftarım ancak konulan vergi tabir yerinde ise “dağ fare doğurdu” kabilindendir. Ülkemizin hurda esaslı kâğıt ithalatı 50 bin ton/ay seviyesindedir. İthalatın önünü kesmek istiyorsak 200 dolar seviyesinde kalmalıydı. Yurt dışındaki kâğıt fabrikaları fazla kapasitelerini vergiyi indirerek ülkemize satmaya devam ederler. Üstüne üstlük kur bu seviyelerde tutulduğu sürece 87 doların içerdeki kâğıt sanayiine faydası olmaz.

Elektrik zammı
Sanayinin kullandığı elektriğe zam yapılmamış gibi görünüyor. Bu iyi. Eğer sanayinin kullandığı elektriğe %20 zam gelirse, üretilen kâğıdın maliyeti kabaca %5 artacaktır.

Enflasyon
Haziran ayı tüketici enflasyonu İTO’ya göre %3,42 ve TÜİK’e göre %1,64 olarak açıklandı. Maalesef TÜİK rakamlarına hiç kimse itibar etmiyor. TÜİK kaç açıklarsa açıklasın, üretim yapan şirketlerin maliyetleri (enerji ve asgari ücret hariç) sanki İTO rakamları kadar artıyor.

Asgari ücret
Bu yazının hazırlandığı 7 Temmuz 2024 tarihine kadar asgari ücret artışı olmadı. İlgili devlet görevlilerine göre asgari ücret artışı olmayacak. Tahminimce sektörümüzdeki fabrikalar/şirketler, devlet resmen yapmasa dahi çalışanlarının ücretlerini arttırmak zorunda kalacaktır. Cüzi de olsa yapılacak ücret artışları, maliyetleri arttıracak.

Avrupalıların 60€ zamları
Geçen hafta Hamburger, DS Smith ve SCA hurda esaslı kâğıtlara ve kraft linere 60€/ton zam açıkladı. Muhtemelen diğer bütün üreticiler de benzeri zamları açıklamaya devam ederler. Eğer bu zam tutarsa, içerdeki kâğıt fiyatını da arttırabilir. Üreticiler açısından kâğıt talebinde bir canlanma-artış yok ama maliyet artışları devam ediyor. Yapılan açıklamalarda enflasyona bağlı maliyet artışlarından yakınılarak; fiyatı arttırmak zorundayız deniliyor. Esasen içerde durum onların açıklamalarından daha kötü olmakla beraber talep düşük maalesef.

Ekonomik durum
Yukarıdaki görseli Akbank’ın Ekonomik Araştırmalar raporunun giriş kısmından aldım. Rapor sektörel güven endekslerinin, reel kesim güven endeksinin ve kapasite kullanım oranlarının düştüğünden bahsediyor. Göstergeler böyle olunca genel olarak talebin düştüğünden, ambalaj talebinin azalmasından dolayısıyla oluklu mukavva kâğıdına olan talebin de düşük olduğunu; arkasında yukarıda sıralanan zaruretlerden biri  yoksa fiyat artışlarının tutmayacağını düşünüyorum.


İçerisi böyleyken dünyayı merak ederseniz, faydalı okuma:
A look at the global corrugated packaging industry
https://packagingeurope.com/comment/a-look-at-the-global-corrugated-packaging-industry/11517.article
European pulp and paper industry market outlook
https://www.resourcewise.com/forest-products-blog/european-pulp-and-paper-industry-market-outlook

22 Haziran 2024 Cumartesi

Oluklu Mukavva Satışları ile Gayri Safi Yurt İçi Hasıla


Omüd YK toplantısında 15-17 Mayıs 2024 tarihlerinde yapılan Fefco toplantısı hakkında bilgi verildi ve sonrasında Fefco’da yapılan sunumlar paylaşıldı. İncelediğimde başlangıç sayfası yukarıda olan sunumdan aşağıdaki slayt  ilgimi çekti.


Avrupa’daki oluklu mukavva satışları ile GDP’yi (gross domestic product, GSYİH gayri safi yurt içi hasıla) kıyaslaması bakımından faydalı buldum. Slayta göre 2021’de oluklu mukavva satışları %8,5 artarken takip eden yıllarda %5,9 ve %3,8 azalmış. Sunumda 2017 yılındaki oluklu mukavva satışları ile Avrupa GDP’si 100 kabul edilerek iki endeks hesaplanmış. Oluklu mukavva satışları 11 yıl sonra kümülatif olarak %12,4 artışa ulaşırken GDP artışı ise %17,4’e ulaşmış.

Tabloya göre 11 yıllık dönemde Batı ve Orta Avrupa’da GDP artışı %17,4 olurken, oluklu mukavva satışı %12,4 olmuş. Yani oluklu mukavva satışları artışı GDP’den %5 daha az gerçekleşmiş.

Halbuki Omüd yıllık raporundan alınan alttaki tablonun dibinde yazdığı gibi (1), oluklu mukavva satışlarındaki büyüme Türkiye büyümesinden iki puan daha fazla olduğu kabul edilir idi.


Artık bu kabulden emin değilim. Fefco’da sunulan tablonun benzerini hazırladım:


İkinci sütundaki oluklu satış miktarlarını Omüd raporundan aldım. Türkiye GDP rakamlarını (2) numaralı kaynaktan aldım. Statista’daki 2024-2027 yıllarına ilişkin GDP tahminlerini çok düşük bulduğumdan IMF’in %3 büyüme tahminini esas aldım. Tablonun son satırına göre 11 yılda oluklu mukavva satışları %39,8 artmış. Ülkemizin GDP’si ise aynı dönemde %45,2 artmış. Yani yıllık ortalama GDP %4,1 ve oluklu mukavva sektörü %3,6 büyümüş.

2022-2024 döneminde bastırılmış kur GDP’yi anormal arttırdığı görülüyor. Oluklu satışları %14,8 gibi anormal azaldığı dönemde GDP %10,8 büyümüş. Takip eden 2023 yılında ise oluklu satışları %5 artarken GDP %22,3 artmış.

Bana göre kuru düşük tutma politikası, GDP’yle oluklu satışları arasında (eğer bir bağlantı vardı ise) bağlantıyı koparıp atmış. 

Fi tarihinde konulan varsayımlar o zaman doğruysa bile artık doğru değil.


Kaynaklar
1-Oluklu Mukavva Sektörel Faaliyet Raporu 2022 (Omüd yayını)
2-https://www.statista.com/statistics/263757/gross-domestic-product-gdp-in-turkey/

1 Mayıs 2024 Çarşamba

Önümüzdeki İki Yılda Çalışan Konuları Daha Öne Çıkacak

Geçtiğimiz hafta sonunda bir arkadaşım “satılık ambalaj fabrikası” ilanı gönderdi. Araştırdığımda bölgemizdeki bir kutu işletmesinin yeterli çalışan bulamama ve hizmet verdiği müşterilerden yeterince sipariş alamama nedeniyle satılık olduğunu öğrendim. Önce birkaç maddede düşüncelerimi açıklamak isterim:

  • Pandemi döneminden itibaren emek yoğun işlerde çalışan bulamama konusu gündeme geldi. Batı ülkelerinde pandemi döneminde emekli olan veya çalışmaktan vaz geçen insanların yerini bizim gibi ülkelerden göçen çalışanlar aldı-almaya devam ediyor.
  • Hem ülkemizde hem de batıda “usta/operatör” ve “zanaatkar” talebi var. Talep ücretleri arttırıyor, kepçe operatörünün başındaki mühendisten daha fazla ücret aldığı basına yansıyor.
  • Eskiden düz iş tabir edilen ve hiçbir tahsil gerektirmeyen bağlama, yükleme-boşaltma gibi gerçekten emek harcanan işlere daha kolay çalışan bulunurdu. Türkiye geliştikçe, ara kademelere yeterli çalışan yetiştirilmediği için bu işlerden azıcık anlayan kendini usta olarak konumlandırdı. Küçümsemek amacında değilim ama muhtemelen basına yansıyan kepçe operatörünün deneyimi yeterli değildir.
  • Düz işler için batıda otomasyon-robot yatırımları yapılırken ülkemizde yeterli sermaye birikimi olmadığından, finansman pahalı olduğundan otomasyon yatırımları kolayca yapılamıyor. Bu durum bazı işlerin emek yoğun yapılmasına yol açtığından rekabet edemememizi getiriyor.
  • İşler ile o işe uygun çalışanlar farklı yerlerde bulunuyor. Büyük şehirlerin etrafındaki fabrikalarda ihtiyaç olan vasıfsız çalışan oralarda yeterince bulunmuyor veya o işe verilen ücret seviyesi düşük olduğundan adayın çalışmasıyla çalışmaması durumlarında kendisine faydası sıfır. Çalışan alacağı ücreti yol parasına harcayacağından uzaktaki işi tercih etmiyor.
  • Ayrıca enflasyon yukarıdaki sorunları büyütüyor. Başlangıçta veya artıştan sonra ücret iyi olsa da birkaç ay içinde yetersiz hale geliyor.

Buraya kadar yazdıklarımın hemen hepsi maalesef kamunun yani devletin yapmadığı veya yanlış yaptığı görevleridir:  
Üniversite sayısının arttırılması ve eğitim kalitesinin düşürülmesi, 
Mesleki-teknik eğitimi arttırmak yerine imam hatip okullarını arttırmak, 
Enflasyonla yeterince mücadele etmemek, 
Planlama yapmamak, sektörümüzde olduğu gibi aynı mal grubu için çok sayıda yatırıma teşvik ve kredi vermek 
Bunlar bizim sorunlarımız ve devlet politikalarında ciddi düzeltme yapmadan düzelmeyecek.

Acaba dünyada neler oluyor diye baktım ve referans ile faydalı okumalarda linklerini verdiğim yazıları okudum. Yazılardan önemli bulduğum hususları, referansı esas alıp-özetleyerek; veriyorum:

Çalışanlar ve İK Açısından 2024 Trendleri 
  • Beceri Seti: İşe alımda adayın becerisi ve mevcut becerinin nasıl geliştirileceği daha öne çıkacaktır. Sektörler teknolojik gelişmeler, ekonomik değişimler ve değişen tüketici davranışları ile beslenen hızlı dönüşümlerden geçtikçe, uyarlanabilir ve çok yönlü becerilere olan talep çok önemli olacaktır. İşe alımlarda adayın sahip olduğu beceriler diğer yetkinliklerinden daha da öne çıkacaktır. 
  • Çalışanları Elde Tutmak: Çalışanların elde tutulması, şirketlerin stratejik zorunluluklarını karşılamalarına yardımcı olmada kritik öneme sahip olacak. Beklenen hacim ne olursa olsun, şimdi İK uzmanlarının en iyi yetenekleri elde tutmak ve geliştirmek için daha dikkatli olması gereken zamandır. 
  • Uzaktan ve Hibrit Çalışma Kalıcı Olacak: İşgücü piyasaları, uzaktan ve hibrit çalışmanın 2024 işyeri ve sonrasında kalıcı bir yere sahip olduğunu gösteriyor. COVID-19 salgını, işin evden veya ofisten yapılabileceği fikrine kapı açtı. İşverenler, üst düzey yetenekleri cezbetmek için, bir yandan kültürlerini korurken, diğer yandan uzaktan ve/ya hibrit çalışma düzenlemelerini istihdam paketlerine dahil etmenin bir yolunu bulmak zorunda kalacaklar. Diğer taraftan moda gibi başlamış olsa da yüz yüze yapılması şart olmayan tüm toplantıların uzaktan yapılmaya gayret edilmesi şart olacaktır. 
  • Çalışanlar Esnek Çalışma Düzenlemeleri İstiyor: Esnek çalışma düzeni, çalışanlar için en önemli konu olmaya devam edeceğini ortaya koyacak. Giderek daha fazla insan zamanlarını nasıl geçirecekleri ve işlerini nasıl yapacakları konusunda mutlak özerklik istiyor. Bu durum, esnek çalışma düzenlemeleri, ek işlere onay ve geleneksel düzenlemeler yerine yarı zamanlı iş talepleri olarak ortaya çıkacaktır. 
  • Tipik Çalışan Görev Süresi Değişiyor: Çalışanların görev süresi, işe alım yöneticilerini eğittiğimiz bir konu olmaya devam ediyor. Bir işverenle uzun süreli çalışmanın tanımı 2019'dan bu yana önemli ölçüde değişti ve kuşaklar arasında belirgin farklılıklar var. Önceden, adayları bir şirkette en az üç yıl görmek isterdik. Şimdi, 12 aylık görev süresine sahip gerçekten yetenekli ve kararlı adaylar var.
  • Bekleme Süresi: Çeşitli çalışmalar, genellikle adaylara başvurduktan sonra işverenlerden geri dönüş almanın ortalama bir ila iki hafta sürdüğünü söylüyor; ancak bu artık doğru değildir. ZipRecruiter, son altı ay içinde işe alınan çalışanların %89'unun davet gönderdikten sonraki bir hafta içinde mevcut işverenlerinden geri dönüş aldığını tespit etti. Yetenek rekabetinde hız her zamankinden daha önemli.
  • Ücret Eşitliği: Kurum içindeki ücret eşitliği yetmeyecek, aynı işe verilen ücret ülkeler arasında da benzer olmak zorunda kalacak.
  • Yetenekleri Çekmek: İşletmelerin rekabetçi kalabilmeleri için, adayların beklentilerini yansıtan güçlü bir ücret ve yan haklar paketi sunmaları gerekir. Aksi takdirde, en iyi yetenekleri kaçırma riskiyle karşı karşıya kalırlar.
  • Ayrımcılık Yapmamak: Cinsiyet, ırk, din, dil vs ayrımcılık yapmama, herkesi eşit tutma ve kapsama daha da önemli olacaktır.
  • İşe Alım Hızı: Teknoloji, adayların toplu halde iş başvurusu yapmasını her zamankinden daha kolay hale getirdi. İşe alma yöneticileri başvuru takip sistemlerinde daha fazla kayıt görseler de bunların çoğu muhtemelen düşük nitelikli adaylardır. Doğru adayları hızla belirlemek ve karar vermek, teknolojiyi ne ölçüde kullandığınızla ilgilidir.
  • Daha Fazla İş-Yaşam Dengesi: Uzaktan çalışma pandemiye kıyasla giderek azalıyor ve 2024 yılı boyunca da devam edecek olsa da şirketlerin çalışanların uzaktan çalışma isteklerini nasıl dengeleyecekleri konusunda gayret ettikleri gözlenecek. Şirketlerin, çalışanların artık talep ettiği daha fazla moral, kapsayıcılık ve esnekliği teşvik etmek için daha fazla iş-yaşam dengesi girişimlerinin geliştirilmesine odaklanmaya ekstra zaman ve çaba harcamaları gerekecektir.
  • Yapay Zekanın Yetenekli Adayı Seçmeye Yardımcı Olur: Yapay zekâ uygulamaları, büyük hacimli verileri analiz etmek için makine öğrenimi algoritmalarını kullanarak CV tarama ve aday eşleştirmeden iş ilanı ve mülakat planlamasına kadar uzanmaktadır. Bu teknoloji, en nitelikli adayları verimli bir şekilde belirler ve işe alım stratejilerinin etkinliğini ölçmeye yardımcı olur.
  • Diploma Gereklilikleri Daha Az Dikkate Alınıyor: Daha fazla iş için daha az diploma gerekecek (eğer varsa). Önümüzdeki birkaç yıl içinde, lisans derecesi gerektiren işlerin sayısında gözle görülür düşüşler yaşanacak. İK işe alım uzmanları, derece gerekliliklerinin ne zaman uygun olduğu konusunda dikkatli olmalıdır. Ayrıca, değerlendirme veya teknik mülakatlar gibi becerileri onaylama ve değerlendirme yöntemlerini de geliştirmelidirler.
  • Yeni Nesiller Bir Amaç İçin Çalışmak İstiyor: 2024 ve sonrasında, esneklik ve işin önemi, çalışanların bir kuruma katılmaya karar vermelerinde önemli kriterler olacaktır. Yeni nesillerden bazıları da dünyada fark yaratabilecek bir iş arıyor. Çevreyi korumak için ne kadar küçük olursa olsun böyle bir girişimin parçası olmak istiyorlar.
  • Esnek Çalışma: Uzaktan çalışma ve iş esnekliği 2024 yılında hayati önem taşıyacak. Adaylar, her yerden çalışma esnekliği sunan pozisyonları giderek daha fazla arıyor ve genellikle bunu diğer avantajlardan daha öncelikli tutuyor. Şirketler bu değişimi benimsemek isteseler de istemeseler de uzaktan çalışma adaylarının kalitesini belirleyecek ve yalnızca yerinde çalışmaya istekli adaylar ararlarsa işe alım havuzlarını daraltmış olacaklardır.
  • Yüksek İşsizlik Oranları: Gelecek iki yıl daha yüksek işsizlik oranları bekleniyor, bu da bir işveren piyasası olacağı anlamına geliyor. İş perspektifinden bakıldığında, bu durum İK ve liderlerin sadece doğru adayları bulma konusunda seçici olmalarını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda piyasa ücretlerinin de dengelenmesi gerektiği anlamına geliyor.
Sonuç 
Bizim güncel sorunlarımızdan öte dünyada bazı trendler var ve bunlar ülkemizde de aynen geçerli. Şirketler uzaktan çalışma gibi bazı radikal değişiklikleri yapmak zorunda kalacak. Yeni nesil çalışanların beklentileri eskilerden farklı. Diploma yetkinlik veya beceri garantisi değil ve çalışanların sahip olması gereken beceriler de değişebilir.